Aykut Kocaman'dan zehir zemberek açıklama
Teknik direktör Aykut Kocaman, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulunurken A Milli Takım Teknik Direktörlüğü görevine getirileceği iddialarına net yanıt verdi.
Fenerbahçe’nin eski teknik direktörü Aykut Kocaman TRT Spor’da katıldığı programda sessizliğini bozdu.
Sarı lacivertli takımdaki görevinden ayrıldıktan sonra hiçbir mecrada açıklama yapmayan Kocaman, son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
A Milli Takım Teknik Direktörlüğü için adı anılan Kocaman iddialara net yanıt verirken Fenerbahçe’nin Phillip Cocu ile geride kalan 5 haftalık performansını değerlendirdi.
Yabancı sınırlaması hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kocaman’ın açıklamalarından satır başları;
‘Ziraat Türkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi’nden daha zor’ sözleri üzerine Aykut Kocaman, “2 veya 3 Şubat’ta Beşiktaş’la oynadık çeyrek finalde, Konyaspor’daydım. Sonrasında Fenerbahçe ve Galatasaray geliyordu. Avrupa Ligi’ne katılmaya çalışıyorduk o dönem. Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yi onre etmek ve işin zorluğunu vurgulamak için böyle bir saptama yapmıştım. Düz okuyunca öyle anlaşılmıyor tabii ki.” ifadelerini kullandı.
MİLLİ TAKIM İDDİALARINA YANIT : “Şu an için kimseyle görüşmediğimi söylemem lazım. Ben hayatı şöyle yaşan bir insanım; sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma. Genel olarak hayat bakışım bu. Bir yerde çalışırken rahatsız edecek, etik olmayan bir takım şeylerin içinde olmayı istemiyorsam aynı şeyi bunun için de söyleyebilirim. Milli Takım’da saygın bir teknik direktör var. Böyle bir durum oluştuğu zaman bunlar konuşulabilir. Bugün itibariyle böyle bir şey söylemek kuruma ve çalışanlara da saygısızlık. Çalışan bir saygın teknik direktör var, başarılı bir teknik adam. Bir şey söylemem doğru değil, bugün itibariyle bu konu hakkında konuşmam saygısızlık. Siz de sormamış olun”
“GEÇEN SEZON 3 TEMMUZ’DAN DAHA YIPRATICIYDI” : “Geçen sezonki süreç 3 Temmuz’a göre daha yıpratıcıydı benim adıma. 3 Temmuz’da bunu yapanlara karşı büyük bir birlik vardı kulüpte. Güç birliği vardı. Direnme gücü hepimizi güçlendiriyordu ancak geçen sezon her manada en yıpratıcı dönemdi. Bütünlüğü sağlayacak ana unsurlar çekilmişlerdi. Taraftar, yönetim, camia hepsi ayrılmıştı. Benim adıma yıpratıcı geçti ve pek çok insanla çatışma haline girdim ve o nedenle dinlenme sürecini uzun tutacağım. Hem benim hem ailemin ihtiyacı var buna. İkinci yarıdan itibaren isteyen kulüplere göre ekibimizle antrenörlüğe döneceğiz. Konyaspor örneğindeki gibi yapılmayanları yapmaya çalışacağız. Bulunduğumuz yerin ulaşılmamışına göre götürmeye çalışacağız.”
“COCU DA AYNI ŞEYLERİ YAŞIYOR” : “Hayatın kendi içinde gerçekleri, var bu oyunun da gerçekleri var. Ben uçuk kaçık acayip acayip şeyler yapma hayaliyle yaşayan birisi değilim. Yeni gelen antrenör (Cocu) de üç aşağı beş yukarı oraya doğru gidiyor. Bu evrensel gerçekler. Tabii ki gidişat içinde bir takım şeyleri gözlemliyorsunuz. Bir takım yanılgılar oluyor. Olumlu ya da olumsuza değişen bir şeyler oluyor. Geçişler böyle oluyor. Şimdiki antrenör de aynı şeyleri yaşıyor.”
“FENERBAHÇE’NİN YAŞADIĞI SORUN BU” : “Ya kadro devamlılığında karar verildikten sonra devam ediliyor ya da bu değişim lig başlamadan 2-3 hafta evvel sonlanmış olsaydı belki Fenerbahçe adına bir takım şeyler birkaç puan daha farklı olabilirdi. Temel yola çıkıştaki düşünce farklılığı en büyük problem. Değişim planlıyorsanız ana parçalarından birisi de ufak tefek hayal kırıklıkları olacaktır bir şeyler oturana kadar. Çok oyuncu varken kim kiminle daha uyumlu, kim daha takımı aşağı çekiyor, hangi oyuncular ne zaman kaç dakikalık oyunculardır, yoksa bazı oyuncular farklı mı kullanılmalı. Bu arayışlar ve sonlandırma süreci uzun sürebiliyor. Fenerbahçe’nin yaşadığı sorun bu, bir süre de bu olacak. Konya maçındaki gibi ekstra galibiyetler bu gidişatı hızlandıracak ve dokuyu sağlamlaştıracak şeyler oluyor.”
“ESAS OLAN OYUNCULARI VERİMLİ HALE GETİRMEK” : “Sezon başında yaptık biz transferleri ama bunu futbolumuz için anektod olsun diye söylüyorum. Esas problem transfer değil, verimsizlik bizim problemimiz. Transfer ettiğimiz oyuncuları verimli hale getirememek. Fenerbahçe’ye gelen yöneticiler için de söylemiştim kamuoyuna da söylemiştim. Esas olan bu oyuncuların hepsi çok değerli oldukları için alındı. Tabii ki standart sapmalar olabilir. Yanlış ölçümlemeden kaynaklanan yanılgılar olabilir. Esas olan oyuncuları verimli hale getirecek düzeni kurmamız lazım. Hep bunu söyledim. Sonuçta şöyle oldu. Özellikle Fenerbahçe’nin atak yapmaya başladığı dönem 11. haftadan sonra oldu. Sonraki 23 haftalık süreç hemen hemen oynayan ve kazanma alışkanlığını edinmiş takımın 8-9 oyuncusu bir sezon evvel kalan ve ondan önce gelen oyunculardı. Net bakarsanız görürsünüz.”
“1 TANE FUTBOLCU BİLE MİLLİ TAKIM’A ALINMADI” : “Yabancı sayısını 14’e getirirken 14 Türk oyuncunun da bir takım arka planını hazırlayabiliyorsanız anlamak mümkün. Bizim ülkemiz pek çok alanda olduğu gibi üretmeyi seven ülke değil. Böyle bir insan toplulumuz yok. Daha kolaycılığa ve ucuzculuğa giden bir yapımız var. Ne yazık ki böyle. Kolaya ve ucuza gitme şansımız var. Bütün kulüp yöneticileri direkt oraya yöneldi. Artık tamamen borçlanıyoruz. Kulüp yöneticileri buraya gidiyor, oyuncu yetiştirme konusu boşlanıyor. Federasyon kulüplere, oyuncu üretenlere ödül vermeli. Yabancı serbest kalırsa aynı şekilde devam ederiz.’ Ben bunun da farkında olarak kendi sözlerime girerken Konyaspor’un serüvenini anlatırken ki durumu anlatıyorum. Bir yere doğru gitmek istiyoruz, engeller ne olabilir, sıkıntılar ne olabilir bunları çözümlemeden yabancı sınırı serbest kalsın demek anlamsız. Konyaspor’u çalıştırırken 1 tane futbolcu bile Milli Takım’a alınmadı. Futbol Direktörlüğü yapan kişinin teşvik amaçlı bunu yapması lazımdı. Benimle iletişime bile geçmedi.”
