SPOR MEDYASI

Erman Toroğlu'nun açtığı dava reddedildi

Erman Toroğlu'nun spor yazarı Tahir Kum aleyhine açtığı dava reddedildi.

Erman Toroğlu'nun açtığı dava reddedildi

Eski hakem ve spor yorumcusu Erman Toroğlu'nun, yayınlanan bir köşe yazısında ''kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu'' iddiasıyla Habertürk gazetesi ve yazıyı kaleme alan Tahir Kum aleyhinde açtığı 100 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi.

 
Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına, Toroğlu'nun avukatı Vahide Güzelcan Dere ile Habertürk gazetesi ve Kum'un avukatı Simay Tezcan katıldı.

Avukat Dere, davanın kabul edilmesini isterken, avukat Tezcan ise davanın reddine karar verilmesini talep etti.
Yargıç Kayhan Duran, davanın reddine karar verdi.

Davanın dilekçesinde, Habertürk spor gazetesinde, 23 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan ve Tahir Kum tarafından kaleme alınan ''Fasulyeler'i de Anlat Hocam'' başlıklı köşe yazısında, ''Toroğlu'na son derece çirkin imalarda bulunulduğu, mesleki kariyeri ve kişiliğine saldırıda bulunulduğu'' ileri sürülmüştü.

Dilekçede, gazete ve Kum'dan, yasal faiziyle 100 bin lira manevi tazminat talep edilmişti.

İşte o yazı;

Fasülyeleri'i de Anlat Hocam

"Meslek hayatımın en ilginç, belki de en mutlu haftalarından birini geride bıraktım. Sebebi; geçen hafta bu köşede "Kabzımaldan yorumcu olursa!.." başlığıyla kaleme aldığım Erman Toroğlu yazısıydı... Gelen tepkiler müthişti... İnanılmazdı...

Öyle ki, 22 yıllık gazetecilik hayatımda, hiçbir yorumum, haberim beni, bu denli mutlu etmedi, gururlandırmadı... Aldığım o tepkilerden çıkardığım ortak sonuç; toplumda Erman Toroğlu'na karşı müthiş derecede öfke duyuluyor... Bu konuda gelen her mail ve her telefon sonrası kendi kendime "Acaba neden bu ülkede birileri de çıkıp 'En nefret ettiğiniz spor yazarı kim?' diye bir anket yapmaz" diye sordum, düşündüm! Hele hele bu konuda hazır böyle lider olabilecek potansiyel biri varken!.. Yanılacağımı sanmıyorum...

Benim merak ettiğim, onun bu konuda lider olup olmayacağı değil. Onu acaba kim takip eder ve aralarında ne kadar 'fark' olur? Az değil 22 senelik tecrübe... Mesleki tecrübem, yaşadıklarım, gördüklerim, bildiklerim bana bu konuda kimsenin Toroğlu'nun eline su
dökemeyeceğini gösteriyor... Sakın yanlış anlamayın. Bu, teknik direktör Yüksel Yeşilova'nın veya Mersinli'nin ona karşı olan öfkesinden kaynaklanan bir algı değil... Bu, meslek hayatımdaki tecrübem ve yaşanan o olay sebebiyle beni arayan, bana mail veya faks yoluyla ulaşan 'özel' insanların ortak görüşünden kaynaklanan bir algı.

Yıllarca yan yana top oynadığı futbolcu arkadaşı, yıllarca birlikte düdük çaldığı hakem arkadaşı, yıllarca birlikte çalıştığı meslektaşları, dahası hısmı–akrabası bir insandan bu denli nefret duyar mı? Bilsem ki, üstlerime, siz değerli okuyuculara saygısızlık olmayacak, her hafta 'bir Toroğlu portresi' ile karşınıza çıkarım...
Çünkü bugün o denli büyük bir malzemeye sahibim. Hem de ne malzemeye! Adeta maden bulmuş gibiyim...

Haberler 'büyük babalardan'. Belli ki onlar da yıllarca Digitürk'e ve özellikle Şansal Abi'ye olan saygıdan ses çıkarmamış, hep içlerine atmışlar!

Yazılacak çok şey var onun için...
Mesela; iki hafta önce ekrana çıkıp tüm Türkiye'yi "Federasyon başkanı beni Lig TV'den kovdurmak için Digitürk'ün genel müdürüne kendi ıslak imzasıyla yazı gönderdi" diyerek inandıran "Vay be" dedirten Erman Toroğlu'nun bahsettiği, elime geçmiş bulunan o 26 Ekim 2009 tarihli Özgener'in yazısını yayınlayarak ne kadar doğru (!) konuştuğunu gözler önüne serebilirim...

Mesela, yıllardır ekranlardan futbol dünyasına ahlak dersi veren dürüstlük– temizlik abidesi (!) Toroğlu'nun futbolculuk yıllarında, bazı 'özel' maçlardan sonra (!) soyunma odasının duşunun altında takım arkadaşlarına "Arkadaşlar ben fasulyelerimi peşin isterim ha!" diye seslenerek ne kadar temiz olduğunu bazı takım arkadaşlarının ağzından kaleme alabilirim...

Mesela; birlikte yıllarca düdük çalan mesai arkadaşlarının onunla ilgili ilginç hikâyelerini anlatabilirim...

Mesela, teknik direktör Yüksel Yeşilova'ya "Araya kimi soktun da Mersin'e hoca oldun?" diyen Toroğlu'nun şu dönemde 'ekransız kalmaması' için kimin onun için çaba harcadığından da bahsedebilirim...

Toroğlu'nun dediği gibi... "Her şey temiz futbol için..." Ama temiz futbol için önce temiz ve dürüst kalemlere ihtiyacımız var. Öyle değil mi?"

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER