SPOR MEDYASI

Spor uzmanlarından Erdoğan'a mektup

Gençlik ve Spor Müdürlüğünde çalışan spor uzmanları seslerini duyurmak için Erdoğan'a bir mektup gönderdi.

Spor uzmanlarından Erdoğan'a mektup

Sayın Başbakanım, Bizler, Spor Uzmanları; 2001 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı bünyesinde görev yapmak üzere 3289 sayılı kanunun 30. maddesi kapsamında 02.11.2001 tarih ve 24571 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Sözleşmeli Spor Uzmanı ve Antrenör Çalıştırılması” hakkındaki yönetmeliğin bazı maddelerinin değiştirilmesine dair yönetmeliğin 7. maddesinin (b) özel şartlar bölümünün (a)fırkasının 5. bendine göre, Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları Bölümlerinden mezun olanlar arasından 2001 yılının Temmuz ayında yapılan KMS(şu anki adı ile KPSS) ve Eğitim Bilimleri Sınavından 50 ve üstü puan alanlar arasından MEB Eğitim Teknolojisi Genel Müdürlüğünce yapılan yabancı dil sınavı sonucunda ilk 500 e giren 167 kişi GSGM Merkez Teşkilatına 323 kişi de taşra teşkilatına Sözleşmeli Spor Uzmanı unvanı ile ilk kez ve bir defaya mahsus olmak üzere atanmıştık.  
 
 
İlk defa kuruma Spor alanı mezunu üniversite mezunu olarak atandığımızda belirsizlikler vardı sözleşme metnimizden dolayı fakat ilerleyen zamanda bunun düzeltileceği ve bizlerin bu kurumun geleceğin il müdürleri olacağımız zamanın Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve aynı zamanda Beden Eğitimi Öğretmenlik Mezunu Fikret Ünlü tarafından bizlere bizzat söylendi. Ancak geçen yıllar içinde bizim için değişen hiçbir şey olmadı aksine şu son iki yıldır daha kötü durumlara düşer olduk. Bu ülkede eğitimli olmak neden bu kadar kıymetsiz hala anlayamıyorum. Bizler eğitimciyiz ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde gençlerle ilgili birçok alanda çalışarak gençleri yetiştiriyoruz. Gelecek nesil bizlerin elinden geçiyor.  
 
Ancak zaman içinde kurumdaki kimliğimizin değişmemesinden ve özlük haklarımızın sağlanamamış olmasından dolayı kurum içinde zaman zaman artan dışlanmalara maruz kalmaktayız. Bu da çalışma verimimizi hayli düşürmektedir. O söylemlerden örnek vermem gerekirse “Siz personel değilsiniz, sözleşmelisiniz. İstersem sözleşmenizi imzalamayabilirim, işiniz pamuk ipliğine bağlı” gibi … Bu söylemler gerçekten onur kırıcı. Bizler farklı bir sınav sistemiyle yine farklı bir eleme usulü ile ve yabancı dil bilgisine bakılarak kuruma atandık ama maalesef bu hiç bir zaman göz önüne alınmadı. KPSS ile doğrudan atanmamış olsak da bizlerde sınavla girdik bu kuruma… Geçen 9 yılda bizler bu kuruma çok emek verdik. İsteğimiz aslında kadrodan daha değerli olan özlük haklarımızın iyileştirilmesinden yana. Bizlerin tazminat hakkı yok, görevde yükselemiyoruz.  
 
Ortaokul mezunu bir memur kurumda asli görevinin dışında tüm gün ders çalışmak koşulu ile liseyi dışarıdan bitirmiş. Sonrasında açıköğretimden üniversiteyi bitirmiş ve bu sene sonunda yapılacak olan görevde yükselme sınavına girerek Şube müdürü olma yolunda emin adımlarla yürümektedir. O memur! biz sözleşmeli. Kurumlar içindeki bu ayrım kadroya göre değil eğitim seviyesine, dil bilgisine ve başka meziyetlere göre yapılandırılmalıdır. Yani liyakat esaslarına dayanarak. Çağdaş kamu yönetimi anlayışı bunu gerektirmektedir. Aksi takdirde bu ülkenin gençleri için güzel bir gelecek düşünemiyorum.  
 
Spor gibi evrensel, dünya insanlarını kaynaştıran olgunun yönetildiği bir kurumun nasıl bir vizyonla temsil edileceği ülke için çok büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin uluslararası sportif başarılarının arttırılması için kalifiye ve konusunda bilgili ve eğitimini bu yönde tamamlamış nitelikli ve vasıflı kişilerden oluşması başarı için kaçınılmaz bir şarttır.Bu kurumda 10 senedir hizmet veren sözleşmeli spor uzmanlarının,hizmetlerin standardizasyonu gibi,kurum içerisinde personel arasında da standardizasyonu sağlanmalıdır. 
 
Çünkü sözleşmeli olmamız sürekli hatırlatılmakta ve verilen her işi layıkıyla yapan bizleri kurum içerisinde sürekli ikinci sınıf muameleye maruz bırakmaktadır,bu da motivasyon kaybına sebep olmaktadır. Sözleşmeli Spor Uzmanlarının, görev yaptığı süre içerisinde teşkilat içerisinde değişim ve gelişim süreci başlattığı gözlerden kaçmamıştır. Gençlik ve Sporun yönetilmesi için gerekli bilgi ve donanıma sahip olarak üniversiteden mezun olan, kendilerini sürekli geliştiren Teşkilatın her türlü temsili konusunda vatandaşla ve diğer kurumlarla oldukça başarılı bir iletişim kuran ve kurumu en güzel biçimde temsil etme başarısı gösteren, kurumun vizyon sahibi olmasında önemli adımlar atmış ve TBMM bünyesinde uygulanan projelere imza atan sözleşmeli spor uzmanlarının bu kapsamda çalışma koşullarının en baştan gözden geçirilmesi artık bir zorunluluktur.  
 
Çağdaş kamu yönetimi anlayışı; özellikle çocuk ve genç olmak üzere 7-70 e herkesi kapsayan bir yönetim birimi olan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü için özellikle büyük önem taşımaktadır. Bizlerin derdini dert edinecek ve bizler için bir şeyler yapılmasını sağlayacak ülkemizdeki tek yetkili kişi Sizsiniz. Bizlere bugüne kadar çok sözler verildi. Artık tükenme noktasındayız.  
 
Lütfen Bizlere Sahip Çıkın!

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER