Sercan'ın vicdanını sızlatan gol!
Transferde adı Fenerbahçe ile anılan Bursaspor'un genç golcüsü Sercan, Trabzon'a attığı o golü hiç unutamıyor. Sercan o anları anlattı.
İşte M.Burak Bürkük imzasıyla Zaman Gazetesi'nde yayımlanan Sercan Yıldırım röportajı!..
Henüz 18 yaşında; ancak onun için İngiliz devi Manchester United ile 'üç büyükler', Bursaspor'un kapısını aşındırıyor. Turkcell Süper Lig'in ilk yarısında attığı 7 golle vitrine çıkan başarılı futbolcu, göz kamaştıran teklifler karşısında pek de şaşırmamış.
Transferi ile ilgili papatya falları açılan, eline gazete verilip hatıra niyetine çekilen fotoğrafların altına döşenen sözde röportajlardan değil okuyacaklarınız. Genç oyuncu, önceki yıl Londra'da yapılan Pepsi Cup'ta turnuvanın en değerli oyuncusu seçilmiş, sonrasında Manchester United'in 5 yıllık sözleşme teklifini, eski başkan Levent Kızıl kabul etmemişti. Büyük takımlara gidebileceğini söyleyecek kadar özgüvenli bir görüntü sergileyen Sercan Yıldırım, örnek aldığı futbolcu olarak Hakan Şükür'ü gösteriyor. İşte, futbolcu kimliğini; 'zeki ve hızlı' biri olarak özetleyen Sercan Yıldırım'ın keyifle okuyacağınız röportajı...
Türkiye seni konuşuyor. Bugünlere nasıl geldiğini anlatır mısın?
Bizim genlerimizde futbolculuk var. Babam da futbolcuydu. Amcam da bir dönem Bursaspor'da futbol oynamış. Aslen Arnavut göçmeniyiz. 7 yaşında hobi olarak başladığım futbolla, ailemin de teşviki ile içli dışlı oldum. Okul takımı ile Türkiye şampiyonlukları yaşamam sonrası yükseliş sürecim başladı.
Bu sezon hızlı bir çıkış mı yakaladın, yoksa yükseliş sürecin normal seyrinde mi yol alıyor?
Ben her zaman kendi yaş grubumda değil de bir üst kategorilerde oynamışımdır. Henüz 18 yaşında olmama rağmen geldiğim yerin farkındayım. Hızlı yol almaktansa sağlam adımlarla bir yerlere gelmeyi tercih ederim.
Transfer gündeminin birinci sırasına oturmak seni şımarttı mı?
Hayır şımarmadım. Zaten yaşça büyük olan ağabeylerim beni bu konuda pozitif anlamda yönlendiriyorlar. Ayrıca iyi bir aile eğitimi aldım. Öyle olmasa belki şımarabilirdim.
Transfer döneminin yıldızısın. Belki de büyük bir takıma gideceksin. Bu senin için erken olur mu?
Hayır olmaz. Bunu yaşımla paralel değerlendirmiyorum. Bu, bence tamamen özgüvenle alakalı bir durum ve ben kendime çok güveniyorum. 2008 sonunda sözleşmem bitmesine rağmen ben başkanımıza olan güvenimden ve kulübüme para kazandırmak için 2011'e kadar sözleşmemi uzattım. Şu an transferimle ilgili yurtiçinden ve dışından birçok teklif var; ama bu konudaki bütün inisiyatifi başkanımız İbrahim Yazıcı'ya bıraktım. O ne derse o olur.
Basında hakkında çıkan transfer haberleri kafanı kurcalıyor mu?
İki hafta öncesine kadar kurcalıyordu. Gidecek miyim, kalacak mıyım diye düşünüyordum sürekli. Ama artık alıştım ve ilgilenmiyorum fazla. Kalacakmış gibi çalışmalarımı sürdürüyorum. Gerisi yönetime kalmış.[page_end]
Geçmişte büyük takımlara gidip sönen onlarca futbolcu var. Geleceği parlak bir futbolcu olarak onların hayatını irdeleyip kendince dersler çıkardığın oldu mu?
Kötü örneklerden dersler çıkarıp iyi örnekler ile yolumu aydınlatmaya çalışıyorum. İşin açıkçası büyük takımlara gitmek beni korkutmuyor. Geçmişte Bursaspor'da oynayan Mehmet Al vardı. İyi futbolcuydu ama erken kaybolup gitti. Bu, ibretlik bir durumdu... İyi örneğe gelince, birçok futbolcunun yaptığı gibi elbette ben de Hakan Şükür'ü örnek alıyorum. Bana göre birçok açıdan 1 numaradır. Gerek saha içindeki performansı gerekse saha dışındaki duruşu ile birçokları için ideal bir model.
Seni diğer takımlarda oynayan golcülerden ayıran bir özelliğin var mı?
Ukalalık olarak algılanmasın ama ben birçok konuda farklı olduğumu düşünüyorum. Gerçi herkes kendini öyle görüyordur. Ben maç içinde akıllı oynadığımı düşünüyorum. Ayrıca hızlı oluşum ile futbol zekamı doğru kullandığımda farkımın ortaya çıktığını düşünüyorum. Babamla sohbetlerimizde o, bu ayrıntıya vurgu yapar hep. Hocalarım da gol vuruşlarında iyi olduğumu söylerler. Sadece kafa toplarında henüz tam istenilen düzeyde görmüyorum kendimi. Bu eksiğimi de zamanla çalışarak gideririm sanırım.
Anne-babamın hacdaki duaları başarımı artırdı
Ailen, futbolunun ne kadar içinde?
Bayağı yakından ilgileniyorlar. Annem-babam hacca gittiler bu sene. Orada bana sürekli dua etmişler. Hatta son Trabzonspor maçında oynamam bile şüpheliydi. Ama hoca kadroya aldı beni. Babam oradan, gol atacağımı yazan bir mesaj göndermiş. Ben mesajı maçtan sonra gördüm ve gerçekten de 90. dakikada gol atmıştım. Arayıp gol attığımı söylediğimde, 'Atacağını biliyorduk' dediler gülerek. Önceleri bana tuhaf geliyordu, nasıl olur diyordum ama artık başarımda babamların dualarının da etkisi olduğuna inanıyorum. Zaten ben de umreye gitmeyi düşünüyorum babamla. Merak ediyorum oraları.
Trabzonspor'a attığım golü televizyondan izleyince vicdanım sızladı
Futbolcuların oyun içindeki aldatmaya yönelik hareketlerini nasıl yorumluyorsun? Çünkü bu çok sık yaşanıyor...
Ben kendi adıma yaptığım zaman üzülüyorum. Ofsayttan gol atmışsam suçluluk duygusuna kapılıyorum. Mesela Bursa'da 2-1 kazandığımız Trabzonspor maçı. Uzatmalarda attığım ve ofsayt tartışmalarının yaşandığı golü akşam televizyondan izleyince vicdanım sızladı. Kasıtlı olarak elle gol atarsam da vicdan azabı çekerim.
Bursaspor'da ter döküyorsun. Anadolu'da futbol oynamak zor mu?
Aslında Bursaspor'da oynamak zor. Taraftar, camia ve yerel basın baskısı var. Ama itiraf etmek gerekirse bu baskı bende pozitif etki yapıyor. Örneğin deplasmanda bana küfür edildiği zaman ben daha çok motive olup hırslanıyorum.
Karşısında en çok zorlandığın defans oyuncuları kim oldu?
Fenerbahçeli Lugano ve Edu, çok iyi ikili. Onlar beni bayağı zorladılar açıkçası. Sert ve agresif oynuyorlar bir de. Markaj konusunda da iyiler...