Milli Takım'ın dudak uçuklatan primine dava
Avukat Sedat Vural, milli takıma verilen 500 bin Euro'nun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.
2016 Avrupa Şampiyonası'na en iyi üçüncü olarak katılma hakkı kazanan A Milli Futbol Takımına verilen prim mahkemelik oldu.
Avukat Sedat Vural milli takıma verilen 500 bin Euro'nun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.
ADAM BAŞI 500 BİN EURO PRİM
A Milli Futbol Takımı, İzlanda'yı 1-0 yenerek Fransa'da yapılacak olan 2016 Avrupa FutbolŞampiyonası finallerine gitmeye hak kazandı. Maç sonrası Türkiye Futbol FederasyonuBaşkanı Yıldırım Demirören futbolculara ve teknik heyete, "Bugüne kadar size 150 bin Euro verdik. Buna 350 bin Euro daha ilave ediyoruz." dedi.
DERECEYE GİRME SÖZ KONUSU DEĞİL
Milli takıma verilen bu prime Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Sedat Vural tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açıldı. Vural mahkemeye verdiği dilekçede uluslararası bir başarının göstergeleri olan, şampiyonada dereceye girme durumu söz konusu olmadığını vurguladı.
Kamu kurumu niteliğinde olan Türkiye Futbol Federasyonu'nun bütçe kaynakları kamusal nitelikte olduğunu kaydeden Vural, bu kaynakların keyfi kararlar ile değil kamu yarar ve disiplinine uygun olarak kullanılabileceğini ve yönetilebileceğini kaydetti.
"İLK 3 DERECEYE GİREN SPORCULARA VERİLECEK EN FAZLA ÖDÜL MİKTARINI YÖNETMELİKLE BELİRLEMİŞTİR"
Avukat Vural'ın dilekçesinde ayrıca şu ifadeler yer aldı: "Uluslararası spor karşılaşmalarındaki başarılar için devlet 'ödül yönetmeliği' yayımlamış; ilk 3 dereceye giren sporculara verilecek en fazla ödül miktarını bu yönetmelikte belirlemiştir. Şampiyon olunması halinde her futbolcuya 125 cumhuriyet altın bedelinin ödül olarak belirlendiği yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde keyfi olarak 500 bin Euro ödenmesi; bu parayı ödeyenin de ve alanın da kişisel hukuki ve cezai sorumluluk ve yaptırımını gerektirir."
"ANAYASA KATINDA GEÇERLİ GÖRÜLEMEZ"
Av. Vural, dilekçesinde ayrıca şu ifadelere yer verdi: "Anayasanın 10. maddesine göre yasa önünde eşitlik ilkesi gereği olarak yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmesi ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılması Anayasa katında geçerli görülemez. Bu mutlak yasak, birbirinin aynı durumunda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur.
Eşitlik ilkesi ortada 'haklı bir neden' bulunmadıkça, hiçbir kişiye, aileye, zümreye ya da sınıfa ayrıcalık tanınmasına mutlak engeldir. Kamu hizmetinde eşit davranış, eşit yararlanma temel niteliktir. "Haklı bir neden" bulunmadıkça, hiçbir kişiye, aileye, zümreye ya da sınıfa ayrıcalık tanınmasına mutlak engeldir. 'Haklı bir nedene' dayanmayan bu karar ile Uluslararası karşılaşmalarda aynı ay yıldız forması altında Ülkemizi temsil eden sporcuların farklı uygulamaya tabi tutulmaları Anayasanın yasa önünde eşitlik ilkesi ile AİHS'in 14. maddesindeki ayrımcılık ilkesine açıkça aykırıdır."