Yazarlardan Trabzonspor analizi

Trabzonspor kendi evinde Ankaragücü'nü son dakikada bulduğu golle geçince yazarların eleştirisini topladı. Yorumlar şöyle:


Öncelikle hiç lafı uzatmadan Ankaragücü oyuncularının itirazlarına sebep olan pozisyonun penaltı olmadığını belirteyim.  Belki yedek kulübesinden yada oyun içinde öyle görünmüş olabilir ama De Nigris kendini kurtarmış olmasına rağmen kendini yere atmıştır.  Pozisyon bir kere tekrar edildiğinde bunu Ankaragücü oyuncuları ve teknik heyeti de anlayacaktır. 

İşin önemli kısmı bu penaltıya yapılan itirazlar sonucu hakemin etkilenmiş olması ve normalde vereceği bir penaltı pozisyonu olan Gökhan’ın pozisyonunu vermemisidir.  Bunun içinde çok fazla konuşmamak gerekir çünki her iki pozisyonda da hakem toptan bir kaç metre uzaktaydı sadece.  Toplu görünmesine rağmen çok koşup oyunun bütün pozisyonlarında vardı. 

Hatası varmıydı derseniz?

Kesinlikle bir kaç hatası vardı ama sonuca etkisi olacak hatalar değildi.  Anlaşılan Eskişehirspor maçından sonra yaratılmak istenen havanın yaratılması için herkes fırsat kolluyor.  Ankaragücü oyuncuları  Avni Aker’den bir puan almanın onlar için ne kadar değerli olduğunu bilirek oynadılar ve az kalsın hedeflerine de ulaşıyorlardı.  Tebrikler. İnşaallah bu oyunlarını kalan maçlarda da devam ettirir durumlarını düzeltirler.[page_end]


Ligde
kolay maç yok. Son iki maçta Trabzonspor'un gösterdiği performans ve aldığı sonuçların oyuncuları büyük rehavete soktuğunu gördük. İlk yarıda Trabzonspor golü bulmasına rağmen oyunda bir türlü üstünlüğü yakalayamadı. Savunma, az adamla hücum girişimlerinde bulunan rakibine karşı sıkça yerleşme hatası içerisinde görüldü. Savunmanın sağ kenar oyuncusu Tayfun bazı pozisyonlarda ofansif anlamda katkı yaptı ve attığı golle takımını öne geçiren oyuncu oldu. Savunmanın sol kenar oyuncusu Cale ise ofansif anlamda takımına hiçbir katkı yapmadı. Orta saha ise bu sezonun en kötü oyunlarından birini sahaya yansıttı. Selçuk ya sorumluluk alacak ya sorumluluk alacak ! Yoksa dünkü görüntüsüyle Trabzonspor'a zarar veriyor. Colman ise bir var bir yok.

YATTARA TERCİHİ YANLIŞTI
Bir bakıyorsunuz mükemmel hareket yapıyor sonrasında ise amatör çerçevede hareketini sonlandırıyor. Hüseyin oyundan çıktığı ana kadar büyük pas hataları yaptı. Böyle bir orta saha görüntüsüyle doğaldır ki iyi oyun ortaya koyabilmeniz son derece zor.

İkinci yarıda Trabzonspor, Ankaragücü'nün attığı gole kadarki bölümde hiçbir gol pozisyonu üretemedi. Ersun Yanal'ın bana göre Yattara'yı dışarı alması yanlıştı. Çünkü her ne kadar Yattara istenilen düzeyde değilse de kenarda kaldığı sürede, Ankaragücü savunma oyuncularını kendi bölgelerinde tutan bir oyuncu .

Kaldı ki yerine giren Alanzinho kenardan çok içeriye girdi ve her iki kenardan da Trabzonspor atak girişimlerinde bulunmadı. Oyunun son dakikalarında gelen gol ise Trabzonspor'un büyük bir şansı oldu. Sonuçta alınan üç puan şampiyonluk yarışında büyük önem taşıyor yalnız son iki maçın aksine ortaya konulan oyun ise düşündürücü. [page_end]


Maç Ankaragücü defansında günün gelişecek futbol olaylarının yönüne ve şiddetine işaret eden vahşi bir zigzag karambolüyle başladı. Trabzonspor ilk yarıda tam anlamıyla bir Premier Lig takımı görüntüsündeydi. İlginç olan şey Trabzonspor ilk yarıda oynadığı oyunda top Ankaragücü’ndeyken bile kendi oyun kimliğine rakibi  dokundurtmadı. Ankaragücü’nün başta De Nigris olmak üzere geliştirdiği ataklarda Trabzonspor, rakibine deşarj şansı tanıdı. İlk yarıda sorulması gereken kritik soru aldığı toplarla pozitif bir zincir oluşturamayan Yattara gerçekte kötümüydü? Bu sorunun cevabı için maçın tamamına bakmak gerekiyor. Tayfun’un bulduğu gol futbolun doğasındaki arızalardan doğmuş bir defans oyuncusunun hücum takibiyle geldi.

      
İkinci yarıda Ersun Yanal Yattara’nın yerine Alanzinho’yu aldığında Ankaragücü defansının korkusu garip bir şekilde oyundaki akışa müdahale cesaretine dönüştü. Trabzonspor’un belli bir tempodaki oyununa orta sahada Selçuk yeterli reaksiyonu veremezken Colman oyuna kopuk kopuk katkı yapmaya çalıştı. Ankaragücü’nün 75.dakikada Barbaros ile bulduğu golde hatanın aslan payı bir adım geride durması gereken kaleci Sylva’ya aitti. Bu gol Avni Aker’deki bütün Trabzonspor taraftarlarını fazlasıyla gerdi. Gökhan’ın direkten dönen topu galibiyet için hala hayal kurulabileceğini gösteriyordu. Sonuçta Trabzonspor’un uzun zamandır beceremediği bir duran top organizasyonuyla Umut Bulut’un etkili bir kafa vuruşuyla 3 puana ulaştı.

      
Asıl eleştiriyi işler yolunda giderken yapmak gerekiyor. Yattara’nın alınmasıyla sağ taraftan hücum organizasyonunun nasıl düzenleneceğini ben anlayamadım. Herhangi bir maçta Selçuk’un oyundan alınması için nasıl nasıl bir grafik çizmesi lazım? Hocam Ceyhun Gürselam’a hala güvenmiyor musun? Güvenmediğin bir futbolcuyla nasıl şampiyonluk iddiasında olabiliyorsun, açıklar mısın? [page_end]

Şirin Berber: Defoluydu Trabzon (Fotomaç Gazetesi)

Beklenti bu değildi. Gurbette esen rüzgâr, fırtına olmalıydı. Zirveye demir atan bordo-mavililer fark yapmalıydı. En iyileri bile alt eden futbol, Ankaragücü'nü sahadan silmeliydi. Ama olmadı... Her maç kendi şartlarında oynanır, her oyunun hikayesi de ayrı yazılır. Neticede oynadığı bu ligin takımı, dahası sınırda oynayan bir takım Trabzonspor... İstisna maçlar hariç, her oyunda kaybedebilirdi de... Oyunun denk geçmesi normal. Öyle şov yapacak bir takım yok elde. Hareketi kazanca çeviren sebep, doğru analiz edilmeli. Bu savunma bloğu ve bu orta saha üçlüsüyle olacağı budur. Daha fazlasını istemek haksızlık olur. Öndeki üçlü hareketi tamamladığında kazanan oluyor Trabzon. Dün gece üç kişi eksik oynadı bordo- mavililer... Umut, Yattara ve Gökhan'ın oyun değerleri eksi yazdı. Çok maç oldu aynı noktayı tarif ediyoruz. Sistemin işlemesini engelleyen bölgeye çare bulamadı hoca. Yattara hayal dünyasında geziyor o mevkide. Ne yapması gerektiğini unutmuş gibi. Alanzinho'nun topuk pasları etkilemiş onu. Denedikçe dibe battı. Gökhan Ünal'ın da hiçbir şey yapmadığını söleyebiliriz. Umut Bulut'un nerede ne yapacağı belli olmuyor. 90 dakika gezindi durdu. Uzatmada bulduğu kafa golüyle maçı kurtaran adam oldu.

Barış Memiş daha iyi
Karşılaşmanın ilk çeyriğinde bocaladı misafir takım. Çabuk hücümlarla pozisyon verdi, 15. dakikada golü yeyince de gol için her şeyi yapmaya başladı. Bizden de övgü alan o bloğa her seferinde takıldı. Memleketin en centilmen tarafdarı madalyasına koşan bordo- mavililer, yenecek golün ürküntüsüyle gerildi kaldı. Alanzinho bu takımın oyuncusu değil. Bir yanlışlık olmalı... Bizim Barış Memiş, ondan daha iyi. İşte böyle yok oluyor memleket evlatları. Hakem İlker Meral fena değildi. Vermediği iki penaltıda ödeştirdi, yalancı faullere hiç bakmadan da maçın sonunu getirdi. [page_end]

Necmi Perekli: İpten döndü (Fotomaç Gazetesi)

Anlamak gerçekten zor, kendini toparlamakta olan bir Yattara ikinci defa sahadan alınıyor, yerine Alanzinho umut olarak sahaya sürülüyor ama adamın ayağına 20 dakikada 2 top değiyor. Çok net söylüyorum bu şekilde futbolcu Trabzon'da gırla var. İki ileri bir geri gitme ile bu takıma bir şey katamazsınız. Fakat temenni ederim ki bu oyuncu Trabzon'a faydalı olsun. Gerçekten Ersun hocayı anlamak zor! Kilitleyerek oynayan bir rakibin açılmasının tek ilacı takımı açıklara yönlendirmenizdir. Yattara gibi bir adamı orta sahanın ortasında oynatarak açık aksiyonlarını ortadan kaldırırsanız maçları bu şekilde zora sokarsınız. Takımınızda zaten açıktan top taşıyan adam kıtlığı varken Yattara'yı hem bu şekilde kullanmak, üstelik olur olmaz zamanda dışarı almak biraz anlamsız geldi bana. Bir takım ki bu kadar pozisyona giriyor ve maç bunca pozisyona rağmen zor kurtarılıyor. Burada Trabzonspor'un şanssızlığı mı yoksa beceriksizliği mi ne derseniz deyin. Fakat her zamanki olay bu maçta da tekrarlandı. Adeta maçların başında yakalanan pozisyonlar kaçırılıp, oyunu zora sokma adeti bu maçta da devam etti gitti. Ankaragücü, maçın ilk onbeş dakikasının hakimi ev sahibi Trabzon'un kontrolünde geçmesinden sonra oyunu istediği gibi yönlendirdi. Orta sahayı kilitleyen Ankaragücü adeta tüm hava topları ve birlikte savunmasının zamanında kapanması ile Trabzon forvetine nefes aldırmadı.

Semavi yıldızlaştı
Bu arada A.Gücülü Semavi'nin sahada basmadık yer bırakmayarak her topa müdahalesi bu oyuncunun yıldızlaşmasını sağladı. Trabzonspor'da ise hava toplarına bırakın yön vermeyi, müdahale dahi edecek bir adam mumla arandı. Golde de Trabzon kalecisinin hatalı duruşunu görmeden geçemeyiz. Saha ve seyircisi, hatta belki de Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlanmayacak kadar takımını destekleyen ve sahip çıkan seyirciye bu şekilde bir futbol ortaya koymak ne teknik ekibin ne de futbolcuların hakkıdır.


Ergun Ata: Kolbastı ama.. (Fanatik Gazetesi)

Çok başarılı iki maçın ardından Trabzonspor için dün akşam Avni Aker Stadyumu’nu dolduran 20 bini aşkın taraftarının beklentisi büyüktü. Daha birinci dakika dolmadan iki kez çizgiden çıkarılan top, bu durumu pekiştirdi. Tayfun’un 15. dakikada gelen golüne kadar beklentinin karşılanmasına dair her şey yolunda gitti.

16. dakikadan sonra sahneye Ankaragücü çıktı ve eşitlik golüne kadar oradan inmedi. Top çevirdi, pozisyon buldu, Trabzonspor’un orta alandaki zaafından çok iyi yararlandı. Konuk ekibe karşı Song ve Sylva dışında direnen olmadı açıkçası. İşin ilginç yanı Trabzonspor’un bu duruma önlem alamamasıydı. Yattara-Alanzinho değişikliğinden önce orta alana dinamizm kazandıracak bir takviye yapılabilirdi. Kaldı ki Hüseyin kötü performansıyla bunun mesajını kenar yönetime defalarca vermişti. Hal böyleyken Alanzinho’ya Avni Aker “zevkini” tattıracak bir ortam asla yoktu, zira rakibin golü her an gelebileceğinin sinyalini veriyordu.

Ankaragücü’nün hak ettiği gol geldikten sonra roller yeniden değişti. İlk 16 dakikadaki kadar olmasa da Trabzonspor, 3 puanı, dolayısıyla maç sonu “kolbastı şovu” sonuna kadar kovaladı.

“Şampiyonluk yarışındaysan kötü oynadığında da kazanacaksın.” Doğru da; Trabzonspor’un böyle bir havada bunu söyletmeye gerçekten hakkı yoktu.
İlker Meral için talihsiz bir maçtı. Selçuk’un baskısına direndikten sonra kendini yere bırakan De Nigris, olası penaltıyı yedi, Meral’in de başını sıkıntıya soktu. Burada takdir hakkı vardı ama Egemen’in sarı kartı hak eden hareketi takdirlik değildi. Uzatmalardaki Bouzid’in faulüne Ankaragücü’nün gol olduktan sonra gelen isyanı, inandırıcı gibi durmadı.

Cem Can: 70'lerin ruhu (Fanatik Gazetesi)

Yanal’ın Trabzonspor’daki en önemli başarısı oynattığı futboldan çok, kalesinden hücum hattına, yerli-yabancı takımın en az yarısından çoğunun “yetersiz/ yeteneksiz” oyunculardan oluştuğu ileri sürülürken, tüm oyuncularına çok iyi sahip çıkması, koruması ve yıpranmalarını engelleyerek Trabzonspor’u ne yaptığını bilen bir takım haline getirmesi... Bu olumlu çizginin sonunda Trabzonspor taraftarı da takımı yüklendi, gereken her katkıyı yaparak 70’li yıllardaki Trabzon atmosferini tamamlıyor... Yıllar boyu iç saha maçlarına rahatsız olarak çıkan Trabzonspor, Türkiye’nin gene en korkulan deplasmanı haline geliyor...

Yatara tüm marifetini ilk 30 saniyede iki pozisyon yaratarak gösterip sahneden çekildiğinde, Ankaragücü geri düşmeyerek şanslarının da olduğunu gördü. Ama bir defans kale sahasında da arkaya nasıl adam kaçırır?
De Nigris’in tek başına zorlayarak girdiği pozisyonlar, Trabzonspor’un ne yapıp edip topu ceza sahasına yaklaşmadan kazanması gerektiğini, en azından orta sahanın savunma işlevinden kopmaması ve rakip hücumcuları savunma ile baş başa bırakmamasının şart olduğunu gösterdi...

Yusuf’u alabilseler 2. yarıda 60 gole yaklaşıp hedefe keyifle giderlerdi ancak bu takımdan kimse sanat ya da çok zekice işler beklememeli. 3,5 ay boyunca rakiplerin hepsinden daha tempolu oynamayı başarırlarsa hedefi zorlayacaklar. Ancak 60. dakika tempoyu düşürmek için çok erkendi. Topu rakibe bırakıp oyunun kontrolünü kaçırmalarının bedelini az kalsın ödeyeceklerdi. Galibiyet, piyangodan çıktı...

Hiçbir hakem karşılıklı iki penaltıyı vermeyerek, teraziyi dengelediğini sanmasın: 1-0 öndeki takım ile 1-0 gerideki takımın verilmeyen penaltıları bambaşka öneme sahiptir...[page_end]


Öncelikle şunu belirtmeliyim; Ankaragücü gerçekten takdir edilecek bir mücadele ortaya koydu. Çok koştu, kapasitesinin üzerinde bir performans sergiledi. Zaten Trabzonspor’un oyununu bozan, son dakikaya kadar ecel terleri dökmesine neden olan da başkent ekibinin bu hırsı ve puan alabilme isteği idi. Neredeyse bunu başarıyordu. Ancak Umut’un golü öncesi yardımcı hakemin verdiği tartışmalı faul, savunmanın konsantrasyonunu bozdu. Bir anlık gaflet topu ağlarında görmelerine, dünyanın başlarına yıkılmasına yol açtı. Onlar hak etmedikleri bir yenilgi aldıklarını düşündüler.

Doğrusu ya, ben de öyle!

Son iki haftada takım olma yolunda önemli mesafe aldığını söylediğimiz Trabzonspor sanırım karşısında böyle dirençli bir takım bulmayı beklemiyordu. Ankaragücü’nün ligdeki konumu ve veriler de, maçın favorisi olarak bordo-mavili ekibi gösteriyordu. Ancak bir kez daha görüldü ki, evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor.

Trabzonspor aniden patlayan bir fırtına gibi başladı maça. Henüz birinci dakikada Selçuk’un yakın mesafeden vuruşunda Hasan Üçüncü’nün çizgiden çıkardığı top, maçın gollü geçeceği izlenimi verdi. Buna 15. dakikada Tayfun’un tribünleri ayağa kaldıran vuruşu eklenince, ev sahibi takımın maçı kolay kazanacağını düşünenlerin sayısı arttı.

Öyle olmadı, Ankaragücü teslim bayrağını kolay çekmedi. Orta alan üstünlüğünü ele geçirdikten sonra özellikle Semavi ve Barbaros’un etkili oyunuyla ayakta kalmayı başardı. Belki çok organize gelişen atağı yoktu. Bu yüzden De Nigris ve Jaba istedikleri toplarla buluşamadı. Buna karşın savunmada Bouzid, Da Silva ve El Yasa Trabzonspor’un gol ayaklaklarını rahat bırakmadı. Sarı-lacivertli ekip hızlı ama kontrollü ataklarla Trabzonspor kalesini bunaltırken eşitlik sayısı maçın çok kritik bölümünde Barbaros ile geldi. Çünkü kalan sürede Hakan Kutlu skoru koruyacak oyuncu değişiklikleri ile, üzerine istediği gibi gelemeyen rakibi durdurmayı planlamıştı. Plan ancak uzatma dakikalarına dek işledi.

Trabzonspor’un dün gece bu kadar etkisiz kalmasının en önemli nedeni orta alanda yediği baskı karşısında çaresiz kalması, alternatif üretememesiydi. Ersun Yanal bu tıkanıklığı Alanzinho ile aşmayı düşünürken, Brezilyalı da rahat top kullanma şansı bulamadı.

Trabzonspor bu tabloya karşın altın değerinde bir galibiyet elde etti. Aksi bir sonuç Beşiktaş maçı öncesi takımın tüm dengelerini bozabilir, yakalanan hava tersine dönebilirdi. Liderin takipçisi, ciddi bir kazayı hasarsız atlattı.

Günün Önemli Haberleri