H.Bilal Kutlualp'ten bomba açıklamalar
Fenerbahçe eski yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp, birçok konuda açıklamalar yaptı.
Fenerbahçe eski yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp, birçok konuda açıklamalar yaptı; şike soruşturması ile iglili, "Ben federasyona hak veriyorum" ifadelerini kullandı.
Kutlualp, "3 Temmuz'dan itibaren herkes bir şokla uyandı ve çok zor bir süreçten geçtiğimiz konusunda herkes hem fikir. Hala da devam ediyor bu süreç kimse ne olacağını kestiremiyor. Hala herkes federasyondan bir şeyler bekledi ama ben federasyona hak veriyorum. Kulüplerin kaderini çizecek bir kurumun öyle toplumdaki beklentilere göre karar veremeyeceğini bekliyordum zaten. Doğru yaptılar çeşitli belgeye bilgiye ulaşamamış olabilirler. Bu süreci uzatalım, bir şeyleri halının altına süpürelim düşüncesiyle hareket ettiklerine inanmıyorum ben" dedi.
Kutlualp şöyle devam etti:
"Ben eski bir Fenerbahçe yöneticisi olarak dedim ki şu takıma gideyim iyi oynasın ve benim rakibimi yensin diye 500 bin dolar bir prim vereyim. Ben bunu gidip direkt kendim yapamayacağım için bu işlerin mutlaka aracıları vardır. Aracı benden aldı parayı ve ben bu aptalın parasını yiyeyim dedi. Oradaki arkadaşlar zaten iyi oynarlar dedi tutarsa ben zaten 500 bin dolarımı alırım tutmazsa "ağabey ben ne yapayım sizin takım iyi oynamadı zaten" hep böyle yaparlar bu işi çünkü bunun geyiği çok yapılır. Her kahve sohbetinde, spor sohbetinde yöneticilerin sohbetinde bunlar hep kulaklara gelir. Samimi olarak bu kadar konuşulduğu kadar manipülasyon yapıldığına inanmıyorum. Maça bakıyorum sonuçlara bakıyorum.. Teşvik primi kapsamı ucu açık bir kavram. Diyelim ki benim rakibimle önümüzdeki hafta X takım oynuyor. X takım için ben sağa sola verdiğim demeçlerde; X takım maçı ciddiye almıyor, iyi oynamayacaklar desem bu ters bir manyeldir onları motive etmektir. Buradaki motivasyonda teşvik olabilir.
TFF'NİN İŞİ NEDİR?
Etik kurulu tapeleri almış okumuş ve bir kanaate varmış. Türkiye'de şike var mı, yok mu veya teşvik var mı kontrolü, izlenmesi hep yargıdan dolayı mı olmalıdır. Türkiye Futbol Federasyonu'nun işi nedir? Maçları izliyor, yorumları izliyor. Kamuoyunun bir kanaati var herkes buna bakıyor. Türkiye Futbol Federasyonu bir maçta teşvik veya şikeden şüphelendi kendisi karar verebilir mi buna verebilir şöyle diyebilir mi bir polise, savcıya soralım bir teknik takip dinleme var mı diyebilir mi gerek yok. Türkiye Futbol Federasyonu maçı izleyip kendi karar verebilir. Etik Kurulu'nun sadece tapeleri okuyarak görüş bildirmesi bir tavsiye kararı vermesi veya görüş bildirmesini ben zaten beklemiyordum ki. Bu tapeleri bunların okumalarına da gerek yok. Yargı işi o. O oradan devam etsin. Türkiye Futbol Federasyonu olarak senin bir kanaatin varsa maçları izledin, bir heyet kurulsun maçları bir daha uzmanlar, futbol adamları izlesin, incelesin. Burada bak kaleci 3 defadır adamın önüne tokatlıyor görüyor musun ben diyorum ki okuma işi yargının işi bizim federasyonun işi o değil ki. Federasyon savcılığa başvurmadan teknik takip ya da dinleme yapamaz. Sahaya bakar sahada bir şey var mı. Benim kendi seyrettiğime göre ben sahaya yansımış bir şey görmedim. Medya mensupları da maçları izledi maç sonralarında yapılan yorumların hiçbirinde ben şike teşvik var yönünde bir yorum görmedim. Ne dediler; dediler ki bu sene Fenerbahçe şampiyon olur. Bitime 5-6 hafta kala Fenerbahçe ipi göğüsler dediler, 2 puan gerideydik önemli bir futbol yorumcusu dedi ki Fenerbahçe şampiyon olur.
İKİ ŞAMPİYON VARDI![page_end]
Trabzonspor için de şampiyon olur diyenlerde haklıydı neticede ikisi arasında geçiyordu yarış. İkisi puan puana gelmiş averajlar geçiyor yarış. Benim için iki şampiyon vardı. Keşke ikisi kendi aralarında son bir maç yapsalardı da şampiyonluğu o maç belirleseydi. O zaman bu işlerin hiçbirisi de olmazdı. Bugün bile yapılabilir bu. Fenerbahçe diyebilir ki arkadaş siz de bu işten muzdarip oldunuz, siz de bu yarıştaydınız çok güzel bir yarış çıkarttınız ikili averajda ben üstünüm ama bugün çıkın bir maç yapın kardeşim kim yeniyorsa kupayı o alsın kardeşim.
Fenerbahçe'nin eski yöneticisi sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savcılarımız, Türk polisi tabi ki iyi çalışmıştır ama bu onların meselesi. Bu kadar tape bu kadar dinleme varsa biz federasyondan yargının yerine bir karar vermesini bekliyoruz. Bu federasyonun işi değil, bu da yanlış. Federasyon yargının kararını bekleyebilir gerçekler orada meydana çıksın diye. Şuan federasyonun izlenimlerine göre şike veya teşvik verildiğine yapıldığına dair fiziki bir delil var mı elinde bir hissiyat var mı yok. Olsaydı bugüne kadar bunu zamanında yapmalıydılar diyorum ben. İllaki polisin savcının soruşturma yapmasına gerek kalmadan evvel sonra federasyonu ayırmayalım birbirinden.. Dedik ki geldiler kucağında buldular federasyon yönetim kurulunun en ağır topları büyük bir kısmı eski yönetimden gelmeler. O federasyon yapmamış ben ne yapayım diye de bir şey yok. Diyoruz ki bak şu 26 dosyaya bunun için karar ver diyoruz. Yanlıştı bu bence, federasyon da o dosyaları isteyerek yanlış yaptı bence. Federasyon polisin savcının elindeki belgelere bakmadan Fenerbahçe'nin bu işlere karışmadığını düşünüyorum devam ettiriyorum ligi, yargının kararı her şeyin üstünde olduğu için yargının kararı çıktığı zaman o zaman bir dakika arkadaşlar hepimizin üstünde yargı vardır ben şike yapmadın dememe rağmen yargının kararı geçerlidir seni veya sizleri düşürdüm diyebilir. Şu an daha savcılık iddianamesini tamamlayamamış savcılığın elinde belki 140 tane dosya var bilmiyorum içinden 26 tanesini seçmiş vermiş. İddianame yazılmamışken adli karar verilmemişken, biz diyebilir miyiz ki al 26 dosyayı bak karar ver. Bence Türkiye Futbol Federasyonu doğru yaptı. Sadece bunlara bakarak karar veremez. Türkiye Futbol Federasyonu'nun en baştaki yanlışı dosyaları eline alması oldu.
FEDERASYON DOĞRU ŞEYLER YAPTI![page_end]
"Türkiye Futbol Federasyonu aldığı kararla top yekun doğru bir karar verdi demiyorum doğru yaptığı şeyleri anlatmaya çalışıyorum" ifadelerini kullanan Kutlualp, "Kulüplere cezayı vermedi gerekli belgelere bilgilere ulaşalım ondan sonra karar vereceğiz dedi kişileri disiplin kuruluna göndermesi yanlıştır. Türkiye Futbol Federasyonu hapisteki bir insanın kulübünü yönetmesi ne derece doğrudur bunu ortadan kaldıralım diye tedbir olarak disiplin kuruluna sevk etti. Disiplin kuruluna sevk edilmek hepimizin başından gelip geçti. Bu yangının içerisinde bu mum alevi hiç önemli değil. Türkiye Futbol Federasyonu hiçbir şey yaptık olmasın diye bazı vicdanları rahatlatmak için bu insanların adlarının burada geçmesinden dolayı disiplin kuruluna sevk etmesi ne olur bütün işin seyrini değiştirecek bir durum değil ki sevk edilmeleri. Şu an sayın Aziz Yıldırım cezaevinde ve Fenerbahçe'yi temsil edemiyor. Peki Aziz Yıldırım direktif verse şunu böyle yapın dese yapmayacaklar mı ne gerek var imzasına. Aziz Yıldırım şu an Fenerbahçe Kulübü'nü yönetmiyor mu zannediyorsunuz. Tedbirli versen ne olur tedbirsiz versen ne olur hiç vermesen ne olur o konuya saplanıp kalmamalı. Türkiye Futbol Federasyonu olarak futbolun önünü tıkama aç iki sene sonra yargının vereceği karar senin aldığın kararın aksi çıkarsa yargının üstünde güç yoktur diye sportif başarıları yarışmayı iptal edersin. Yargının aldığı kararda kişiler suçlu çıkarsa federasyon ben özerkim diye kişi ya da kişileri koruyamaz ki. Kurumları kişiden ayır. Yargı suçlu bulunursa Fenerbahçe'yi ligden atabilir mi. Kişilerle kurumları bir araya sokma Fenerbahçe işini federasyonla halletsin. Bir önceki federasyonla şu andaki federasyonu bir bütün kabul ediyorum Fenerbahçe ne yapıyor onlar için bir şey değişmemiş bir şey fark etmemiş olsa yaparmış bir şey yapmamışsa şu anda 26 tane dosyayı okuyarak bir dakika ben bunları düşüreyim ceza vereyim diyemez ki. Savcılık bazı maçlarda şike yapıldığını bulmuş ama nihai kararın verilebilmesi için karar mercisi olan mahkeme yolunu izlemek zorundadır. Bazen savcı idam istiyor mahkeme hayır diyor. Biliyorsunuz; müdafaa var iddia var karar makamı var. Karar makamı bir ceza vermeden... Sayın savcıyı da eleştirmiyorum soruşturmanın selameti açısından görevini yapıyor her delili vermeyebilir. Yarın öbür gün gizlilik ortadan kalkınca öyle şeyler görürüz ki konuştuklarımızın hepsi sıfır olabilir. Şu an 26 klasöre göre konuşuyoruz ki hepsini biz görmedik. Sayın savcı iddianameyi daha bitirmemişse yargıya gitmemişse kişilerin ceza alıp almayacağı daha belli değilse bu kişilerden dolayı Türk Futbolu'nu nasıl yargılayacağız biz onu soruyorum. Bırakın Türk futbolu devam etsin ama yok bu 26 klasöre göre düşür yada çıkart diyor kamuoyu beklentisi." dedi.
Hakan Bilal Kutlualp, "Mehmet Ali Aydınlar Başkan olduktan iki gün sonra böyle şok bir olayla karşılaşınca ilk gün açıklamasında herkesin bir açıklama beklediği bir ortamda durum vahim dedi. Ben normal vatandaş olarak açıklamayı dinleyince vahim eyvah çok kötü şeyler yapmışlar bunlar diyorum. En azından Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak gidip savcıyla görüştü, ben savcıyla görüşemiyorum. Ne konuştular savcı ne gösterdi bilmiyorum. O görüşmeden çıkıp vahim diyince herkes eyvah dedi. Sonra gidip yine görüşüldü ve bu sefer de bir karar vereceğiz dedi. Nasıl bir beklenti oluştu; bu kararın kamuoyunda algısı şuydu. Düşüreceğiz sizi cezalarını vereceğize inandı. Bizde de suç var insanları rahat bırakmıyoruz ki hadi söyle söyle söyle diyoruz, adam rahat nefes alamıyor, çalışamıyor. Öyle bir baskı var ki evlerine gidip akşama kadar yaşananları izleyince sıkılıyorlar onlar da bu baskıyı kaldıramadılar. Federasyona kimse yardımcı olmuyor, sadece bizi düşürme düşürme diye bağırıyoruz. Fikirleri oturup tartışmayı yapmıyoruz acaba dedim şu 55. aadde ayeti kerime değil ki yeniden yazılabilir mi? Ve hatta federasyon bu konuda çekinceli davranabilir. Böyle olaylar oldu diye ben yeniden bu maddeyi yazıyorum demesin diye elini rahatlatalım, gelin hep beraber destek verelim ne diyor maddede şikeye ve teşviye, teşvik varsa düşürülür şiddetine göre de puan... Kelimeleri yer değiştirip puan cezası verilir şiddetine göre de düşürülür deseniz bu tartışmaların hepsi bitti. Değiştirelim kardeşim." ifadelerini kullandı.
HÜSNÜ GÜRELİ'NİN SÖZLERİ[page_end]
Hüsnü Güreli'nin sözlerine de değinen Kutlualp, "Gerçekten anlamak istenilen anlamda söylemiş olsa bile bu sıkıntılı durumda ben Beşiktaş için ne yaptım dese bile ciddiye almam Beşiktaş'ı bir şike olayından kurtardım, çalıştık bu anlamda dediğine inanmıyorum. Bu talihsizlik bunun üstüne gitmemek lazım" diye konuştu.
Yabancı sayısı konusunda da konuşan Fenerbahçe'nin eski yöneticisi, "6+2 hatadır. Kulüplerimiz sınırsız yabancı isterdi hep. Bu kolaycılık hızlı gelmesi gereken başarılar. Türk Futbolu bir sancılı dönemden geçecek ve bu doğum olacak. Bir musibet bin nasihattan iyidir bundan böyle bu tür olaylar şaka ile bile olmayacak, yeni bir dönem başlayacak bunun bir hayrı var hepimize." diye görüş bildirdi.
"Yaptığım yönetim istifa etsin yönündeki açıklamam büyük yankı buldu" diyen Kutlualp, "Demek istediğim kişiler kulüplerden ayrılsın, yeni Türk Futbolu'nda neler yapılması gerekir, Fenerbahçe için de söylediğim buydu. Fenerbahçe yöneticiliğinin üç dönem başkanlığının da iki dönemle sınırlandırılması; bunun da Türk Futbolu'na fayda getireceğini söyledim. Zaten kendinden emin kişiler istifa ederek federasyonun elini rahatlatmalılar ve kamuoyuna bu şekilde bir mesaj vermeliler demek istedim. Fenerbahçe yönetimi bugün istifa etseydi federasyon istifa edenleri disiplin kuruluna gönderecek miydi? Federasyonu şu ana kadar aldığı kararlar için hepimiz acele ettirdik. Ali Yıldırım ifade vermedi, hiçbir yerde ifadesi alınmadı.. Federasyon O'nu niçin disipline sevk etti. Tapelerde adı geçiyor diye...
Aziz Yıldırım istifa ederse iç dinamikler çalışır yeni başkanını seçer Fenerbahçe'nin 104 yıllık tarihinde Aziz Yıldırım'ın önemli bir 13 yılı vardır bunu kimse inkar edemez. Bazı açılardan başarılı sayılabilecek 13 yılı vardır. Bundan sonrası Fenerbahçe için daha da iyi ve hayırlı olur. Kesinlikle bir kaos olmaz şu andaki en kötü durumdan daha başka ne olabilir. Sayın başkan ve iki yöneticisi cezaevinde kendilerine büyük bir haksızlık yapıldığına inanıyorlar, sağlıklı karar veremiyorlar, hala sayın başkan kulübü kendisi yönetiyordur. Fenerbahçe çok büyük bir camia bu pozisyonla bu idari kadroyla yönetilemez diyorum ben.
Kim Fenerbahçeli'yse herkesin gönlünde başkan olma aslanı yatar.
KUTLUALP BAŞKAN OLUR MU?
[page_end]
Bana bugün başkan olmak istiyor musunuz diye sorarsanız, hayır öyle bir şey düşünmüyorum. Fenerbahçe'yi şu içinde bulunduğu ortamdan çıkaracak Şenes Erzik veya onun gibi biri olacağına inanıyorum. Sayın Erzik'in hiç böyle bir şeyden haberi yok bu sadece benim içimden gelen bir şey. Ortada böyle bulanık bir hava varken tecrübesiyle UEFA'yı bilmesiyle mevzuata hakim olması sebebiyle Emin Cankurtaran döneminde daha önce Fenerbahçe'de yöneticilik yapmış Şenes Erzik'in toplayıcı olması kadro kurması açısından 3-4 sene Fenerbahçe'yi yönetmesi gerektiğine inanıyorum ben. Fenerbahçe Genel Kurulu Mayıs 2012'de olacaktır. Şu an bir yönetim gelse Mayıs'a kadar gelecektir. Ligler başlamadan seçim yapılmalı bazıları diyor 3 ay için seçimi yapılır. Şu anki durum temizlenmeli. Mayıs'ta yapılacak seçimde yine seçilir devam etmelisin yargı bir yandan devam etmeli. Her gün sayın Aziz Yıldırım'ın gazetelerde olmasından eminim kendi de memnun değil. Fenerbahçe şike yaptı anlamında gündemden düşmeli. Futbol konuşmaya başlamalıyız artık bu da en iyi seçimle olur. Fenerbahçe seçimini yapmalıdır. Seçilecek yönetim önümüzdeki 5 yıl şunları yapacağım demelidir. Tüzüğü demokratik hale getireceğim, her eleştireni atmayacağım, başkana yakın olanlar Fenerbahçeli'dir, olmayanlar değildir demeyeceğim demelidir. 5 yıldır Fenerbaçe'nin mali yapısından transfer politikasından, sağlıklı bir bütçesi olmamasından dolayı eleştiriyorum. Şampiyonluk elde edebilirsiniz ama sürdürülebilir bir mali düzen olmazsa devamlı olmaz bu. Neden dolayı ben ihraç edildim.. Yaptığım eleştirilerde Sayın Şekip Mosturoğlu cımbızla hep aradı konuşmalarımın içeriğinde bana karşı kullanılacak bir şeyler bulmak için ama bulamadı. Ben Dloyt denen uluslararası bağımsız denetim şirketinin bir ifadesini dile getirdiğim ana kadar. Fenerbahçe'nin üyelerine gönderdiği bir mali tablo vardır. Ve bundan dolayı ibra isterler. Bana tablo gelince baktım ki altında Dloyt'un denetimi yazıyor. Hayır burada Dloyt'un denetimi yok dedim Dloyt'un Patronu Levent Yaveroğlu'yla konuştum o da dedi ki bizim Fenerbahçe ile işimiz sadece ve sadece SPK'dan dolayı Sportif AŞ'nin denetleme işlemini yaptık. Onun raporunu verip görüş bildirdik. Bir de Futbol Federasyonu 2014 kriterlerine hazırlık için herkesten bunu istiyor ama beni uğraştırmayın gidin bunu denetletin bir yere onlar bana göndersin, benim adamlarım bunla uğraşmasın. Orada da Dloyt'un denetimi ve altında da onayı var ama bizim üyelere gönderilen doğru değil ben bir Fenerbahçeli olarak doğruları söylemezsem ben kendi kendime şerefsiz derim. Çıkıp burada bir hata var eğer yanlışlıkla olmuşsa bunu düzeltin dedim. Yanlışlık yoksa sayın başkan Abdülkadir Kuş sizin talimatınızla mı yaptı bunu dedim. Bunu üzerine tüm yönetim kalkıp beni disiplin kuruluna verdi. Bunu nasıl söylersin dediler valla ben söylemiyorum bunu Dloyt söylüyor 9 Ağustos 2010 tarihindeki açıklama bizim Fenerbahçe ile işimiz sadece Sportif AŞ ve Federasyon'a gider dediler. Disiplin Kurulu da Aziz Yıldırım'dan talimat alarak arkamdan 3 sene geçici ihraç verdi. Mahkemem hala devam ediyor. Benimki gibi dosyalar Genel Kurul'a gönderiliyor onlarda sinyal alıyor eller indir kaldır gidiyor. Fenerbahçe'nin sadece artık el kaldır indir yapmayan aktif olarak kararlarda söz sahibi olan ve yönetimin yetkisinin aslen kendinde olduğunu bilen bu yetkiyi kendi seçtiği yönetimlere emaneten verdiğinin bilinciyle hareket eden bir genel kurula ihtiyacı var. Bu radikal bir söylemdir ve bu sözlerimin arkasındayım. Kardeşim de bana verilen ceza için iptal davası açtı ben açamadığım için. Açtığım davada mahkeme federasyona diyor ki sen bana dosyaları gönder tapelerde o da var incelerseniz, Fenerbahçe Kulübü'ne de söylüyor hesapları gönder diye. Mahmut Özgener başkanı arıyor bu Hakan Bilal Kutlualp'in açtığı davada süre doldu bu evrakları göndermemiz lazım mahkemeye ne yapacağız diye, bu konuşmada var tapelerde. Başkan da dur gönderme, ben sana Şekip Mosturoğlu'nu göndereyim o baksın diyor. O dosyaya gelen evraklara baktım, Federasyon'a gidenle biz üyelere giden evraklar arasında ben söylemeyeyim bunu....
Kutlualp şöyle devam etti:[page_end]
"Tapelerde adım geçtiği için ben de gidip bu olaylar sonrası ifade verdim emniyetin elindeki belgeleri bilemiyorum ama sordukları soruları konuları bilerek soruyorlar nokta atışı yapıyorlar. Bir örnek vereyim bana soran memur arkadaş "Siz Konuşan Fenerbahçe Platformu'nun üyesi misiniz dedi, ben Konuşan Fenerbahçe Platformu'nun üyesi değilim ama oradaki arkadaşları tanırım severim desteklerim duygularını paylaşırım dedim. Mali kongre haftasında verdikleri ilandan haberiniz var mıydı diye sordu. Haberim vardı daha önce bunu okudunuz mu evet. Buna dahil oldunuz mu dedi evet dedim. Nerede olduğunu da söyleyeyim dedim bana öyle bir şey soruyor ki biliyorlar demek ki her şeyi... Yazmışlar açıklamanın bir yerinde 13 yılda 1.5 milyar TL harcadınız eleştiri var orada ben dedim ki bu 1.5 milyar TL'yi herkes anlamaz aramızda yaşlı ve genç üyeler var onun yanına 1.5 katrilyon yazacaksınız dedim benim katkım buydu açıklamaya dedim.
İfadeden sonra Işık Eyigüngör'le konuşuyorum bana sorduklarının aynısını Işık'a da sormuş. Ne söyledin dedim baktım Işık'ın ifadeyle benimki aynı. Çapraz sorgu yapıyorlar her şeyi biliyorlar birinden biri farklı anlatsa iş değişebilir. Fenerbahçe olarak biz Türkiye'ye model olmalıyız. Bizi diğer kulüpler takip etmeli ama hakeme ona buna bağırıp çağırmamızla değil; mali anlamda yaptığımız devrimleri, sportif anlamda ve altyapıya yaptığımız yatırımlarla çıkarttığımız oyuncularla, nasıl bir Barcelona modeli oluşmuşsa dünyada biz de Fenerbahçe modeli olmalıyız. Demokratik olmalıyız, Türkiye'de başkanlık süresini kısıtlayan ilk kulüp olmalıyız. Basınla iyi geçinmeliyiz biz de basınla iyi geçinen dediğin zaman acaba bizi basın mı yönetecek paranoyası oluşuyor. Basın sizi yönetemez siz basını yönetemezsiniz ama bu dünyayı birlikte yönetebilirsiniz.
Derdinizi daha iyi anlatabilirsiniz basınla birlikte olduğunuz zaman daha güçlü olursunuz. Fenerbahçe yönetimi yedi düvelle kavgalı olamaz. Real Madrid'i de Barcelona'yı da Rüştü'nün transferi döneminde gördüm gözlemledim. Biz Fenerbahçe olarak taraftarıyla her türlü potansiyeliyle inanıyorum ki 5 sene içerisinde Avrupa'da final oynayabilir. Yeter ki doğru yönetilip popilist politikalar bırakılsın. Yeter ki bir seçim uğruna 3 sene üst üste şampiyon olacağım sözü verilmesin. Bakın o sözün verilmesi, Aziz Bey'in bazı davranışlarında etkisi olduğuna inanmıyor musunuz? Bunun yarattığı strese son dakikada kaçan şampiyonlukların stres yarattığına ben inanıyorum. Planlar yaparak ben bunları yapacağım demeli, yapamıyorsan da gidebilmeli. Ben yönetimden şunu bekliyorum önüne bir model koymalı bu zor dönemden nasıl çıkacağız, 6 ay sonra iyi veya kötü bir karar çıkarsa neler yapacağız diye yapması lazım. Ben eski bir yöneticiyim bir aydır baktım ki hakikaten bizim yönetimimiz hiç insiyatif almıyor. Canı yandığı için üzgün olduğu için fevri hareketler yapıyor. Onlar hiçbir şey yapmayınca bir ay sonra bana basın toplantısı yapmak düştü. Bunu yapan en son kişi ben olmalıydım. Onların yaptığı basın toplantısında ben dinleyici olarak kalmalıydım.
Yaptığım toplantı sonrası fikirlerim için çok olumlu tepkiler aldığım gibi Aziz Bey'i aşırı sevenlerinden twitter'dan bana küfredenler oldu 50-60 kişi var onları da mahkemeye verdim, yeni şiddet yasası çünkü bunları da içeriyor konuşmalarımıza dikkat etmeliyiz. Taraftarı yanlış yönlendirip devletin kurumlarına karşı kinlendirmemeliyiz. Bundan sonraki Fenerbahçe Yönetimi hareketleriyle söylemleriyle davranışlarıyla bir hükümet kadar tecrübeli olmalıdır.
Burası demokratik bir ülke. Bir kamuoyu oluşabilir bu savcının üstünde bir baskı yaratır yaratmaz bu savcının etkilenme olayına bağlıdır. İnsanlar izin almak kaydıyla 500 bin kişi legal bir yürüyüş yapabilirler, bundan etkilenirler mi etkilenmezler mi bilemem ama Türk Hukuk Sistemi'nde hakimlerimizin savcılarımızın bunlara alışkın olduğunu düşünüyorum. Benim gibi medya mensupları gibi kişilerin bu görüşleri dile getirmenin sıklığı bir baskı yaratabilir. Ama sonuçta kitaba bakıp ona göre karar verecekler. On milyon kişi yürüyor diye kararı böyle verelim şuradan da 5 milyon kişi yürüyüp kararı şöyle verin diyorlar diye kararı öyle vermezler zaten."
SAVCI AÇIKLAMA YAPMAK ZORUNLULUĞUNU HİSSETTİ[page_end]
"Sayın savcı ilk kez açıklama yapmak zorunluluğu hissetti 'biz son maçları biliyorduk biz maçları gülerek izliyorduk' yönündeki bu lafların doğru olmadığını savcının ağzından duyduk. Demek ki her şeye inanmayacağız. Sayın başkan sayın Cumhurbaşkanına bir mektup yazınca iş çok daha ciddiyet kazandıysa ve bundan dolayı bir açıklama yapılma gereği hissedildiyse bilemiyorum tabi onu."
"Ben soruşturmanın gidişatının sulandırılacağına falan inanmıyorum" diyen Kutlualp, "Ama ne olabilir; dileğimdir bu tabi benim, kanun neticede bir teoridir. Oturuyorsunuz kanunu yazıyorsunuz. Sonra bunun pratikteki uygulamalarını görüyorsunuz. Bu kanun yapıldı en pratiği o kadar şiddetli oldu ki, yapılan ilk test olabilecek en kötü senaryo ile oldu. Acaba bu kanun çıkartılırken bir senaryosu yapılabilseydi daha değişik çıkabilirdi. Ankara'dakiler neden kanunları yapıyor? Hayatı daha güzelleştirebilmek ve kolaylaştırmak için yapıyorlar. Daha zorlaştırmak için yapılmadı bu spor kanunu da diyorum ya Ayeti Kerime değil bu burada bazı değiştirmeler yapılabilir. Bakıyorsunuz 80 yıldan 60 yıldan bahsedenler var. Misal bugün devlet aleyhinde işlemde bulunuyorsunuz 15 seneyle yargılanıyorsunuz. Çıkan bu yeni kanun günün şartlarına ve realiteye uydurmak gerekebilir mi diye insan düşünüyor." ifadelerini kullandı.
Kutlulap, "Dürüst olalım ilerleyen günlerde davanın seyrini gördükten sonra Fenerbahçe'nin hem puanını silip, hem de düşürebilirler ama kafadan düşürme artı puan silmeyle bir endüstriyi de yok etmenin anlamı yok. Hukukun üstünlüğüne tabi ki inanıyoruz ondan taviz vermeyeceğiz tabî ki ama hukuk yapıcı şekilde revize edilirse kimse bir şey diyebilir mi buna.
Fenerbahçe düşerse Futbol Endüstrisi büyük bir yara alır, çöker. Fenerbahçe tarihinde görülmemiş bir olay başkanı cezaevinde bu tabî ki Fenerbahçeliler'i yaralıyor. Diyorum ya sen istifa et yargı sürecinin sonunda aklanırsan sen zaten Fenerbahçeliler'in gözünde efsane başkan olarak zaten hak ettiğin yeri alırsın. İstiyoruz ki aklansın Fenerbahçeliler'in başındaki yerini gelip alsın. Cezaevinde durarak alacağın tüm kararların doğru olabileceğine inanmıyoruz. Allah kimseyi düşürmesin kim olsa hepimiz yanlış kararlar verebiliriz hissiyat değişik. Artı başkanın sağlığı da bozulmuş durumda. Başkanın gücü karizmatik kişiliği ve dominantlığının yanında şu anki Fenerbahçe yönetimindeki başkan vekiliyle yönetilebileceğine inanmıyorum ben aldıkları kararları başkana sorma ihtiyacı hissediyorlardır en azından Aziz başkan olsa ne derdi diyorlardır ona göre karar alıyorlardır. Ben bunun sağlıklı bir yapı olduğuna inanmıyorum. Seçim yapılsın Nihat Özdemir aday olsun başkan olsun sorun yok ki. Başkan vekilliği ayrı şeydir bir seçim yapılarak başkan olmak ayrı şeydir. Nihat Özdemir aday olsa kazanır diye düşünüyorum. Şu anki durum itibariyle başka adayın çıkabileceğini sanmam ama teamüller nedeniyle demokratik işleyiş açısından başka biri de çıksa bile Nihat Bey'in kazanacağı kesindir.
Nihat Bey başkan olursa başkana gönül bağından başka bir şey hissetmez. Kararlarında da o olsa ne derdi diye de düşünmez. Başkan istifa etmez yola böyle devam edilirse Fenerbahçe her geçen gün zarar görür. Kişiler suçsuz bile olsalar içinde bulundukları durum Fenerbahçe üzerinde bir baskı oluşturmasın. Şenes Erzik örneğini neden verdim içinde bulunulan havadan bir an önce camia silkelenip kurtulsun diye." dedi.
EMENİKE TRANSFERİ YANLIŞ!
[page_end]
Emenike'nin transferini de yorumlayan Hakan Bilal Kutlualp, "Emenike'nin satışı kesinlikle yanlış ondan daha büyük bir yanlış da olayın mazareti. İşte çok yıprandım burada oyuncu gitmek istedi gönderdik. Güiza'yı üç senedir Allah rızası için git diyoruz gönderemiyoruz. Sen bugün buna yol açarsan yarın başka bir oyuncunda psikolojim bozuldu der şu der bu der gitmeye kalkar. Şu denebilirdi ben Emenike'nin satışında bir para menfaati gördüm. Ben bu oyuncuyu 7 milyon'a 16 ay ödemeli almıştım. Ama ben oyuncuyu 10 milyona sattım ortada dolaşan soruşturmadan dolayı bazı finansal sıkıntı çekiyorum ki bu doğaldır. Sponsorlar henüz kararlarını vermediler ben önümü göremiyorum. Acil kaynak girişi lazım burası bir kurum devamlılık lazım ondan sattık derler kimse de bir şey diyemez." diye konuştu.
Kutluap, "Şampiyonlar Ligi'ne gideceğiz işin en odak noktasındakiler yöneticiler onlar biliyor yaptı mı yapmadı mı. O kararı biz Şampiyonlar Ligi'ne gideceğiz diye veriyorlarsa yüzde yüz kendilerine inanıyorlardır biz öyle inanıyoruz. Söylemleri bu yönde. Yarın Allah göstermesin aksi bir şey çıkarsa bunun hesabını vermek çok zor olur. Kendilerine inanıyorlar ki gözümüz kapalı UEFA'ya gideceğiz neticede taahütname vereceğiz. Günün kısa hesabına şu andaki psikolojik duruma göre bir karar veriliyorsa şayet o zaman bunu bedeli ödenmez. Mutlaka en doğru kararı vermişlerdir diye inanıyoruz. Yöneticilik nedir biliyor musunuz... Hangi risk daha azdır. En az hasarla hangi limana daha çabuk sığınırım mümkünse sıfır hasarla sığınırım bunun hesabını yapmaktır. Burada Fenerbahçe için küçük bir risk alıyorsunuz ama kendi şahsınız için daha büyük bir risk alıyorsunuz. Yarın öbür gün inşallah aklanırsak bir sene Avrupa'ya gitmedim diye bu riski alırım aklanırsak da Fenerbahçe yöneticisi olarak istifa ederim o gün o kararı aldığım için. Bu kararı alabilirsen seni o zaman ilelebet başkan seçerler. Bunu yapmaları lazım diye düşünüyorum." dedi.
"Beşiktaş'ın kupayı aklanıncaya kadar geri vermesi kulağa hoş gelen bir şey ama arkası ne kadar dolu onu bilmiyorum." diyen Kutlualp, "Beşiktaş'ın bu güzel davranışının arkasından bir ikinci güzel davranış daha gelebilirdi. Bunu yapacak yeteneğe sahiplerdi neden yapmadılar diye sordum kendi kendime. Biz bu kupayı iade ediyoruz. Bize bu kupanın getirisi olan Avrupa'ya da gitmiyoruz kendimizden şüphemiz yok. Diyebilecek cesaretleri vardı aslında ama neden yapmadılar bilemiyorum." ifadelerini kullandı.
Kutlualp sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye Futbol Federasyonu'nun düşürme kararını vermemesini doğru buldum. Devre arasının kısa süre olmasını doğru buldum. Türkiye Futbol Federasyonu şunu diye bilir miydi acaba Beşiktaş'ın aklanıncaya kadar kupayı iade etmesini onurlu bir davranış olarak bulduk ama siz bu kupayı iade ettiğiniz biçin biz de seni Avrupa'ya gönderemeyiz diyebilir miydi acaba? Avrupa Kupaları hem çok güzel ama hem de çok stresli bir olay. Kulüplerimiz ya da federasyon bir karar alıp bir sene Avrupa'ya gitmeyelim diye bir konsensüs yapsalar daha iyi olmaz mıydı?
Güiza daha alınırken tepki göstermiştim. Neden kızmıştım her gol kralı çok iyi futbolcu demek değildir. Her futbolcu size uyacak demek değildir. O dönem Zafer Biryol gol kralı olmuştu ama bize gelince başarılı olamamıştı. Güiza gibi bir oyuncu almak istiyorsanız 17 milyon kulübe bonsevis, 4 yıl için 14 milyon da oyuncuya ödenecek parayla birlikte 31 milyonu bu oyuncuya veremezsin dedim. Bu oyuncuyu İspanya'da Barcelona, Real Madrid, Valencia neden almamış sorusunu kendine sorduktan sonra 2 milyon bonservis bedeli ile 1 milyon kazanan oyuncuyu alacaksan bu paraya alabilirsin dedim. Mallorca'ya ödenen bonservis bedeli ile ilgili İspanyol kulübünün kendi hesaplarıyla ilgili çelişkili açıklamaları oldu. Fenerbahçe'nin buna alet olmaması gerektiğini söyledim. Vatan Gazetesi'nin o günkü Fenerbahçe muhabiri Feridun Niğdelioğlu bir belge çıkarttı ortaya Fenerbahçe Güiza'nın parasını Rentesas ödemiş. Fenerbahçe parayı ödedi ama başkasının yaptığı dandik bir işe Fenerbahçe'nin hiçbir kaybı olmasa bile alet olamaz dedim. Hayırlı olmuş Güiza'nın Getafe'ye gitmesi ama Fenerbahçe'ye transfer lazım. Bu gelişen son olaylara bakarsak Türkiye Futbol Federasyonu daha aktif olmalı ve kulüplerle arasındaki ilişkiyi düzenlemeli. Bu ilişkiler resturantlarda ki yenen yemekler gibi olmamalı, zaten başkan da bunu açıkladı. İlişkiler, biraz daha seviyeli ve kurumlar arasındaki ilişkiye yakışan şekilde olmalı ki Türk Futbol'u ileri gitsin yoksa eski ilişkiler devam ederse futbolumuzda bir şey olmaz"