ROPÖRTAJ

F.Bahçe'nin amacı G.Saray'ı karıştırmak!

Hıncal Uluç Fotomaç gazetesinden Bülent Can'a verdiği röportajda spor gündemini değerlendirdi.

F.Bahçe'nin amacı G.Saray'ı karıştırmak!
Hıncal Uluç Fotomaç gazetesinden Bülent Can'a verdiği röportajda spor gündemini değerlendirdi. 
 
 
Usta kalem Fenerbahçe'nin transfer politikasının sadece Galatasaray'ın işini bozmak adına oluşturduğunu Beşiktaş'ın ise batık bir kulüp olduğunu söyledi.

İşte Hıncal Uluç'un o açıklamaları

* Terim'in sohbet esnasında söyledikleri geçen haftaya damgasını vurdu. Özellikle de "Başkaları devre arasında bir oyuncuya 20 milyon euro verirken, biz 250 bin euro'ya aldığımız Necati ile işi bitirdik" sözleri Fenerbahçe'nin tepkisini çekti.

Yalan mı?

Fenerbahçeliler, 'Toplama bakarsak Galatasaray daha çok transfer yaptı' diyor.Fenerbahçe o kadar gözü dönmüş insanlar tarafından yönetiliyor ki anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.

Sene başında toplama adamlarla bir takım kurarsan, en zayıf senendir o sene senin... Bunları bir araya getirmek, takım hüviyetine getirip oynatmak, mekanizmayı çalıştırmak dünyanın en zor şeyidir. Birinci sene öyle geçer.


O takım semeresini ikinci sene alır. '20 tane futbolcu aldılar. Yepyeni takım kurdular' dediği takım yerleşik Fenerbahçe'ye 9 puan fark attı ligde...Adam bunu söylemeye utanır! 'Galatasaray toplama takım ile bize 9 puan fark attı' demeye utanır insan ya!

Söylediği lafın nereye gittiğinin farkında değil!

Fatih'in konuştuğu ara transfer... 'Ara transferde kadroma 250 bin liralık Necati'yi ekledim. Onlar 20 milyonluk Sow'u ekledi.' Yalan mı? O da doğru. Play-off'a bakmasınlar. 9 puan fark attı Galatasaray, Fener'e! Utanır, susar ve oturur.

Hamit Altıntop'un transfer süreci de ilginçti. Fenerbahçe'nin devre girmesiyle bir ezeli rekabet yaşandı ancak son noktayı koyan taraf Galatasaray'dı. İki takım arasındaki Hamit yarışıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Fenerbahçe'de son zamanlarda bir Galatasaray kompleksi var. Yani Galatasaray'a zarar vermek için işe giriyorlar.

Galatasaray'dan adam alıyorlar mesela... 'İhtiyaçları var mı, yok mu' diye düşünmeden... Galatasaray'dan adam almak onlar için büyük bir başarı!..
Ya da Galatasaray'ın transferine karışıp, 'Biz almasak bile adamın piyasasını yükseltiriz.


Galatasaray'a daha çok para ödetiriz. Ona zarar vermiş oluruz.' Bu garip bir zihniyet...

Anlamakta gerçekten güçlük çektiğim bir zihniyet içinde Fenerbahçe...

Ama Aziz Yıldırım yönetiminde değil, Fenerbahçe başından beri böyle...
Ben 1957'de gazeteciliğe başladım.

Fenerbahçe yönetiminde iki hedef vardır daima: 1- Popüler transferler yaparlar.
2- Galatasaray'a zarar verecek transfer yaparlar ya da teşebbüste bulunurlar ki Galatasaray karışsın.

FEVKALADE HAYIRLI[page_end]

Galatasaray basketbolda yeni bir yapılanma içine girdi. Durumu çok tartışılan Oktay Mahmuti'nin yerine Ergin Ataman getirildi. Kadın takımının başına Ekrem Memnun geçti ve arka arkaya flaş transferler yapılıyor. Basketbol şubesine yapılan yatırımlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Oktay'ın gitmesiyle başlayan yeniden yapılanma fevkalade hayırlı, yerinde, doğru... Oktay elindeki o harika kadroyu geçen sene rezil etti.
Kendi menajerliğini de yapan adamın getirdiği bütün adamları alarak... Ama Galatasaray'ın ihtiyacı olan, eksikleri bir türlü almayarak!.. Bir garip takviyeler yaptı. Bazı yerlerde dört adam var, bazı yerlerde hiç yok.
Ondan sonra da 'pivotsuz oyun' diye bir oyun icat etmeye kalktı. Onu da yüzüne gözüne bulaştırdı.

Amerikan sokak basketbolu; 'Koş, koş, at'a döndü Galatasaray. Koşup koşup atarsa mesele yok, koşup koşup atamazsa mağlup! Nitekim atamadı!..
Galatasaray o sıkıntıdan kurtuldu. Şimdi iyi transferler de yapıyor. Kontenjan dolayısıyla özellikle yerli transferleri çok önemli. Beşiktaş'tan aldığı Ersin Dağlı Türk pasaportlu. Fener'den Engin Atsür'ü aldı. İkisi de muhteşem transferler. Kontenjan dışı iki Amerikalı oynatıyor. Engin de öyle... Bu büyük bir üstünlük rakiplerine karşı. Geri kalan şeyleri de iyi. Ergin Atamanlı, Galatasaray'ın çok daha başarılı olacağını düşünüyorum.

BİR ŞEYLER DÖNÜYOR

Tabii kulüpler için Şampiyonlar Ligi büyük önem taşıyor. Hem maddi hem de prestij açısından... Fenerbahçe'nin rakibi belli oldu ama hâlâ bir belirsizlik var. Son olarak İnfantino, "Durumu değişebilir" dedi.

Tabii değişebilir. Geçen sene değişmedi mi; Trabzon elendiği Şampiyonlar Ligi'ne yeniden girmedi mi? Ne kadar kolay unutuyoruz. Yani Fenerbahçe kurada çıkınca, 'İşte biz demedik mi!' diye manşetler...

Trabzon geçen sene Şampiyonlar Ligi'nden elendi, UEFA Kupası'na döndü, ondan sonra Fenerbahçe'yi attılar Şampiyonlar Ligi'nden, Şampiyonlar Ligi'ne ikinci defa girdi.

Böylece tarihte Şampiyonlar Ligi'nden aynı sezon iki kere elenmek başarısına ulaştı Sadri Şener'in takımı...

UEFA Disiplin Kurulu, kararını açıklamadan hiç kimse hiçbir şeye 'Kesin' diyemez.

Karar süreci fazla uzamadı mı? UEFA neyi bekliyor?

Süreç çok uzadı aynen... Türkiye'deki gibi... Birtakım şeylerin döndüğü kesin.

30 MİLYON EURO BAĞIŞ!

Uzadığı zaman da dedikoduların haddi hesabı yok! En son Bodrum'da duyduğum şey şu, 'Fenerbahçe'ye çok yakın bir işadamı UEFA'ya 30 milyon dolarlık bağışta bulunmuş!' Salla sallayabildiğin kadar. Platini'nin, FIFA başkanlığı hesapları var, Blatter de bu son rüşvet, şike olaylarından sarsıldı. 'İşte Platini'nin, FIFA Başkanlığı kampanyasına bağışta bulunmuş.' Neler söyleniyor! Uzattığın zaman bu dedikoduların önünü alamazsın.

DERNEKLER YASASI İLE OLMAZ

Sezonun transfer bombasını, İbrahimoviç'i alan PSG patlattı. 3 yıllık sözleşme imzalayan İsveçli golcü, yılda 14 milyon euro kazanacak.

Fransız ekibe, vergiler, sigorta giderleriyle birlikte yıllık 89 milyon euro'luk bir maliyet getirdi. Bu uçuk rakamları futbolun neresine koyuyorsunuz?
50 milyon pounda Torres gittikten sonra niye gitmesin? Bir yandan dünya iktisadi krizden ölüyor ama öte yandan bu rakamlarla çıldırıyor.

Ama bu işi akıllı yaptın mı geri dönüşü var. İbrahimoviç transferini pazarlamak önemli olan... Formasıyla, tribünle, loca satışıyla, işte bilmem nesi ile o paranın büyük bir bölümünü alıyorsun zaten.

Ekonomistler bunun hesabını yapıyorlar. Kulübün ekonomisti 'Gel kardeşim' diyor sana. 'Bülent başkan, Hıncal'ı transfer etmek istiyorsun.
Şu kadara kadar çıkabilirsin.
Bunu biz karşılarız.' Paralar öyle dönüyor.
Sen kafandan sallamıyorsun; bizdeki gibi!.. Yıldırım Demirören'in transferleri gibi!

ÖNCE SPOR BAKANI LAZIM[page_end]

Senin ekonomistin diyor ki 'Arkadaş Quaresma'ya en fazla şu kadar verebilirsin' Ama sen kafandan salladın mı işte Beşiktaş bugünkü batak durumuna gelir. Fark orada...

Türkiye'de bütün kulüpler artık anonim şirket ama kulüpler hâlâ dernekler yasasına göre yönetiliyor. Oysa bu yasanın değiştirilmesi kulüplerin Türk Ticaret Kanunu'na göre yönetilmesi gerekir. O zaman bakalım böyle sallayabiliyorlar mı! Beşiktaş halka açık. Beşiktaş'a güvenip hisse senedi almış insanlar. Ee batmış Beşiktaş!.. Batmış kulübün hisse senedi ne demek? Hayır! 'Kabul eden, etmeyenler; kabul edilmiştir!' 'Yıldırım Demirören temizlendi.' Yok ya! Batanlar ne olacak? Bunun acilen değişmesi lazım. Ama bunun acilen değişmesinden önce Türkiye'ye bir Spor Bakanı lazım!..

BEŞiKTAŞ BATIK BiR KULÜP

 Maddi olarak sıkıntılı günler yaşayan Beşiktaş küçülmeye gidiyor. Yıldızlar bir bir gönderiliyor. İlginç olan Samet Aybaba'nın takımın başına gelmesiydi. Beşiktaş'ta görmezden gelinen bir teknik adamdı ve Orman takımın başına getirmeyi tercih etti. 'Aybaba bu geçiş süreci için en iyi isim' diyebiliriz herhalde...

Doğru yaptı. Beşiktaş küçülmeye mecbur. Küçülme bir plan değil. Beşiktaş maddi bakımdan şu anda batık bir kulüp. Ben Fikret Orman'ın yerinde olsam Yıldırım Demirören'i mahkemeye veririm.

Öyle 'Kabul edenler, etmeyenler; ibra edilmiştir'lerle bu iş bitmez.

Hüsnü Güreli ile yemek yedik. Hüsnü, Fikret'in en yakın dostlarından bir tanesi ve Türkiye'nin kulüp muhasebesini bilen en iyi adamdır. Dehadır yani Hüsnü... Çekildi. Dedim ki "Ya bu kadar iyi Beşiktaşlısın; niye yoksun?" "Hıncalcığım" dedi "Beşiktaş'ın maddi durumunu inceledim. Yapacak hiçbir şey yok. Beni geç kimse kurtaramaz.

O hale getirmişler kulübü. Şu anda ödenecek borç değil; ödenecek borç olsa takside bağlarsın. Beşiktaş'ın ödenmiş olması gereken borcu 67 milyon euro!"
Ödenmiş olması gereken borç ne demek; 'Adam kapıya dayanır haciz koyar, gider' demek! Kasada 5 kuruş para yok. Bu durumdaki kulüp hangi transferi yapacak? Kimi alacak? Diyelim ki dünyanın en büyük antrenörünü getirdi. Adam demeyecek mi 'Kiminle oynayacağım hemşehrim ben.' Ama Samet bunu demez. Samet, Beşiktaş'ın çocuğu...

* Yıllardır böyle bir fırsat bekliyordu.

Evet... 'U17 takımı ile oynayacaksın' deseler oynar.

ORMAN ÖZÜR DİLEMEDİ

* İki taraf için de ateşten gömlek.

Mecburen. Samet için Beşiktaş'ı yönetmek bir idealdi. O idealine kavuştu.
Fikret mecbur. Mesela bu mecburiyetteki bir adam, Sabah'ta Savaş (Ay) yazdı, Rüştü gibi bir kaleci için 'Benim olduğum yerde...' Ne kadar yanlış, ne kadar ayıp.
Fikret gibi yıllardan beri futbolun içinde bir adam kalecilikte yıllanmanın şarap gibi olduğunu bilmesi lazım.

Rüştü üstelik bu sene gösterdi ki gencecik Cenk'in yanında yedekte otururken dahi gocunmadı. Böyle de hiçbir kompleksi olmayan, lider ruhlu bir adam. Kim olduğunu bilmediğin birtakım adamlara Beşiktaş kalesini emniyet ediyorsun da orada Rüştü oturuyor ya!..

* Ki büyük sıkıntı yaşanılan bir dönem...

Evet, bu kadar imkansızlık içindeyken Rüştü gibi adamı kırıyorsun. Arkadan özür de dilemedi. 'Rüştücüğüm böyle bir şey söyledim ama ben onu kastetmedim' ya da 'Amacımı aşan bir laf ettim.' Hayır! Hakikaten inanamadım.
Ben bugün Türkiye'de hangi takımın yöneticisi olsam, Galatasaray, Fener dâhil, Rüştü'yü transfer ederim.
Gelsin, kenarda dursun. Kalecilikte tecrübe çok önemli çünkü...

İNSANI GÜLDÜREN LAFLAR

* Friedel hâlâ oynuyor mesela ve İngilizler neredeyse tapıyor.

İşte dünya tecrübesiyle orada duruyor. Schmeichel kaç yaşına kadar oynadı? Dino Zoff kaç yaşına kadar oynadı? Dünya şampiyonu İtalya'nın kalesini korurken neredeyse Rüştü'nün yaşındaydı. Yani, inanamadım. Dese ki 'Benim Rüştü'ye verdiğim para çok. Ben o paranın yarısıyla 18 yaşında bir adam bulurum. Çünkü Beşiktaş'ın şu anda paraya ihtiyacı var.' Buna bir itirazım yok. 'Ama benim olduğum yerde 39 yaşındaki kaleci olmaz!' 'Ben başkan oldukça Kayseri'den transfer yapılmaz.' Bunlar insanı güldüren laflar.
Yarın adama yedirirler bu lafları.

Yorumlar