Bir Yudum Mutluluk Tanesi.. Nebil Özgentürk ile futbol sohbeti
Hayatın içinde nitelikli insan olmak mühimdir. Doğruyu güzel düşüncelerle düşünebilmeyi bilmek , iyi bir insan olabilmek için az şeye gereksinim duymak gibi…
Hayatın içinde nitelikli insan olmak mühimdir.
Doğruyu güzel düşüncelerle düşünebilmeyi bilmek , iyi bir insan olabilmek için az şeye gereksinim duymak gibi…
Birbirinden güzel insan hikayelerini bizlere anlatan, sevgi dolu belleği ile, Nazım Hikmet, Tarık Akan, Cem Karaca, Yılmaz Güney, Lefter gibi değerli isimleri bizlere tanıtan, ince detayları sentezleyecek kadar analitik düşünceye sahip olan Belgesellerin Picasso'su Nebil Özgentürk'ü, İnternetspor'un VIP konuğu olarak ağırladım..
"Gökyüzü Herkesindir".. "Benim belgesellerim, hikayelerim artık benim değil, gökyüzünün.. yani herkesin".. "Bu memleket bizim.. Karacaoğlan'ın, Pir Sultan'ın, Yaşar Kemal'in, Nazım Hikmet'in, Mevlana'nın".. "hayat umutsuzluktan umut yaratmaktır "der, Yaşar Kemal.. Futbolun Ordinaryusu Lefter...
Sözleriyle kuramsal ağırlık taşıyan paragrafların sahibi, bir yudum mutluluk tanesi Nebil Özgentürk ile, tarihten bu güne notlar...
Akmerkez'in gözdesi Take A Seat'in, hayatın akışına temas eden noktası Filozofi Cafe'de tarihten anılardan günümüze tatlı bir futbol sohbeti yaptım.. ve bu güzel sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.
Hakan Cerrahoğlu : Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş... Futbolun 3 İstanbul'u, 3 büyükler ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
Nebil Özgentürk : Ben Galatasaraylıyım, gayet tabi Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş tarihimizin önemli camiaları, tarihin çınar ağaçları.. köklü en büyük kulüpleri... Galatasaray belgeselini yapmış bir insan olarak söylemek gerekirse, Ben üç büyüklerin aralarında oynadığı büyük maçlarda hayatın durmasını savunanlardan değilim.
Ben memleket meselesine inanan bir insanım. 28 şehidin verildiği Şırnak mezrasında sorumluluk duymalıyız, saygı duruşuna geçmeliyiz,
maçları ertelemeliyiz, hassasiyet göstermeliyiz diye düşünüyorum. Abartılı maç izlememek gerekiyor. Bunları kitabımda da yazdım. Böyle büyük camialar kolay kurulmuyor...
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş zor koşullarda kurulmuş kulüplerimizdir. Abdülhamit zamanında yasakların olduğu ortamda sosyalleşmek, modernleşmek için kulüpler kurmuşlar. Ali Samiyen'ler ,Tevfik Fikret'ler, Can Bartu'lar, Metin Oktay'lar, Lefter'ler, büyük şairler, sanatçılar, baba gündüzler.... güzel adamlar bunlar.
Hakan Cerrahoğlu : Siz "Futbolun ordinaryosu Lefter" adlı kitap yazdınız. Bize Lefteri nasıl anlatırsınız?
Nebil Özgentürk : Galatasaray taraftarı olmama rağmen, Lefter için akan sular durur benim için. Efsanedir benim için Lefter. Bine yakın
belgeselim var. Lefter, benim tarafımdan yapılmış tek belgeseldir. Lefter Türkiyelidir. Hem Fenerbahçeli, hem Beşiktaşlı, hem
Galatasaraylı Türkiye'nin efsanesidir. Bu ülkenin insanıdır. Lefter rum ailesinin bir evladı olarak Türkiye'nin efsanesiyken, Fenerbahçe'nin gol kralıyken Büyük adadaki evini Galatasaraylı taraftarlar bir gün taciz etmişler, niye?..
Rakip takımın futbolcusu diye.
O zamanlar Türkiye büyük olayların içindedir. 6-7 Eylül olaylarıdır bunlar. Bu olayların olduğu zamanda Lefter'i çok ağlatırlar.. ve Futbolun Ordinaryusu Lefter,
O günlerde çok üzülür ama delikanlı yüreği ile Fenerbahçe'nin ve Türkiye'nin efsanesi Lefter kimseyi şikayet etmez. Bu çok önemli bir olaydır. Lefter'in büyüklüğünü gösteren.
Bu anekdot, kitabımda ve yapmış olduğum belgeselde mevcut. Sevgili Hakan kardeşim, Lefter belgeseli ile ilgili önemli bir bilgi daha paylaşmak isterim.
Bu belgesel için Ali Koç sağ olsun İtalya'da , İtalyan Televizyonundan Lefter'in İtalya'da oynadığı dönemlerdeki arşiv görüntülerini çok ciddi
bütçeler ödeyerek satın aldı ve bize hediye etti. ince ve zarif bir duyguydu bu.. ve tabi ki fedakarlık ve Vefa örneği..
Hakan Cerrahoğlu : Yaklaşan bir kongre var Fenerbahçe'de, sizce Ali Koç'mu Aziz Yıldırım mı?
Nebil Özgentürk : Fenerbahçe Türkiye'nin çok köklü bir camiası, bir çınar ağacı. Benim hissettiklerim değişim şeklinde. Değişim hayatın realitesidir. " Değişimin bizzat kendisi değişimdir" bu önemli bir söz. Ben Fenerbahçe'de değişimi hissediyorum. Türkiye'nin 25 Milyon yakın insanın ilgilendiği, taraftarı olduğu, uğruna ölümlere gidilip - gelindiği bir camiadan bir kulüp'den söz ediyoruz. Gayet tabii çok etkileyici bir durum bu.
Hakan Cerrahoğlu : Ali Koç hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Nebil Özgentürk : Ali Koç yaptığı tüm işlerde başarılı olmuş vizyoner bir insan. Fenerbahçe'nin Ali Koç gibi donanımlı, dünya ile bağlantılı , profesyonel bir anlayışa sahip bir insan tarafından yönetilmesini doğru bulurum. Benim kişisel anlayışıma göre sağlıklı, vicdanlı ve doğru kararlar alabilecek insanların, böyle büyük kulüplerin başına lider bir yönetici olarak gelmesi önemli. Ali Koç daha sakin soğukkanlı biri. Yıllarca büyük bir kurumun başında profesyonel başarılı bir yönetici. Sakin ve karizmatik tavrıyla Fenerbahçe'de etkileyici bir başkan adayı Ali Koç. Ali Koç'un yanlış yapma şansı yok. Yanlış yapmaya imkanı da yok, zamanı da yok. Ali Koç öyle bir aileyi temsil ediyor ki; Eğer başkan seçilirse Türkiye'nin büyük kulüplerinden biri olan Fenerbahçe'nin daha başarılı olacağına inanıyorum. Yanlış yapmaz demiyorum. Ali Koç'un yanlış yapmaya imkanı olmadığını düşünüyorum. Ben Fenerbahçeli değilim. Bu benim dışarıdan yaptığım gözlemim, çektiğim bir fotoğraf.
Hakan Cerrahoğlu : Son soru olarak sizin 1,5 ay önce 3.baskısı olan "ATATÜRK Daima Şık" adlı yeni bir kitabınız çıktı. Bu kitapla ilgili sizden biraz bilgi alabilir miyiz?
Nebil Özgentürk : Ben tarihi olaylara ilgili, bir araştırmacı gazeteci, belgeselciyim. Bu kitap da MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün kültürel dünyasına yakın plan yapmak istedim.
Moda, şıklık, zarafet ve ATATÜRK'ün kitaba olan merakını, dünyasını anlatmaya çalıştım. ATATÜRK ile yan yana durmuş insanlara mikrofon uzattım.
Nadir Nadi ve Müzeyyen Senar gibi kendisine tanıklık etmiş insanların kayıtlarını da bilgilerime ekleyerek, ATATÜRK'ün şıklığını anlattım.
***
Dostluğu arkadaşlığı duygu okyanusu olan,
bir yudum mutluluk tanesi Nebil Özgentürk’e teşekkürlerimle...