Mustafa Denizli'den Şenol Güneş açıklaması
Kasımpaşa'nın tecrübeli teknik direktörü Mustafa Denizli, birçok konuda Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu. Mustafa Denizli, Şenol Güneş'in milli takıma geçişiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Mustafa Denizli, "Şenol Güneş'in bu görevi layıkıyla yapacağından kuşkum yok. Bir takımın başında olup giderken, elbette bazı sesler çıkacaktır mutlakta ama bunlar çok önemli değil. Neticede Şenol Güneş bu ülkede bu görevi başarıyla yapmış biri" dedi.
Denizli, Kasımpaşa'nın ligdeki kötü durumunda istifa etmeyi düşünmediğini ifade ederek, bazen dokunun tutmadığını ancak bu durumda bırakacak hali olmadığını dile getirdi. Meslekte 30 yılı geride bıraktığını hatırlatan deneyimli teknik adam, ligde bir takımı şampiyon olarak ilen etmenin daha erken olduğunu, 29-30'uncu haftaları beklemek gerektiğini söyledi.
Trabzonspor maçının devre arasında midesinde bir sıkıntı yaşadığını ifade eden Mustafa Denizli, "Geçen hafta enteresan bir maç oldu. Her maçımız heyecanlı geçiyor, son haftalarda da kazanamamanın getirdiği baskı bizi her maçta ayrı bir strese sokuyor. Ben 30 yıldır o stresi yaşıyorum. Benim hayatımda 3 maçlık böyle seriler olmadı. Dolayısıyla üzüntümüz fazla. Midemde bir yanma oldu, Devre arasına giderken de doktora bana midem için bir şey verdi. İçeriye gidince de hocam tansiyonuna da bir bakalım dedi. Hocam bu bayağı yüksek, riskli bir şey neticede her şey önemli ama sağlık daha önemli. Bir baktıralım, check edelim onun tavsiyesi üzerine gittik. Bunlar benim her hafta, yıllardır yaşadığım şeyler. Burada üzüntümüz, reaksiyonumuz fazla oldu. Daha öncede 1988 yılında mide kanaması geçirmiştim ben" diye konuştu.
"İYİ OYNAYIP KAZANAMADIĞIMIZ MAÇLAR VAR"
6 maçlık mağlubiyet serisinin üstüne Trabzonspor maçından alınan bir puanın takım üstündeki etkisine de değinen Denizli, "Bir puan takımın psikolojisinin değiştirir mi diye sorarsak, değiştirir. Çünkü çok talihsiz puanlarda kaybettik ilk yarı. İkinci yarı kötü oynayıp kaybettiğimiz maçlar var, iyi oynayıp kazanamadığımız maçlar var" ifadelerini kullandı.
"GÖZTEPE'NİN BENDEKİ YERİ FARKLI"
Süper Lig'in 25'inci haftasında konuk olacakları Göztepe'nin kendisinde ayrı bir yarı olduğunu söyleyen tecrübeli teknik adam, sarı-kırmızılı ekibin Avrupa kupalarında yer aldığı karşılaşmalarda kendisinin de tribünde olduğunu belirtti. O zaman Avrupa kupalarında Türkiye'yi temsil eden Göztepe kadrosunu ezbere sayan Denizli, "Bu hafta rakibimiz benim beraber büyüdüğüm Göztepe. O oynadığımız Göztepe kadrosunu ben ezbere sayarım. O zaman ben de Altay'da futbolcuyum. A takıma çıkmak üzereyim. Aynı sahada antrenman yapıyoruz. Göztepe henüz kendi sahasında çalışmıyordu. Ben genç bir futbolcuydum, Göztepe'de çok kaliteli futbolcular vardı. Ben antrenmanları bittikten sonra onları taklit ederdim. Sahaya inerdim ve özellikle Nevzat ağabey ayak dışıyla nasıl pas atıyor onları denerdim. O zamanlarda Göztepe, Türkiye'yi Avrupa'da önemli maçlarda temsil ediyordu. Fuar şehirleri kupası vardı o zamanlar çoğunlukla Göztepe katılırdı, bende her İzmirli ve her Türk vatandaşı gibi Göztepe için tezahüratlar yapıyordum. Sonra da ligde 90 dakikalığına rakip oluyorduk. Onun için Göztepe'nin bendeki yeri farklı. Hatta bir gün Nevzat ağabeyi taklit ederken, ayağımı burkmuştum. Roma maçı olsun, Cardiff maçı olsun Türkiye adına çok önemli maçlardı. O zaman İzmir'de Karşıyakalı, Göztepeli, Altaylı olmuyordu. Herkes İzmir, Göztepe ve Türkiye için maçlarda bulunuyordu" dedi.
"AVRUPA HEDEFİMİZE ÇOK UZAK DEĞİL"
Takımın başına geçtiğinde Avrupa kupalarına katılmayı hedef olarak belirlediklerini ve bu hedefin çok uzakta olmadığını söyleyen Denizli, "Bizim bütün hesaplarımız Avrupa'ya gitmek üzerindeydi. Bu ihtimal hala bizim için çok uzak değil. Avrupa'da potasıyla lig sonu itibarıyla 5 puanlık bir fark var. Bu telafi edilmeyecek bir puan farkı değil. Futbolda seriler vardır. İyi ya da kötü giden seriler. Birçok ligde bu olur ancak bizim ligimizde kötü seriler, iyi serilerden daha uzun sürüyor. Bir takım değişimlere uğradık. Birkaç değişiklik bu farklılık yaratır mı ? Yaratmaz. İkinci yarıdaki ikinci, üçüncü maçtan sonra bir güven kaybı oluştu, Futbolcuların üzerinde böyle psikolojilerin oluşması çok doğaldır. Hepimiz üzülüyoruz, herkes adına üzülüyoruz. Kendi adıma, başkan adına, camia adına, futbolcularım adına üzülüyorum" diye konuştu.
"FUTBOLDA BU SONUÇLAR VAR, BAKIN REAL MADRİD VE PSG AVANTAJLARINI KORUYAMADI"
Futbolda bütün sonuçların yaşanabileceğini ve son olarak Şampiyonlar Ligi'nde Paris Saint Germain ve Real Madrid'in iç sahada mağlup olarak kupaya veda ettiğini hatırlatan tecrübeli teknik adam, "Trabzon maçında 3 sonuçta çıkabilirdi. Yani neticede son dakikada biz de kazanabilirdik, ilk yarı da oyunun şekli çok farklı olabilirdi. Bazen böyle oynayıp da hak etmediğin sonuçlarla karşılaştığın zaman, üzerinizdeki olumsuz etki daha büyük oluyor. Hakikaten üzülmek, karşılığı değil yaşadıklarımızın. Yani üzülmekle ifade edilmiyor, daha ağır bir kelime. Böyle bir ortamdan çıkmak bizim en büyük hedefimiz. Avrupa'ya gitmek için önümüzde iki yolumuz varken, bu 1'e düştü. Bütün mücadelemiz Avrupa kupası. Buraya geldiğimizde dedik ki, camianın yakalamadığı bir başarı yakalayalım. Çeyrek finalde kupaya veda ettik. Bu maç, kaybettiğimiz maçlarda iyi oynamadığımız maçlardan birisiydi. Arada iyi oynadığımız maçlar vardı. Birkaç tanede net hak ederek kaybettiğimiz maçlar vardı. Kupadaki ilk Akhisarspor maçı bunlardan birisiydi. Neticede bütün bunlar yaşanıyor. PSG gidiyor, deplasmanda Manchester'i 2-0 mağlup edip, sahasında turu veriyor. Keza Real Madrid, deplasmanda kazanıp, sahasında 4-1 kaybederek veda ediyor. Futbolda bütün bunlar var. Sadece bizde değil. Biz bu seriden çıkmak için her şeyimizi ortaya koyuyoruz, Bu manada bir puan bizim için önemliydi. Onun dışında bu takımın neler yapabileceğini biz bütün ülkeye gösterdik, bundan sonra da göstereceğiz" şeklinde konuştu.
"DİAGNE VE EDUOK ÇIKINCA BİRAZ SAVSAKLADIK"
Devre arası transfer döneminde Diagne ve Eduok'un takımdan ayrılmasının kendilerini olumsuz etkilediğini ifade eden Denizli şöyle konuştu: "Kadroya dahil edilen yeni isimlerin beklentileri geçemedikleri doğru, iki futbolcu diyorsunuz, burada bir takımın yüzde 20'sinden bahsediyoruz. Yani devamlılığı olan 10 kişiden 2'si. Futbolda saha içi alışkanlıkları çok farklıdır. Diagne ile Eduok'un takım içindeki rolü, alışkanlıkları oynadığımız futbol kültüründen sürekli olan iki adam çıkınca biraz savsakladık. Hücum da gol de atamayacağını Türkiye'nin en golcü oyuncusunun gitmesi de bizim olumsuz etkilemiştir. Bunu doğal karşılıyorum. Gelen arkadaşlarımız kötü sonuçların yaşanması üzerine soru işaretlerini biraz kendilerine doğrulttular otomatikman. Onlarda bir hata olduğu için değil. Acaba biz geldik, başarılı giden bir grafiğin kötüye dönmesinde bizim de mi ciddi payımız var diye kendilerini sorgularlar. Bu sorgulamayı yaptılarsa eğer, burada kendilerine haksızlık yaparlar. Başarı yolunu uzatırlar. Bunları da yaşamış olabiliriz, ancak neticede burada bir grubuz. Bu gruba inanan bir başkan var başımızda. Her günümüzde yanımızda olan bir başkanımız var. Bu durumu idrak edip, bu durumdan çıkmak isteyen futbolcular var. Bazen bir şeyi çok yapmak istersiniz, çok istediğiniz için de yapmakta zorluk çekersiniz. Bazen onları yaşıyoruz. Neticede biz buradan çıkarız, bunda da önümüzde hiçbir engel yoktur."
"TREZEGUET BAŞARISIZ BİR FUTBOLCU OLSA BU KADAR TALİBİ OLMAZ"
Kasımpaşa'nın Mısırlı yıldızı Trezeguet'ye devre arasında ciddi teklifler geldiğini ancak kulübün bu teklifleri kabul etmediğini söyleyen Denizli, "Futbolumuzda dedikodular eksik olmuyor. Dönüp devre arasına ocak ayına bir bakın, kaç futbolcu nerelere gelmiş. 200 tane oyuncu yazılmış ama bakın bunun sadece 4'ü veya 5'i gerçekleştirmiş. İyi, başarılı futbolcularla ilgili her zaman bu tür söylentiler çıkar. Böyle durumlarda kontratları devam eden oyuncularla ilgili karar vericiler kulüplerdir. Tabii ki Trezeguet başarışı, yetenekli bir futbolcu. Başarısız bir futbolcunun zaten bu kadar talibi olmaz. Dolayısıyla birçok kulüp tarafından istenmesi onun grafiğinin, kalitesinin, yeteneğinin bir karşılığıdır. İsteyen kulüpler de oldu Çok ciddi teklifler de geldi, ancak kulübümüz bu transfere müsaade etmedi" dedi.
"FATİH TERİM, DİAGNE'YE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR"
Mustafa Denizli, Süper Lig'in ikinci yarısında Galatasaray forması giymeye başlayan ve yeni takımında sadece bir kez gol sevinci yaşayan Diagne'nin bu dönemi aşabileceğini belirtti. Fatih Terim'in Diagne'ye her türlü desteği verdiğini bildiğini ifade eden Denizli, "Diagne bu durumu aşabilir. Bir kere Fatih Hoca, sıkıntı diyeceğimiz dönemden kurtarmak için her türlü yolu deneyecektir. Kendisiyle zaten zaman zaman görüşüyorum. Diagne'ye her türlü desteği verdiğini biliyorum. Teknik adamlar böyle büyük umutlarla aldığı futbolcuların böyle zaman zaman sıkıntı dönem yaşadığını çok iyi bilirler. Çok yaşamışlardır. Bu mesleğin içinde olan herkes yaşamıştır bunu. Fatih Terim gibi tecrübeli bir hocanın elinde, eğer böyle sıkıntılı bir dönemi yaşıyorsa, gol atamadığı dönem diyebiliriz de sıkıntı olup, olmadığını bilmiyoruz. Dolayısıyla bu dönemi çok rahat aşar. Diagne golcü bir futbolcu. Diğer golcülerden farklı yapılara sahiptir ama çok önemli özellikleri olan bir golcü. Bunu aştığı zaman Galatasaray'ın o anlamdaki işleyişi çok daha farklı olacaktır" şeklinde konuştu.
"İSTİFA ETMEYİ HİÇ DÜŞÜNMEDİM"
Lacivert-beyazlı ekibin son zamanlarda yaşadığı kötü dönemde istifa etmeyi düşünmediğini söyleyen Denizli, "İstifayı hiç düşünmedim. Bunlar her zaman oluşabilir, bunlar doğaldır. Bizim ülkemizde daha mı sık oluyor? Evet çok daha fazla oluyor. Bu meslekte ben 30 yılı geride bıraktım. Ben başladığım zaman futbolcu kontratım devam ediyordu. Bu camialar içinde neler yaşıyorsun. Bunların arasında taraftar sayısı 20 milyon olan var, 2 milyon olan var, 200 bin olan var, 5 bin olan var. Bütün bunların içerisinde bu kısır döngü böyle devam ediyor. Türkiye tepkileri farklı koyan bir futbol ülkesi. Kazandığın zaman her şeyin mubah olduğu ülkede yaşıyoruz. Biz futbol oynamak, işimizde başarılı olmak istiyoruz. Kendimizi de sorguluyoruz. Tesislere biz sabah girip, takımın başarısı için bireysel ve grup çalışmalarını yapıyoruz. Bazen de yani doku tutmuyor diyebiliriz. Ama bu doku tutmuyor diye bırakacak halimiz yok. İşte bir yerden çevirdik mi, bu durumun tamamen tersi pozisyonu yaşatacağız camiaya. Ondan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
"BİR TAKIMI ŞAMPİYON İLAN ETMEK BENCE ÇOK ERKEN"
Medipol Başakşehir'in başarılı bir takım olduğunu dile getiren Mustafa Denizli, "Şampiyonluk için konuşmak erken. Şampiyon ilan etmek farklı bir şey, tahmin etmek farklı bir şey. Aradaki 8 puan, ligin bitimine 2 hafta kala olsaydı, Başakşehir şampiyonluğunu ilan etmişti. Daha oynanacak 10 maç var. Bu maçlarda hangi sonuçların nasıl alındığını hepimiz yaşıyoruz. Hangi iç saha, dış saha, avantajdır, dezavantajdır, bana kimse söyleyebilir mi? Bugün ligde alt sıralarda mücadele edenlerle, üst sıralarda mücadele eden takımların maç sonuçlarına bir bakın neler göreceksiniz. Dolayısıyla burada 30 puanın alınılabileceği bir yerde bu aradaki 8 puan fark, ayrıca da bu takımların birbirleriyle oynayacağını düşündüğümüzde, bir takımı şampiyon ilan etmek bence çok erken. Avantajlı mı? Tabii ki. Son derece avantajlı. Ama 'şampiyondur' demem mümkün değil. Ancak tahmin yapılabilir. Göreve geldiğim zaman da söyledim, '29-30'uncu haftayı bekleyeceksiniz' diye. Yani demek ki bizim daha 5-6 haftamız var önümüzde. Orada artık şampiyon olur mu olmaz mı, kördüğüm mü olur, bunu görürüz. Mesela geçtiğimiz hafta Başakşehir, Galatasaray'ı yenseydi ve aradaki fark 11 puan olsaydı Galatasaray yarıştan kopardı. Başakşehir'in şampiyon olması kendi başarısından ziyade, kendi takipçisinin düşmesinden dolayı gerçekleşirdi. Ama ortada böyle bir durum yok. Başakşehir son derece başarılı. Başkanıyla, hocasıyla, kariyeri çok iyi futbolcularıyla zaten tabloya da yansıyor. Ama şampiyon ilan eder misin? Hayır, edemezsin" yorumunu yaptı.
"ŞENOL GÜNEŞ'İN BU GÖREVİ LAYIKIYLA YAPACAĞINDAN KUŞKUM YOK"
Şenol Güneş'in yeniden A Milli Futbol Takımı'nda göreve getirilmesiyle ilgili de konuşan tecrübeli çalıştırıcı, "Kamuoyunda böyle bir istek vardı. Milli Takım'ın başına yerli bir teknik adamın gelmesi, Milli Takım'a olan ilgiyi de, desteği de artıracağı düşünülüyordu. Fatih Hoca, ben, Şenol Hoca aynı formayı giymiş insanlarız. Aşağı yukarı aynı jenerasyonuz. Şenol Güneş'in bu görevi layıkıyla yapacağından kuşkum yok. Bir takımın başında olup giderken, elbette bazı sesler çıkacaktır mutlakta ama bunlar çok önemli değil. Neticede Şenol Güneş bu ülkede bu görevi başarıyla yapmış biri. Bizim bütün işimiz, ülkemizin Milli Takımı'nı başarılı olması için ona her türlü desteği vermek. Zaten göreve de başladıktan sonra birçok kez bir araya gelip, dertlerimizi paylaşırız. Bunlar gayet doğal şeylerdir" diye konuştu.
"ALTYAPIYA CİDDİ EĞİLİRSEK 2-3 YILDA MEYVE VERİR"
Yurt dışında oynayan Türk futbolcuları takip ettiğini de söyleyen Denizli, "Hepsini takip ediyorum. Bir tek Cengiz uzun zamandır görev yapmıyor. Diğerlerinin hepsini takip ediyorum. Bu sistemin sona ermesi için önümüzde yıllar var. Uzun süreli kontratları olan futbolcular var. Bu sayıyı birden bıçak gibi kesip atamazsınız. Kademeli olarak indirilme şansı var. Bu sayı çok önemli değil. Yabancılarla rekabet edip, yarışacak futbolcu gruplarına sahip miyiz biz? Esas olay o. Yarışmacı grup olduktan sonra en kalitesi de olsa kalitesizi de olsa mutlaka Türk futbolcular daha avantajlı durumda devam eder. Ben futbola başladığımdan beri bu ülke altyapı sorunundan kurtulamadı. Bu kadar uzun sürmez. Altyapı sorunu çözülmeyecek bir sorun değildir. Ciddi eğilir, ne yapılması gerektiğini bilirsek 2 ya da 3 yıl içerisinde çok önemli meyveler verir. Yani kimse 10-15 yıldan bahsetmiyor. Maksimum 2-3 yıl içerisinde çok ciddi olumlu sonuçlar verir. O kuralı, idari bölümlerin dikkate alıp, değerlendireceği bir konu olarak görüyorum. Yarışma içerisinde senin yıldızın varsa, dünya yıldızı getir onlar yarışsın ama yine de milli takımdaki yerini alacaktır" ifadelerini kullandı.