ROPÖRTAJ

Ronaldo Türkiye için dua ediyor

Real Madrid ve dünya futbolunun en önemli isimlerinden Cristiano Ronaldo yaptığı röportajda Türkiye'yi desteklediğini söyledi..

Ronaldo Türkiye için dua ediyor

Real Madrid ve dünya futbolunun en önemli isimlerinden Cristiano Ronaldo, "Hırvatistan dişli bir ekip ama Türkiye'ye güveniyorum" dedi.

 
İspanya La Liga ekiplerinden Real Madrid'in dünya yıldızı futbolcusu Cristiano Ronaldo, Fanatik Gazetesi'nin sorularını yanıtladı.

 
İşte Portekizli yıldız ile yapılan röportajdan satır başları...

"Öğrenmenin yaşı yok. Ben her gün yeni şeyler öğreniyorum, yeni şeyler deniyorum. Gücümü de buradan alıyorum. Çünkü daha iyisini yapmak, daha fazla kupa ve ödül kazanmak istiyorum"

"Mesut müthiş bir yetenek, onunla çok rahatım, uzun yıllar Real'e hizmet eder. Hamit ve Nuri çok yetenekli. Mutlaka şans bulacaklar ama bunu nasıl değerlendirecekleri çok önemli"

- Bir sezonda 40 gol attınız. Limitiniz nedir?
Limitim yok. Tabii bu sayıyı sezon başında hayal etmemiştim. Ancak haftalar geçtikçe büyük iş başaracağıma inanmıştım. Unutmamam gereken, bu başarıyı yakalarken, takım arkadaşlarımın ve teknik heyetin müthiş desteğini görmemdir.

- Peki bu gücü nereden alıyorsun, bu kadar gol atmak kolay değil!
Çalışmak, çalışmak ve çalışmak! Ben her gün yeni şeyler öğreniyorum. Her maçta değişik bir şeyler deniyorum. Gücümü buradan alıyorum. Hep bir basamak daha çıkmak için hep çalışıyorum. Bazı eksiklerimin olduğunu düşünüyorum ve bu konuda kendimi geliştirmek için, daha iyi ve kusursuz olmak için tüm gücümü ortaya koyuyorum. Çünkü daha fazla kupa ve ödül istiyorum.

- Futbolu kazanmak için mi oynuyorsun, keyif almak için mi?
Ben futbolu kazanmak için oynuyorum, kazanmak için de büyük keyif alıyorum. Gol atmak önemli ancak seyircilere güzel şeyler izletiyorsanız, kendiniz de büyük keyif alıyorsunuz. Benim için önemli olan budur. Büyük bir oyuncu için kupalar kazanmak önemlidir, kişisel ödüller ise bundan sonra geliyor.

- Altın Top mu önemli, altın ayakkabı mı?
[page_end]
Altın Top'u kazanan kişi, seçilen bir futbolcudur. Yani bir sürü insan, oyununu yorumlayarak sizi seçiyor. Ancak benim aldığım ikinci altın ayakkabıyı kazanmanız için gol atmanız gerekiyor. Hem de çok gol. En çok golü siz atarsanız bu ayakkabının sahibi oluyorsunuz. Benim şu an bir çift ayakkabım oldu ve kendimle gurur duyuyorum.

- Mesut Özil'i kısaca tarif eder misin?
Mesutla müthiş eğleniyoruz, hem saha içinde hem de dışında. Çok matrak, şakayı çok seviyor. Onun vizyonunu beğeniyorum, büyük düşünüyor. Real'in vazgeçilmezi olacak. Henüz çok genç ve kulübün ondan uzun yıllar faydalanacağını söyleyebilirim.

- Mesut geldikten sonra gol atman kolaylaştı mı?
Mesut'un beni daha iyi bir golcü yaptığı açık. Zaten rakamlar da yalan söylemez. Onunla beraber çok rahatım. Mesut bir takım oyuncusu. Sahada bir iki adımı önceden görebiliyor. Bu hissi de onu vazgeçilmez yapıyor. Pasları öldürücü, hisleri mükemmel. Onunla birlikte oynamaktan büyük keyif alıyorum. O mükemmel bir takım arkadaşı.

- Peki, Hamit ve Nuri hakkındaki düşüncelerin?
Hamit Almanya'da kendini kanıtlamış, Nuri ise genç ve yetenekli bir oyuncu. İspanya Ligi zor bir lig, çok maç yapıyoruz. Onların da zamanı gelecektir. Önemli olan bu fırsat geldiğinde değerlendirmek. Kalitelerinden kimsenin şüphesi olmasın, çünkü yetenekli değilseniz, Real'e imza atmanız imkansız. Özellikle iyileştiğinde Nuri'nin bizim takımda büyük işler yapacağı kanısındayım. Bir de unutmamak gerek, 2'si de sezon öncesi ağır sakatlık geçirdi. Onların bana göre biraz daha zamana ihtiyacı var.

- Play-Off'ta sizin rakip Bosna, bizimki Hırvatistan. Bu maçlar hakkında ne yorum yapmak istersin?
Bosna-Hersek güçlü bir rakip. Ancak biz onlardan kat ve kat üstünüz. Bu nedenle ben Bosna'dan çekinmiyorum, takım arkadaşlarımın da çekindiğini düşünmüyorum. Sizin rakibe gelince... Dualarım Türkiye ile. Hırvatistan dişli bir ekip ama Türkiye'ye güveniyorum. Özellikle de Hamit ve Nuri için bunu çok istiyorum. Onlar futbola aşık. Türkiye'nin Play-Off'u geçmesini canı gönülden istiyorum ki, onlar önümüzdeki yaz futbolsuz kalmasın.

- Kariyerinizde hangi teknik adamlar rol oynadı?
[page_end]
Ferguson ve Scolari'nin önemli yeri vardır. Ferguson'dan disiplini öğrendim. İstikrarın bu işte ne kadar çok önemli olduğunu öğrendim. O gerçekten çok usta bir teknik adam. Scolari'den kazanma hırsını öğrendim. Ne olursa olsun, rakip kim olursa olsun, sonuna kadar savaşmayı öğrendim. Ve şu an Mourinho var. O özel birisi. İnanılmaz yetenekli bir teknik adam. Zaten her gittiği yerde başarılı. Onunla biz de bu özelliğe kavuşacağız galiba...

- Peki sana göre Mourinho'yu özel yapan nedir?
Çok basit; nereye giderse gitsin hep kazanıyor. En büyük takımlarda, en önemli liglerde büyük başarılar elde etti. Bu iş bu kadar basit. Çalışma metodu çok değişik. Herkesle özel ilgileniyor, iyi anlaşıyor, bizlere yeni ve değişik fikirler veriyor.En önemlisi her şeyi herkesten daha iyi biliyor! O yüzden de zaten hep kazanıyor.

- Suya değişik bir ilginizin olduğu söyleniyor. Manchester'da büyük bir yüzme havuzunuz vardı. Burada da var mı?
Evet, buradaki evimde iki havuzum var. Ada'da doğdum ve çocukluğumdan beri suyu çok severim. Biraz da gücümü sudan alırım. Suyun içinde olduğumda kendimi çok iyi hissediyorum.

İlham perisi!

Ronaldo, sahadaki başarıları kadar, özel hayatıyla da gündeme gelen bir futbol figürü... Hayatına giren kadınların tamamının ünlü isimler olması bu durumun temel etkenlerinden biri. Ancak Portekizli futbolcunun gözü şu sıralar sevgilisi Irina Shayk'tan başkasını görmüyor. Madrid'teki ödül töreninde de Ronaldo'yu yalnız bırakmayan Rus model, güzelliği ile en az Real'in süperstarı kadar dikkat çekmeyi başardı.

'Adamım Demirören'

Ronaldo'nun menaceri Jorge Mendes de törendeydi. Sohbetimiz sırasında, CR7'nin Türkiye gezisinin detaylarını anlattı. Mendes, o günleri şöyle özetledi: Ronaldo İstanbul'a hayran kaldı. Bodrum'un koylarına bayıldı. Türkiye'ye tekrar gitmek istediğini söyledi. Ayrıca Türkiye'de benim artık büyük bir dostum var diyor... Yıldırım Demirören'i göklere çıkardı ve 'O benim adamım' dedi. Türk taraftarının ilgisi de kendisini çok şaşırtmıştı. Kısacası Türkiye'de geçirdiği birkaç günü bana hâlâ anlatıyor.

Röportaj: Mehmet Demircan / Fanatik Gazetesi

Yorumlar