Deplasman Fenerbahçe’den sorulur
Deplasman Fenerbahçe’den sorulur
Genel olarak geçmiş yıllarda deplasman maçlarında takılan Fenerbahçe, bu yıl ligin ilk maçı olan Konyaspor maçı haricinde tüm maçlarını kazandı ve üst üste 6. deplasman maçından galibiyetle ayrıldı.
Maçın ilk yarısında Çaykur Rizespor’un etkili pozisyonları oldu. Golün öncesinde ve sonrasında tehlikeli ataklar geliştiren Rizespor, çok net pozisyonlardan da yararlanamadı. Sercan, kendisinden beklenen performansın çok altında olsa da bu maçın ilk yarısında hareketliydi. Cristian’ın attığı golde faulü yapan kişi de Sercan’dı.
Fenerbahçe’de Bruno Alves ’i beğenmedim. Rakibin etkili pozisyonlarına yabancı kaldı. Özellikle bir pozisyonda rakibini kaçırdı ve çok net bir gol pozisyonu verdi. Yenilen golde de dikkat ederseniz oyuncularda bir rahatlık vardı. Gol geldi, Fenerbahçeli oyuncular maçın tehlikeye girdiğini anlayınca işler değişti. İşte o andan sonra da rakip oyuncularda bir geriye yaslanma, skoru koruma telaşı oluştu. Fenerbahçe geçmiş yıllarda olduğu gibi değil. Geriye yaslanan takımları çok sever. Kuyt, Webo, Sow ve Emenike gibi oyuncular mutlaka bir şekilde gol bulurlar. Bu dörtlü karşısında kapanan takımlar öne geçtikleri maçları kaybetmeye devam edecekler.
Fenerbahçe’de biraz düşüş var. Bu oyuncuların inanmışlıkları ya da yorgunlukları ile alakalı değil diye düşünüyorum. Maç içerisinde kopmalar oluyor ama inanç ve hırs toparlanmalarını sağlıyor. Maçın son anına kadar bırakmamaları ne kadar inandıklarını gösteriyor.
Sow ve Emenike, karşı karşıya kalınca atmamak üzere anlaşmışlar. Zor gollerinde adamı olan Sow, kolay pozisyonları kaçırıyor. Emenike ise zor olanı yapıp kolay olanda takılıyor. Karşı karşıya pozisyonlarda biraz eksik kalıyorlar. Son vuruşlar için biraz ek çalışma gerekiyor. Cristian her ne kadar galibiyetin mimarı olsa da benim kuracağım takımda yeri olmaz. Yürüyerek futbol oynanmaz. Kendisi biraz hareketlense çok katkı sağlıyor ama bunu ayda bir yaptığı için benim gözümde oynadığı futbolun kıymeti kalmıyor. Fenerbahçe orta alanda Alper ve Salih’ten istifade etmeli. Bu iki genç yetenek sahada olursa takımın ritmi yüksek olur. Ersun Yanal’ın bu iki oyuncuyu birlikte sahada oynatma konusunda düşünceleri olduğunu tahmin edebiliyorum. Biraz daha zaman var diye düşünüyor. Bence taktiksel anlamda korkmayan Ersun hocanın bu konuda da risk alması gerekebilir. Emre’nin yokluğu, Meireles’in takım ruhuna yakışmayan hareketleri sonrasında bu ikiliyi birlikte göreceğimiz anlarda olacak.
Maçın hakemi hakkında yapılan yorumlara bakıyorum. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Son günlerde adı sık anılan Caner’in üzerine oynanıyor. Hakem hatalarının Fenerbahçe aleyhine olanları değil de rakip aleyhine olanları konuşan sözde eski hakemleri de ciddiye almıyorum. Fenerbahçe aleyhine olunca “hakemlerde insan” diyorlar ama Fenerbahçe leyhine olunca meslektaşlarını yerden yere vuruyorlar. Tutarlı olmaya davet ediyorum.