Cüneyt Çakır Brezilya-Meksika maçındaki performansı
Brezilya'da ilk kez düdük çalan Cüneyt Çakır, zorluk derecesi yüksek Brezilya-Meksika maçında iyi bir performans gösterdi.
Japon hakem Yuichi Nishimura'nın, açılış maçında Brezilya lehine verdiği penaltının ardından, Brezilya-Meksika maçında gözler Cüneyt Çakır'ın üzerindeydi.
UEFA'nın en güvendiği hakemlerin başında gelen Çakır, maç boyunca başarılı bir yönetim gösterdi. Kartına başvurmamaya gayret eden Çakır, Brezilya ve Meksika'dan 2'şer oyuncuya sarı kart gösterdi.
Maçın 88'inci dakikasında Marcelo'nun ceza sahası içinde yerde kaldığı pozisyonda "devam" diyerek, Brezilyalı oyuncunun kendisini aldatmasına izin vermeyen Çakır, zorluk derecesi yüksek maçtan başarıyla çıktı.
Çakır'ın yardımcıları Bahattin Duran ve Tarık Ongun da ofsayt pozisyonlarında hatasız bir yönetim gösterdi. Çakır ve yardımcıları böylece, turnuvanın ilerleyen günlerinde, çok daha önemli maçlarda düdük çalma şansını önemli ölçüde arttırdı.
HAKEMLER KUSURSUZ BULDU
Dünya Kupası'nda Brezilya-Meksika maçında düdük çalan Cüneyt Çakır'ın yönetimi, eski hakemler tarafından "kusursuz" bulundu.
AHMET ÇAKAR (SABAH)
Hakem Cüneyt Çakır'la bir kez daha iftihar ettim. Çok ama çok iyi bir yönetim gösterdi. Maç hem grup birinciliği açısından çok önemliydi hem de ev sahibi Brezilya ilk maçını Japon hakem sayesinde kazanmıştı. Oyun çok sert başladı ama Cüneyt acemi hakemler gibi hemen kart işine girmedi. Sonradan oyunu iyi kontrol etti. Oyunculara kendisini kabul ettirip doksan dakikayı başarıyla tamamladı. Sarı kartlar yerinde, faul tespitleri doğruydu. Son dakikalarda rakibin kolunu omzunda hisseden Marcelo kendisini yere bırakıverdi... Ama Cüneyt doğrusunu yapıp oyunu devam ettirdi. Şayet penaltıyı verse tüm dünya kendisine 'Japon 2' diyecekti. Hem kendini hem de FIFA'yı bitirecekti. Yolun açık olsun Cüneyt. Daha önemli maçlar seni bekliyor.
BÜLENT YAVUZ (HABERTÜRK)[page_end]
Brezilya-Meksika maçı, seyredenleri adeta mest etti. İşte ben bu maça şapka çıkarırım. Gol yoktu ama futbol adına her şey vardı. Önce milli marşlardan başlayalım. Futbolcular sanki savaştaymış gibi dolu dolu ve yüksek moral ile adeta 'Biz tuttuğumuzu koparacağız' diyorlardı. Seyirciler futbolun en önemli parçası olduklarını gösterirken muhteşem performansları oyuncuları kıpır kıpır yapıyordu. Aman Allahım... O ilk 15 dakika neydi öyle? Yüksek tempo, seyir zevki çok güzel futbol, bazuka gibi şutlar, kedi gibi kaleciler. İnanın seyretmeye göz yetişmiyor. Ama öyle bir mimar daha vardı ki tüm bu güzelliklerin önemli bir parçasıydı. O da Türk oğlu Türk hakem Cüneyt Çakır ve arkadaşlarıydı. Sevgili Cüneyt, zırt-pırt düdükler çalmadı. Avantaj kuralını muhteşem bir şekilde uyguladı. Futbol sertliğine müsaade etti ama ayağa yapılanları anında tespit ederek düdüğünü çalmayı da ihmal etmedi. Oyuncular sahada iyi bir hakem görünce sadece top oynadılar, birbirlerine saygı duydular ve futbol için ne lazımsa yaptılar. Kalecilere gelince... Sahadaki muhteşem oyunu sıraya koysak 1. basamağında yer alırlardı. Meksika kalecisi Ochoa, seyredenleri kendine hayran bıraktı. Bu turnuvanın bence parlayan en büyük yıldızı olacak. Bu maçın bir başka önemi de 40 yıl aradan sonra bir Türk hakeminin Dünya Kupası'nda sahne almasıydı. A Milli Takımımızın yokluğunda genç hakem Cüneyt Çakır ve ekibi ülkemizi temsil ederek kariyerlerine altın bir halka eklediler. Brezilya ilk maçında ucuz bir penaltı kazanmıştı. 88. dakikada Marcelo ceza sahasına girerken kendini bırakıverdi. Dönüp hakemden de penaltı istemez mi! Belli ki hakemi Japon zannetmiş. Sevgili Marcelo, karşında Türk oğlu Türk hakem Cüneyt Çakır var. Castelao Stadı'nda tarih yazan hatta destan yazan Çakır ve yardımcılarını yürekten tebrik ediyorum.
SERDAR TATLI (FANATİK)
Bu tür turnuvalarda, özellikle ev sahibinin maçını yönetmek zordur çünkü psikolojik baskı altında kalma ihtimali oldukça kuvvetlidir. Bir de bu takım kupanın ağır favorisiyse, zorluklar katmerlenir. Bu fikrin en somut örneğini açılış maçında Japon hakemde çok belirgin şekilde gördük. Maçın geneline bakıldığında, 88. dakikada, Marcelo'nun Meksika ceza alanı içerisinde yerde kaldığı pozisyon dışında tartışılacak pozisyonlar olmaması, Cüneyt Çakır açısından avantaj oluşturdu. Yeri gelmişken; Marcelo'nun pozisyonunda penaltı kararı verilmiş olsaydı, üzerine çok konuşulan bir karar olurdu. Basit ve etki altında kalmış bir ruh halinin vermiş olduğu karar olarak algılanırdı. Bana göre pozisyonu devam ettirerek, doğru bir karar verdi. Cüneyt Çakır ve yardımcılarını ele aldığımızda, maç boyunca uyumlu bir görüntü içerisindeydiler. Pozisyonlara yakın olması, genelde doğru düdüklerin çıkmasına vesile oldu. Sonuç olarak, şunu net bir şekilde söyleyebiliriz; Çakır, ilk maçta sınavı geçti. İlerleyen maçlarda da görev alacaktır.
SELÇUK DERELİ (AÇIK MERT KORKUSUZ)
40 yıl aradan sonra bir hakemimizin Dünya Kupası'nda olması Türk futbolu açısından son derece önemli ve gurur verici bir tablo. Dileğimiz odur ki, bu gibi büyük organizasyonların tamamında bir hakemimiz oralarda görev yapsın. Bu hem futbolumuzun hem de hakemlerimizin özgüvenini artıracağı gibi, dünya arenasındaki etkinliğimizi de öne çıkaracaktır.Brezilya ve Meksika'nın ilk maçlarını kazanması aslında Cüneyt Çakır'ın işini kolaylaştırdı. İki takım fazla riske girmezken, oyun da çok sertleşmedi. Cüneyt Çakır ilk yarı mükemmele yakın bir yönetim sergilerken, ikinci yarıda sadece Thiago Silva'nın Marquez'in ayağına basmasına sarı kart vermeliydi. Oyunun son bölümünde Meksikalı futbolcunun Marcelo'ya yaptığı müdahalede bir tutma var gibi görünse de Brezilyalı oyuncunun kendini yere bırakış şekli inandırıcılığı kaybettirdi. Kupada yaşanan hakem facialarının yanında Cüneyt Çakır'ın bu yönetimini kutlamak gerekir. Bfjru/rı bu performansı, kendisinin daha fazla maç alacağı anlamına da geliyor. Bu şekilde cesur yönetime devam ederse bir yarı final ya da final neden olmasın?