Yazarların Galatasaray yorumları

G.Saray Süper Lig’de karşılaştığı Kayserispor’u farklı bir skorla geçti. İşte cimbom için bol bol övgü dolu sözler sarf eden spor yazarlarının yorumları.

Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Yine Dörtledi Aslanlar

Allah yardım etti, iki gol geldi. İlki Baroş'un kaleci Süleymanou'nun hava sahasına ayak sokmasıyla, ikincisi hakemin burnunun dibindeki olayda taa ters taraftaki yan hakemin ikazı üzerine verdiği kornerden... Bunlar belki tartışılır ama hakemlerin kötü kararları herkesin fikrini çeldi.

İlk yarı sonunda Kayserispor çok daha fazla koşan taraftı ama gol yollarında yine Galatasaray vardı. Baroş çok kaçırdı, bir keresinde Toledo, Baroş'u 'bohçaladı' hakem Özkahya, keyfimin kahyası mısın vermiyorum işte dedi...

Kayseri'nin beraberlik golünü Galatasaray yine kornerden ve kafadan yedi, savunma bu kez Servet'le Makukula'yı kontrol edemedi. Devre biterken Makukula kendi kalesine de atınca Galatasaray rahatladı.

Nitekim ilginç güzellikler devam etti, Kayseri duraladı, Elano 25 metreden solla golleri üçledi. Müthişti ama... Sonrasında sağ ayakla korner attı, sağla frikik çekti, Galatasaray Baroş'la sonunda yine dörtledi! Perdeyi Baroş açtı Baroş kapadı, bir ton da gol kaçırdı.

Galatasaray takım olarak yine futboldan güzel örnekler verdi. Tribünler şenlendi. Formalar ve yarıştaki rakipler morardı.

Levent Tüzemen'in yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Levent Tüzemen (Sabah): İştahlı Aslan!

Bir takımda yaratıcı, becerisi yüksek, oyunu yönlendirecek lider kimlikli ve en önemlisi sonucu değiştirecek oyuncu fazla olunca teknik adamın da işi rahatlıyor..

Galatasaray'ın bu özellikleri taşıyan oyunculardan kurulu bir kadrosu var. Rijkaard'ın da bu kadro zenginliğine etki ettiğini biliyorum. Rijkaard eğer, Galatasaray yönetiminden oyun felsefesine uygun kadro oluşturma konusunda garanti almasaydı imza atmazdı. İlk yarıda Galatasaray karşısında kendi futboluna benzer bir oyun sergileyen Kayseri buldu.

Kayseri ayağa pas yaparak oynuyor, orta sahasını savunmasına yakın tutup alan savunması yaparak Galatasaray'ın hızlı hücumlara çıkmasını engellemeye çalışıyordu.

Bu sezon Galatasaray'ın bu zengin kadrosu seyirciye bol gollü maçlar izlettirecek gibi görünüyor. Çünkü; G.Saraylı futbolcular skor olarak rahatlasa da tempoyu düşürmeden daha fazla gol için iştahla yükleniyorlar.

Hakan Ünsal'ın yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Hakan Ünsal (Star): Bu Galatasaray Çok Gol Atıp, Çok Kazanır

Galatasaray, yapılan doğru işlerle ligin en büyük şampiyonluk ve Avrupa Ligi'nin de final adaylarından. Cim-Bom daha sezon başında bana göre yüzde 60'la oynuyor. İlerleyen haftalarda kazandıkça zevk alan ve zevk veren taraftarın kaynaştığı bir ekip göreceğiz. Kayseri için değişen bir şey yok. Aynı sistem. Yine savunup, güzel oyun oynuyorlar.

Ali Sami Yen'de eğer oynayan bir takım yoksa gol yemeden çıkması mümkün değil. Burada Galatasaray taraftarına işin eğlencesini düşünerek bir tavsiyem var. Ali Sami Yen'e gelen takımların gol yemeden kaç dakika dayanacaklarının iddiasına girebilirler. En uzun gol yemeyene bu şartlarda ödül verebilirler!

ğer Arda'nın bu maçtaki performansını beğenen varsa, diğer maçlarda söyleyecek kelime bulamayacaklar. Her zaman Levadia gibi takımlar bulamazlar. Zaten Servet ve Gökhan Zan, Kayseri karşısında daha fazla zorlandılar. İkinci yarının ortalarında Levadia maçının yorgunluğu baş gösterdiği zaman Keita'nın yerine giren ve o dakikadan itibaren çok cılız gözüken Elano muhteşem bir gol attı. Hem takımının yaşayabileceği sıkıntılı dakikaları engelledi, hem de taraftara kendisini hayran bıraktı.

Baros, yine bildiğimiz gibi sezona muhteşem başladı. Önde tek gibi gözüken bu oyuncu maçın sonuna kadar her an golü koklamanın ve çabalamanın artılarını attığı gollerle görüyor.

Bu başlangıca bakarsak Galatasaray, daha da forma girdiği zaman ligin en çok gol atan ve en çok maç kazanan takımı görüntüsü verebilir.

Ahmet Çakır'ın yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Ahmet Çakır (Zaman): Hoşgeldin Elano

Maçın başlangıç sürprizi Rijkaard'ın Levadia maçından tek oyuncuyu bile değiştirmeden sahaya sürdüğü 11'di. O kadar ki yedekler arasında bile sadece Barış'la Emre Güngör yer değiştirmişti, onun dışında herkes yerli yerindeydi.

Geçen sezon Lincoln'ün çıkardığı arıza sayesinde taktığı çelme dışında Ali Sami Yen'de varlık gösterememiş olan Kayserispor'un, bu dönemin erken fırtınası Cim Bom'u durdurması pek beklenen bir durum değildi. Ancak futbol da beklenmedik olaylarla doluydu. Nitekim konuk takım daha ilk dakika dolarken neredeyse öne geçiyordu.

G.Saray ilk yarım saat içinde farka gidebilecek pozisyonları buldu ama talihsizliği bunların hepsinde Baros'un olmasıydı. Çek oyuncu bu maç için gol atma hakkını kullanıp kenara çekilmişti. Sonrasında da bütün takım cezaalanı içindeyken kornerden gelen topa vurulan kafayla gölü yiyip sıkıntıya düştü. Ardından hakemin önce aut derken yardımcısına bakıp kornere çevirdiği kararı G.Saray'a gol getirdi.

Cim Bom'un ve maçın en iyisi Ayhan'dı. Mustafa Sarp da her hafta biraz daha iyi oluyor. Aydın'ı da bu kapsama alabiliriz... İki gol atan Baros iyiler arasında niye yok diye sakın sormayın! O gollere karşın bırakın iyi ya da kötü olmayı, düpedüz felaketti!

Ebru Kılıçoğlu'nun yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Tutabilene Aşk Olsun!

Maç öncesinde beklenti 'takımın teknik direktöründen' ortaya karışık bir rotasyonlama aslında. Ama bir önceki maçın tıpkısının aynısı çıkıyor sahaya. Ama o maçta yaptıklarının tıpkısının aynısını yapamıyorlar önce. Bir kere Kayserispor öyle Han Duvarları'yla gelmemiş İstanbul'a. Evet defansif ağırlıklı oynuyorlar ama bunu iyi oynuyorlar. Yani 'kontratakabiliyorlar'. Bu nedenle daha 2'de Sabri alıyor ipten Cangele'nin yaptığı isabetli ortayı tam zamanında keserek. Kayseri henüz topu kötü emellerine alet etmeye fırsat bulamadan 14'te Arda'nın dömivolesine Baros'un vuruşuyla G.Saray'ın golü geliyor. Siz yabancı değilsiniz, tekrarını seyredince hafif de faul kokuyor sanki. G.Saray'da herkes belli bir disiplin çerçevesinde oynuyor ama üretken bir disiplin değil bu.

İkinciyarıda skor rahatlığı oyun rahatlığı getirmiyor gerçi. İki taraf da bir gol daha istiyor açık açık. Ama hem de en fiyakalısından golü bulan G.Saray oluyor. Golü atansa, topu ayağına nefis oturtup 30 metreden 'çakan' Elano. 88'de Baros şeytanın bacağını kırıyor G.Saray'ın 4. golünü imzalıyor. G.Saray karşısına çıkan bir takım futbolcuların hangi birine önlem alacağını düşünüyordur muhtemelen.

Geçtiğimiz sezon ligde gol kralı olan, bu sezon da Galatasaray'ın Avrupa'daki 18 golünün üçünü imzalayan Milan Baros, ligde ilk iki haftayı boş geçmişti. Dün dört şutla takımının bu istatistikte lideri olan ve çok çalışkan bir görüntü çizen Milan Baros, bu performansının karşılığını iki golle aldı.

Rıdvan Dilmen'in yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Rıdvan Dilmen (Milliyet) Hak ederek

Galatasaray takımını fizik olarak çok beğendim, çok canlılar. Belki çok pozisyon bulmadılar, ilginç goller attılar ancak çok ama çok istekliler

Çok pozisyonlu değil ama çok tempolu bir maç oldu. Kayserispor da üç forvetle oynadı. Solda Gökhan Emreciksin, sağda Cangele, forvette Makukula. Yani Ali Sami Yen’e savunmaya değil kazanmaya gelmişti Tolunay Kafkas.
1-0 geriye düştükten sonra Makukula ile 1-1’i bulup yine aynı oyuncunun kendi kalesine attığı golle tekrar skor avantajını rakibe kaptırınca ve Toledo da sakatlanınca maça ortak olamadılar.
Galatasaray takımı top rakipteyken 4-2-3-1 oynuyor. Mustafa Sarp ile Ayhan’ın önünde oynayan dörtlüyü Teknik Direktör Rijkaard serbest bırakmış. Arda, Keita, Aydın ve Baros özgür oyuncular. Galatasaray takımını fizik olarak çok beğendim, çok canlılar. Belki çok pozisyon bulmadılar, ilginç goller attılar ancak çok ama çok istekliler.
Kayseri takımı sol ayaklı Cangele’yi sağda, sağ ayaklı Gökhan Emreciksin’i solda oynatarak ters ayaklı futbolcularla rakibe üstünlük kurmaya, pozisyon üretmeye çalıştı. Ama öyle bir santrfor almışlar ki, belki yorum yapmak için çok erken ama çok sıradan geldi bana. İkinci gol öncesi autu korner vermesi, Halis Özkahya adına masumane bir hataydı ama sonucu etkiledi.
Galatasaray’da savunma uyum içerisinde. Gökhan Zan da, Servet de çok dikkatli oynuyorlar. Konsantrasyonları üst düzeyde. Sabri de canlı, istekli ve sürekli hücumu düşünüyor. Hücumcular aslında çok iyi oynamadılar. Ancak Baros, Arda, Aydın, Keita ve sonradan oyuna giren Elano öyle isimler ki her an sonucu değiştirebiliyorlar. Nitekim değiştirdiler de.
Orta saha için ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Ayhan bir hayli toparlamış. Eski formuna yaklaşmış. Ama bir Mustafa Sarp izledim ki, belki Türk Futbolu’nda son dönemlerde en çok kendini yenileyen oyuncu konumunda. Hem arkadaşlarının gediğini kapatıyor, hücum presini başlatıyor, hem de topu olumlu kullanıyor. Galatasaray Yönetimi’ni transferde kutlamak gerek. Gökhan Zan ve Mustafa Sarp için bonservis bedeli ödemediler. Servet’e 500 bin dolar verdiler. Bu sezon para harcadıkları Keita ve Elano ise süper.
Doksan dakikaya baktığımızda Galatasaray ilk dakikalarda verdiği pozisyonun dışında rakibine fazla şans tanımadı. Bu da savunmalarının da iyi olduğunun bir göstergesi.

Uğur Meleke'nin yazısı bir sonraki sayfada[page_end]

Uğur Meleke (Milliyet) Rijkaard'ın inandıkları


Anadolu takımları 3 büyüklere kaybettiklerinde klişeleşmiş bir savunması vardır teknik adamların: “Çok iyi hazırlandık, koştuk, çok mücadele ettik ama rakibin kaliteli ayaklarına çare bulamadık”... Geçen hafta Denizli-G.Saray maçının devre arasında oyuncuların koşu mesafelerini inceledim, ilk 45 dakikada 30’luk Kewell, bütün Denizlililerden daha fazla koşmuştu! Bu hafta karşılıklı oynayan Keita ve G.Emreciksin’i takip ettim; Gökhan hücum ederken Keita onunla geriye dönüyor, ama Keita hücuma çıktığında Gökhan dönmüyor! Aynı şey diğer çizgi oyuncusu Cangele için de geçerli (Zaten Arjantinli oyuncu adam karşılamayı da beceremiyor, denediğinde de kartlık hareketler yapıyor). O zaman “Biz çok çalıştık, çok koştuk”  ezberini değiştirip, başka planlar koymanız lazım sahaya...
Kayseri’nin ortaya koyduğu plansa genelde şu: Suleymanou, elle ayakla topları çok hızlı bir biçimde ileri vuracak, Makukula da bunları indirip saklayıp, takımına zaman kazandırıp hücumda çoğalmalarını sağlayacak. Bu plan belki lig boyunca birçok Anadolu takımına karşı iş görecek, Kayseri attığı 1 golden fazlasını genelde yemediği için bir sürü de 3 puan kazanacak bu sayede... Ama G.Saray’a karşı 1 gol atıp kazanmanız mümkün olmuyor pek.
Hollanda’da ve Barcelona’da rakip ayırmaksızın kendi alternatiflerini sahnelemeye çok alışık olan Rijkaard, G.Saray’da da “set seçenekleri”ni artırdığı bir maç daha oynadı Ali Sami Yen’de... Levadia önünde 10 dakika oyun kurucu Arda, sol açık Kewell’la oynadı. Sonra 20 dakikayı oyun kurucu Elano, sol açık Arda, santrfor Kewell’la geçirdi. Dün gece bu kez Elano’yu sol açığa koydu, zaman zaman Arda’yla pozisyonlarını değiştirerek oynamalarını istedi. Uğur’u sol bekte kullandı, kötü günündeki Aydın’a belki hiçbir yerli hocanın vermeyeceği 90 dakikayı verdi, geri ödeme gününün geleceğine inanarak.
Rijkaard (ve Neeskens), inandıklarına oyuncularını da inandırabilirse, çok daha heyecan verici günler bekliyor Galatasaray’ı...

Günün Önemli Haberleri