Yazarlar Trabzonspor'u böyle alkışladı
Şampiyonluk mücadelesini ikili averajla kaybeden Trabzonspor, spor yazarlarından alkış topladı...
Fenerbahçe ile şampiyonluk mücadelesini son maça kadar sürdüren, ama averaja boyun eğen Trabzonspor, spor yazarlarından alkış topladı.
Süper Lig'i Fenerbahçe ile aynı puanda bitiren, ama ikili averajda rakibine boyun eğen Trabzonspor, son maça kadar sergilediği mücadele ile spor yazarlarının takdirini topladı.
İşte yazarların Trabzonspor analizleri...
Son maçların başlama vuruşu düdüğünden 5 dakika sonra Sivas'tan gelen gol haberi Trabzonsporlu futbolcuların moralini bozdu. Zaten oyuna temkinli başlayan Trabzonspor gol haberinden sonra tamamıyla oyundan kopmuş gibi davranmaya başladı. Ama bu şaşkınlık kısa sürdü.
Ben Trabzonsporlu futbolcuları canı gönülden kutluyorum. İnanılmaz mücadele ettiler. Zaman zaman rakiplerle, zaman zaman kendi aralarında daha çok da kendilerini saha da ve saha dışında yönetenlere karşı. Bütün bu saydıklarımı geçtiler ama tek geçemedikleri merkez hakem komitesi başkanı Oğuz Sarvan ve ekibi oldu!
Son olarak, F.Bahçeyi şampiyon olmak için neler yapılması gerektiğini gösterip şampiyon oldukları için kutluyorum! Oğuz Sarvan'ı emrindeki hakemleri yıl içerisinde çok iyi seminerler verdirtip Süper Ligi kazasız belasız bitirdiği için kutluyorum!
Ve Oğuz Sarvan ve ekibinin uzun yıllar Türk futbolunun sıkıntı çektiği hakem kurulunun başından ayrılmamasını eski bir futbolcu olarak temenni ediyorum!
Trabzonspor camiası, Şenol Güneş ve futbolcular kafalarını taşlara vuruyorlar: “Biz 9 puan farktan, bu şampiyonluğu nasıl kaptırdık. Bu Eskişehirspor’u nasıl yenemedik.”
Spor Toto Süper Ligi, ikinci yarıdan itibaren sahneye konan "oscarlık senaryo" ile "malumun ilanı" bir finalle sona erdi! Trabzonspor inatla, azimle bu senaryodan rol çalmaya çalıştı ama izin verilmedi! Futbol içi, futbol dışı bir çok müdahalenin olduğu ligde Fenerbahçe "beklendiği gibi" birinci oldu! Ama bana göre "şampiyon kim?" sorusu hala cevapsız kaldı!
Rakiplerine oranla kısıtlı kadrosuyla sonuna kadar hak ettiği şampiyonluğun "çalındığına" inanın bir camianın, olmayacak duaya amin demesi aptallık olurdu!
Bu psikolojik ortamda futbol oynayabilmek kolay değil. Önce Karabükspor karşısında skor avantajını elde edip üç puanı alacaksın, sonra rakibinin Sivas'taki olası puan kaybını bekleyeceksin.
Cezalı Burak'ın yokluğunda Şenol Güneş, ileri uçta Umut'la oyuna başladı. Alanzinho'ya ise sol kenarda şans verdi. Bu oyun kurgusu ilk yarıda önemli sorunları da beraberinde getirdi.
Egemen'le kazanılan golden sonra Trabzonspor hücuma çıkarken, önde oynayan Umut ve Pawel'in orta saha oyuncuları ile uyumsuzluğu göze çarptı.
Mükemmel bir sezon geçirdi Trabzon.. Ligdeki 102 puanın 82’sini topladı.. Ama yetmedi.. 27 yıllık özlemi gidermek için 82 puan yetmedi.. Performansları gerçek bir şampiyon performansı.. Son 13 maçın 11’ini kazanmışlar.. Hatta F.Bahçe’den daha istikrarlılar..
İlk yarıda 42, ikinci yarıda 40 puan almışlar.. Çok çok iyi maçlar oynadılar. Hepimizi futbola doyurdular. İkinci yarının başında bir ara durakladılar; o da onlara pahalıya mal oldu..
9 puanlık fark avantajını koruyamamak, basit puan kayıpları, puan kaybettikleri son karşılaşmada, Eskişehir maçında Şenol Güneş’in bir anlık akıl tutulması onlara lig ikinciliği olarak geri döndüler.
Ne yaparsınız ki bazı olayların kaderi önceden bilinemiyor. Elbette bu raddeden sonra her iki takımın dişe diş verdiği korkunç mücadele yıllar geçse de asla akıllardan silinmeyecektir. Bu yıl oynanan lig belki de son çeyrek asrın hatıralarda kalan en heyecanlı ve zevkli ligi olmuştur.
Her iki takım da deplasmanda oynarken kendi maçlarının heyacanı yanında kulaklar diğer tarafta rakibin alacağı sonucu beklemekte idi.
Elbette ki Fenerbahçe'nin yakaladığı ikili averaj nerede ise tarihe geçecek bir olaydı.[page_end]
Cemal Ersen (Milliyet):
Düşünebiliyor musunuz, sezon başında 76-78 puan alan takımın şampiyonluk ipini göğüsleyeceği hesapları yapılırken, 82 puana ulaşıp hüsran yaşamak, ne acı bir duygudur. 27 yıllık özlemin dinmesi bu kadar yakın iken, averaj hesaplarına teslim olmak da öyle hakeza...
Evet, şampiyonluk büyük başarıdır. Lakin oyunun kurallarına, koşullarına ve ona etki eden dış faktörlere bakıp değerlendirme yaptığınız vakit, Trabzonspor’un bu sezon gösterdiği performans ve elde ettiği derecenin de en az şampiyonluk kadar değerli olduğunu söylemek taraflı bir düşünce olarak görülmemelidir.
Bu kadro, ligin son düdüğünün çalındığı ana dek şampiyonluğun iki ortağından biri olarak anılıyor, sadece işini doğru yapmaya çalışarak kaybediyorsa, alkışı ve takdiri şampiyon olan takım kadar hak ediyor demektir.
Ömer Faruk Ünal (Türkiye):
17 haftada 9 puanlık fark eridi.
Eskişehir deplasmanındaki 0-0’lık skorla ipler F.Bahçe’nin eline geçti.
Artık senin kazanman yetmiyordu!
Rakibin de kaybetmesi lazımdı!
34.haftaya kadar kovalamak, yarışı şampiyonla aynı puanda bitirmek ve Şampiyonlar Ligi şansı bulmak küçümsenmemeli.
82 puan! Dile kolay!
F.Bahçe ile hiçbir şekilde eşit şartlar altında bir mücadele verildiği söylenemez.
Ne kadro yapısı! Ne medya-kamuoyu desteği! Ne de diğer yan unsurlar!
Trabzon’a yakışan F.Bahçe’yi kutlamaktır.
Şenol Güneş‘in eline biraz daha flaş bir kadro vermenin çabası bugünden başlamalıdır.
Pes etmek yok!
Murat Taşkın (Yeniçağ):
Ana başlıkları ile hatırlamak gerekirse, dar olan kadroyu harekete geçiren Şenol Güneş ile beklenmedik tırmanış gösterip, ilk yarıyı Fenerbahçe’nin önünde 9 puanla kapatan Trabzonspor, önce kendi hataları, ardından da rakibinin üstün performansına yandan çarklı gelen desteklere yenik düştü. 1996 ve 2006’daki gibi ayağına kadar değil, bu kez kucağına kadar oturan şampiyonluğu yine kaybetti.
Ama bu kayıpta hiç şüphesiz devre arasında gerektiği gibi yapılmayan ara transferin katkısı büyük oldu. İşin özeti, 4 hafta öncesinden sonucu beli olduğu her yerde, herkes tarafından konuşulan bir sezon daha Trabzonspor için kayıpla sona erdi.
Hayri Beşer (Zaman):
Karşılaşma başladığında görüldü ki; Bordo-Mavili takım sessiz bir strese kilitlenmiş. Bu sebeple tempo yakalamakta zorlandılar. Ev sahibi takımın daha etkili bir görüntüsü vardı ilk dakikalarda. Bir de F.Bahçe'nin erken gol haberi ulaşınca Trabzonspor taraftarı da sessizliğe gömüldü. Ancak dakikalar ilerledikçe son derece rahat, soğukkanlı ve kendine güvenen bir ekip görüntüsü vermeye başladı Bordo-Mavililer. Colman, büyük oyunculara has bir asist yaptı Egemen'e. Rakip savunmayı ofsayt yanılgısına düşürerek topu adeta arkadaşının kontrol noktasına kondurdu. Sakat olduğu dönemde Trabzonspor'un çok şey kaybettiği Egemen de, değme forvetlere taş çıkartacak bir teknik seremoniyle topu hakimiyeti altına aldı. Kafasını kaldırıp baktı ve köşeye postaladı.
Uzun uzun anlattım, çünkü vaktiyle 'kesici' damgası yemiş bir savunma oyuncusunun bu noktaya gelmiş olması önemlidir. Hem de çok önemlidir. Egemen gerçeğinde hem iyi bir teknik direktörlük marifeti görürsünüz, hem de futbolda bazı meziyetlere erişmenin sanıldığı kadar zor olmadığını. Egemen'i seyrederken Goethe'nin o meşhur sözü geliyor aklıma: Yüzde 10 yetenek, yüzde 90 çalışmak.[page_end]
Alper Tunga Albayrak (Yeni Şafak):
Trabzonspor, sıfırdan ürettiği yıldızlarıyla büyük bir iş başarmıştır. Şenol Güneş'in bu takıma hatta Türk futboluna kazandırdığı yıldızlarıyla, rakiplerine oranla mütevazi kadrosuyla, alkışların tamamını haketmiştir.
Şimdi bu takımın ikinci gibi değil de, şampiyon gibi alkışlamak ve ona sahip çıkmak lazım. Çünkü bu takım en az şampiyon Fenerbahçe kadar iyi oynayıp, onun kadar puan toplamıştır. Camianın, şehrin, taraftarın bu takımın arkasında durması şarttır, bu başarının devamı için, seneye aynı heyecanı yaşamak için bu takımı alkışlayıp teşvik etmek herkesin görevidir. Trabzonspor, Türk futbolu için de bu sezonun şansıdır. Trabzonspor bu seviyeye çıkmasa, Fenerbahçe ligin ikinci devresinde gösterdiği performansla en geç otuzuncu haftada şampiyonluğunu ilan edecekti. Yani, Türk futboluna bu sezon heyecanı getiren takım Trabzonspor'dur.
Şenol Güneş ve takımını bu açıdan değerlendirmek gerekir. Trabzonspor, yerinde birkaç takviyeyle, ön eleme turlarında biraz şanslı kuralarla, Şampiyonlar Ligi özlemi gelecek sezon bitebilir, ligde bu sezon olduğu gibi favori olabilir. Bunları konuşmak için çok erken tabii; önce bu takımı hakettiği alkışı ve övgüyü teslim etmek gerek.
Hakan Arslan (Star):
Sezona şöyle bir bakıyorum. Trabzon 7.-17. ve 24.-34. haftalarda 10 galibiyet 1 beraberlikten oluşan iki seri yakaladı: 6G-1B-4G şeklinde. Bence müthiş bir performans. Her iki serideki beraberlikler de 0-0’lık Eskişehir maçları. Trabzon’un bu sezon çifte beraberlikle 4 puan kaybettiği üç takım var: Antalya, Kayseri, E.Şehir. Üstüne 2-0’lık F.Bahçe yenilgisini de koyun. Kıl payı kaçan şampiyonluğun özeti bu bence.
Trabzon kısıtlı sayılabilecek kadrosuyla sezonun ilk yarısında çok iyi bir performans sergiledi. Ara transfer verimli geçmedi. Takım kısa bir bocalama dönemi yaşadı, ama yeniden toparlanmayı bildi. Yarışta inanılmaz bir inat sergiledi. Şenol Güneş ve futbolcular büyük bir alkışı hak ettiler. Kimse kaçan şampiyonluğu bir düşkırıklığı olarak görmesin. Önemli olan bu performansı gelecek yıla taşımak. Şimdi Şampiyonlar Ligi’nde zorlu bir eleme süreci bekliyor Trabzon’u. Umarım gruplara kalmayı başarır..
Hami Mandıralı (Takvim):
Son maçı da olağanüstü oynayıp, olağanüstü güzel bir sonuçla bitiren fakat ikincilikle Süper Lig'e nokta koyan Trabzonspor'un umuyorum ki yeni takviyelerle önümüzdeki sezona hazırlama süreci hızlı bir şekilde başlar. Ülkemizi Şampiyonlar Ligi'nde temsil edecek Trabzonspor, ön elemeleri geçip Devler Ligi'nde şehrimize önemli takımları getirip futbol ziyafeti sergileyerek ülkemizi başarılı bir şekilde temsil eder.Bütün oyuncuları kutluyor, gözlerinden öpüyorum. Ve buradan üzülmemelerini söylüyorum. Bu hizmetleri asla unutulmayacak. Hiçbir oyuncuyu birbirinden ayırt etmeden sevgilerimi gönderiyorum ve tek tek kutluyorum. Trabzonspor için hiçbir şeyden sakınmayan yönetimin, yakışan isimleri alacağından eminim.
Fakat bu şekil bir şampiyonluk belki de yıllar süren zaman içerisinde eleştiri veya münakaşa götürecektir. Öyle ya bu konumda talihin cilvesi Trabzonspor da olabilirdi.