Semih operasyonunda şok iddia..
Fenerbahçe, Roberto Carlos’un ayrılışında ne kadar “ofsayta” düşüp “ rezil olduysa” Semih olayında o kadar zekice davrandı!
Sezar’ın hakkı Sezar’a... Fenerbahçe, Roberto Carlos’un ayrılışında ne kadar “ofsayta” düşüp “parasıyla rezil olduysa” Semih olayında o kadar zekice davrandı!
Evet... Yanlış okumadınız; zekice, planlı programlı.
“Plan” Fenerbahçe’nindi zaten!
Çünkü hedef Semih’in “kendi rızasıyla” ayrılmasını sağlamaktı.
Ayrılması veya “yedekliğinin” hem maddi hem de manevi olarak tescillenip yeni forvet geldiğinde problem olmaması.
Bundan bir ay önce Milliyet’in mutfağına “Fenerbahçe, Semih’i göndermek istiyor” dediğimde şaşkınlık ve şüpheyle karşılanmıştı.
Semih’ten kurtulmaya çalışabilir miydi Fenerbahçe?
Neden?
Bugün Kayserispor’da veya Sivas’ta oynasa peşine düşeceği Semih ile Fenerbahçe’nin yollarını ayıran ne olabilirdi.
“Özel” bir durum vardı ortada.
Fenerbahçe, Semih’i “bir numaralı” forvet olarak göremiyordu bir türlü. Büyük yatırımının gole dönüşüp, verimli hale gelmesi için sadece onun ayaklarına güvenemiyordu. Bir eksik vardı Semih’te, ama ne biz ne Fenerbahçe bunu izah edemiyordu.
Sadece hissediliyordu.
Semih her zaman görevini yapıyordu, ama forvetin tek hakimi haline gelemiyordu bir türlü.
Fırsat mı verilmiyordu, yıldıza dayalı Fenerbahçe sistemi mi izin vermiyordu, Semih’in karizması mı yetmiyordu bilinmez.
Sadece bu gerçek görünüyordu ortada.
“Dursun lazım olur” da denilemiyordu...
Semih’in kulübede oturması, her doksan dakika sonrası tabldot gibi önüne konuyordu Fenerbahçe’nin.
Resmen yumuşak karındı Semih.
Satsaydı o zaman!
O da kolay değildi. Semih takımdaki tek “gerçek” Fenerbahçeliydi neredeyse... Sabırlı, sessiz, özverili... Ve sevimli. Kamuoyu baskısından, hele bir de gidip başka takımda harikalar yaratmasından çekiniliyordu.
Bir tek çözüm kalmıştı geriye.
Gitme kararını kendisine verdirmek. Olmadı; Semih gönderildiğinde kimsenin itiraz etmeyeceği koşulları yaratmak.
Fenerbahçe planını işletti.
Ona sormadan bir yıl opsiyonu devreye koydu ve takım arkadaşına bir milyon zam yaparken, Semih’e 30 bin verdi. Semih’in itirazı kaçınılmazdı.
Hatta beklenenden daha güçlü geldi. Malum, “mahkeme” girişimleri falan.
Artık giderse yanıp yakılacakların sayısı çok azalmıştı. Kalırsa, sessizce bekleyecekti Fenerbahçe’nin yeni transfer edeceği forvetin arkasında.
Semih’in duygusal avantajlarını bir anda sıfırlamıştı Fenerbahçe.
Bu arada anketler düzenlenip cümle kalem erbabı “Semih haklı/Semih haksız” tartışmalarına balıklama daldıysa, Semih’i bırakıp birbirlerine çalındıysa, bu onların sorunuydu. Hatta planın bir parçasıydı.
Yöntem doğru mu, yanlış mı onu bilemem.
Fenerbahçe menfaatleri neyi nereye kadar haklı kılar; kestiremem.
Ama Semih konusunda krizi kendisi çıkarıp, çok iyi yönetti Fenerbahçe ve istediğini aldı.
Bugün “Semih’i satıyorum” dese itiraz edecek var mı Fenerbahçe’ye?
Veya Semih “Kalıyorum” dese, temcit pilavına dönen “yedek kulübesini” kaşıklamak isteyenler iki kere düşünmek zorunda kalmayacaklar mı?
Yöntem ve niyet için değil, zekası için kutlarım Fenarbahçe’yi.
Yazı : Ercan Güven- Milliyet