Bağış Erten'den çok ilginç bir soru
Bağış Erten, Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki şampiyonluk yarışının sonu yaklaşırken ilginç bir soru sordu.
Radikal Gazetesi yazarlarından Bağış Erten, Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki şampiyonluk yarışının sonu yaklaşırken orta ya da bir çok iddia atıldığını ve bu sezonu ileride nasıl hatırlayacağımızı sordu.
İşte Bağış Erten'in yazısı:
Tarih aslında bir okuma biçimidir. Hangi olaya ya da tarihsel ana bakarsanız bakın, sizin okuma biçiminiz ona bir anlam verecektir. O yüzden kimisi tarih deyince büyük büyük olaylar, savaşlar, imparatorlar, krallar anlar. Kimisi ise bazen bir peynircinin günlüğünden toplumsal tarih okuması yapar.
İşbu nedenle tarihçiler de ekollere, okullara göre ayrılır. Klasik örneği yineleyelim. Kimilerine göre Birinci Dünya Savaşı'nı çıkaran şey Arşidük'ün vuruluşudur, kimine göre yıllarca süregelen tarihsel paylaşım süreci. İkinci Dünya Savaşı'nı Hitler'in çılgınlığına indirgeyerek anlatanlar da bulursunuz, faşizmin kitle ruhunun izlerini sokak sokak araştıranlar da...
Sözün özü tek bir tarih yoktur. Varsa da onun binbir türlü okuması, farklı perspektifleri vardır. Futbolda da durum pek farklı değil aslında. Daha önce de yazmıştım. Tuttuğunuz takımı siz belirlememiş ya da aklıselimle seçmemiş olabilirsiniz. Birileri sizi bir takıma bulaştırmıştır ve görünen o ki kurtuluş yoktur. Ama nasıl tutacağınızı siz belirlersiniz. Hiç değilse neresinden tutacağınızı...
Şampiyonluk yarışının son düzlüğünde iki takımla ilgili onlarca şey söylüyor, onlarca spekülasyon yapıyoruz. Trabzonlular şikâyetçi, Fenerbahçeliler şikâyetçi. Şikeler, teşvikler, iç hesaplar hep gündemde. Herkesin ağzından çıkanı duymadığı zamanlar var. Masaya yumruğu vuracağım diye tüm masayı yerle bir edenlere alışır olduk.
Peki böyle mi hatırlamak istiyorsunuz bu tarihi? Şampiyon olan takımın tarihi bu mutsuzluk, memnuniyetsizliklerle mi yazılacak? Misal Trabzonsporlular her şeyi kaçırdığı iddia edilen Umut'a, giderek formu düştüğü söylenen Colman'a, aklı transfere takıldı dedikodusuna maruz kalan Selçuk'a, hep kendine oynamakla itham edilen Alanzinho ve Yattara'ya 'rağmen' mi şampiyon olduk diyecekler? Yoksa ligde 100 gole ulaşan ender Trabzonlulardan Umut'un umut veren golleri, futbolu iki yönlü oynayan nadir yabancılardan Colman'ın zarafeti, 'Türkiye'nin Fabregas'ı' Selçuk'un aklı, Alanzinho ve Yattara'nın olmazı başaran ruhuyla mı şampiyon olduk diyecekler?
Sempatik başkan Sadri Şener'in hangi sözleri gelecek akla? Şenol Güneş'i Aykut Kocaman'ın elini sıkışıyla mı hatırlamayı tercih edeceksiniz? Yoksa Aykut Kocaman'ın talihsiz açıklamalarına verdiği sert tepkiyle mi? Aynı senaryonun yine çift taraflı bir Fenerbahçe versiyonu da var. Yeni Malatyaspor maçına kadarki Fenerbahçe'ye neler deniyordu, hatırlayın. Hangi Aykut'u, hangi Alex'i seçiyorsunuz?