Yazarların dev maç ile ilgili yorumları
İkinci yarıya çok hızlı başlayan F.Bahçe ve Trabzonspor dün ortaya koydukları futbolla alkış topladılar. Yazarların maç yorumları için tıklayın.
İkbal Kabacı: (İnternetspor)
Kadıköy'den çıkış
Bence Ersun Yanal Kadıköy’den çıkışı bulmuş
bulmasına da elinde ki Gökhan ve Umut yanlış anahtarlar olmuş.
Bence Barış’ı oynatmalıydı. Umut ilk on birde bile saha da
olmamalıydı.
Verilen ara da hep sol açık arandı, olmadı.
Acilen Trabzonspor iyi bir santrofor bulmalı.
Yoksa aynı filmi izleyip duracağız, öyle gözüküyor.
Fenerbahçe’de Volkan ve Roberto Carlos sahanın en iyileriydi.
Maçın berabere bitmesinde çok büyük katkıları oldu.
Teknik direktör Aragones’in 64.dakika da aldığı Alex’in uzattığı eli görmemesi, hiçbir varlık gösteremeyen vatandaşı Güiza’yı 83 dakika tutması ve tokalaşması yaşına yakışmadı.
Fenerbahçelilerin “DEDE” dediği Aragones’in bu
davranışı inşallah önümüzde ki günlerde kulübe sorun yaratmaz.
Erden Aktoğu: (İnternetspor) Bir puan=Volkan. Tebrikler
Trabzon
Bir takımın kendi evinde
kazandığı bir puana sevinmesi için ya rakibinin kendisinden çok
daha güçlü bir konumda olması, ya da çeşitli nedenlerle yediği
gollerle geriye düşüp, ardından beraberliği yakalayıp puanları
paylaşması gerekir diye düşünüyorum.
Bu cümleden olarak,
Fenerbahçe’nin, Trabzonspor’dan aldığı o bir puana yatıp kalkıp
şükretmesi gerek. (Bir de, ben dahil birçok kişinin her fırsatta
yerden yere vurduğu Volkan’a)
Oysa izlediğim Fenerbahçe
Trabzonspor maçında, bu iki durumun hiçbirisi de yoktu. Sadece ne
vardı biliyor musunuz?
Aragones’in artık gına
getiren iş bilmezliği ve korkaklığı. Maçın sonunda da elindeki bir
puan için söylenecek şey şu olsa gerek diyorum; ‘Korkak bezirgan ne
kar eder, ne zarar.’
Gerçekten söylüyorum.
Artık Aragones’e dair hep bu tür laflar etmekten bıktım. Adamın
korkaklığı cidden insanı sıkmaya başladı artık Senin şampiyonluk yolunda en önemli
rakiplerinden biri Trabzonspor. Evinde bu takıma karşı maça
çıkıyorsun. Peki arkadaş bu maçı kazanmak için ne yapıyorsun.
Sahaya sürdüğün takımda golcü olarak yalnızca Güiza var.
Adam, dünyanın en pahalı gol kaçırma makinesi sanki. Onun attığı
kadarını defansındaki Lugano, orta sahandaki futbolcun Selçuk bile
atıyor. Nedir bu adamdaki ısrarın.
Ferat Şahin: (İnternetspor) Futbol var sonuç
yok
Ersun hoca takımı çok güzel hazırlamış ve
Fenerbahçe’nin ne kadar eksik yönü var ise
değerlendirmiş. Bunun sonucunda
ortaya bol pozisyonlu bir maç çıktı.
Nerede ise eşit sayıda şut atılıp
eşit sayıda posizyona girildi. Bu
genel seyirci için iyiydi belki ama bu takımlara gönül vermiş
olanlar için pek iyi bir durum değildi. Hele daha maçın başında
Umut’un hem bencilliği hemde
beceriksizliği sonucu kaçırdığı gol bana göre maçın kaderini
Trabzonspor açısından belirledi.
Eminim Ersun Yanal bile içinden neden Umut’u ilk 11’de başlattığını
kendine sorup durmuştur.
Gökhan’da bencillikte Umut’tan eksik kalmadı. Hele bir pozisyonda
Umut’a topu yavaşça yuvarlasa Umut Volkan ile karşı karşıya
kalacaktı. Hoş Gökhan “ abi Umut
Volkan’la karşı karşıya kalsa atamazdı” dese hiç bir şey diyemem. Herhalde aşırı motivasyon ve hırs bu olsa gerek.
Bir futbolcu golü yapmadan önce gol sonrasını düşünürse böyle
olur.
Gürcan Bilgiç (Sabah): Babasının Kopyası!
Maçın üst düzey mücadelesi içinde sürpriz olmaması dikkat çekici. F.Bahçe'nin kaleye yaklaşmakta bile sorunlar yaşayan temposu devam ederken, Trabzonspor'un gol umudu diye sahaya sürdüğü oyuncular, fırsat ezme rekorunu korudular. İki takım da; tıpkı eskisi gibiydi. Yani babalarının (!) kopyası.
Yanal, 'fark yaratmak' adına takımını ekstra görevlerle donatırken, Aragones 'farklı' oyuncularını kenarda tutup, 64'te de Alex'i kenara alarak son umudu da devreden çıkarmayı tercih etti. Bir saat, 3'e tek mücadele eden Selçuk'u desteklemek doğru karar ama bunu en etkili isimden vazgeçerek yapmaya çalışmak yanlış.
Aragones'in elindeki yetenekler yerine, sınırlı formatı, formsuz gol kaçıranıyla, hala sistemin oturduğuna inanması da F.Bahçeliler'in şanssızlığı. İspanyol hoca zirve rakibine öncelikle 'Yenilmemenin hesabını yaptı' diye düşünmek yanlış olmaz.
Selçuk Yula (Takvim): Alan Razı Veren Razı
Maç o kadar hızlı başladı ki gerçekten neye uğradığımızı şaşırttı. Daha ilk dakikada Deivid'in kafası, hemen arkasından da Umut'un Volkan'la karşı karşıya kalması yüzde 100'lük net pozisyonlardı. İlk devre bitimine kadar bu böyle devam etti. 45 dakika sonunda şu maçtan gol çıkmaması gerçekten bir mucizeydi.
Gözlemlediğim en büyük farklılık top bizde kalsın mantığıyla sürekli top çevrien Fenerbahçeli futbolcular dün akşam biraz daha acelecilerdi. Sanki golü bir an önce bulmak istiyor gibilerdi. Kanatları Gökhan ve Carlos gayet iyi kullanırken ordan gelen ortalar Güiza ile bir türlü buluşamadılar. Güiza takımın en zayf halkası gibi görüntü veriyor. Eğer Aragones, tek forvet oynamaya devam edecekse oraya topu iyi saklayan ve arkadaşlarına daha iyi indiren Semih monte edilebilir.
İkinci devrede de değişen bişey olmadı. Yine zevkli bir mücadele izledik. Trabzon'un baskıyı rakip sahada yapmayı tercih etmesi ve geriden çok akıllı adam kaçırıp, Edu ve Lugano'nun aralarına top indermeleri çok fazla pozisyon bulmalarına neden oldu. Kaleci Volkan çok önemli kurtarışlar yaptı. Aragones kesin galip gelinmesi gereken maçta Alex-Josico değişikliğiyle beraberliğe razı bir teknik adam modeli çizdi. Hele Semih'i 80 dakika kulübede unutması olacak iş değildi.
Neticede sayamadığımız kadar çok pozisyonun olduğu maç tuhaf bir şekilde golsüz sonuçlandı. Herhalde bu sonuca kimse itiraz etmeyecektir. Alan razı veren razı olduktan sonra bize söyleyecek laf düşmez...
Ziya Şengül (Star): İyi ki Volkan Vardı
Temposu yüksek bir maç oldu. Özellikle ilk yarıda bu tempoyu yükselten Trabzonspor'un güzel futboluydu. Fenerbahçe'den çok daha iyi gözüken Trabzonspor, iyi savunma yaparken, orta saha üstünlüğünü de elden bırakmadı. Hücuma çabuk çıkışları, gol pozisyonları üretmesi, futbol adına güzel görüntülerdi.
Roberto Carlos'un, yaşının 10 altına inerek oynadığı futbol, yürekten sahaya akıttığı ter alkışlanır cinstendi. Fenerbahçe'ye golcü diye alınan Güiza ise bana göre hala bir soru işareti. Yalan koşuyor. Seyredenleri savruk, saçma sapan koşularla kandırıyor. Aragones de kenardan haybeye seyreden oluyor. Üstüne üstlük bu görüntüde, bu şartlarda, Semih'i kenarda oturtmaya özen gösteriyor.
Eğer Fenerbahçe kalesinde Volkan Demirel olmasaydı maçın ilk yarısında Trabzonspor 2 ya da 3 net gol atan ve skoru yakalayan olurdu.
İki tane oyuncu izledim ilk 45 dakikada Fener'de. Biri kaleci Volkan, diğeri de Roberto Carlos...
Trabzon, Fener'in yetenekli ayaklarını pres yaparak durdurduğu için, Saracoğlu'nda hep üstün göründü. Yeterli mi derseniz, Trabzon adına asla değil... Böylesi net pozisyonlar bulacaksın, Umut ve Gökhan Ünal ile hovardaca ve beceriksizce kaçıracaksın. Sergilenen güzelim Trabzonspor futbolu verimsiz ve beceriksiz bir şekilde golle noktalanmıyorsa, ‘Yazık oldu Trabzon'a' derim.
Kemal Belgin (Türkiye): Kaleciler de Olmasaydı!..
Bir yanda sözüm ona gol kralı ama futbol fukarası bir uç adamı Gökhan Ünal, takımdaşı balon Isaac ve de ne yaptığını bilmeden koşuşup duran Umut Bulut. Ev sahibinde bizim ligin Üç Büyükler dışındaki sermayesinden daha pahalı Güiza, yanında takımdaşı zıplayıp hoplayan Kazım ve de daha yıllık 3 milyon 200 bin euroluk imzası kurumayan 1955 model Alex.
Vallahi yazık billahi de yazık...
Şampiyonluğa oynayan yani Süper Lig'in tepesini kovalayan iki takım, toplamaktan yorulduğum kadar birbirine pozisyon sunuyor. İddia ediyorum bunlar hakiki futbolcularla gole çevrilebilse, bizim hentbol liginin en baba maçı kadar skor çıkardı.
Buna karşılık F.Bahçe'nin diri kaldığı süreçte taşıdığı her topu, özellikle kenarlardan Trabzon ceza sahasının içine saatli bomba gibi yollayışı, ciddi şekilde deplasman takımı tarafından seyredildi.
Trabzonspor maçın ikinci bölümünde topu daha fazla kullanan, F.Bahçe sahasına paslarla kolayca yerleşen taraf oldu. F.Bahçe'nin yumuşak karnı orta sahası bunları seyrederken, Selçuk da tek başına savaşmanın yorgunluğunu yaşıyordu.
Bu arada maçın iki oyuncusuna teşekkür edelim.
İki kaleci Volkan ve Sylva dün akşam skor tabelasını başladığı gibi tutan iki önemli oyuncuydular.
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Müthiş Tempo
Aragones ve Ersun Yanal fizik ve psikolojik olarak takımlarını iyi hazırlamışlardı. Müthiş bir karşılaşma oldu. Gol olmamasına rağmen temposuyla, mücadelesiyle ligin en iyi maçlarından biriydi. Trabzon adına doksan dakika, Fenerbahçe adına 55 dakika. Her iki takımın da dün karşısında herhangi bir Anadolu takımı olsa, param parça ederlerdi.
Fenerbahçe'nin iki beki maç boyunca müthişti. Gökhan ve Carlos olağanüstüydü. Stoperler; Lugano ve Edu dikkatli olsa da, Kayserispor maçındaki gibi anlamsız ofsayt taktiği yaptılar, göbekten savunma arkasına atılan toplarla üç pozisyon verdiler.
Aragones'in Alex'i çıkarıp Josico'yu Selçuk'un yanına koyması, Emre'yi sola kaydırması yerindeydi. Ancak Güiza - Semih değişikliğini yapmayarak oyunun Trabzonspor lehine dönmesine davetiye çıkardı. Güiza'yı kazanayım derken kaybedebilirsiniz. Bu arada maç da kaybedebilirsiniz. Fenerbahçe'nin oyunun son bölümünde yorulmasının en büyük sebebi topun Trabzon yarı alanında kalmamasıydı.
Avrupa'nın en önemli santrforlarından bir tanesi ama Fenerbahçe'de yok. Ona göre sistem bulunamıyor. Genç Semih diye diye galiba en sonunda jübilesinde ilk 11'i görecek. Bir parantez de kaleci Volkan'a açalım. Mükemmel bir maç çıkardı. Fenerbahçe'ye bir puanı getiren isimdi.
Bünyamin Gezer fazla kart gösterip tempoyu düşürmek istemedi.
İlk yarıda Song'un Roberto Carlos'a yaptığı hareket penaltıydı.
Serdar Cebe (İnternetspor) 10 yıl sonra
0-0
Tam bir kurtarıcı oldu Volkan. Helal olsun. Trabzon'un atakları
değil Volkan'ın kurtarışları kaldı aklımda. 0-0 olmasına rağmen
zevkle izlediğim bir maç oldu. Öncelike futbolcuları tebrik
etmek lazım. Futbolcular iyi niyetten uzaklaştımı maçların nasıl
çığrından çıktığını görüyoruz. Bakınız Sivasspor maçında ayağından
çok çenesini kullanan Ümit Karan'a. Maçı Galatasaray
kaybettiyse Ümit Karan yüzünden kaybetti. Sahada ağlamaklı
yüzle dolaşan futbolculara dikkat edin bir varlık göstermiyorlar.
İşte Güiza. Ümit te aynı. Ayağına gelen her topu
kaybedeceksin. Kaleye sut çemeyeceksin, sonra da ağlak yüzle
ortalarda dolaşacaksın.
Dönelim Fenerbahçe-Trabzonspor maçına. Aklımda kalanlardan bir
sahne de Song'un Roberto Carlos'a yaptığı omuz hareketi. Bence
direkt penaltıydı. Hakem es geçti. Tranzonsporlu futbolcuların
sorumsuzca gollük pozisyonları harcamaları diğer bir
konu bence önemli olan. Ne Gökhan Umut'a pas veriyor ne Umut
Gökhan'a. Yattara top kaybediyor suratında bir gülüş. Topu
kaybeden golü kaçıran futbolcu üzülür beyler. Takımdan
harcıyorsun sahadayken. Kendi cebinden değil. Takım için
oynuyorsun. Kaçırınca senden değil takımdan gidiyor. Trabzonlu
futbolculara bence öncelikle oyunculara bu sorumluluğun verilmesi
lazım.
Hakem'in de penaltı dışında önemli bir hata yapmadığını gördüm. Ama
Bünyamin Gezer'in şu oyuncuları azarlamasını hala
antipatik buluyorum. Bence bir hitap sorunu var Bünyamin
Gezer'de.
Altuğ Altıok (İnternetspor) Başladığı gibi
Nerden tutsan elinde kalan bir maç oldu bu akşamki maç. Ne
Fenerbahçe’nin ne de Trabzonspor’un işine yaramayacak bir skorla
bitmesi de cabası. En çok da Sivasspor’un işine yaradı bu skor ve
araya puan farkı da girdi.Ve Sivasspor ligin ilk yarısı olan 17
hafta sonunda 2 puan farkla lider duruma geldi.
Bundan sonra ne olur derseniz işte ona verecek cevabım olmadığı
gibi kimsenin de verecek bir cevabı yoktur diye düşünüyorum.
Neden yukarıdaki ifadeyi yani nereden tutsan elinde kalacak bir
maçtı ifadesini kullandığıma gelince ; aslında maç heyecanlı ve
pozisyon açısından zengin bir maç olmasına rağmen iki takımın
özellikle de Şampiyonluk iddiasında olan iki takımın birbirlerine
karşı bu kadar pozisyon vermeleri ciddi anlamda iki takımında
defansif olarak problemli takımlar olduğunu işaretidir.Dolayısıyla
da pozisyon zenginliği olması iki takımın da düşünmeleri gereken
problemli bir defansları olduğu gerçeğini örtmemeli.
Maçın genelinde iki takımında zaman zaman baskılı oldukları
gerçeğine Trabzonspor’un 60. dakikadan sonra bu baskıyı tek taraflı
olarak değiştirdiği gerçeğini eklemek gerekiyor. Forvet hattında
birazcık becerikli ve egoizmden arınmış olsalardı bu akşam maçı
kazanmaları işten bile değildi ancak forvet hattının
beceriksizliğinden ve egoizminden dolayı olası bir 3 puanı 1 puanla
takaslayarak evlerine dönüyorlar.
Metin Girgin (İnternetspor) Fenerbahçe'nin hocası
yok
Fenerbahçe’nin Carlos'tan başka hızlı oyuncusu yok.. Bu yüzden ileride çoğalamıyor. Gol ararken, top kaybediyor. İleri atılan toplar sanki duvara çarpıp, Fenerbahçe kalesinde kontra atağa dönüşüyor.
Trabzonspor, Fenerbahçe defansının arkasına attığı uzun toplarla pozisyon buldu. Ancak, o kadar gol kaçırdı ki, yarısını gole çevirse Fenerbahçe’ye tarihi fark atardı.
Yattara, ortaya koyduğu performansla Kadıköy’de adeta şov yaptı.
Volkan Demirel ise kalesinde devleşti.. En az 5 yüzde yüz gol pozisyonu kurtararak gecenin kahramanı oldu.
Emre, Uğur, Selçuk, Alex ve Güiza ise maçın en vasat isimleriydi.
Hüseyin'in, Alex’e yakın oynadı. Adım adım takip etti, adeta yapıştı. Bu pres Brezilyalının elini kolunu bağladı. Ersun hoca'nın taktiği işe yaradı.
Aragones’in, Uğur-Kazım değişikliği ne kadar doğru ise, Alexi’i çıkarıp Josico’yu oyuna alması o kadar hatalıydı. Hele, 82 dakika boyunca hiç bir varlık gösretemeyen Güiza’ya tahammül edip, Semih Şentürk gibi gol makinesini yedek kulübesinde tutmasına 13 yaşında ki oğlum bile bir anlam veremedi.
Şükrü Saraçoğlu'nu dolduran 50 bin taraftar dakikalarca Semih Şentürk diye tempo tutarken, Aragones'in bu isteğe kulak tıkaması, Güiza çıkarken ıslıklanması birer ibret vesikasıydı.
Aragones maalesef oyunu iyi okuyamıyor.
Yerinde değişiklikler yapıp, oyunun gidişatını takımı lehine
değiştiremiyor..Tercihleri takıma pahalıya mal oluyor. Taktik ve
sistem deseniz hiç yok. Takım tamamen kişisel becerileri olan bir
kaç oyuncunun inisiyatifi ile yoluna devam ediyor.
Metin Kondel (İnternetspor) No Country For Old
Men
Kadıköy’deki Fenerbahçe Trabzonspor karşılaşmasını izleme şansım
olmadı. Ama nişan-futbol arası enformasyon mekiklerine dayanarak
söyleyebileceğim şey Trabzonspor’un çok net pozisyonlarda
yerçekimini artıran Kadıköy baskısına, şansızlığın ve
beceriksizliğin değişken roller oynadığı şeklinde. İlk yarıdaki iki
takımın karşılıklı atakları ikinci yarıda Trabzonspor adına çok
daha fazla ve net olarak cümlelere dökülmesi Yanal’ın talebelerinin
Fenerbahçe karşısında 3 puan alması için yeterli değildi.
Trabzonspor’un hazırlık maçlarında ve Gaziantep B.B maçlarında
ofanstaki belirsizlik ve kusursuz olamama durumu daha iyi futbol
oynadığı Fenerbahçe karşısında takıma 2 puana mal oldu. Sonuçta 0-0
lık sonuç zirvedeki diğer takımlar için pozitif bir skor ve
şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe ve Trabzonspor için ise
dengeleri koruma skoru olarak tescillendi. Trabzonspor için ikinci yarı bu oyun anlayışıyla
ciddi bir galibiyet serisinin başlamasının gerekliliği ve korku
kelimesinin sözlüklerden tamamen çıkarılması gerektiğinin ortada
oluşudur. Fenerbahçe teknik direktörü Aragones için bu maç ile
ilgili söylenecek söz; ‘’No Country For Old Men’’.Yaşlılara yer
yok.
Atalay Saral (İnternetspor) Teknik Direktör
farkı
Aragones’in Guiza sevdası Fenerbahçe’nin başına büyük dert açacak , Semih gibi büyük bir golcü kenarda otururken Guiza’ya 80 dakika tahammül etmek anlaşılabilir şey değil.Alex’i çıkartıp Josico’yu oyuna sokma çılgınlığı orta sahada Trabzonspor üstünlüğü engellemek amacıyla yapılmış olabilir fakat Alex yerine Guiza veya Deivid’in çıkartılması daha doğru bir hareket olmaz mıydı ?
Trabzonspor müthiş mücadele etti elinden gelen her şeyi yaptı fakat yapamadıkları tek şey galibiyeti getirecek golü atabilmekti.Ersun hoca Fenerbahçe ‘ yi çok iyi etüd etmiş , Aragones ise aksine dersine hiç çalışmamış.Fenerbahçe bu hocayla ne yapabilir ? Oyuna hiç müdahale etmeyen , elindeki değerlerin farkında olmayan Daum tipi ikinci sınıf bir hoca Fenerbahçe’ye yakışmıyor.Alex’i çıkartıp Josico’yu oyuna sokan ve bunu da daha iyi hücum edebilmek adına yaptığını söyleyen birine kargalar bile güler .
Fenerbahçe bir şeyler yapacaksa bunu futbolcular yapacak Aragones’in bu takıma hiçbir faydası olmadığı ve gelecekte de olamayacağını bu maç net olarak gösterdi artık herkese .
Trabzonspor çok iyi bir yapılanma içerisinde genç ve kaliteli bir kadrosu var . Ersun hoca çok büyük bir avantaj . Başkan futbolu biliyor ve vizyon sahibi . Çılgınlık yapıp Ersun hocayı değiştirmezlerse bu takım önümüzdeki senelere damgasını vurabilir.