Yazarların Galatasaray yorumu
Bordeaux galibiyeti ardından yorgun olduğu gözüken G.Saray Konyaspor karşısında 3 puanı tek golle aldı. Yazarların yorumu...
Turgay Şeren (Akşam): Hiç Oynamadan 3 Puan
Galatasaray dün akşam Konya'da futbol adına hiçbir şey ortaya
koymadı.
Oysa ben, Bordeaux galibiyetinden sonra moralli Galatasaray'ın; rakip kaleye bol bol gideceğini, şut atacağını, gol atacağını ve maçı kazanmak için de her şeyini ortaya koyacağını düşündüm. Yanılmışım.
Maçın golü öyle şutla mutla olmadı. Zaten şut da olmadı Galatasaray tarafından.
Ha şimdi gelelim Konyaspor'a ve Giray Bulak'a. Herhalde dün akşamki Konyaspor'u yüreğiyle izleyen Bulak, futbolcularının ortaya koyduğu oyunu ve kaçırdıkları inanılmaz golleri düşündükçe, yatağında uyuyamamıştır.
Konyaspor'un kaçırdığı bir de ikinci gol var. İnanılacak gibi değil.
Bülent Bölükbaşı, kaleyi bomboş gördü ama topu dışarı vurdu.
Sen böyle iki tane gol kaçırırsan; takım olarak nasıl maç kazanırsın? Tabi kazanamadın. Galatasaray, Konya'nın kaçırdığı bu gollerden sonra defansını sağlam tuttu. Meira, Emre ve Hakan Balta hava toplarında rakiplerine fırsat vermediler.
Orta sahada Ayhan, formsuz da olsa Galatasaray'ın en iyisiydi.
Bu hafta Sivas'ın dışında bütün şampiyon adayları kazandı.
Her zaman kaybedecek değiller ya!
Rıdvan Dilmen'in yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]
Rıdvan Dilmen: Galatasaray attı, yattı (Milliyet)
Deyim yerindeyse Galatasaray attı ve de yattı. Maçın başında Arda
ile öne geçtikten sonra amaç tamamen skoru korumaktı.
Maç ağır sahada, kötü bir zeminde oynandı. Böyle bir ortamda top
oynamak iki takım için de çok zordu. Dripling yaparken, kafaya
çıkarken, mücadele ederken çok yorulursunuz. Galatasaray doğal
olarak bulduğu çabuk golden sonra perşembe günü Bordeaux karşısında
harcadığı büyük eforun da etkisiyle frene bastı. Zaten o
mücadelenin ardından lige dönüş kolay değildi. Nitekim kolay da
olmadı. Tecrübesini konuşturarak önemli bir virajı kazasız geçmeyi
başardı.
Burada öndeki oyuncular pas yaparak oyunu tutmak isterken, zaman
zaman bunu yapabildiler ama yapamadıkları şey; geniş alan bırakan
Konya takımının arkasına kontrataklarla gidemediler. İkinci yarıda
bir kez gittiler, o da rakibin attığı bir korner sonrası.
Savunma oyuncuları özellikle Hakan Balta ileri hiç çıkmadı. Sabri
ise zaman zaman hücuma destek verdi. Emre ve Meira da duran top
dışında yerlerini bırakmadılar. Ama ikisi de çok iyi oynayarak
rakibe pozisyon vermediler.
Orta saha oyuncuları Barış, Ayhan, Arda, Lincoln ve Kewell 1-0’dan
sonra öne doğru oynamayı hiç düşünmediler, sürekli ayağa pas
yaptılar. Galatasaray ikinci golü atmaya niyetli olmayınca maç uzun
süre kendi sahasında oynandı. Ancak buna rağmen rakibe pozisyon
vermemeleri de önemliydi. Burada Konyaspor’un yetersizliğinin de
büyük rolü unutulmamalı. Galatasaray’ın ligde olabilmesi için bu
maç önemliydi. Bunu da sadece golden sonra oyunu yavaşlatarak
sağladılar.
Ahmet Çakır'ın yorumu bir sonraki
sayfada [page_end]
Ahmet Çakır (Zaman): Kaza Golüyle 3 Altın Puan
İlk 45 dakika bittiğinde Galatasaraylı futbolculardan bazılarını sahadan alıp soyunma odasına götürmek için sedye filan gerekebilir diye düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü perşembe akşamı, ligimizin en az iki kat üstü tempoda oynanan tüketici maçta verilen olağanüstü mücadele nedeniyle anlaşılır ve kabul edilebilir bir yorgunluk durumu söz konusuydu.
Bunun üzerine Konya Atatürk Stadı'nın tarla gibi zemininde mücadele etmek zorunda kalmak kolay iş değildi.
Fakat aynı zemin Cim Bom için olağanüstü bir avantaj sağladı. Sarı Kırmızılı takımın hiç pozisyonsuz bulduğu gol, rakip kaleci ile zeminin ortaklaşa hazırladığı büyük bir armağandı.
Ligin genel durumu açısından da Galatasaray'ın en zor maçlarından biriydi. Sarı Kırmızılı takımın bu maçı kaybetmesi halinde şampiyonluğu filan bir kenara bırakın, ilk 3'e girip gelecek sezon Avrupa'ya çıkma konusunda bile umutlar epeyce azalacaktı.
Bir türlü top tutamayan, pas yapamayan Sarı Kırmızılı takım 90 dakikanın bir an önce bitmesine dua eder gibiydi. Arada bir yakaladıkları 5'e 2'lik olağanüstü baskınlarda bile en küçük bir beceri gösteremeyişleri bundandı. Yoksa bu kadar zor durumda ikinciyi atıp rahatlamaları da mümkün olabilirdi.
Yorgunluktan tükenen Arda'nın Mehmet Güven'le değiştirilmesiyle
Cim Bom bütün kozlarını oynadı ve sürenin bitmesi için çırpınmaya
başladı. Bu boyutta Konyaspor'un beceriksizliği de ona yardımcı
oldu ve aylardır ilk kez Sarı Kırmızılı takım şansının çok büyük
yardımıyla maç kazanıp berbat bir dönemden çıkmak üzere adım atmış
oldu...
Cüneyt Tanman'ın yorumu sonraki sayfada
[page_end]
Cüneyt Tanman (Takvim): Hayata Dönüş
Galatasaray, Konya'da çok önemli bir galibiyet elde etti. Aldığı 3 puanla ligdeki kötü gidişine dur derken zirve yarışında 'varım' dedi. Sarı-Kırmızılılar'ın eksikleri çok önemli isimler. Bordeaux zaferinin fiziksel ve zihinsel yorgunluğu Konya Stadı'nın kötü zemini gibi olumsuz koşullara rağmen Galatasaray, oyunun belirli bölümünde iyi mücadele etti.
Dünkü maçta özellikle ilk yarıda konsantrasyonu iyi olması, maçı kazanmasında da etkili oldu. Bunda Bülent Korkmaz'ın önemli rolü olduğunu söyleyebiliriz. Ama Galatasaray'ın maçın son yarım saatinde yorulduğunu ve çok fazla kendi kalesine yaslandığını da söyleyebiliriz.
Ne Ümit, ne Aydın, Galatasaray'ı ileri taşıyabilecek çabayı ve kaliteyi sahaya yansıtamadılar. Maçın genelinde iki takım da futbol adına çok fazla güzellikler sergileyemediler. Maç ikinci yarısı biraz daha hareketlenir gibi oldu ama 90 dakikada kör düğüşü gibi bir müsabaka demek yanlış olmaz.
De Sanctis, son maçlarda kötü oynuyordu yenilen gollerde hatalar
yapıyordu dün akşam Veysel'in 3. dakikada vurduğu topu kurtararak 3
puanda önemli bir rol üstlendi. Ve Bordeaux maçından sonra Konya
maçını da kazandıran adam Arda.. Galatasaray'ı taşıyan adam oldu.
Bülent geldikten sonra daha rahatladı ve defanstan çok hücuma daha
fazla katkı vermeye başladı. Gerek attığı gol, gerekse hücumda tek
top tutan adam olduğunu söyleyebiliriz. Bordeaux'dan sonra zorlu
Konya'da alınan galibiyet hem Galatasaray'ın hem de Bülent
Korkmaz'ın geleceğini aydınlatması açısından çok anlamlı oldu.
Yalçın Dümer'in yorumu sonraki sayfada
[page_end]
Yalçın Dümer (Fanatik): Yorgunluk Bahane!
Klasik bir Konya deplasmanı. Açalım; dondurucu soğuk, sahadan başka her şeye benzeyen bir zemin ve Galatasaray adına zorluk derecesi üst derece olan bir deplasman. Şampiyonluk yolunda kaybedilecek yarım puanın bile adı ‘Beyaz bayrak' konuk takım için. Vaziyet stres dolu balta girmemiş Konya sahasında tahmin edersiniz...
Başta Ayhan, Lincoln ve Baros'un diğer arkadaşlarından daha fazla yorulacağı, başka da seçeneğin kalmadığı 4-1-3-1-1 düzeni kaptanın seyir defteri. Buradaki ‘1'ler diye bahsettiğim isimler maçın yardımsız kramponları.
Bu arada fırsatı kaçıran ev sahibi. Meira ve Emre ‘iki yabancı' şarkısının klip çekimindeler sanki. Kademe falan hak getire, arkaya atılan her topta panik havası. Neyse ki arkadaşlar için devre imdada yetişiyor. İkinci yarı Ümit Karan, Aydın ve Mehmet Güven antre yapıyorlar. Nakarat aynı.
Evet, 3 puan futbolsuz akşamda İstanbul ekibinin, oynamadan
şöyle böyle. Bahane hazır ‘Perşembe ağır geçti yorgunduk.'
Eyvallah, bir itirazımız yok, hele daha önceki deplasman
dönüşlerini hesaplarsak. Lig karışmıştı, Fenerbahçe Sivas'ın
maskesini düşürdü, Galatasaray bu sonuçla o karışıklığın dışında
yer almadı. Ama öyle istikrarlı (!) futbolumuz var ki, ne desek
boş...
Osman Tanburacı'nın yorumu sonraki sayfada
[page_end]
Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Arda'dan Hızır Servis
Sevgili Ayhan, yazıya senin hatanla başlamak hoş değil ama rakibinin kuyruk sokumuna arkadan tekme atmak da sana yakışmıyor! Hem de maçın başında... Bunu gördüm kederlendim! Galatasaray kaptanı bunu yapmaz. Takımı kontrol edecek adam bu kadar kontrolsuz olmaz. Yaptığın hatayı anladın rakibine el uzattın ama iş işten geçti; ne Şam'ın şekeri ne arabın yüzü!... Bereket hakem görmedi!
Arda'ya da bayılıyorum. Futbolu güzel, aklı ondan da güzel... Nefis işler yapıyor, attığı gol zeka ürünü. Arda bunu hep yapıyor. Akılla, Allah yeteneğini birleştirince kulların da sevgilisi oluyor.
Bülent Korkmaz, Konya'da Bordeaux kadrosunu çıkardı. Takımda yine kazanmaya yürek vardı. Maçın başında Emre'nin hatasını De Sanctis kapattı. Anlamadığım şuydu; neden Bülent Hoca kenarda durmadan çırpınıyor, takımı çaresiz değil ki... Bülent de artık sahada oynayan Kaptan değil ki... Dikkat görüntü kirliliği var. Filtre gerek!
Pusuya yatmış Galatasaray fırsat buldukça Lincoln, Arda ve Kewell'la Konya'nın gole gitmek için terk ettiği geniş alanları kullanmaya çalıştı ama nafile... Konya savunmasında 36'lık Kratochvil bile direnmeye yetti. Lincoln akıllı paslar dağıttı ama Baroş yine gol kaçırma yarışında. İkinci yarı onun yerine Ümit Karan var yine kaçan goller var, farketmedi. Ümit bitmiş! Arda da çıktı oyun yavanlaştı. Sahanın kötülüğü her iki takımın da iyi oynamasına mani olunca Galatasaray'ı Arda'nın erken golü kurtardı.
Ligde şimdi beş takım hizaya geldi... Futbol ucuzladı rekabet işportaya düştü!
Şampiyonu bilene aşk olsun!
Levent Tüzem'in yorumu bir sonraki sayfada
[page_end]
Levent Tüzemen (Sabah): Ruhuyla Kazandı
At sahibine göre kişnermiş; Bülent Korkmaz'ın mücadeleci, inatçı ve savaşçı ruhunun Galatasaray'a aşılandığı Konya'da belgelendi.. Ayakta durmanın, ayağa pas oynamanın, top sürmenin çok zor olduğu "Patates tarlası"na benzeyen zeminde Galatasaray, Arda'nın sakatlanma pahasına topa kafasını sokarak attığı golle çok önemli üç puan alarak şampiyonluk yarışının içinde olmayı başardı.
Arda'nın attığı golün pozisyonunda eğer yabancı bir oyuncu olsaydı Jefferson'un geliş şekline göre aynı fedakarlığı ve cesareti gösterebilir miydi? Sakatlanma pahasına kafasını topa sokar mıydı? Bence sokmazdı.
Galatasaray ilk yarı fizik gücünün yettiği oranda akıllı oynadı. Kewell-Arda ikilisi kanat bindirmelerinde etkiliydi.. Barış-Ayhan ikilisi göbeği ortaklaşa kontrol etti. Ayhan daha çok pas dağıtımını üstlenirken, Barış tükenmeyen enerjisi ve inatçılığıyla Konya'nın göbekten akın yapmasını engelledi.
İkinci yarı Galatasaray dokuz kişi oynadı!. Ümit Karan-Aydın ikilisi Lincoln'un bile pres yaptığı ortamda takımın mücadele gücüne ortak olmadı.. Nonda gibi top tutabilen bir oyuncu varken kötü zeminde Karan'ın girmesi hataydı.
Konya, Galatasaray'ın üzerine çok adamla geldi. Emre Aşık-Meira yüksek toplarda ve ilk hamlelerde başarılıydı. Hakan ve Sabri kademe hatası yapmadı.. Barış ve Ayhan iki kişilik oynadı.. Galatasaray 72 saatten az bir süre sonra çıktığı "Kırılma noktası" sayılacak Konya deplasmanında mücadeleci ruhuyla kazandı.