ROPÖRTAJ

Fener'in eski yıldızdan sitem dolu sözler!

Bir dönem F.Bahçe'de Uche ile birlikte savunmanın bel kemiği olan Högh, Türk basınında hakkında çıkan haberlere isyan etti!

Fener'in eski yıldızdan sitem dolu sözler!

Fenerbahçe'nin formasını giydiği 1995-1999 yılları arasında taraftarın kalbinde taht kuran Danimarkalı Jes Högh'ün sağlık durumunun giderek kötüleştiği Türk basına yansıyınca, milyonlarca taraftar derin üzüntü duydu.

Uche ile birlikte F.Bahçe'nin defansını toparlayan isim olan Högh'ün sağ tarafının felç olduğu, yürüyemediği ve konuşamadığı yazıyordu geçtiğimiz haftalardaki haberlerde. Bu haberleri okuyunca biz de hemen Högh'ü aradık. Karşımızda haberlerde belirtilen Högh'den eser yoktu. Sesi gayet sağlıklı geliyordu. Çıkan haberlere oldukça üzülen Danimarkalı unutulmaz futbolcu, "Türk basını beni ölmeden mezara koydu." diye konuşurken şimdiki durumunu ve F.Bahçe'deki eski günlerini paylaştı.

Zaman Gazetesi'nden Hasan cücük'ün röportajı:

Hastalığın ne zaman başladı?
İskandinav ülkelerine yayın yapan Canal+ için İngiltere Premier Lig maçlarını yorumluyordum. Evim Kopenhag'a 600 kilometre uzakta olduğu için Stockholm'e gitmeden önce bir gece Kopenhag'da kalıyordum. 12 Ocak 2007 Cuma akşamı yine Kopenhag'da otel odasındaydım. Saat 22.30 sularında eşimi aradım, konuşuyordum. Konuşmam sırasında şuur kaybı yaşadım. Eşim konuştuklarımı anlamadığını söyledi. Sadece 'Yardım et, kötüyüm.' diyebildim. Endişelenen eşim hemen oteli arayarak durumumun kötü olduğunu söyleyince, odaya derhal görevliler geldi. Hastaneye kaldırıldığımda beyin kanaması geçirdiğim söylendi.

Şu an kendini nasıl hissediyorsun?
Hem hastalığın üstesinden gelmek hem de hayata yeniden tutunmak için 5,5 ay boyunca fizik tedavisini aksatmadım, düzenli egzersiz ve spor yaparak yüzde yüz olmasa da sağlığıma kavuştum. Şu anda gayet sağlıklıyım. Futbol oynayacak kadar formda değilim. (gülüyor)

Türkiye'de çıkan haberlerden nasıl haberdar oldun?
Haberi gören telefona sarılmış. Gün boyunca iki telefona cevap vermekten yorgun düştüm. Tabii bu habere çok üzüldüm. Türk spor basınının yalan haber yazmasına alışkındım. Ama burada durum çok farklı. Bir insanın hayatıyla oynanıyor. Bu kadar kolay olmaması gerekir.

Gelelim F.Bahçe'ye. Geçen sezon şampiyonluğu son maçta kaybetti. Eski takımını takip ediyor musun?
Kesinlikle tüm maçlarını takip ediyorum. Son maçta kaçan şampiyonluğa çok üzüldüm. Ama şunu unutmamak gerekir, sonuçta bu bir spor. İnsan hayatından daha önemli değil. Futbolun doğasında kazanmak ve kaybetmek var. Geçen yıla takılmadan devam etmek gerekir.

Son maçta rakip Trabzonspor'du. Şampiyonluk gidince "Trabzon, 96'nın intikamını aldı" yorumları yapıldı.
Futbol ve intikam yan yana kullanılmaz. Futbolda bu tür sözlere yer yok. Trabzon, büyük kulüp. Elbette gelip F.Bahçe ile başa baş mücadele etmek isteyecek. Rakibin Trabzon olması tamamen tesadüf. Denizli'de kaçan şampiyonlukta da rakip Trabzonspor değil, Denizlispor'du.

Şampiyon olduğunuz 1995-96 sezonunda unutulmayan bir Trabzon maçı vardı. Bu maçta neler yaşadın?
Daha önce Beşiktaş ve Galatasaray'a karşı mücadele etmiştik ama burası çok farklıydı. Rize'ye giderken otobüsün bütün camları atılan taşlarla kırıldığı için, kendimizi korumak için otobüste yere yatmış olarak yolculuk ettik. Maçta ise Trabzon çok iyi oynuyordu. İlk yarı 1-0 bitmiş, soyunma odasına giderken Rüştü'ye "Bu iş buraya kadarmış. Şampiyonluk gitti." dedim. Soyunma odasında Parreira bize sürekli 'Sabredin, mutlaka şans bulacaksınız.' dedi.

Parreira neden ayrıldı? Başkan Ali Şen'in sürekli işine karıştığından dolayı ayrıldığı iddia edildi.
Tek sebep eşinin kanser olmasıydı. Brezilya'yı dünya şampiyonu yapmış bir hoca, sezon sonu değil, işine karışıldığı anda çeker giderdi. Oynadığım dönemde başkanlar soyunma odasına genelde fırça atmak için geldi. Gerçi başkanın attığı fırçanın hiçbir olumlu etkisi de olmadı.

Takım arkadaşın Aykut takımın başına geçti. Yakından tanıyan biri olarak Aykut Kocaman nasıl biri?
Bir kere Aykut tam bir profesyonel. İşini çok ciddiye alıyor. F.Bahçe'den ayrılmasına hepimiz üzülmüştük. Taraftar ve yönetim sabır gösterirse Aykut hoca kesinlikle takımı şampiyon yapar. Aykut'un F.Bahçeliliğini kimse tartışamaz. F.Bahçe'nin başarılı olmasını Aykut'tan daha fazla isteyecek biri de yoktur. O zaman rahat bırakalım, işini güzel şekilde yapsın.

Fenerbahçe bu sezon yıldız oyuncudan ziyade, gelecek vaat eden oyuncular aldı.

Fransa'da gol kralı olmuş Niang yıldız değil mi?

Beşiktaş'ın Quaresma ve Guti'yi almasına ne diyorsun?
Quaresma büyük bir yetenek. Guti de futbolunun son yıllarında ve olgunluk dönemini yaşıyor. Ama sadece iki oyuncu takımı başarıya taşımaz. Yıldız oyuncular takımın bir parçası olduğunda başarı yakalanır.

Yorumlar