Yazarlardan F.Bahçe maçı analizi
Bursaspor’la oynadığı maçı 3-1’lik skorla geçen F.Bahçe rahat bir galibiyet alarak kupada yarı finale yükseldi. Peki Spor yazarları neler söyledi?
İlk maçta 1-0'lık skorla avantaj yakalayan F.Bahçe ikinci maçında rahat bir galibiyet aldı. Yakın tarihte sözleşme yenileyen Alex iki güzel golle ağları havalandırırken sarı-lacivertlilerin suskun golcüsü Güiza da gol orucunu bozdu.
İşte spor yazarlarının Bursaspor-Fenerbahçe maçı için yorumları:
Gürcan Bilgiç (Sabah): İsteyince Oluyor
F.Bahçe beklenmeyen şekilde önde basarak, orta sahada rakibi sıkıştırıp oyunu mümkün olduğunca rakip sahada oynamaya çalışarak başladı maça. İstediklerinde yapabileceklerini gösterip, yüksek pas yüzdesi ile Bursa takımını şaşkına çevirerek hızlı şekilde avladılar.
Aragones, Güiza'ya formayı vererek yine takımına handikapı yüklemişti. Buna rağmen Fenerbahçe'nin tüm tehdit gücünü eline alan bir kaptanı vardı. İlk golde Deivid'in nefis pasını kovalayıp, hakkını veren Alex, ikincisinde ise Ali Tandoğan'ın hatasını pusuda bekliyordu. İki dakika içinde maçın ne gerginliği kaldı, ne de önemi...
Güiza'nın aylar sonra gole kavuşması 'Okçu'yu bundan sonraki maçlarda daha iyi futbolcu yapacak mı? Sanmıyorum. Ama bu gol Güiza'yı bundan sonraki maçlarda da Aragones'in ilk tercihi yapacak. Sonra da "Gitsin" dediği Alex hem onu, hem de Fenerbahçe'yi kurtaracak.
Yine de, Bursa'daki Fenerbahçe takımının çabası, isteği, maç konsantrasyonu, geriye koşma arzusu ve 26 yıllık kupa hasretini içinde hissetmesi, bardağın bayağı dolu tarafıdır. Bu istikrarı korumak, sezonun ateşini tekrar yükseltir.
Selçuk Yula (Takvim): Ustayı Selamlayın
[page_end]Fenerbahçe dün akşam, kaptanı Alex'in önderliğinde çok değerli bir galibiyet aldı ve yarı finale adını yazdırdı. Bursaspor hem takımı hem de taraftarıyla bu maça özellikle hazırlanmıştı. Haklılar. Çünkü şunun şurasında tüm güçlerini verecekleri iki maç var. Ondan sonra da kupayı da alırlarsa ver elini Avrupa. O yüzden Fenerbahçe'nin böyle önemli bir deplasmandan aldığı galibiyet değerlidir. Aragones'in oynatmak istediği taktik, üstüne gelen takımlara karşı iyi işler. Bursaspor da Kadıköy'de aldığı 1-0'lık yenilgiyi çıkartabilmek için risk aldı. Fenerbahçe geriden ileriye attığı uzun toplarda iyi boş alanlar buldu.
Güiza sürekli eleştirilen adam. Biz de sürekli söylüyoruz. "Fenerbahçe'nin santrforu böyle yalnız kalmamalı'' diyoruz. İspanya'da gol kralı olmak kolay iş değil. İşte dün attığı gole bakın. Ceza sahası içinde tam 6 tane Fenerbahçeli futbolcu var. Düşen topu da affetmedi. Aragones, Güiza'nın yanına bu yardımcıları hep gönderseydi şimdiye kadar inanın ki 20 golü vardı. "Ne olur iki kralı (Semih) yan yana oynat'' dememizin nedeni budur.
Umarım bu maç Fenerbahçe'nin toparlanma maçı olur. Büyükşehir Belediye maçıyla beraber de yükselişe geçerler.
Hakan Yaşar (Vatan): Ne Zaman Eleştirilse Patlıyor
[page_end]Ne zaman Aziz-silin mevzubahis olsa, F.Bahçe birden alev alır. Kurumsallaşmaya çalışan kulübün futbol şubesinin geleneklerinden biri oldu artık. Bu gerçeğin altını çizelim. Yine de Bursa'daki patlamanın sırrını sadece buna bağlamak iyi bir MR çekimi olmaz.
Asıl hikâye Alex'in F.Bahçe yarı alanına hiç gelmeden süper bir maç çıkartması. Tipik bir nokta santrfor gibi oynaması. Onun Bursa kalesine yakın duruşu, gol şansını daima arttırır. Aragones'in Alex'i oraya itmesi önemliydi.
Peki Alex neden Bursa 18'i üzerinde kaldı? Basit. Çünkü Deivid, Emre, Vederson, zaman zaman Selçuk, oyun kurucu rolü üstlendi. Buradaki temel nokta Emre-Deivid-Vederson'un topla bağlarının sağlamlığı ve uzun pas ustalıkları. Ve de Bursa'nın orta saha handikapı yaşaması. Fener'deki iyi futbolun gücü buradaydı.
Alex'in iki goldeki ustaca vuruşları için aklıma gelen tek söz var: Alex'in ayaklarının protezi Güiza'ya takılsın.
Güiza demişken. Onun gol atması sadece pansuman etkisi yaratır. Psikolojisini düzeltecek bir ivme değil dünkü oyunu. Semih'in 11'e girmesinin tartışıldığı ortamda bu gol Aragones'e koz olacaktır. Luis inatçıdır, Zeus gelse onun kararını değiştiremez.
FAKAT düz golleri atamayan Güiza'nın fantezi deneyip topukla gol atma girişimi saçma. Belli ki bu adam gamsız! Oysa G.Gönül-Deivid ikilisi kendisini öyle çok besledi ki, keşke bu ikilinin atakları heba olmasaydı.
Gecenin anafikri şu: F.Bahçe'nin rakipleri her zaman tabelayı belirliyor. F.Bahçe değil!
Selim Soydan (Vatan): İyi ki Alex Var!
[page_end]F.BAHÇE'NİN Türkiye'de kendine rakip gördüğü tek takım G.Saray'dır. Bunu zaten herkes biliyor. G.Saray Sivas'a elendikten sonra, 26 yıldır alamadığı Türkiye Kupası'nın değeri bir kat daha artmıştı F.Bahçe için. Bunun en büyük işareti, başkan Aziz Yıldırım'ın maçtan önceki gün Samandıra'ya gidip kaptanlarla yaptığı konuşmada saklı. Onun ateşlemesinin, medyada tabir edilen şekliyle, yaptığı "Aziz-silin"in etkisi takıma yansımıştı. Korkarım, bu Aziz-silin F.Bahçeli futbolcularda bağımlılık yaratmış. Zılgıtı yemeden futbol oynamıyorlar. Sezonun kalan bölümünde Başkan'ın çift mesai yapması gerekiyor bu yüzden.
ALEX'İN en büyük yardımcısı ise Gökhan Gönül oldu.. O sağ kanatta olduğu zaman F.Bahçe'nin hücum anlayışı tümden değişiyor.. Topa hakimiyeti, gücü, dayanaklılığı, hücuma yatkınlığı bir yana.. En önemli artısı sadece kendisi oynamıyor, çevresindeki bütün futbolcuları da oynatıyor.. Antep maçındaki Deivid'le, dünkü Deivid'in arasında dağlar kadar fark yok mu? Gökhan varken, Deivid'in hücuma ve takıma katkısı artıyor.. Zaten F.Bahçe sürekli sağ kanattan hücuma kalktı, sol taraftaki Carlos-Vederson ikilisi pek kendilerini yormadı..