Spor yazarları F.Bahçe için bunları yazdı
F.Bahçe'nin A.Gücü'nü 6-0 ile bozguna uğrattığı karşılaşmayı değerlendiren spor yazarları köşelerinde şunları yazdı...
Fenerbahçe'nin Ankaragücü'nü 6-0 ile geçtiği karşılaşmayı köşelerinde değerlendiren spor yazarları Alex De Souza'yı yere göğe koyamadılar...
Kanarya'nın şampiyonluk için son düzlükte olduğunu belirten yorumcular attığı 5 golle gece damgasını vuran Sambacı için de hayli çarpıcı ifadeler kullandılar...
İşte yazarların Fenerbahçe analizleri...
Ankaragücü beklendiği gibi Mesut Bakkal tarzı bir oyunla sahadaydı. Önde bastılar, Fenerbahçe'nin geride oyun kurmasını engellediler.
Bunun içinde bireysel ve bütün halinde yapılan baskı da vardı. Son opsiyon olarak faul de... Öyle ki henüz 15. dakikada Vittek ile Fatih Tekke rakip savunma ve orta sahaya ikişer faul yapmıştı.
Bu taktik faulleri de içeren pres, Fenerbahçe'yi fazlasıyla zorladı. Zaten var olan stres muhtemelen Trabzon'dan gelen gol haberleriyle birlikte iyice büyüdü. Ankaragücü ekstra motiveydi. Ancak onların sonunu da bu ölçüsüz motivasyon getirdi. Oyun kuramayan Fenerbahçe neredeyse ilk kez ceza sahası içine girişinde Alex'le bir penaltı kazandı. Hemen ardından ikinci penaltı geldi.
Haftalardır bizim için saygı duyarak izlediğimiz mücadele beklediğimiz gibi son haftaya kaldı. Gene bize göre iki şampiyon olarak vasıflandıracağımız Fenerbahçe ve Trabzonspor, işi ilk 45 dakikalarda bitirdiler.
Aykut Kocaman beklediğimiz gibi geçen haftaki takımı aynı şekilde sahaya sürdü. Ankaragücü de beklediğimiz gibi aynen Buca ile Karabük'ün nasıl özveriyle oynadıysa oyuna o şekilde başladı.
Mesut Bakkal tam takım sahaya çıktı. Ortada giden maçta skoru belirleyen penaltılar oldu. Cüneyt Çakır'ın verdiği penaltılarda bizim tribünden gördüğümüz kadarıyla bir terslik yoktu.
Ama gördüğümüz ilk penaltıda Gökhan Gönül'ün Alex'e, ikinci ve üçüncü penaltılarda Alex'in Niang'a verdiği paslar muhteşemdi.
[page_end]
Ankaragücü kazanmak adına, kendine göre pek ince hesaplarını yaparak gelmişti İstanbul'daki şampiyonluk yarışının kaderini etkilemeye.
Mesut Bakkal Hoca'nın oyun planlarında hızlı hücum harekâtı, defansta sert duruş ve orta alanda Fenerbahçe'yi susturmak adına kasıtlı fauller yapmak dahi serbestti (!) anladığımıza göre...
Kontrataklarda hücumcu oyuncuların dahi yaptıkları sertliklere dayalı sinirli hareketlerin Sestak'ın yakışıksız tekmeleri de dikkate alındığında Ankaragücü'nün Fenerbahçe deplasmanında ne pahasına olursa olsun yenmekten öte niyetlerde olduklarını resimliyordu sanki, dün tribün ve ekranlara.
Kimse kusura bakmasın ama Saracoğlu Stadı da Fener'in seyircisi de bir başka. Bu seyirci 0-3'ten bile maç çevirttirir.
1- Rakip çok koşanından ve standart üzeri faul yapanından olunca (25 dk, 13 faul ) zor oluyordu maçın başında oynamak Fener için.
2- Gökhan ileri çıkamıyor, takım yavaş oynuyor, Lugano'nun süper müdahaleleri ile savunma sıkıntı yaşamıyordu.
3- Seyirci hafif gerilmeye başlarken ise sahneye seyircinin frikik öncesi "doktorrrr" diye bağırdığı Alex penaltı yaptırarak çıkıyor, ardından muhteşem pasında, Niang'ın, kaleciyi de, maçı da bitiren penaltısını yaptırıyordu.
4- "Herhalde Adem yapışır" diye düşündüğüm Alex gibi bir adamı markajsız bırakan A.Gücü, bunun cezasını ilk 30 dakikada ödüyordu.
Bu dakikada kopan maç, Fener'in sarı kart sınırındaki oyuncularını da rahatlatıyordu.
Trabzonspor 2-0 önde oynarken, Kadıköy'de maç golsüz gidiyordu ve Fenerbahçe doğru dürüst rakip ceza alanına bile girmemiş, tek pozisyon bile yakalamamıştı... İşte bu sırada Rajnoch'un Alex'e yaptığı penaltı Fenerbahçe'nin imdadına yetişti...
Fenerbahçe nefes almışken, iki dakika sonra derin bir 'Ohh' çekti... Bu defa müthiş bir Alex asistinde, kaleci Senecky'nin yaptığı penaltı ve gördüğü kırmızı kart Fenerbahçe için 'Garanti belgesi' oldu...
Senecky'nin gördüğü kırmızı kart için Markus Merk'e döndüm, 'Sarı olmaz mıydı' dedim, 'hayır' dedi, 'Niang, rakip kalecinin darbesi ile hız kaybetmese topa çok hakim. Bariz gol şansı ve kırmızı' dedi...
Ankaragücü'nü iki dakikada çökerten Alex, şampiyonluğun müjdesini de verdi bana göre.
İlk penaltı kararı tartışılır. Ancak Alex öyle kurnaz bir futbolcu ki penaltıyı resmen Cüneyt Çakır'dan aldı.
Çakır bu pozisponda penaltı düdüğünü çalmak zorunda kaldı.
Niang'a yaptığı asistteyse hem takımına penaltı kazandırdı hem de Ankaragücü'nün 10 kişi kalmasını sağladı.
Bu pozisyon sonrasında da tıpkı ilkinde olduğu gibi penaltıdan topu aynı yerden ağlara gönderdi Alex.
Bundan sonra artık maç bitti zaten. Çok korkulan Ankaragücü maçı Alex'in sayesinde çok kolay kazanıldı ve müthiş bir sürpriz olmazsa Fenerbahçe şampiyonluğa ulaştı.
Rakip kim olursa olsun. Direnmenin bütün güçlerini sergiliyor da olsa. Fenerbahçe'nin mecburi istikameti belli. Onlar zamanı katlayıp ceplerine koyan, şampiyonluğun zaman yolcuları.
Gürültülü bir hafta arasında sonra Ankaragücü'nün tavrını merak ettim önce.
Depolanan nefretle, futbol oynamak arasındaki gücünü.
İlk dakikalarda sahada dirençli bir Ankaragücü var..
Bindirmeler tehlikeli.
Hem alan savunması, hem adam savunması şehvet ve şiddet karışımında bir mücadele anlayışları var.
Ama içimden geçeni de bu dakikalarda not ettim. "Bu şiddetin şehveti onların içini boşaltır!"
Sezon başından beri boşuna “Alex” de “Alex” demiyorum.. Sezon başında henüz forma giremediği, “Artık yaşlandı, F.Bahçe forması ona ağır gelir” denildiği günlerde de aynı şeyi söylüyordum, şimdi de kelamım değişmiyor..
Alex, sadece F.Bahçe’ye değil, Türkiye’ye gelmiş geçmiş en başarılı, en parlak, en örnek, en yetenekli, en karakterli futbolcudur.. Onun heykelini dikmek isteyenler geç bile kaldılar..
Bir futbolcunun bir takımın kaderi üzerinde bu kadar büyük etki yarattığı çok nadir görülür.. İşte Messi Barcelona’da bunu yapıyor, Ronaldo M.United’dayken yapmıştı.. Belki bu sezon Avrupa’da başarısı olmadı..
Ama Alex, 9 puan gerideki F.Bahçe’yi tek başına şampiyonluğa taşıyor işte.. Onu bulana da, onu transfer edene de, onu çok iyi çalıştırıp bu hale getiren Aykut’a da helâl olsun!
Gürcan Bilgiç: “Adım adım hedefe” Sabah[page_end]
Gürcan Bilgiç: “Adım adım hedefe” Sabah
Saha dışı tartışmalara en iyi cevabın farklı galibiyetle verildiğine inandığını belirten Bilgiç, “Alex'in devreye girmesi, penaltıyı zorla alması, daha önce çalamayan hakemlerden ziyade "penaltı noktasını gösterebilen" bir hakemin maçı yönetmesi, karşılaşmanın kaderini de yokuş aşağı bıraktı. 3 dakika sonra Alex bu kez Niang'ın önüne kondurdu topu. Senegalli'nin usta zamanlamasıyla birleşince ikinci penaltı ve kırmızı geldi. Nasıl olacağını bilenlerle, aslında "olamayacağını" bilemeyenler var bundan sonra. Mazeret üretmeden, mazeretleri de yenerek geliyor Fenerbahçe. Saygıyı hak ederek, duruşunu koruyarak, örnek olarak ve en önemlisi bundan sonra "örnek alınarak" yürüyüşünü sürdürecek. "Ne yapmalı?" sorusunun cevabını, kulübün ve takımın her taşında bulabilecek isteyenler. O kadar şok ve travma yaşadı ki bu camia, kendisini ayakta tutan nedenin "herkesin yenmek istediği" olduğunu anlayarak yoluna devam etmeyi bildi. Büyük olmakla, büyük kalmanın bayrağını da kattı direklerdekilerin arasına; sarı- lacivert dalgalanıyor.”
Bağış Erten, “Damat'a kaptanından beşibiryerde” Radikal
Aykut Kocaman yönetiminde şampiyonluğa olan inancın arttığını belirten Erten, “61 yıl önce dün, taze başbakan Churchill’in ağzından şu satırlar döküldü. “Size kan, ter, emek ve gözyaşından başka vaat edecek bir şeyim yok.” 2. Dünya Savaşı’nın ortasında İngiltere halkına başka ne söyleyebilirdi ki? Zaferin gelmesi için önce bu aşamaları geçmek zorundaydılar.
Geçtiler de... Sezon başında Aykut Kocaman, geçen seneki travmadan birkaç ay sonra belki de benzer bir konuşma yaptı. Adeta yıkımdan çıkan bir kulüp vardı ve her şeye neredeyse sıfırdan başlamak durumundaydı. Başladı ve sonuna kadar da ulaştı. Dün akşam artık o emeğin, gözyaşının, terin ödülü için çıktılar sahaya. Şampiyonun belirleneceği son haftaya girmeden önce tribünleri boşluksuz dolduran seyircisini bir sene sonra yeniden zafere inandırmış olmanın gücüyle... Yine de motivasyon-stres paritesinde baskın gelen ilki oldu.
İlk 15 dakikada hiçbir varlık gösteremedi Fenerbahçe. Bunda Ankaragücü’nün rahat ve akıllı oyunu da etkiliydi. Kadıköy’deki hafakan ruhunu en belirgin kılan şey 22. dakikadaki ardışık iki ataktı. Fenerbahçe ilk kez kombine geldi ama son vuruşu yapan Selçuk’un ayakları dolandı. O atağın dönüşünde Uğur tek başına bindirdi ve defansa çarpan ortası az daha gol oluyordu. Umutsuzluk hortlayacak, tam her şey siyaha kesecekti ki penaltı kararı geldi.”