G.Saray için yapılan yazar yorumları
Kaybettiği puanlarla şampiyonluk yarışından kopan G.Saray hakkında spor yazarları hatanın faturasını yönetim ile isteksiz futbolculara bağladılar.
Levent Tüzemen (Sabah): Hedefler Şaştı!
Sivas ve Beşiktaş zirvede tek kaldı.. Galatasaray ayağına kadar gelen kısmeti kendi elinin tersiyle itti. Ve yönetim Galatasaray tarihinin en pahalı kadrosunu kurmasına rağmen koyduğu tüm hedeflerin gerisinde kaldı.
Hasan Saş maçtan sonra sahanın ortasında Ankaraspor'un golünü atan Meye için "Kimin adamıydı" diye arkadaşlarına öfkeyle bağırıyordu. Suçlu sadece Meye'ye kafa vurduran mı? Topu kaleci Sanctis'e bırakmayıp gereksiz yere korner yapan Topal mı suçlu? Yoksa Topal'dan stoper yaratmaya çalışanlar mı?
Ankaraspor, mücadele gücü yüksek, hücuma çabuk çıkan, ayağa isabetli pas yapabilen "Deli fişek" bir takımdı.. İlk 15 dakikada Galatasaray yaşadığı baskı yüzünden hücuma bile çıkamadı. Bu maçın zor geçeceğini gösteriyordu. Ancak Lincoln'ün kornerinde Kewell-Balta ikilisinin kafayla aktardığı topu Barış golü yapınca üstünlük Galatasaray'ın eline geçti...
Galatasaray kenar yönetimin yanlış hamleleri ve maçı iyi okuyamaması yüzünden önde götürdüğü Hamburg, Trabzonspor maçlarını elinden kaçırmadı mı? Ankaraspor maçında da aynı sahne yaşandı. Bir oyuncu değiştirme hakkın var. Ankaraspor üzerine yıkılmış. Al Volkan'ı sol beke, çek Balta'yı stopere, Topal'ı yolla orta sahaya maçı kitle.. Bunu bile düşünemeyen kenar yönetimin yaptığı değişikliklere ben "Ya tutarsa" gözüyle bakarım. Bu pahalı takım bugün tüm hedeflerin gerisinde kalmışsa suçlu öncelikle çapları bir takımı yönetemeyecek hocaları getiren Galatasaray yönetimidir.
Turgay Şeren (Akşam): Çukurun Dibinde Bekliyor
[page_end]Sarı-Kırmızılı takım iddiasını devam ettirmesi için bu maçı kazanmak mecburiyetindeydi. Onun için de hücuma dönük bir takımla sahaya çıktı.
Zira öyle çıkması lazımdı. Lincoln, onun önünde Baros ve Nonda.
Zaten orta sahada Ayhan, golü atan Barış maçın kader adamlarıydı.
Çok iyi oynadılar, hatta Barış kornerden gelen topu kovalayarak golü attı ve takımını ümitlendirdi.
Fenerbahçe'nin dışında Sivasspor ve Beşiktaş 3'er puan almıştı.
Galatasaray'a puan kaybetmek, kadro dışı kalmaktan başka bir şey değildi. Ama işin garibine bakın ki, son dakika kornerden gelen topa Meye, çok iyi zıpladı, çok da iyi vurdu kafayı.
Sanctis, o dakikaya kadar hiç de kötü oynamadı. Kalesinde bana ilk yarı güven verir gibiydi.
Ama öyle bir gol yedi ki, yaptığı iyi şeylerin hepsi silindi. Galatasaray'a iki puan kaybettirerek çukurun içine yuvarladı. Ankaraspor takımının beraberliği uzak bir ihtimal gibi düşünülürken, son dakika beraberlik golüyle Fenerbahçe, Beşiktaş'tan sonra Galatasaray'a da yenilmedi. Galatasaray şimdi yukarıda yazdığım gibi çukurun dibinde bekliyor.
Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Yine Hata Yine Hüsran!
[page_end]Galatasaray seyircisiz maçta Federasyon'a karşı büyük bir gövde gösterisi yaptı. Alp Yalman, Faruk Süren, Mehmet Cansun başkanları Adnan Polat'a sahip çıkarak onu ıssız maçta yalnız bırakmadılar. Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ ve de cezalı futbolculardan Arda, Sabri, Emre Aşık, sakat Emre'yle kompozisyonu tamamladılar... Bu şu demekti; Galatasaray güçlü camiadır, Adnan Polat asla yalnız değildir. Bu manzara ve mesaj mükemmeldi... Gerisi Özgener Federasyonu'nun algılamasına bağlı.
Ancak ne yazık ki son dakikada Bülent Korkmaz'ın Hasan Şaş ve Ümit'i oynatmak için gösterdiği gereksiz çaba takıma gol yedirince iki puanı kaybettiler ve ilk iki ümitleri de artık bitti!
Galatasaray geriye dönüşlerde de çok çabuk davrandı. Ankaraspor atağa kalkana kadar Baroş dahil herkes savunmasına yardıma geldi. De Sanctis ilk dakikalarda Ömer Aysan'ın şutunu mükemmel çıkardı sonrasında da yerinde hamlelerle ve sözlü uyarılarla takımını idare etti.
Galatasaray'da Sabri ve Ümit Karan olmayınca takım ilk 30 dakika içerisinde faul bile almadı.
Gol de Barış'a nasip oldu. Kornerden gelen topu 3. vuruşta Barış içeri attı. Galatasaray'ı beğendim. Hem de federasyonun bu kıyımına ve de bu kadar sakatına rağmen....
Ancak Bülent Hoca yine hata yaptı ve takıntısının kurbanı oldu. Golcü Nonda değirmen gibi gol öğütürken, 70'te Hasan Şaş'ın girmesi Baroş'un çıkması hataydı. Bülent Hoca etkin forveti çıkarıp rakibe avantaj bıraktı, hata etti! Ümit Karan da girince Ankaraspor yüklendi, Meye'yle golü attı! Atamayana atarlar, Galatasaray bu yıl hatalarının kurbanı oldu! Korkarak şampiyon olunama-yacağı da ispatlandı!
Hakan Ünsal (Star): Umutlar Tükendi
[page_end]Bülent Hoca, son haftalarda giderek büyümeye başlayan ve şampiyonluk yarışında çok ihtiyacı olan gol atma, pozisyona girme sorununu, elindeki bütün kozları sahaya sürerek çözmek istedi. Baros, Nonda ve Lincoln üçlüsüne, Kewell da destek verdi. Fakat öndeki sorunu çözmeyi, orta sahayı riske ederek halletti.
Ankaraspor da orta alanı iyi kullanmayı düşündü ama, defansın Mehmet Topal ve Semih'le öne çıkarak alan daraltması, Galatasaray'ın baskısını getirdi.
arış-Ayhan ikilisi yine orta sahanın çok koşan ve ayakta kalan isimleriydi. Barış, iyi mücadelesinin yanına bir de gol ekledi.
Galatasaray önceki maçlara nazaran daha istekli ve iyi oynadı diyebiliriz. Ancak son dakikalarda gelen Ankaraspor golü, fikstür avantajıyla şampiyonluk yarışında iddialı duruma gelen Galatasaray'ın tüm umutlarını bitirdi. Oysa, takıma Servet, Emre, Sabri ve Arda döndükten sonra, Sarı-Kırmızılılar şampiyonluk iddiasını arttıracaktı.
Dünkü beraberlik, tüm avantajlara karşın, Galatasaray'ın yarışa havlu attığının göstergesi oldu.
Lincoln'ün artık beklentileri boşa çıkarmasına da alıştık. Bir dönem asist yapmadığı ya da gol atmadığı zaman sürpriz maç oynadı sayılan Brezilyalı futbolcu, artık bir asist yapar veya gol atarsa, hepimizi şaşırtır duruma geldi.
Ahmet Çakır (Zaman): Tek Tek Atarak Bu Kadar Oluyor
[page_end]Evet, tıpkı o türküdeki gibi Sarı Kırmızılı takım haftalardır 'tek gol 3 puan' zorlamasıyla ayakta durmaya çalışıyor... Cim Bom onca eksiğine üzerine gelen boş tribünler önünde Ankaraspor'a karşı da bunu başardı, diye yazıyı noktalamak üzereydim ki o son dakika golü geldi. Hem de kahredici hatalar zinciriyle... Kısacası, çekirge bu kez sıçrayamadı.
Seyircisiz maçın neye benzediğiyle ilgili birşeyler anlatmaya çalışıp kendimi de sizi de yormayacağım. Bu saçmalığın artık bitmesini bekliyor insan ama bir türlü mümkün olamıyor. Federasyonu filan suçlamanın bir anlamı yok: Sarı Kırmızılı taraftar sanki bilerek kendini ve takımını bu azaba mahkum ediyor. Açıkçası o akıl almaz Erciyes kaybı ve iki beraberlik dışında Aslan'ın fazla bir zararı da olmadı bu maçlarda. Ama futbolun bu kadar tadını kaçıran başka bir cezanın olmadığını da görmezden gelemeyiz. F.Bahçe'nin kaybetmesinden sonra G.Saray'ın da ezeli rakibine eşlik edebileceğini düşünenler az değildi...
İkinci yarının başında Serkan Kurtuluş ve Nonda'nın yakaladıkları pozisyonları değerlendirmeleri Cim Bom'un derin bir soluk almasını sağlayabilirdi. Ancak son maçlarda Sarı Kırmızılı takım adeta iki golü birarada görmemmeye mahkum edilmiş gibi.
Savunmada Serkan ve Semih'in acemiliklerine ve rakibin rekor düzeydeki köşe atışlarına karşın öyle aman aman pozisyonlar vermediklerini de bir yere kaydetmek gerekiyor. G.Saray'ın bu durumuna Bülent Korkmaz modası demek de mümkün. Sarı Kırmızılı takım tek tek basarak bir yere doğru gitmeye çalışıyor. Orasının tam istediği yer olacağı epeyce kuşkulu ama bu kadarına da söylenecek birşey yok açıkçası. Hatta Baros'un yerine Hasan Şaş'ın alınması gibi yadırganacak uygulamaları da görmezden gelebiliriz. İşte bunların hepsi bir yere kadar geldi ve Ankaraspor'un golü bazı şeyleri değiştirdi.
Yalçın Dümer (Fanatik): Rüya Bitti!
[page_end]Sen tüm sezon olmayacak rakiplere puan verip, cepten yersen sonrasında yağmur duasına çıkmak zorunda kalırsın. Üstelik sebep olduğun ceza nedeniyle yalnız ve tek başına. Ali Sami Yen'de duyulan futbolcuların replikleri ve krampon sesleri sadece. 16 dakika başrolde De Sanctis. Mehmet Topal ve Semih'in çırpınışları. Yaşanan kısa bir travma. Normal Sivas ve Beşiktaş'ın haftayı kayıpsız geçmesi kısa da olsa konsantre eksikliği yaşatmış olabilir.
Sonrası sağlanan denge öylesine. Akşamın hırslı ve sahanın her yerine ayak izini bırakan Barış'tan bir imza fiyakalı.
Gecenin umarsızı Kewell. Avustralyalı pazar gezmesinde adeta. Bülent Hoca'nın bu futbolcuyu sahada tutup Baros'u çıkarması garip. Hasan Şaş'la umuda yolculuk ise, adını siz koyun! Hayret bin defa hayret. Bu değişikliğin semeresiyle son anda gelen beraberlik. Tebrikler hocam!
Aslında basın tribününde cezalı olan Adnan Polat'ın stada nasıl girdiği maçtan çok konuşuldu. Ahkamı yetkililere saklayalım. Neyse Ankara turnikesinin ilk ayağı, şampiyonluk rüyasını da bitirdi. Taraftarlar pankart asmış ‘Bir Galatasaray efsanesi daha yaratabilirsiniz' diye. Niyet güzel ama nasıl olacak böyle mi...