Bursaspor onları hayal kırıklığına uğrattı
İstanbul Büyükşehir Belediyespor beraberliği ile devam eden Bursaspor yazarların ümitlerini azar azar tüketiyor...
Art arda yaşadığı puan kayıplarıyla Süper Lig'de üçüncü sıraya gerileyen Bursaspor, ligin en etkili kontra atak takımı İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında önde götürdüğü maçtan 1-1 berabere ayrılarak spor yazarlarının eleştirilerine hedef oldu.
Tuncay Hoş (Posta): Hasar büyük
Bursaspor şampiyonluk yolunda belki de en önemli virajda kaza yaptı. Çünkü İstanbul Belediye zorluk derecesi yüksek maçlara iyi motive olabilen (Bakınız; Beşiktaş ve Galatasaray derbileri) ve haddini bilerek oynayabilen bir takım.
Abdullah Avcı’nın talebeleri özellikle orta sahada alan daraltarak rakibi etkisiz kılıp ani baskınlarda sprinter özellikli forvetlerle (Holosko, İbrahim Akın) gole gitmeyi karakter haline getirmiş. İbrahim Akın’ın 8 golle takımın skor yükünü çekmesi bu savı doğrulayan bir istatistik.
Ömer Üründül (Sabah): Bu yapıyla çok zor
İyi motive olmuş bir İstanbul BŞB ile oynamak ligde her takım için zor. Çünkü İstanbul BŞB, sınırlı kadrosuyla basit ve akılcı oyun modelini iyi uyguluyor. Ancak sakatlar, cezalılar ve hafta arası 120 dakikalık kupa maçının da yorgunluğuyla Abdullah Avcı dün Bursa'da büyük bir rotasyona gitmişti. Bilhassa defansın ortasında ciddi sıkıntı vardı. Uzun zaman sonra hazır olmayan Holosko ilk 11'deydi. İbrahim Akın'ın da Holosko ile birlikte savunma yapmadığını düşünürsek bu zor gibi görünen maçta her şey Bursaspor'un lehineydi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Bursaspor ilk yarıda bir türlü oyuna hükmedemedi, hücum zenginliği sağlayamadı. Ali Tandoğan eski formundan çok uzak. Önünde de Volkan yok. Bu yüzden geçen senenin en büyük silahı olan sağ kanat atakları bu sene gündemde yok.
Zeki Çol (Zaman): Bursaspor'da duraklama dönemi[page_end]
Şöyle bir maçı gözümün önüne getiriyorum da... Attığı gol dahil, Bursaspor'un organize atakla girdiği pozisyon sayısı neredeyse yok denecek kadar az. Kapalı savunmalar karşısında Bursaspor üretemiyor. Alan daraltan, baskı uygulayan, biraz da oyun bozan rakipler, zorlanmadan Bursaspor'un etkisini bitiriyor. O zaman biraz daha üretici, biraz daha tempolu, biraz daha agresif bir hücum organizasyonunu geliştirmesi gerekiyor Bursaspor'un. Bu oyun tarzı, artık deşifre olmuş durumda. Üstelik de fazlaca statik. Bakın dün gecikmeli de olsa Svensson-Bekir Ozan değişikliğini yaptı Ertuğrul Sağlam. Bekir'in oyuna katılımıyla orta alandaki pas alışverişi, oyundaki tempo değişti. Aynı anda Altidore'la değişen Turgay'ın katkılarıyla hem baskı hem tempo hem de kale önü karambollerinin sayısı arttı. Demem o ki, Ertuğrul Sağlam'ın topu iyi kullanan oyuncuların sayısını artırarak alternatif sistemler geliştirmesi şart. Aksi halde Bursaspor'un bu düşüşü hiç kaçınılmaz devam eder.
Selim Soydan (Vatan): İkinci golcü bulsana!
BURSA ile ilgili anlamadığım bir şey daha var.. Türkiye’nin en yetenekli 2 gencine sahipler; Volkan Şen ile Sercan.. Öyle ya da böyle ikisini de kullanamıyorlar.. Sercan bir yandan kız peşinde koşuyor, bir yandan Rusya’ya kendini transfer ettirmeye çalışıp yüzüne gözüne bulaştırıyor.. Volkan ise yine gönül işi yüzünden ABD’ye kaçtığından beri kayıp.. Bursa’nın şampiyonluğunda bu ikilinin ne kadar önemli olduğunu hatırlayın.. Onlarsız olmuyor.. Ya başkan Yazıcı ya da Ertuğrul Sağlam bu işe çözüm bulmazsa, kaybeden Bursa olur..
Turgay Şeren (Akşam): Bursa kendini ateşe attı
Bursaspor geçen yılın şampiyonu. Bu yıl da şampiyon adaylarından birisi. Dün Büyükşehir Belediye karşısında inanılmayacak şekilde kötü oynadı ve kaçırılmayacak goller kaçırdı. Bursaspor bu sonuçla bence harakiri yaptı. Oysa oyunun ilk yarısında Batalla'nın attığı golle öne de geçmişti. Herkes Bursa'dan goller bekleyip üç puanla çıkacağını bekliyordu. Ama futbol bu, neyin ne olacağı hiç belli olmuyor. O ne isterse o oluyor...!
Hakan Dilek (Fotomaç): Yağmura yakalanmak
Yağmur, bereket demek ya... 16 tane golle sonuçlanması gereken atak yapıyor Bursaspor ve bunlardan sadece birinde başarılı olabiliyor.
Memleketin en çok asist yapan adamı Ali Tandoğan, bir yandan top taşımak için bir kenara monte edilmiş Ozan, bir yandan taşıyor ama ne Altidore ne de Miller'a ulaşıyor toplar. Havadan yapılan ortalar kuşların hatırını soruyor çokça. Volkan ve Vederson'un yokluğunda Timsahlar sıkıntı çekiyor.
Sercan-hayta- Moskova'da arıyor geleceğini.
Seyirci ona 'Aldırma Sercan!' çekiyor. Yani bir dağınıklık var ortamda...
Maç, maçtan önce kazanılırmış halbuki...
Maçın hemen başında defansı da önde kurma düşüncesindeki Bursaspor, Belediyecilerin sıkıntı yaratacak denli büyük inadını aşamıyor.
Kuraldır; atamayana atarlar. Bursaspor o kadar çok dışarı oynuyor ki Belediyeciler ilk çerçeveyi bulan şutlarında hanelerine sayı ve puan yazdırıyorlar.
Hakan Arslan (Star): Kanatlar işlemeyince[page_end]
Bursaspor’un kanatları geçen yılki işleyişin çok uzağında. Nedenlerini tartışmak gereksiz. Ortada böyle bir gerçek var. Solda Ozan formsuz. Sağdaki Altidore tipik bir 4-4-2 santrforu aslında. Kanatta ne kadar verimli olacağı tartışılır. Zaten sürekli içeri kaçarak oynamaya çalışıyor. Bu da işe yarayabilir elbet, ama bek sıkça boşalan alana girerse. Ali Tandoğan bunu denedi, yeterince etkili olamadı. Dk. 25’ten sonra çift forvet oynar gibiydi Bursa’nın sahadaki görüntüsü. Ters kanattan M. Keçeli’nin ortası düğümü çözdü, Altidore’un arayışları sonuç verdi bir nebze olsun.
Büyükşehir’de Holmen’in eksikliği hissedildi. Genelde defans önünde “sigorta” konumunda oynayan Mahmut’un mecburen stopere geçmesi de hatlar arası bağlantıyı bozmuştu. Maç başında göbekten çok pozisyon verdiler. Sorunu iyice gömülüp alan daraltarak çözdüler. Bursa da tempolu oynayamayıp kopuk kopuk pres yapınca, klasik stratejileri az çok işlemeye başladı. Ta ki pozisyon hatası yaptıkları gole kadar.
Hasan Sarıçiçek (Türkiye): Vahşi Timsah’ın sancıları!
Bir kısmınız, İstanbul Belediye teknik direktörü Abdullah Avcı‘nın bu duruma; kalabalık ve katı savunmaya dayalı; güçlü, sert, etkili ve farklı mücadele anlayışının hakim olduğu oyunla büyük etki etti. Böyle düşünenler yüzde yüz haklıdır.
Fakat Bursaspor gibi şampiyon bir takım başarıda süreklilik istiyorsa bunları da aşmak zorunda değil mi? Aşamadılar, aşamıyorlar ama aşamamalarının da sebepleri var.
Mesela, Başkan İbrahim Yazıcı‘yı hedef alan “iktidar-muhalefet oyunu” Bursaspor’un gücünü kıran en travmatik bunalım.
Sercan-Volkan gibi yıldızların kullanamamasının sancıları, ulu çınarı içine düşen kurt gibi Bursaspor’u eritiyor.
Böyle bir ortamda teknik direktör Ertuğrul Sağlam ne yapar? Gözünü, kulağını ve ağzını kapayıp, “görmüyorum, bilmiyorum, duymuyorum” dercesine, içi vahşi timsahlarla dolu okyanustan inci çıkaran sihirbazın marifetini gösterecek değil ya!
İşte, güçlü bir kulüp yapısı kuramamış ortamda ancak bu kadarı oluyor.