Karan'dan olay şike açıklaması
Eski futbolcu Ümit Karan, şike soruşturması sürecinde yaşadıklarını anlattı, çarpıcı açıklamalar yaptı..
World Travel Channel'da yayınlanan Selin’le Dünden Bugüne programında katılan Ümit Karan, çarpıcı açıklamalar yaptı.
Hikayeye en başından başlayalım, Almanyadan nasıl geldin? Kim keşfetti seni?
Beni İlhan Cavcav keşfetti… Ucuz paralara futbolcu alıp sonrasında büyük paralara satan adam… Ben de bir İlhan Cavcav klasiğiyim ucuza mal edip sonra sonra büyük paralara satıldım.
Gençlerbirliğin’de 4,5 yıl oynadım sonra Galatasaray’a geçtim. Büyük takımların hepsi beni istiyordu ama kimsenin bilmediği bir şey vardı ben Galatasaray’a imzamı 2000 yılında atmıştım . Bir yıl sonra da bu transfer deşifre edildi ve ben Galatarasaray’da oynamaya başladım.
Neden Fatih Terim’le anlaşamadığın söylenir?
Aslında sosyal hayatta çok iyi anlaşıyoruz. Ama nedense saha içinde o uyumu yakalayamadık , Fatih hoca daha çok kendi transferleriyle çalışmayı seviyor. Neden anlaşamadık inanın bende bilmiyorum.
Sen aslında Türkiye’nin en iyi forvetlerinden biriydin. Ama nedense özel hayatın sosyal hayatın hep daha çok gündeme geldi, kendinden söz ettirdi? Bu sebeple de olabilir mi?
Tabii o zamanlarda hep söylerdi şimdi de söylüyor . Hatta şimdi o zamanların şakasını yapıyor. Bana hep hayatına dikkat et, magazin basınına malzeme verme derdi.Ama o zamanlar gençtik sorumluluğumuz da yoktu tabii geziyorduk.
Pişman mısın peki o zamanlar Fatih hocanın sözlerini dinlemediğin için?
Pişmanlık mutlaka her insanın hayatında vardır. Yaptıklarımdan pişman değilim belki ama daha dikkatli ve daha düzgün bir hayat yaşayabilirdim. Daha az göz önünde yaşayabilirdim. Ama gece hayatını çok seviyordum. Arkadaşlarımın yaptıklarından bile ben sorumlu tutuluyordum. Gece dışarı çıkarken bile herşeyi bana soruyorlardı. O zamanlar hayatı ciddiye almıyordum. Sorun buydu. Olmasaydı çok daha iyi olurdu. Artık hayatı çok ciddiye alıyorum.
Galatasaray’da hareketli yıllar geçirdin ve ardından Eskişehirspor’a transfer oldun. Nasıl bir süreçti bu?
O zaman Galatasaray’dan ayrılırken hiçbirimizi keyifli mutlu bir şekilde ayrılmadık, ayrılmadık da değil gönderildik biz. Alex’e yapılanın daha kötüsünü Hakan Şükür’e, kaptan Bülent Korkmaz’a, bana ve diğer arkadaşlara yaptılar. Hepimizi topluca gönderdiler. Futbolun nankörlüğü takımı gençleştirmek adına bizi yolladılar. Alex ön plana çıktı ama bizimki daha büyük bir olaydı. Saygıyla karşıladık , ama bizi hiç hoş bir şekilde yolladılar.
Futbol Türkiye’de çok acımasız. Dünyada hiçbir ülkede böylesine acımasızlık yoktur. Biz ne sevmeyi biliyoruz ne dövmeyi biliyoruz.
İnsanlar nasıl robot değilse futbolcular değil. Hastalık olabilir, ailemde bir sorun olabilir ama insanların umrunda değil, hemen yerden yere vuruyorlar ve sonra futbolcu olarak daha da büyük sorunlar başlıyor tabii. Ben de bu olayların ardından Eskişehir’e gittim.
Sonra Şike olayları başladı. Bu süreç nasıl bir süreçti, nasıl, neden tutuklandın?[page_end]
Benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Ben tutuklandıktan 2-3 ay sonra öğrendim, neden tutuklandığımı… Açıkcası nasıl bir savunma yapacağımızı bile ilk aşamada hiç bilmiyorduk. Çünkü neden tutuklandığımızı bilmiyorduk. Benim telefon konuşmalarımın dökümünde hiçbir Fenerbahçeli ile görüşmem konuşmam yada fotoğrafım yok .
Doğrusu ben tutuklanmamda asıl sorumlunun ismimin olduğunu düşünüyorum. Ben Ümit Karan olmasaydım sadece Ümit olsaydım bunlar başıma gelmezdi. Aziz Yıldırım gibi bir ismi tutuklayınca tabii birkaç tane daha popüler isim gerekiyordu. Bana organize suçtaki görevli bile söyledi bu işte senin bir hatan yok diye. Benim ismimin bilinirliği tanınmışlığı yüzünden ben bu sürece dahil edildim.
Teşvik primi bütün takıma dağıtılır, ama yoktu böyle bir şey. Ve ben 5,5 ay yattım.
Sen yaşamayı, çalışmayı çok seven bir insansın. Nasıl geçti bu süreç? Eşin, çocuğun neler yaşadınız?
İlk bir ay koğuşta hiç kimse birbiriyle tek kelime konuşmadı. Çok zor bir süreçti. Bir saniye 24 saat gibi geçiyordu. Herkes birbirine bakıyordu. Oturup birbirimize bakıyoruz, tek kelime yok, on – on iki kişi içerdeydik. Herkes ne oldu diye şok yaşıyordu adeta. Aziz Yıldırım revirdeydi onu fazla görmüyorduk ama diğer isimler hep bir aradaydık. Mecnun başkan, Korcan, Bülent Uygun hep bir arada kaldık.
O dönemde bir arada kaldığın insanlar ile ilişkilerin nasıldı?
Orada sevdiğin kadar düşmanlık da oluşuyor. Çünkü orada olmanın sebebini başka insanlarda arıyorsun. Orada sevdiğin kadar düşmanlık da oluşuyor, çünkü karşındakine hep bir soru işareti ile bakıyorsun. Bir suçlu arıyorsun , acaba ben kimin yüzünden buradayım diyorlar. Genelde tüm konuşmalar kavga ile sonuçlanıyordu , herkes birbirini suçluyordu , vay efendim sen şöyle dedin böyle yaptın senin yüzünden buradayız diye herkes birbirine yükleniyordu. Tüm konuşmaların sonu "senin yüzünden oldu" ile bitiyordu. Ben kimseyle konuşmuyordum, o nedenle kavga de etmiyordum ama diğerleri arasında güzel başlayan tüm konuşmalar kavgayla bitiyordu.
İçerde iş bölümü yapıldığına ilişkin haberler çıkıyordu. Nasıldı iş bölümü var mıydı gerçekten?
Bizim koğuşta temizliği hep beraber yapıyorduk. Çayı isteyen yapıyordu. Yemeği de yine öyle. Gün içerisinde aramızda bir sıra bir görev yoktu kim ne yaparsa birbirine ikram ediyordu. Bizi içeride güldüren tek şey dışarıdan duyduğumuz bu haberlerdi.
Tüm bu olayların nasıl üstesinden geldin? Psikolojik bir destek aldın mı?
Üstesinden geldiğimi söylemek kolay değil. Geldiğimi de düşünmüyorum hala. Ben hala spordan spora dair her şeyden uzak duruyorum. Bana bu yıl teklifler geldi, ikinci lig takımlarından İdari Yönetici olarak ama kabul edemedim. Ama ben açıkçası hızlı bile yürümeye çekiniyorum koşmayı galiba ancak seneye daha iyi olacağım.
Birde ailen var tabii, sen bu sıkıntıları yaşarken onlarda ayrı bir sıkıntı yaşıyorlardı. Özellikle oğlun Ümitcan seni çok özlüyordu değil mi?
Benim tek düşüncem ailem ve çocuğumdu. Çocuğun dengesi çok bozuldu. Ve ben orada her hafta sadece Pazar günleri sabah on dakika arayabiliyordum, çocuğum bana soruyordu; "neden her gün aramıyorsun?" diye. Açık görüşe getiriyordu eşim ama kapalı görüşlere gelmesini istemiyorduk. Aradaki o camı görmesini hiç istemedim.
Nasıl bir açıklama yapıyordunuz?[page_end]
Benim askeriyedeki futbolculara futbol eğitimi vermek için görevlendirildiğimi söyledik. İnandı mı bilmiyorum. Benim yokluğumda evimize anne, baba, çocuk şeklinde gelen misafirleri kabul etmediğini hatta eve almadığını babanla giremezsin benim babam yok dediğini biliyorum. Zor günlerdi hepimiz için.
Çıktığın zaman neler hissettin?
Hiçbir şey hissedemiyorsun. Bildiğim tek bir şey var sokağa çıkmaktan korktum, evin salonunda oturamadım kocaman geldi bana gittim kendimi mutfağa kapattım. Peki dostunu düşmanını tanıdın mı ? Seni hayal kırıklığına uğratan insanlar var mı? Dostumu düşmanımı tanıdım ama en büyük hayal kırıklığı Eskişehirspor Başkanı'nda yaşadım.Ben Eskişehir’i kurumsallaştırmak için elimden geleni yaptım Peki ya başkan ne yaptı? Bırakın zir haber göndermeyi, beni ziyarete gelmeyi bana avukat dahi göndermedi . Teşvik primi almışım almadığım çıktı ortaya ne oldu? Kulüp başkanının her şeyden haberi olur sen kulüp başkanıysan delikanlı olacaksın, ben senin kulübüne leke mi sürdüm laf mı getirdim.
Son zamanların en çok tartışılan konusu Alex sen ne düşünüyorsun?
Alex Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu olabilir ama Türkiye’nin efsane futbolcusu değil. Bir Hakan Şükür Türkiye’nin efsane futbolcusudur. Alex’in heykelini dikene kadar ben olsam Hakan Şükür’ün heykelini dikerim. Keşke Galatasaray da bu kadar vefalı olabilseydi. Büyük ayıp ettiler.
Alex çok düzgün bir adam beni cezaevinde de ziyaret etti. Bu kadar emek veren bir adama bu muamele yapılmamalıydı.
Aile hayatından söz edelim mi biraz? Senin evlenmen de çok büyük sürpriz oldu. Çok gözde bir futbolcuydun? Nasıl oldu?
Bizi bir arkadaşımız tanıştırdı. 6 ayın sonunda evlendik, görür görmez anladım Zeynep’le evleneceğimi. Gerçi ilk tanıştığımızda birbirimizle hiç anlaşamadık sürekli bir çatışma halindeydik ama sonra çok sevdik büyük bir aşktı bizimki. Sonra Ümitcan oldu. Dünyanın en güzel en özel şeyiymiş çocuk sahibi olmak baba olmak. Hiçbir şey onun kadar güzel kokamaz. Bütün hayatım hayata bakışım değişti. Bunu anlatmak olmaz yaşamak gerekir.
Ümitcan’ın futbolcu olmasını ister misin?
İsterim ama olabileceğini hiç sanmıyorum. Çünkü futbolcu olmak için çok zor şartlarda büyümüş olman, sokakta yetişmiş olman gerekiyor. Ancak öyle mücadeleci bir ruha sahip olabiliyorsun. Çok nadir iyi durumdaki ailelerin çocukları futbolcu olabilir. Biz mecburduk, biz sokaktan geldik, para kazanmamız gerekiyordu. Gelir seviyesi düşük ailelerin sporudur futbol.
Ben on iki yaşından beri çalışıyorum. Hep dışarıdaydım çalışmadığım yer kalmadı, gazete dağıttım, pizzacı da çalıştım hep sokaktaydım. Babamı erken yaşta kaybettim, aileme ben baktım.
Evliliğinle ilgili de çok spekülasyon var hadi buna da bir açıklık getirelim, mutlu bir çift misiniz?
Ben geziyorum diye sürekli laf çıkıyor; boşanıyorlar diye. Benim gezmem için boşanmam mı gerekiyor. Ne yaparlarsa ne derlerse desinler ben boşanmayacağım. Eşimin yerini kimse alamaz.
Peki bundan sonra hayatında yeni hedeflerin var mı?
Var tabii, televizyonda yeni projelerde yer almak istiyorum. Birkaç dizi teklifi geldi anlaşamadık ama dizilerde de yer alabilirim. Artık beyaz camı seviyorum, önümüzdeki dönemde birkaç sürprizim olabilir. Gözümü oyunculuğa diktim. Çünkü artık geleceğe bakmak istiyorum.
Hikayeye en başından başlayalım, Almanyadan nasıl geldin? Kim keşfetti seni?
Beni İlhan Cavcav keşfetti… Ucuz paralara futbolcu alıp sonrasında büyük paralara satan adam… Ben de bir İlhan Cavcav klasiğiyim ucuza mal edip sonra sonra büyük paralara satıldım.
Gençlerbirliğin’de 4,5 yıl oynadım sonra Galatasaray’a geçtim. Büyük takımların hepsi beni istiyordu ama kimsenin bilmediği bir şey vardı ben Galatasaray’a imzamı 2000 yılında atmıştım . Bir yıl sonra da bu transfer deşifre edildi ve ben Galatarasaray’da oynamaya başladım.
Neden Fatih Terim’le anlaşamadığın söylenir?
Aslında sosyal hayatta çok iyi anlaşıyoruz. Ama nedense saha içinde o uyumu yakalayamadık , Fatih hoca daha çok kendi transferleriyle çalışmayı seviyor. Neden anlaşamadık inanın bende bilmiyorum.
Sen aslında Türkiye’nin en iyi forvetlerinden biriydin. Ama nedense özel hayatın sosyal hayatın hep daha çok gündeme geldi, kendinden söz ettirdi? Bu sebeple de olabilir mi?
Tabii o zamanlarda hep söylerdi şimdi de söylüyor . Hatta şimdi o zamanların şakasını yapıyor. Bana hep hayatına dikkat et, magazin basınına malzeme verme derdi.Ama o zamanlar gençtik sorumluluğumuz da yoktu tabii geziyorduk.
Pişman mısın peki o zamanlar Fatih hocanın sözlerini dinlemediğin için?
Pişmanlık mutlaka her insanın hayatında vardır. Yaptıklarımdan pişman değilim belki ama daha dikkatli ve daha düzgün bir hayat yaşayabilirdim. Daha az göz önünde yaşayabilirdim. Ama gece hayatını çok seviyordum. Arkadaşlarımın yaptıklarından bile ben sorumlu tutuluyordum. Gece dışarı çıkarken bile herşeyi bana soruyorlardı. O zamanlar hayatı ciddiye almıyordum. Sorun buydu. Olmasaydı çok daha iyi olurdu. Artık hayatı çok ciddiye alıyorum.
Galatasaray’da hareketli yıllar geçirdin ve ardından Eskişehirspor’a transfer oldun. Nasıl bir süreçti bu?
O zaman Galatasaray’dan ayrılırken hiçbirimizi keyifli mutlu bir şekilde ayrılmadık, ayrılmadık da değil gönderildik biz. Alex’e yapılanın daha kötüsünü Hakan Şükür’e, kaptan Bülent Korkmaz’a, bana ve diğer arkadaşlara yaptılar. Hepimizi topluca gönderdiler. Futbolun nankörlüğü takımı gençleştirmek adına bizi yolladılar. Alex ön plana çıktı ama bizimki daha büyük bir olaydı. Saygıyla karşıladık , ama bizi hiç hoş bir şekilde yolladılar.
Futbol Türkiye’de çok acımasız. Dünyada hiçbir ülkede böylesine acımasızlık yoktur. Biz ne sevmeyi biliyoruz ne dövmeyi biliyoruz.
İnsanlar nasıl robot değilse futbolcular değil. Hastalık olabilir, ailemde bir sorun olabilir ama insanların umrunda değil, hemen yerden yere vuruyorlar ve sonra futbolcu olarak daha da büyük sorunlar başlıyor tabii. Ben de bu olayların ardından Eskişehir’e gittim.
Sonra Şike olayları başladı. Bu süreç nasıl bir süreçti, nasıl, neden tutuklandın?[page_end]
Benim hiçbir şeyden haberim yoktu. Ben tutuklandıktan 2-3 ay sonra öğrendim, neden tutuklandığımı… Açıkcası nasıl bir savunma yapacağımızı bile ilk aşamada hiç bilmiyorduk. Çünkü neden tutuklandığımızı bilmiyorduk. Benim telefon konuşmalarımın dökümünde hiçbir Fenerbahçeli ile görüşmem konuşmam yada fotoğrafım yok .
Doğrusu ben tutuklanmamda asıl sorumlunun ismimin olduğunu düşünüyorum. Ben Ümit Karan olmasaydım sadece Ümit olsaydım bunlar başıma gelmezdi. Aziz Yıldırım gibi bir ismi tutuklayınca tabii birkaç tane daha popüler isim gerekiyordu. Bana organize suçtaki görevli bile söyledi bu işte senin bir hatan yok diye. Benim ismimin bilinirliği tanınmışlığı yüzünden ben bu sürece dahil edildim.
Teşvik primi bütün takıma dağıtılır, ama yoktu böyle bir şey. Ve ben 5,5 ay yattım.
Sen yaşamayı, çalışmayı çok seven bir insansın. Nasıl geçti bu süreç? Eşin, çocuğun neler yaşadınız?
İlk bir ay koğuşta hiç kimse birbiriyle tek kelime konuşmadı. Çok zor bir süreçti. Bir saniye 24 saat gibi geçiyordu. Herkes birbirine bakıyordu. Oturup birbirimize bakıyoruz, tek kelime yok, on – on iki kişi içerdeydik. Herkes ne oldu diye şok yaşıyordu adeta. Aziz Yıldırım revirdeydi onu fazla görmüyorduk ama diğer isimler hep bir aradaydık. Mecnun başkan, Korcan, Bülent Uygun hep bir arada kaldık.
O dönemde bir arada kaldığın insanlar ile ilişkilerin nasıldı?
Orada sevdiğin kadar düşmanlık da oluşuyor. Çünkü orada olmanın sebebini başka insanlarda arıyorsun. Orada sevdiğin kadar düşmanlık da oluşuyor, çünkü karşındakine hep bir soru işareti ile bakıyorsun. Bir suçlu arıyorsun , acaba ben kimin yüzünden buradayım diyorlar. Genelde tüm konuşmalar kavga ile sonuçlanıyordu , herkes birbirini suçluyordu , vay efendim sen şöyle dedin böyle yaptın senin yüzünden buradayız diye herkes birbirine yükleniyordu. Tüm konuşmaların sonu "senin yüzünden oldu" ile bitiyordu. Ben kimseyle konuşmuyordum, o nedenle kavga de etmiyordum ama diğerleri arasında güzel başlayan tüm konuşmalar kavgayla bitiyordu.
İçerde iş bölümü yapıldığına ilişkin haberler çıkıyordu. Nasıldı iş bölümü var mıydı gerçekten?
Bizim koğuşta temizliği hep beraber yapıyorduk. Çayı isteyen yapıyordu. Yemeği de yine öyle. Gün içerisinde aramızda bir sıra bir görev yoktu kim ne yaparsa birbirine ikram ediyordu. Bizi içeride güldüren tek şey dışarıdan duyduğumuz bu haberlerdi.
Tüm bu olayların nasıl üstesinden geldin? Psikolojik bir destek aldın mı?
Üstesinden geldiğimi söylemek kolay değil. Geldiğimi de düşünmüyorum hala. Ben hala spordan spora dair her şeyden uzak duruyorum. Bana bu yıl teklifler geldi, ikinci lig takımlarından İdari Yönetici olarak ama kabul edemedim. Ama ben açıkçası hızlı bile yürümeye çekiniyorum koşmayı galiba ancak seneye daha iyi olacağım.
Birde ailen var tabii, sen bu sıkıntıları yaşarken onlarda ayrı bir sıkıntı yaşıyorlardı. Özellikle oğlun Ümitcan seni çok özlüyordu değil mi?
Benim tek düşüncem ailem ve çocuğumdu. Çocuğun dengesi çok bozuldu. Ve ben orada her hafta sadece Pazar günleri sabah on dakika arayabiliyordum, çocuğum bana soruyordu; "neden her gün aramıyorsun?" diye. Açık görüşe getiriyordu eşim ama kapalı görüşlere gelmesini istemiyorduk. Aradaki o camı görmesini hiç istemedim.
Nasıl bir açıklama yapıyordunuz?[page_end]
Benim askeriyedeki futbolculara futbol eğitimi vermek için görevlendirildiğimi söyledik. İnandı mı bilmiyorum. Benim yokluğumda evimize anne, baba, çocuk şeklinde gelen misafirleri kabul etmediğini hatta eve almadığını babanla giremezsin benim babam yok dediğini biliyorum. Zor günlerdi hepimiz için.
Çıktığın zaman neler hissettin?
Hiçbir şey hissedemiyorsun. Bildiğim tek bir şey var sokağa çıkmaktan korktum, evin salonunda oturamadım kocaman geldi bana gittim kendimi mutfağa kapattım. Peki dostunu düşmanını tanıdın mı ? Seni hayal kırıklığına uğratan insanlar var mı? Dostumu düşmanımı tanıdım ama en büyük hayal kırıklığı Eskişehirspor Başkanı'nda yaşadım.Ben Eskişehir’i kurumsallaştırmak için elimden geleni yaptım Peki ya başkan ne yaptı? Bırakın zir haber göndermeyi, beni ziyarete gelmeyi bana avukat dahi göndermedi . Teşvik primi almışım almadığım çıktı ortaya ne oldu? Kulüp başkanının her şeyden haberi olur sen kulüp başkanıysan delikanlı olacaksın, ben senin kulübüne leke mi sürdüm laf mı getirdim.
Son zamanların en çok tartışılan konusu Alex sen ne düşünüyorsun?
Alex Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu olabilir ama Türkiye’nin efsane futbolcusu değil. Bir Hakan Şükür Türkiye’nin efsane futbolcusudur. Alex’in heykelini dikene kadar ben olsam Hakan Şükür’ün heykelini dikerim. Keşke Galatasaray da bu kadar vefalı olabilseydi. Büyük ayıp ettiler.
Alex çok düzgün bir adam beni cezaevinde de ziyaret etti. Bu kadar emek veren bir adama bu muamele yapılmamalıydı.
Aile hayatından söz edelim mi biraz? Senin evlenmen de çok büyük sürpriz oldu. Çok gözde bir futbolcuydun? Nasıl oldu?
Bizi bir arkadaşımız tanıştırdı. 6 ayın sonunda evlendik, görür görmez anladım Zeynep’le evleneceğimi. Gerçi ilk tanıştığımızda birbirimizle hiç anlaşamadık sürekli bir çatışma halindeydik ama sonra çok sevdik büyük bir aşktı bizimki. Sonra Ümitcan oldu. Dünyanın en güzel en özel şeyiymiş çocuk sahibi olmak baba olmak. Hiçbir şey onun kadar güzel kokamaz. Bütün hayatım hayata bakışım değişti. Bunu anlatmak olmaz yaşamak gerekir.
Ümitcan’ın futbolcu olmasını ister misin?
İsterim ama olabileceğini hiç sanmıyorum. Çünkü futbolcu olmak için çok zor şartlarda büyümüş olman, sokakta yetişmiş olman gerekiyor. Ancak öyle mücadeleci bir ruha sahip olabiliyorsun. Çok nadir iyi durumdaki ailelerin çocukları futbolcu olabilir. Biz mecburduk, biz sokaktan geldik, para kazanmamız gerekiyordu. Gelir seviyesi düşük ailelerin sporudur futbol.
Ben on iki yaşından beri çalışıyorum. Hep dışarıdaydım çalışmadığım yer kalmadı, gazete dağıttım, pizzacı da çalıştım hep sokaktaydım. Babamı erken yaşta kaybettim, aileme ben baktım.
Evliliğinle ilgili de çok spekülasyon var hadi buna da bir açıklık getirelim, mutlu bir çift misiniz?
Ben geziyorum diye sürekli laf çıkıyor; boşanıyorlar diye. Benim gezmem için boşanmam mı gerekiyor. Ne yaparlarsa ne derlerse desinler ben boşanmayacağım. Eşimin yerini kimse alamaz.
Peki bundan sonra hayatında yeni hedeflerin var mı?
Var tabii, televizyonda yeni projelerde yer almak istiyorum. Birkaç dizi teklifi geldi anlaşamadık ama dizilerde de yer alabilirim. Artık beyaz camı seviyorum, önümüzdeki dönemde birkaç sürprizim olabilir. Gözümü oyunculuğa diktim. Çünkü artık geleceğe bakmak istiyorum.