Metin Tekin'den <font color='#FF0000'>G.Saray itirafı</font>

İşte o röportaj:

Siyahlabeyaz:

Öncelikle merhaba

Metin Tekin: Merhaba S.B: Öncelikle sizi tanımakla başlayalım.

Metin Tekin kimdir? Nasıl bir Beşiktaşlıdır?

Metin Tekin: Metin Tekin 1964 İzmit doğumludur. Babası futbol tutkunu olduğu için doğduğundan beri futbolun içindedir. Galatasaraylı bir babanın oğludur. 11 yaşında Kocaelispor altyapısına girdiğimde ilk hocam Serpil Hamdi Tüzün'dü. Onun bir hikayesi vardır hatta. Kocaeli çok küçük bir yerdi, oranın sporla uğraşanlarından biri de babamdı. Ayrıca kendisi avukattır. Seçmelere götürdü beni Serpil Hocaya, bu arada Serpil Hoca torpile çok karşı biridir , futbolda zaten torpil olmazda ben o zamanlar futbol portföyünde orta halli bir ailenin çocuğuydum. Şortum, formam, uzun sarı saçlarım vardı. Serpil Hocada zaten bana öyle anlatır iyi giyinen kötü futbolcular çoktur diye. Yine onlardan biri geldi zannettim der. Soğukta karşılamıştır beni ozaman. Sonra maç başladı, ya iyi futbolcuymuş aslında diye anlatır hep. Ondan sonra beni Beşiktaş'a istedi. Kabataş Lisesi'ne gelip Beşiktaş'a transfer olacaktım. Olmadı. Ben bırakamadım ailemi. Sonra Kocaelispor genç takımı, genç milli takım... 1982 de genç milli takımda beni Đorđe Milić'in izlemedi ve sonra rahmetli Mehmet Üstünkaya döneminde Beşiktaş'a transfer oldum. Ve hayatımın en güzel 15 yılı başlamış oldu.

S.B: Kocaeli A takımında oynamadan direk Beşiktaş'a transfer oldunuz.

Metin Tekin: Kocaeli'nde sadece bir hazırlık maçında oynadım. Resmi maça çıkmadan Beşiktaş'a geldim. Ozamanlar alt yapıda olmak şimdiki kadar değerli değildi. Böylesi daha iyi oldu. Çünkü üniversiteyi kazanmıştım. O zamanlarda 18 yaş ve altındakiler için transfer çok zordu, bir kanun vardı. Üniversite Beşiktaş'a gelmemde faydalı oldu. Röportaj sırasında yanımıza Metin Tekin'in babası Tarık Tekin gelir.

Tarık Tekin: Önceden Galatasaraylıydım ama oğlumdan dolayı 20 yıldır çok iyi bir Beşiktaşlıyım.

S.B: Babanızda Beşiktaşlı olmuş. Bunun için neler söylemek istersiniz?

Metin Tekin: İlk olarak şunu söylemek istiyorum. 3 yaşımdan beri beni sürekli olarak Galatasaray maçlarına götürdü. Metin Oktay'ın jübilesine bile gittim. Hatta fotoğraflarım bile var. Beni böyle yetiştirdi. Sonra bir gün genç milli takım Finlandiya'dan turnuvadan döndü. O zamanların yöneticisi şimdinin gazetecisi Atıf Keçeci beni havaalanında karşıladı. Beni Mehmet Üstünkaya'nın yazıhanesine getirdi. Ondan sonra Mehmet Üstünkaya beni görünce bu daha çocuk diye çıkıştı.Fakat beni Beşiktaş'a transfer etmek istediğini söyledi. Ama üniversiteden dolayı imza atamamıştım. Sonra beni Galatasaray istedi. O zamanların Galatasaray yöneticileri babamın yakın arkadaşlarıydı. Bunu duyan babam iyice heyecanlandı ama biz Beşiktaş'a söz vermiştik. O zamanlar söz imzadan da önemliydi. Böylelikle babamdan söz vermenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. İyikide Beşiktaş'a söz vermiştim. Babamın değerleri sayesinde ben Beşiktaşlı oldum. 
 
Röportajın tamamını Siyahlabeyaz Dergisi'nden okuyabilirsiniz...