Sercan kavgasında ikinci perde
Bursaspor'un genç golcüsü Sercan Yıldırım için kavga eden Cavit Çağlar ve İbrahim Yazıcı olayında ikinci perde.
Cavit Çağlar: ”O gece yanımda 4 koruma vardı. Boğazımı sıkan olsa öldürürler maazallah!”
İbrahim Yazıcı: ”Kavga teke tek edilir.. Bodyguard taşıdığına göre bir çekindiği var Çağlar’ın.”
Çağlar: “Kimse bana ’Türkiye’yi soydun’ diyemez, çünkü Türkiye beni soydu. Yazıcı her şeyini bana borçlu.”
Yazıcı: “Ona borçlu olduğum tek bir şey açıklasın, görelim.. Ben kimseden çekinecek adam değilim.”
BENİM SALDIRIYA UĞRAMAM MÜMKÜN DEĞİL
Vatan gazetesinin haberine göre; Ekonomiden Sorumlu Devlet Eski Bakanı Cavit Çağlar haberden sonra telefona sarıldı... Saat 11.05’te arayan Çağlar olayla ilgili şunları söyledi:
“Güzel kardeşim, iyi günler.. Şimdi herkes benim nasıl medeni bir adam olduğumu bilir.. Kalabalık bir mekanda böyle bir fiili veya sözlü saldırıya uğramam mümkün değil.. Mesela haberde İbrahim Yazıcı’nın bana ’Sen Türkiye’yi soydun’ dediğini ifade etmişsin.. Ben Türkiye’yi soymadım ki, Türkiye beni soydu.. Ayrıca bana öyle ‘o..... çocuğu’ diyecek, boğazımı sıkacak adam da anasının karnından doğmadı.. Benim 4 tane bodyguard’ım var.. Hepsi ızbandut gibi.. Buna yeltenecek adamı öldürürler vallahi.. Lafın gelişi söylüyorum bunu tabii.. Ayrıca İbrahim Yazıcı, hayatta her şeyini bana borçlu bir adamdır.. Bana böyle davranamaz.. Yoksa aramızda bir münakaşa yaşandı ama işler bu raddeye gitmedi.. Bu konuda seni temin ederim, gözlerinden öperim..”
İŞ KORUMAYA KALDIYSA YANLIŞ
O GECEYE şahit olan isimlerden de çok arayan oldu.. Haberimizdeki detayları doğruladılar, bu tip bir kavganın rezalet olduğunu belirttiler, hepsi birden telefonu kapatırken “Aman İbrahim kardeşim! Sakın benimle konuşmadın.. Şimdi ikisiyle de uğraşmak istemeyiz” hatırlatmasını yaptılar..
O KADAR yoğun bir telefon trafiği yaşadım ki, ancak öğleden sonra nefes alabilip saat 13.19’da İbrahim Yazıcı’yı aradım.. Açık söyleyeyim biraz çekinerek, ne söylerse hangi karşılığı vereceğimi hesaplayarak aradım.. Çünkü Yazıcı dışardan fazlasıyla sert gözüküyor.. Bir gazeteciyi tokatladığı haberinin üstüne şu kavga, insana bunu düşündürüyor.. Ama Yazıcı beklediğimin çok dışında karşıladı beni.. Cavit Bey’in sözlerini aktardım, “Yarın (bugün) Çağlar’ın açıklamalarını yazacağım, haberin tek taraflı olmaması için sizin görüşünüzü de almak istiyorum” dedim.. Bana özetle şunları söyledi:
“BURSA şehri ikimizi de iyi tanır.. Kimin ne olduğunu da çok iyi bilir.. Cavit Bey’in korumalarını tanırım, hepsi iyi çocuklardır.. Ama bu işler korumaya kaldıysa çok yanlış.. O zaman bodyguard’ları mı kavga ettireceğiz.. Kavga teke tek yapılır! Bugüne kadar benim etrafımda bir tane bodyguard gören olmuş mu? Benim koruma taşımaya ihtiyacım yok.. Cavit Bey’in herhalde bir çekincesi var ki, 4 korumayla dolaşıyor.. Evet, böyle tatsız bir olay yaşadık.. Ben o anki sinirle ağzımdan hangi lafların çıktığını bile hatırlamıyorum.. Ama şimdi Cavit Bey’in ’İbrahim hayattaki her şeyini bana borçlu’ demesine takıldım.. Ona borçlu olduğum tek bir şeyi söylesin bakalım.. Söyleyemez, çünkü öyle bir şey yok..”
‘PEKİ SANA KİM SÖYLEDİ BUNU!’
İBRAHİM Bey bir de benden şu ricada bulundu: “2 olaydan dolayı kavgacı bir kişiliğim varmış gibi gözüküyorum.. Halbuki hiç de öyle biri değilim.. Sadece haksızlığa tahammül edemem.. Spor dünyasının büyüklerinden birine, mesela Ali Şen’e telefon açıp sorarsın, nasıl bir insan olduğumu.. O sana ne söylerse kabul edeceğim.. Ayrıca haberin kaynağı ben değilim.. Bunu da özellikle belirtir misin? Sen gazetecilik yapmış, detayları almışsın..”
ALİ ŞEN: AYNEN ÖYLE OLDU
ALİ Şen’i aramak farz oldu bunun üzerine.. Ali Şen de haberi okumuştu, olaylara vakıftı.. Onun değerlendirmesi ise aynen şöyle:
“İBRAHİM Yazıcı’yı en iyi tanıyanlardan biriyim.. Dünya beyefendisidir, sakin, dürüst, terbiyeli, saygılı bir adamdır.. Damarına basmışlar ki, bu kadar tepki göstermiş.. Yazıcı çok zor öfkelenen biridir.. Cavit de benim kardeşim.. Onu da uzun yıllardır tanırım.. İbrahim ile restoranda yaşadıkları kavgayı hiç beğenmedim, yakışmadı.. Keşke olmasaydı.. Üstelik benim duyduklarım, dün okuduklarımla birebir örtüşüyor.. Arada sigara kağıdı kadar bile fark yok.. O masada olan Mustafa Kefeli’yi, Hasan Şer’i, Faruk Pala’yı da tanıyorum.. Tekrar söylüyorum, bu kavgayı ikisine de yakıştıramadım..”
GS’nin son teklifi: Sercan: 6 milyon Avro + Aydın, Aykut
KOCA koca 2 eski siyasetçiyi, şimdinin işadamlarını birbirine sokan Bursasporlu Sercan Yıldırım için yapılan resmi teklif de bu kavga sayesinde ortaya çıktı.. Ara transfer döneminde G.Saray’ın almayı çok istediği ve günlerce imza attırmak için uğraş verdiği 20 yaşındaki futbolcuyla ilgili Cavit Çağlar şu resmi bilgileri verdi:
“G.SARAY Sercan için önce 5.5 milyon Euro teklif etmiş.. Sonra Adnan Polat benden aracı olmamı istedi, ’İbrahim Yazıcı vermeye yanaşmıyor’ dedi.. G.Saray’ın Sercan için yaptığı son teklif 6 milyon Euro+2 oyuncu.. Polat ”Cavit Bey, 6 milyon Euro’nun yarısını peşin öderim.. Hatta kalan 3 milyon Euro’nun faizini de ödemeyi taahhüt ediyorum.. Yanında kaleci Aykut ile Aydın’ı da bonservisleriyle veriyorum“ bile dedi.. Ancak İbrahim Yazıcı, Sercan’ı 12 milyon Euro’dan aşağıya vermeye yanaşmadı.. Bence de hata etti..”
VATAN’DA ÖNCEKİ GÜN ÇIKAN HABER
“29 Ocak Cuma gecesi, Ekonomiden Sorumlu Devlet Eski Bakanı Cavit Çağlar ile Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı, Sercan’ın G.Saray’a transferi konusunda kavga ederler.. Adnan Polat adına transferde ricacı olan Çağlar, Yazıcı’nın ’Sercan’ı satmıyorum’ demesi üzerine ’Bu parayı bir daha nerden bulacaksınız? Zaten başka bir sürü hatanız da var.. Bu yaptıklarınız Bursaspor’u soymaktır, hırsızlıktır’ karşılığını verecek kadar sinirlenir.. Çağlar’ın boğazına sarılan Yazıcı ise ’Sen benimle nasıl böyle konuşursun o..... çocuğu! Esas hırsız sensin, Türkiye’yi soydun’ diye bağırır.. İşadamı Hasan Şer araya girmese, yumrukların konuşması işten bile değildir.. Ve bu olay, o gece Papermoon’da bulunan İstanbul’un kaymak tabakasının gözleri önünde yaşanır..”