Fenerbahçe'nin serisiyle nispet yaptı!
Fenerbahçe'nin efsane oyuncularından Cemil Turan, tutuklu yargılanmak üzere bulunduğu Metris Cezaevi'nden çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İNTERNETSPOR/ Fenerbahçe'nin efsane oyuncularından Cemil Turan, tutuklu yargılanmak üzere bulunduğu Metris Cezaevi'nden Fenerbahçe Gazetesi'nin 95. sayısında yayınlaması için bir yazı kaleme aldı, Fenerbahçe'nin yenilmezlik serisiyle adeta rakiplerine nispet yaptı.
İşte Cemil Turan'ın o yazısı:
TAKIM OLMA BİLİNCİ
Çokları gibi ben de aynı şeyleri düşünüyorum.. Ligi’nin tek yenilgisiz ve lider takımı oluşu gerçekten çok önemli, önemli olduğu kadar da anlamlı değil midir!.. Hemen her fırsatta görüyoruz.
Maçlarımızda taraftarın takımları ve kulübüne destek verip sahip çıkması olağanüstü davranışlar. Başta yönetim, teknik kadro ve futbolcularımızın verdikleri onur savaşı, her türlü olumsuzlukların üstesinden gelerek takımı başarıya götürüyor.
Son Beşiktaş beraberliğine kadar elde edilen 12 maçlık deplasman galibiyet serisi öyle azımsanamayacak sıradan bir başarı değildir. Bütün bunların yanı sıra 26 maça çıkan “Yenilgisizlik” başarısı neredeyse 1980’li yıllarda yaşanılan Fenerbahçe’nin 31 maçlık rekorumuzu tehdit ediyor.. Futbolun doğruları içinde “istikrarı sağlama” önemli bir yer tutar..
Özellikle de sahaya çıkartılan kadro istikrarı. Ancak sakatlık ve cezalar gibi zorunlu nedenlerin dışında, gereksiz “rotasyon” arzusu ile bu istikrarın korunmaması sağlıklı olmamaktadır.. Fenerbahçe’nin yaşadığı önemli sakatlıkların da arzulanan kadro istikrarına fırsat vermediği de bir gerçektir.. Sezon öncesi Gökhan, Serdar ve Emre’nin, daha sonra da Mehmet Topuz, Sezer, Semih, Selçuk ve Özer ve son olarak da Volkan’ın yaşadıkları sakatlıklar, büyük bir travmanın ardından lige başlayan iddialı bir takım için çok önemli, hatta hayati ölçüdeki dezavantajlardı.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ligin zirvesinde yenilgisiz lider olarak oturan Fenerbahçe’yi takdir edip alkışlamak gerekir diye düşünüyorum.. Hafta boyunca kadrosundaki futbolcularla bir arada olup, onları en yakından izleyen teknik kadro ve başındaki teknik sorumlu kuşkusuz, kuracağı takım tertibi açısından yorumcu ve eleştirmenlerden çok daha avantajlı ve bilinçlidir.
Önemli bir bölümünün TV ekranlarından izleyerek kamuoyuna aktardıkları görüş ve eleştirilerinin her zaman isabetli olmadığı da görülmektedir.. Sırasında bizlerin de “Şunun yerine bu oynasaydı!..” şeklindeki düşüncelerimiz oluyor elbette. Bu gibi eleştirilere muhatap olmak her teknik adamın kaçınılmaz mukadderatıdır.
Bildiğim kadarıyla da Aykut Kocaman kardeşimiz, iyi niyetli eleştiri ve önerilere kulak verip gereğini yapmaktadır.. Sakatlar iyileşip kadro tamamlandıkça, Fenerbahçe takımının belirgin bir iskeleti oluşmaktadır. Geri dörtlü Serdar’ın katılımı ile son halini alacaktır. Emre, Baroni, Selçuk, Caner ve Mehmet Topuz orta alanın alternatifleri.. Taraftar genç Sezer’in bir an önce takımda daha uzun süreli sorumluluk almasını bekliyor.. Son olarak 37 ekran TV’den izlediğim Beşiktaş derbisinden şahsen büyük keyif aldım..
Fenerbahçe’nin deplasmanda oynamasına rağmen rakibinden en az yüz defa isabetli pas yapması, daha fazla gol pozisyonuna girmesi çok olumlu idi. Beşiktaş maçlarının belalısı kaptan Alex’in siya-beyazlı kaleye attığı 13 üncü golle, sanırım benim bu derbilerdeki 18 gollük rekorumu geride bırakacak gibi gözüküyor!..
İnşallah değerli kaptanımız bu rekoru kırar da. Çünkü “rekorlar kırılmak için vardır !..”
İşte Cemil Turan'ın o yazısı:
TAKIM OLMA BİLİNCİ
Çokları gibi ben de aynı şeyleri düşünüyorum.. Ligi’nin tek yenilgisiz ve lider takımı oluşu gerçekten çok önemli, önemli olduğu kadar da anlamlı değil midir!.. Hemen her fırsatta görüyoruz.
Maçlarımızda taraftarın takımları ve kulübüne destek verip sahip çıkması olağanüstü davranışlar. Başta yönetim, teknik kadro ve futbolcularımızın verdikleri onur savaşı, her türlü olumsuzlukların üstesinden gelerek takımı başarıya götürüyor.
Son Beşiktaş beraberliğine kadar elde edilen 12 maçlık deplasman galibiyet serisi öyle azımsanamayacak sıradan bir başarı değildir. Bütün bunların yanı sıra 26 maça çıkan “Yenilgisizlik” başarısı neredeyse 1980’li yıllarda yaşanılan Fenerbahçe’nin 31 maçlık rekorumuzu tehdit ediyor.. Futbolun doğruları içinde “istikrarı sağlama” önemli bir yer tutar..
Özellikle de sahaya çıkartılan kadro istikrarı. Ancak sakatlık ve cezalar gibi zorunlu nedenlerin dışında, gereksiz “rotasyon” arzusu ile bu istikrarın korunmaması sağlıklı olmamaktadır.. Fenerbahçe’nin yaşadığı önemli sakatlıkların da arzulanan kadro istikrarına fırsat vermediği de bir gerçektir.. Sezon öncesi Gökhan, Serdar ve Emre’nin, daha sonra da Mehmet Topuz, Sezer, Semih, Selçuk ve Özer ve son olarak da Volkan’ın yaşadıkları sakatlıklar, büyük bir travmanın ardından lige başlayan iddialı bir takım için çok önemli, hatta hayati ölçüdeki dezavantajlardı.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ligin zirvesinde yenilgisiz lider olarak oturan Fenerbahçe’yi takdir edip alkışlamak gerekir diye düşünüyorum.. Hafta boyunca kadrosundaki futbolcularla bir arada olup, onları en yakından izleyen teknik kadro ve başındaki teknik sorumlu kuşkusuz, kuracağı takım tertibi açısından yorumcu ve eleştirmenlerden çok daha avantajlı ve bilinçlidir.
Önemli bir bölümünün TV ekranlarından izleyerek kamuoyuna aktardıkları görüş ve eleştirilerinin her zaman isabetli olmadığı da görülmektedir.. Sırasında bizlerin de “Şunun yerine bu oynasaydı!..” şeklindeki düşüncelerimiz oluyor elbette. Bu gibi eleştirilere muhatap olmak her teknik adamın kaçınılmaz mukadderatıdır.
Bildiğim kadarıyla da Aykut Kocaman kardeşimiz, iyi niyetli eleştiri ve önerilere kulak verip gereğini yapmaktadır.. Sakatlar iyileşip kadro tamamlandıkça, Fenerbahçe takımının belirgin bir iskeleti oluşmaktadır. Geri dörtlü Serdar’ın katılımı ile son halini alacaktır. Emre, Baroni, Selçuk, Caner ve Mehmet Topuz orta alanın alternatifleri.. Taraftar genç Sezer’in bir an önce takımda daha uzun süreli sorumluluk almasını bekliyor.. Son olarak 37 ekran TV’den izlediğim Beşiktaş derbisinden şahsen büyük keyif aldım..
Fenerbahçe’nin deplasmanda oynamasına rağmen rakibinden en az yüz defa isabetli pas yapması, daha fazla gol pozisyonuna girmesi çok olumlu idi. Beşiktaş maçlarının belalısı kaptan Alex’in siya-beyazlı kaleye attığı 13 üncü golle, sanırım benim bu derbilerdeki 18 gollük rekorumu geride bırakacak gibi gözüküyor!..
İnşallah değerli kaptanımız bu rekoru kırar da. Çünkü “rekorlar kırılmak için vardır !..”