YAZARLAR

Şike davasında işi sulandırmaya gerek yok

Şike davasında işi sulandırmaya gerek yok

Nurettin Özgenç
Nurettin Özgenç[email protected]
16 Şubat 2014 Pazar günü Fenerbahçeliler tarafından düzenlenen Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin futbolda Şike Davası'nda Aziz Yıldırım'a örgüt ve şike suçlarından verilen hapis cezalarını onaylamasının ardından, Fenerbahçe taraftar derneklerine sipariş edildiği anlaşılan "Türkiye için adalet, Fenerbahçe için Adalet" adı altında düzenlenen yürüyüş ile ne yapılmak isteniyor?

Anlaşılan o ki bir takım kişiler şike davasında alınan mahkumiyetler üzerine yaygara koparıyor, tantana çıkarıyor. Bu yaygaranın asıl sebebi tantana çıkarıp bağımsız Türk yargısını etkilemek ve yeniden yargılanmanın yolu açılarak 2010-2011 sezonuna ait şampiyonluk kupasının üzerine yatmak olduğunu anlıyoruz.

Şike davası halk nezdinde ve yargı nezdinde sonuçlanmıştır

Yargı nihai kararını vermiştir işi sulandırmaya gerek yok. Spor kamuoyunu uzun zamandan beri meşgul eden şike davası Yargıtay tarafından onanmıştır. Artık bu ülkede şike yapmanın ve teşvik vermenin yapmanın yasak olduğu kanunla kesinleşmiş olmasından dolayı son derece önemlidir.

Bağımsız mahkemelerde adil yargılanma hakkının gerekliliğini haykırmak üzere düzenlendiği açıklanan "Fenerbahçe Yürüyüşü" Her ne kadar "Fenerbahçe için Adalet" denilse de Türkiye'de başka davadan yargılanlarında önünü açabilmek için düzenlenmiş siyasi amaçlı bir yürüyüş olduğu kanaatindeyim.

Bu yol yanlıştır. 2010-2011 sezonu şampiyonunu TFF çekimser kalsa da mahkeme tescil etmiştir. O kupa Trabzonspor undur. Tenekesi Fenerbahçe'de olsa da ruhu Trabzonspor müzesindedir. TFF bilmemezliğe verse de Türk spor kamuoyu o kupanın hangi kulübe ait olduğunu gayet iyi bilmektedir.

Yargı kararı hiçe sayılamaz

Yüksek mahkeme şike yapılan veya teşvik primi verilen maçlar onandı. Yargı bizim lehimize karar verdi. Biz camia olarak Trabzonspor şampiyon demiyoruz ki, bunu Yargıtay diyor. Yargıtay şike yapmışsın demiş herkeste buna saygı gösterecek.

Ayrıca anlamadığımız bir şey var. Biz Trabzonsporlular olarak mahkemenin verdiği kanuni hak üzerine TFF'den hakkımızı aramak ve sesimizi duyurmak için yürüyüş yaptık. Mağdur olan tarafın hak aramak için yürüyüş yapması, tepki göstermesi anlaşılırda mahkeme kararıyla sucu sabit görülenlerin toplu yürüyüş yaptığı ilk defa görülmüştür.

Asrın şike davası, Türk futbol tarihinin en büyük skandallarından birisidir. 2010-11 sezonunda Spor Toto Süper Lig ve TFF 1.Lig'in bazı müsabakalarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılmıştır.

Şike davasında karar veren ve onayan mahkemeler bağımsız değil miydi?

Bana göre Türk sporunun en önemli sorunlarından birine neşter vurulmuştur. 3 Temmuz 2011 yılında patlak veren şike davasında son karar mercii Yargıtay, 5. Ceza Dairesi kararını açıkladı. Yargıtay, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında 'şike ve teşvik primi suçlarını işlemek amacıyla suç örgütü kurup yönetmek' suçlarından verdiği cezaları onadı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi kararların belli bir kısmını onamış, bir kısmını düşürmüş, bir kısım hükümleri de bozmuştur.

Şimdi tüm yargı kararları ortadayken adil yargılanmamayı öne sürerek yeniden yargılanmamı isteniyor? Nitekim "Bağımsız mahkemelerde adil yargılanma hakkının gerekliliğine..." vurgu yapmak yargılamayı yapan ve kararı onayan mahkemeleri töhmet altında bırakmaz mı? Türk Milleti adına karar veren o mahkemeler bağımsız değil miydi?

Şayet yeniden yargılanma olursa geçmişte yargılandıkları suçlardan dolayı ceza alanlarda aynı yolu izlemeyecekler mi? Türkiye'nin siyasi durumunu etkilemekten ceza alanlar, "bende adil yargılanmadım yeniden yargılayın'' derse ne olacak peki ? Kanun önünde herkes eşit olduğuna göre arkasında taraftar ve lobi gücü olmayanlara farklı mı davranılacak?

Yargıyı etkilemek ve masumiyet göstergesi olarak "Tek suçumuz Atatürkçü olmak ve Fenerbahçe Atatürk'ün Kulübüdür" gibi Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in şahıslara ve spor kulübüne alet edilmesini de doğru bulmuyorum.

Fenerbahçe tarafını tutan bazı medya organların tamamı büyük bir yaygara peşinde koşup duruyorlar. Sadece medya organlarında değil. Sosyal medyada da ciddi bir yaygara grupları oluşturmuşlar. Nedir bu yaygara anlamak mümkün değil!

Yorumlar
TREND HABERLER