Yazarlardan Galatasaray yorumu!
Galatasaray'ın, düşme hattındaki rakibine mağlup olmasına spor yazarları fena tepki gösterdi. Hedef Skibbe idi...
Erman Toroğlu: Hangisi şampiyonluğa
oynuyor (Hürriyet)
TÜRK takımlarını bilmeyen birisi gelip bu maçı
seyretse, şampiyonluğa oynayan ekibin yeşil siyah, düşmeye oynayan
tarafın da sarı kırmızılılar olduğunu düşünür. İlk 45 dakikadaki
görüntü buydu dün gece. Bir tarafta pozisyon üstüne pozisyon bulan
Kocaelispor, diğer tarafta ise bunlara hiçbir şey yapamayan
Galatasaray.
Kocaelispor, iki gol attı ama en az 3 tane net pozisyona da girerek
değerlendiremedi. İlk yarıda Galatasaray’ın sağ kanattaki boşluğunu
biraz daha iyi değerlendirseler, skoru 3-4 yaparlardı. Ancak, 3
pozisyon sonra topu sol içe sokmayı akıl ettiler ve ikinci golü de
böyle buldular.
Galatasaraylı oyuncuların fizik yetersizliği net olarak gözüküyor.
Bu saatten sonra da fizik yüklemesi yapamazsınız. Çünkü, o zaman
takımın kimyası bozulur. Zaten sigortalar patır patır atıyor, bir
anda diğer taraflar da atmaya başlar. Galatasaray Yönetimi,
federasyon, basın ve hakemlerle uğraşmaktan kendi futbolcusu ve
teknik adamını unuttu.
Büyük sorun var
İlk yarıda Kewell yok, Lincoln yok. Biraz Servet, az da Mehmet
Topal. İşte varın düşünün G.Saray’ın, kümede kalmak için çırpınan
rakibi karşısındaki halini.
İlk 45 dakika maçı canlı izledim. Galatasaray hücuma çıkıyor, en
ileri uç rakip ceza alanı içinde, en gerisi santranın kendi
tarafında yayda. Orta alanda 4’e 4, 5’e 5 üç tane minyatür kale
oynanacak yer var. İkinci yarı oyuncu değişikliği de fark etmedi.
Çünkü, Galatasaray hücum eder gözüktü ama Kocaeli defansına hep
aynı yerden geldi ya da hiç yön değiştirmedi. Böyle olunca da
Kocaeli defansı fazla yorulmadı, dinlene dinlene oynadı. Yön
değişmeyince de defans hatasını az yaptılar.
Orta alanda bu kadar büyük alan bırakırsan lig sonuncusu da olsa
sana 5 tane gol atar. Kocaelispor, akıllı oynadı. Eğer, Kocaeli
takımından İstanbul’da 5 tane gol yiyorsan sende büyük sorun
vardır. Bunun da sorumlusu kesinlikle yönetim. Federasyona bildiri
dağıttılar, hakemlere bildiri dağıttılar, basına bildiri
dağıttılar, taraftarı yürüttüler. Esas hatalı olan futbolcularla
teknik direktörü hep sakladılar. Sonunda da lastik patladı ve
kamyon devrildi.
Sergen Yalçın'ın yazısı bir sonraki
sayfada..[page_end]
Sergen Yalçın: Ben bu kadar büyük rezalet görmedim
(Vatan)
FUTBOLUN değişmez bir kuralı vardır.. Hiçbir
maç sahaya çıkmadan, ter dökmeden, mücadele etmeden kazanılmaz..
Benim gibi pek çok futbolcunun kariyerinde bu tip ’derslik’ maçlar
vardır.. Dünkü G.Saray’ın da ders almak için yanıp tutuşan bir hali
vardı.. Maçtan önce yedek kulübesine bakıyorsun, herkes birbiriyle
şakalaşıyor, gülüyor, adeta Cem Yılmaz’ın gösterisini izlemeye
gelmiş gibi rahatlar..
DIŞARDAKİLER böyleydi de saha içindekilerin farkı var mıydı sanki?
11 futbolcu da Kocaeli’ni yenmiş, duşunu almış ve evlerinde
dinlenmeye çekilmiş kadar rahat gözüküyordu.. 5 as maça 11’de
başlamadı ama ben böyle maçlarda Mehmet Güven’e filan kızmam..
Onlar zaten uvertür nitelikteler.. Bu tip karşılaşmalarda senin iş
yapacak adamların kimler olabilir? Başta Lincoln olmak üzere
Kewell, Ümit Karan, Nonda, Baros ile Kocaeli’ne karşı farkını
ortaya koyabilirsin.. Peki saydığım 4 adamın yaptığı herhangi bir
müsbet hareketi gören var mı? Yıldızların bu kadar kötü ve
laubaliyken nasıl 3 puan çıkarabilirsin ki?
DÜN gecenin faturasını ödemesi gereken 1 numaralı kişi Skibbe..
Şimdiye kadar söyleye söyleye dilimizde tüy bitti.. Bu hoca bu
takımın ağırlığını kaldıramıyor.. Futbolcular Skibbe’yi hiç
iplemiyorlar.. Kulübede baktıklarında en ufak bir duygu değişmesi
yaşamıyorlar.. Canları isterse oynuyorlar, istemezse de
kızıyorlar.. Kime kızdıkları önemli değil, rakibe, arkadaşlarına,
hakeme.. Artık kim akıllarına gelirse..
EMRE Güngör’ün maç 3-1 olduktan sonra sahayı nasıl terkettiğine
dikkat ettiniz mi? Bağırıp çağırıyor, birtakım mimikler içinde..
Önceki gün de aynısını Uğur Boral yaptı.. İkisine de sormak
istiyorum: Kimsiniz siz Allah aşkına! G.Saray veya F.Bahçe
formalarının ağırlığından haberiniz var mı? Madem çıkarken böyle
kızacak kadar hırslısınız, niye sahadayken bunu göstermiyorsunuz?
Futbolcu felsefesinde bu tip hareketlerin açıklaması tektir..
Kulübesinde problem olan takımların futbolcuları böyle davranır..
Seyirciye ve kamuoyuna “Suç bende değil” mesajı vermeye
çalışır..
HANİ HAKEMLER!
BU yorumun maçın skoruyla hiç alâkası yok.. G.Saray’ın lig
sonuncusu Kocaeli karşısında 90 dakika yaşadığı işkencenin tek
hakettiği yorum, “rezalet”tir.. Kocaeli’ne helâl olsun.. 11
oyuncusu takımı bırakmasına, ligin son sırasında yer almalarına
rağmen G.Saray’a karşı takım gibi mücadele ettiler.. Maalesef
G.Saray onlar kadar takım değildi.. Kocaeli yenilseydi bile
düşüncem budur..
BİR konuda daha takke düştü, kel göründü.. Şimdiye kadar yönetim
hakemlerden şikayet etti ve takımına sahip çıktı.. Aslında
Skibbe’nin ve futbolcuların ekmeğine yağ sürdüler.. Bütün
laubaliliklere göz yumdular.. Dünkü penaltıyı veren hakem de TFF’ye
bağlı değil mi? Kocaeli maçı G.Saray açısından çok ciddi bir son
uyarıdır.. Bir takım bu kadar başıboş bırakılmaz.. Servet sakat
sakat oynarken 3 oyuncuyu birden değiştirdiğin için, son 10 dakika
10 kişi kalman bir rezalettir.. Anafikir tektir: Skibbe ile bu gemi
yürümez..
Levent Tüzemen'in yazısı bir sonraki
sayfada..[page_end]
Levent Tüzemen (Sabah): Sorun Tazminat mı?
Galatasaray Yönetimi'nin çoğu işadamı.. Hepsinin şirketlerinde genel müdürleri var. Acaba o genel müdür şirketi zarara uğratırsa görevini sürdürmesine izin verilir mi? Herhalde hemen kapının önüne koyulur.. Galatasaray Yönetimi'nin Skibbe'de ısrar etmesine bir anlam veremiyorum.. Eğer sorun Skibbe'nin tazminatındaysa, ben daha geç olmadan "Verin gitsin" derim. Eğer Skibbe'nin Galatasaray'a verdiği zararı yönetim hala göremiyorsa yarın daha büyük felaketlerin baş sorumluları olur.. Beni eleştirenlere bir kez daha söylüyorum; Skibbe gibi sokak kemancısından pahalı ve kaliteli Galatasaray orkestrasına "Şef" olmaaaazzz.
Çıkardığı kadronun sahada uyumu yoktu.. Futbolcular sanki ilk kez oynuyormuş gibi birbirlerine acemiydi. Üst üste iki pas yapamadılar. Dünyada artık uygulanmayan üçlü savunmada direnmenin bedeli ağır oldu.. Kulübede Hakan Balta otururken Mehmet Güven'den sol bek yaratmaya çalıştı..
Skibbe Galatasaray'a geldiğinde Galatasaray dergisinde, "Çalışkan hoca. Gençlere önem veriyor" şeklinde bir röportaj yapılmıştı.. Skibbe'nin bir tek genç oyuncuyu Galatasaray'a kazandırdığı görüldü mü?
Tabii ki; suç sadece Skibbe'de değil.. Suç, yetersizliğini görmesine hatta kendi aralarında "Bu hoca bu işi bilmiyor" diye konuşup isyan etmelerine rağmen Skibbe'nin arkasında duran G.Saray Yönetimi'nde..
Sonuç; Skibbe ısrarı Şampiyonlar Ligi ve Fortis Kupası'ndan
sonra şampiyonluk treninin kaçmasına neden oldu.
Rıdvan Dilmen'in yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]
Rıdvan Dilmen: Darmadağın (Milliyet)
Türkiye’de tam bir komedi yaşanıyor. Herkes birbirine
ikramda bulunuyor. Galatasaray, Antalya’da mağlup oluyor, gidiyor
Bordeaux deplasmanında inanılmaz işler yapıyor. Dönüyor Ali Sami
Yen’de artık ligde uzatmaları oynayan Kocaelispor karşısında
darmadağın bir görüntüyle tarihi bir yenilgi alıyor.
Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin üç puan bıraktığı haftada çantada
keklik gördükleri Kocaelispor karşısında o kadar kötülerdi ki,
maçın başından sonuna kadar ne oynadığını kimse çözemedi.
Kontrolsüz, şuursuz, top rakipteyken hiçbir şey yapmayan, sadece
seyreden bir takım izledik. Hücuma çıkışlarda kim nerede belli
değil. Kelimenin tam anlamıyla berbat bir görüntü. Galatasaray’ın
saha dışında yaşadığı karışıklıklar saha içine de yansıdı.
Kim nerede belli değil
Skibbe yeni bir düzen yarattı. 3-7... Üçlü savunma Servet, Meira,
Emre Güngör. Önlerinde yedi kişi. İnanın kimin nerede olduğunu
anlamanıza imkan yok. Kewell bir ara santrfor, bir ara bek. Bir ara
sol açığa geliyor, bir ara sağ açığa. Lincoln bir ortada, bir sağ
açıkta, bir sol açıkta. Böyle oynarsanız rakibiniz kim olursa olsun
her maç en az üç gol yersiniz. Biraz orta sahada Mehmet Topal bir
şeyler yapmak için didindi o kadar.
Baros’un kaçırdığı penaltıya bakıyorsunuz, topa gelirken gol
olacağına o bile inanmıyor. Bu oyunculardaki konsantrasyon
eksikliğinin en çarpıcı göstergesi. Kocaelispor’un da hakkını
yemeyelim. Mükemmel bir mücadele örneği gösterdiler, bileklerinin
hakkıyla üç puanı alıp götürdüler.
Turgay Şeren'in yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Turgay Şeren (Akşam): Skibbe ve Sanctis
İlk Uçakla Ülkenize
Galatasaray'ın bir antrenörü var 'Skibbe' diye. Ne hikmetse her kötü giden maç sonrası 'gitti, gidiyor' lafları ortalarda dolaşır ama o 'yerinde demir atmıştır' oturur.
Şimdi ben ona sormak isterim; sistem mi oyunculara göre olur, oyuncular mı sisteme göre olur.
İşin doğrusu oyuncuların siteme göre olmasıdır.
Senin Galatasaray'ın elinde sağ bek var; Sabri. Sol bek var; Volkan.
Meira ve Servet gibi iki stoperin var.
Mehmet Topal, Barış, Mehmet Güven ve Lincoln gibi orta saha oyuncuların var.
Forvette de Baros gibi Nonda gibi ve oynadığı sürece Ümit Karan gibi futbolcuların var.
Sen bütün bu futbolcuları bir kenara itiyorsun. Üç defansla sahaya çıkıyorsun.
Skibbe, utanır insan be!
'Skibbe; ilk uçağa bin, yarın ülkene dön. Belki orada daha iyi öğrenirsin. Sonra gene bir fırsat Türkiye'ye gelirsin.'
Gelelim kaleci Sanctis'e. Geldiği günden beri hep tereddüt içersindeydim. Bazen bir iki top kurtarıyordu. Galiba 'iyi' diyordum. Ama dün akşam Sanctis efendi senin yediğin golleri Türkiye'de bir amatör takımın kalecisi yemez.
Bu maçın hesabını sadece futbolcular veremez.
Galatasaraylı futbolcular Bordeaux karşısında hem gücünü hem de sistemini gösterdi.
Ama 'Kocaelispor zayıf bir takım. Ben nasıl olsa yenerim' diye düşünen Skibbe, ağzının payını aldı. Zararı kendine değil. Onun umurunda mı; Galatasaray'ın 5 gol yemesi. Bu işin zararı ne yazık ki futbolculara ve Galatasaray'a oldu.
Şimdi Haldun Üstünel düşünsün bakalım. En çok futboldan anlayan
adam rolünü çok iyi oynasın bakalım...
Osman Tanburacı'nın yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Osman Tanburacı (Yeni Şafak): İzmit Pişmaniyesi
İşe bakın Ali Sami Yen'de Galatasaray ligin son sırasındaki Kocaeli'ne karşı ilk yarıyı 2-1 yenik kapattı. Mazeret kabul etmez!
Skibbe Mkibbe hava!
Yedeklerin kanı donmuş. Demek Galatasaray'da çok gibi gözüken yedekler palavraymış!
Skibbe perşembe günkü Bordeaux maçını düşünerek beş ası kenarda oturtunca takımın çivisi çıkmış. Şimdi yine herkes kenar yönetimi suçlayacak. Yahu bu takıma kimi koyarsan koy, istersen hocasız, masörsüz çıkar yine bu Kocaeli'ni haklar. Bence yönetim bunlara fazla yüz veriyor. Sorumluluk duyguları sıfıra inmiş. Galatasaray'da oynadıklarının farkında değiller.
De Sanctis de bu kez saçmaladı. Bilardo ıstakası gibi yumruğu 'çıtlayınca'Taner de boş kaleye füzeyi yolladı. Kocaeli Galatasaray defansının arkasına her yolladığı topta tehlike yarattı. 35'te bu kez Murat Hacıoğlu çaprazda yakaladığı topu De Sanctis'in üzerinden aşırınca zaten tribünlerde donmuş olan Galatasaraylılar bu sefer buz kesti.
Skibbe gitsin diyenlere soruyorum; Kocaeli'nin başında Mourinho mu var ki 5-2 yendi!
Şimdi avaz avaz bağırıyorum; Skibbe kalsın hepsi gitsin!
Futbolun cilvesi var ama böyle rezalet olmaz!
Ahmet Çakır'ın yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Ahmet Çakır (Zaman): Ali Sami Yen'de Felaket Gecesi
Ülkenin en pahalı takımı sanki futbola ilişkin bütün değerlerini sıfırlamış gibiydi. Ne üst üste iki pas yapabiliyor ne de mücadele ediyordu. Herkes bir başkasının oynamasını bekler gibiydi.
Kocaelispor'un durumu fark etmesi uzun sürmedi. Karşılarında değil Galatasaray, adı şu ya da bu olan herhangi bir takımın bile bulunmadığını görüp rahat oynamaya başladılar. Futbola yeni başlayan oyuncuların bile yapabilecekleri basit hareketlerle de oyuna egemen olup sonucu aradılar.
AF takımlarına bile atamayacakları kadar kolay iki gol buldular. İlk golde İtalyan kalecinin topu yumruklayışındaki acemilik komikti.
Çok yavaş hareket eden, hemen hiç yer değiştirmeyen, yardımlaşmayan, her topa bir adım geç kalan Galatasaray geçen haftaki Antalyaspor ve geçen sezonki Kasımpaşa yenilgilerinden çok daha utandırıcı bir sonuçla ayrıldı Ali Sami Yen'den.
Taraftarın Hakan Şükür tezahüratı biraz geç kalmış bir vefa gösterisiydi...
Bir süredir bu durumun belirtilerini aktarmaya çalışıyor ve durumdan hoşnut olmayan okurlarımızın tepkileriyle karşılaşıyorduk. Bordeaux karşısındaki oyun düzeninin de başarılı olmadığını, beraberlikte asıl etkenin şans olduğunu anlatmaya çalışmıştık. Sanıyorum şimdi onlar da gerçekleri görmüşlerdir ama bunun da artık bir yararı yok.
Bundan sonra Galatasaray için çok daha berbat günler
kapıda...
Abru Kılıçoğlu'nun yorumu bir sonraki sayfada
[page_end]
Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Bordeaux Derken Morardı
Bordeaux maçını düşünen ve 5 asını yedek bırakan Skibbe'nin üçlü defans ısrarı, Galatasaray'ı hezimete götürdü. Ligin dibindeki Kocaelispor, Taner Gülleri'nin şov yaptığı maçta 3 puanı 5 golle aldı!..
'Varyete' var bu akşam Ali Sami Yen stadında! Ligin dibinde yosun tutmuş, toplam 3 galibiyetiyle 'sezon bitse de düşsem' tadındaki Kocaelispor 'anlı şanlı, Lincoln ve Kewell'lı şampiyonluk namzeti Galatasaray'a karşı! Özetle, Kocaeli direnecek, sonra şerefli bir yenilgi alacak, dibine dönecek!!! Bu klasik senaryo. Ama dedik ya varyete var bu akşam bu statta! Ama ne varyete! Birbirine 'bir yerden çıkartacağım ama?' ifadesiyle bakan bir üçlü savunma, önü mevlam kayıra... Göbekteki Topal ve Güven bir arada 'şiddetli' geçimsizlik halinde. Yıllardır sağ bek olmadan sağ bek oynayan Sabri, sağ kanat olmuş, ama onu da olamıyor. Bir de üzerine, solu Arda'yla bile paylaşamayan Kewell, Sabri'yle yer değiştiriyor, falan filan... Bu 'Deneysel Galatasaray' 15'de bireysel bir gol buluyor.
Sonunda Kewell indiriyor Lincoln vuruyor top özlediği ağlara
kavuşuyor. Servet sakatlanınca 10 kişi kalan ev sahibi, 85'te elle
oynama sonucu kazanılan penaltıyı Baros'la kaybediyor! Golü bulan
87'de ve 95'te Taner'le yine Kocaeli oluyor. Kocaeli olmayacağı hak
ederek bir de 5 golle oldurunca, Ali Sami Yen'de de yıllardır
olmayan oluyor: Taraftar hocasını ısrarla istifaya davet ediyor,
futbolcusunu yuhalıyor!
Cüneyt Tanman'ın yorumu bir sonraki sayfada..
[page_end]
Cüneyt Tanman (Takvim): Kaş Yaparken!
Bordeaux maçını düşünerek rotasyon yapmak yanlış değil. Sahaya çıkan ilk 11'e baktığımızda hiç de fena bir kadro değil, hepsi de önemli ve kaliteli isimler. Ama sadece kağıt üzerindeki kalite yetmiyor. Yürek, istek ve takım ruhu olmazsa dün akşamki gibi ligin en sonuncu takımınına bile puan kaptırıyorsunuz. Özellikle ilk 45 dakikada öyle bir kötü Galatasaray izledik ki mağlubiyete adeta davetiye çıkardı. İsimlere bakıyoruz, Kewel, Lincoln, Nonda Ümit ve Sabri 45 dakikada hiç yoklar. Mehmet Güven şans gelmiş en çok koşması mücadele etmesi gereken o, ama abilerinden daha isteksiz sahada dolaşıyor.
İkinci yarıda oyunun kırılma noktaları var. Galatasaray 3. golü yemeden evvel golü bulsa maçı kazanır. Baros, penaltıyı atsa yine kazanabilecek yeterli süre var. Ama bunlar olmayınca hiç beklenmeyen çok farklı bir mağlubiyet kaçınılmaz. Rotasyon zaman zaman gereklidir ama aynı zamanda tehlikelidir de... Kaş yapaken göz çıkabilir, dün akşam olduğu gibi.
Oyunculara UEFA önemlidir dediğinizde özellikle maç seçen yabancılar için rehavet kaçınılmaz olur ve mağlubiyete davetiye çıkartırsınız.
Kocaeli'yi tebrik ediyoruz. Ligin dibinde düşmesi nerdeyse
kesinleşmiş bir takım ama dün akşam onurlu bir mücadele verdiler.
Tüm takım ve her oyuncu bu galibiyette pay sahibi ama 4 gol atan
Taner şüphesiz gecenin en başarılı oyuncusu. Bravo Kocaeli.
Yalçın Dümer'in yorumu bir sonraki
sayfada..[page_end]
Yalçın Dümer (Fanatik): Bunun Adı İntihar!
Galatasaray için iştah kabartan akşam. Rakiplerinin yara aldığı haftayı kazasız belasız geçer mi bilinmez. Küçük takım yok futbol dünyamızda üstelik Kocaelispor gibi bataklıktan çıkmaya çalışıyorsan. Hele istikrardan hiç söz etmeyelim tam facia. Kimin kime ne yapacağı belli olmayan yuvarlanıp gittiğimiz bir sezon...
Kewell sağda mı, solda mı, Sabri tek başına, destek yok, köstek bin ton, arkasında oynamaya çalışan Mehmet Güven'den! Yakında Skibbe'nin başını yiyecek bu ısrarı göreceksiniz. İkinci yarı perşembe için dinlendirilenler sahnede. Şimdi daha fazla stres, daha fazla yükleme, ne anladım ben bu işten...
Bordeaux sevdasına ligde yaralanıyorsun hem de derin darbelerle. Öyle bir fırsat kaçtı ki, ileride daha iyi anlayacaksınız. Tek kelimeyle intihar ettiniz. Bu kadar olur, penaltı atmaya bile mecali olmayan bir takım. Hayret, bin defa hayret. Sanırım kara bir perşembe bekliyor bizi...