Sedat Tunalı'dan Ünal Karaman'a özür
Dünyanın bu zamana kadar gördüğü en büyük uyuşturucu kaçakçısı olarak bilinen ve bir çatı katında öldürülen Pablo Escobar, hakkında çekilen bir filmde şöyle der; "Ben zengin bir adam değilim, sadece parası olan fakir bir adamım"
Trabzon'u ete kemiğe bürüsek ve konuştursak herhalde şöyle derdi;
"Ben zengin bir adam değilim, sadece dünya piyasasında milyon milyon avrolar eden evlatlarım var ve benim işim gücüm onları yok etmeye çalışmak"
Coşkusu hiç eksik olmayan bir horon gösterisinden, üst üste gelen büyük yanlışlar nedeniyle bir dram tiyatrosuna evrilen Trabzonspor, evlatlarını yiye yiye kendi yarattığı devrimin sıfır noktasına savrulurken başka bir şey oldu.
Trabzonspor'un misyonu ve tarihsel anlamından habersiz son iki başkanın yarattığı tahribatı düzelteceğini iddia eden yeni bir başkan geldi.
Ve bu yeni yönetim, çoklarına göre büyük risk alarak takımın başına Ünal Karaman'ı getirdi. Pek çokları dudak büktü, cahilane yorumlar peşi sıra geldi, ki biri ve en acıtanını hatırlatmak isterim; "hocanın eski takımlarında ne başarısı var"
İstatistiki olarak bakınca çok makul bir eleştiri. Ama işte istatistik sadece rakam dünyasıdır ve sonuçlara göre şekil alır. İstatistik rakamları, Ünal Karaman'ın daha önce çalıştırdığı hiç bir takımı sezon başında almadığını, hiç bir takımın oyuncu kadrosunu kendisinin kurmadığını bilmez. Bir istisnası vardır bunun, önceki sezonundan sadece 3 oyuncusu kalan Adanademirspor'u sağdan soldan topladığı oyuncularla 1. lig şampiyonluğuna oynatmasıdır, ki, o koşullarda bu da bir mucizeydi ama hoca kimsenin adamı olmadığı için geçiştirildi, görmezden gelindi bu başarı.
Lige deplasmanda bu lige oynanması en zor deplasmanla başladı ve 2-0 mağlup oldu Ünal Karaman'ın Trabzonspor'u. Sonra çabuk toparlanıp Sivas ve flaş GS galibiyetleri ile nefes aldı, iki sürpriz mağlubiyet ardından tekrar toparlanıp ilk yarıyı averajla 2.sırada kapattı.
Görüntü güzel ama zarfın içinde çok sıkıntılar vardı. Önceki yönetimlerden kalan yığınla borç, transferi pratik olarak olanaksız hale dönüştürürken, üstüne üstlük bir de transfer yasağı şoku geldi!
Onazi sezonu kapatmıştı zaten, üstüne SOSA da ağır bir sakatlık çengeline takıldı, onu Pereira ve Novak izledi. Bu kara tablo altında takımı ikinci yarıya hazırlayan Ünal Karaman'la gazeteci teknik direktörden çok, iki TS dertlisi olarak konuştuk; İşte özetle o konuşma;
********
-Hocam ne düşünüyorsun? Hem Onazı hem Sosa yok?
+Eldekilerden uararlanmaya çalışacağız?
- Eldekiler derken hocam, Batuhan ve Murat Cem mi?
+Abdülkadir Parmak da var, başka çocuklarda var, çalışıyoruz.
-Hocam ben Murt Cem'i ve diğer gençleri yeterince izleyemedim ama, hem Batuhan hem de Parmak'ı yıllardır izliyorum, heralde ortalama 10'ar maçlarını izledim ve bugüne kadar gram ilerleme görmedim, elbette ben otorite değilim ama, lisanslı futbol oynadım, hem Sadi hocam (Tekelioğlu) hem de Eşref hocam ( Akyazı) , benim futbol ve futbolcudan anladığımı söylerler
+Trabzonlular her şeyi bilir zaten (ehem)
-Bu bizim elimizde olan bir ey değil hocam, yaratan bizi beyne ek olarak harici sd karta yüklenmiş bilgilerle yaratıyor (ehem)
+Şakası bir yana, bazı oyuncular yeteneklerini sergilemek için doğru TD ve doğru mevkiyi kolay bulamayabiliyor. Parmak kendi yeteneklerini keşfederse, ki bana göre fazlasıyla yetenekli, sıçrama yapabilir. Şimdilik tek eksiği dikine oynama cesareti, onu kazandığında bambaşka bir oyuncu olacaktır. Keza Batuhan için de benzer şeyler söylenebilir.
-Hocam alt liglerde bunca takım değiştirip beklenen hamleyi yapamayan oyunculardan çok şey bekliyorsunuz gibi geliyor bana, umarım siz haklı çıkarsınız, ama malum bir Trabzonlular istesek de yanılamıyoruz!
+Bakalım kim yanılacak? Ama ben çocuklara güveniyorum. Onlarda bu cevher var. Yeter ki seyirci ilk hatada yuhalayıp çocukları oyundan düşürmesin.
***********
Sonuç malum.
Meğer Abdülkadir Parmak'ın asıl mevkisi merkez orta saha ve ön libero imiş,
Meğer Parmak bugüne kadar bir TD ya da belki kendi talebiyle hep yanlış olarak kenar oyuncu olarak kullanılmış,
Meğer Abdülkadir en az 4-5 yılını yanlış mevkilerde harcamış!
Trabzonspor kadrosuna katıldığında piyasa değeri 50 bin avro iken, yarım sezonluk performansı ile 40 kat değer kazanıp 2 milyon avroluk değere uzanan Abdülkadir Parmak konusunda hem Ünal Karaman hem de Abdülkadir kardeşime özür borcum var.
Teselli payım şunlar;
Parmak'ı sadece kenar oyuncu olarak izleme şansım vardı ve bu Faroz delikanlısı bu mevkide çıtayı bir türlü bir üst kademeye çıkaramadı.
"Kenar oyuncusu" yanılgısına son veren Ünal Karaman'la ise çıta atlamak bir yana Çita ile yarışmaya başlayan Abdülkadir Ömür'ün, Onazi ve / veya yeni bir transfer de yapılsa, mevkisini ve formasını kimseye kaptırmayacağına inanıyorum, bu birinci tesellim.
İkincisi de şu;
Velev ki ben yanıldım, kim kazandı?
Trabzonspor!
Bir de hatırlayış ve hak teslimi ;
Mustafa Reşit Akçay'a, genç Trabzonlu futbolcuların neden yolun başında dağıldıklarını, bunun bölgesel sosyolojik ya da psikolojik nedenleri var mı, varsa nelerdir diye sormuştum;
Cevabı hiç aklımdan çıkmaz
"Türk futbolcusunun ortalama olgunlaşma kendini bulma yaşı 21-23 arasıdır, Trabzonlu oyuncularda bu yaş aralığı 24-26 dır"
Buyrun Abdülkadir Parmak.
Hissemiz;
Gençlere sabır destek,cesaret