Spor yazarları M. Başakşehir - Fenerbahçe maçını değerlendirdi
Spor Toto Süper Lig 25. hafta maçında lider Medipol Başakşehir, Fenerbahçe'yi 2-1 mağlup ederek şampiyonluk yolunda önemli bir virajı kayıpsız geçti. Sarı-lacivertli takım, geride olduğu maçı 1-1'e getirdikten sonra iyi bir performans ortaya koysa da oyunu sonuca yansıtamadı. Spor yazarları M. Başakşehir - Fenerbahçe maçını değerlendirdi
Bu da 'geri dönüş'!.. - Ercan Güven (Milliyet)
Fenerbahçe son zamanlarda “geri dönüşleriyle” meşhur ya... Başakşehir karşısında da çok gayret etti geri dönmek için ama sadece “tıpış tıpış mağlup olduğu” sezon başındaki eski günlere dönebildi.
Allah sonunu hayretsin!
Teknik direktörlerin “rakibe göre yaptığı tercihler” maçın yol haritasını çizmişti ve bu haritaya göre yolun sonu karanlıktı Fenerbahçe için!
Neyse ki, ilk yarı sonunda o hatalı haritayı yırttı attı Ersun Yanal... Yenisini çizdi. Kaybetse bile Fenerbahçe’yi “mahkum” durumdan “savaşan” hale getirdi. Hiç yoktan iyidir mutluluk çıtası iyice düşmüş Fenerbahçeliler için.
Ersun Yanal formdaki Valbuena yerine Eljif’le başladı maça... Niyeti Başakşehir’in Visca’lı bitirici sağ akınlarını engellemek olsa da, tercihinin ne kadar yanlış olduğu bir devrede ve bir gol yedikten sonra anlaşıldı. Son anda sakatlanan Mehmet Topal’ın yerine Jailson’u koymak ise hata olmasa bile, niyet belirtisiydi:
Yani bir puana “Allah bereket versin” demişti Fenerbahçe.
Abdullah Avcı ise Başakşehir’in “stratejisini” değiştirmişti... Ama korkuyla değil, sonuca kolay gitmek için.
Kısa paslarla oyunu istediği yola iten Başakşehir, bu kez önde baskı yapıyordu Fenerbahçe’ye. Çünkü Fenerbahçe’nin savunmadan çıkarken zorlanmasından faydalanmak istiyordu. Zaten savunması gol yemeyen şampiyon adayının tek derdi skor bulmaktı.
Ne oldu teknik adamların planları?..
Eljif’i panik atağa, Tolgay’ı ortada sıçana çevirdi Başakşehir... Jailson ve Soldado buharlaştı.
Fenerbahçe’nin ilk yarıda Eljif ile bir tek pozisyonu var... O da golden önceki ısınma turlarında. Golden sonra ilk yarıyı adeta bir antrenman maçı gibi oynadı ve bitirdi Başakşehir. Adeta ezdi Fenerbahçe’yi.
Fenerbahçe hatadan başka bir şey yapmazken hem bireysel hem de takım boyutunda ligin en iyi takımı Başakşehir’in 45 dakikada yaptığı “hataların” toplamı bir elin parmaklarını geçmiyordu.
Fenerbahçe’ye ikinci yarı bir hamle gerekiyordu. Aksi halde, puan hayal olduğu gibi skorun daha da kötü olması kaçınılmazdı.
Ersun Yanal kritik noktayı iyi gördü... Çünkü kendi yaptığı bir yanlış tercihin sonucuydu aksaklık... Kovalayan Eljif’i çıkarıp yerine kovalanması gereken Mehmet Ekici’yi aldı, savunması zayıf Arda’nın karşısına koydu.
Bir kişi bir takımı ne kadar değiştirebilir Mehmet Ekici çok iyi gösterdi. Onunla birlikte ileride top tutmaya başladı Fenerbahçe... Pas yapmaya başladı. Savunma orta saha bağlantısını yeniden kurdu. Zajc’ın gayretleri bireysel olmaktan çıktı takıma faydalı hale geldi. Soldado sahaya döndü.
Açıkçası, yine ikinci yarı geri dönüşü peşindeydi Fenerbahçe.
Yanal ikinci hamle olarak maçın bitmesine yirmi dakika kala Valbuena’yı aldı. Yetmiş dakika hiç işe yaramayan Jailson çıktı.
Tam üç dakika sonra, sakatlık nedeniyle stopere ikinci tercihi Serdar’la çıkan, onun sakatlanması üzerine oyuna üçüncü tercih Attamah’ı sokan Başakşehir büyük bir bedel ödedi ve Attamah’ın hatasını affetmeyen Soldado beraberlik golünü attı.
Fenerbahçe’nin Valbuena ile hücumu zenginleştirdiği ikinci hamlesinden sonra artık hamle sırası Avcı’daydı ve Başakşehir’in “freni” Arda ile Napoleoni değişimi yaşandı Başakşehir’de... Fren boşaldı... Ardından o Napoleoni ile galibiyet golü geldi liderin.
Valbuena çıkmak zorunda kalıp Frey oyuna girdikten sonra, hele Başakşehir öne Adebayor gibi bir tehlikeyi koymuşken kalan kısa zamanda Fenerbahçe’nin maçı beraberliğe taşıması mümkün değildi.
Bundan sonra Fenerbahçe’nin gündemi averaj hesapları olacaktır ne yazık ki...
Tek kelimeyle muhteşem yönetti - Ahmet Çakar (Sabah)
Maça baktığımızda iki farklı devre izledik. İlk yarıda Başakşehir adeta bir antrenman maçı oynadı. Üstelik bu dakikalarda da Tolgay, Volkan ve Serdar Aziz'in ortaklaşa hatasından golü de buldu. Tolgay, ceza alanının solunda yattı kalktı, çalımı yedi, İrfan Can ortaladı, Volkan kısa yumrukladı, Robinho da golü yaptı. İlk yarı bittiğinde "Vah Fenerbahçe vah... Başakşehir karşısında ne hallere düştü" dedik. Tıpkı Beşiktaş maçının ilk yarı sonunda dediğimiz gibi... İkinci yarı düzinelerce pas hatası yapan Eljif çıktı, Mehmet Ekici girdi ve kontrol Fenerbahçe'ye geçti. Başakşehir'de Attamah diye bir oyuncu var. Ne zaman seyretsem bireysel hatadan takımına gol yedirdi. Dün gece de öyle... Pası kısa düştü, Soldado aşırttı ve golü yaptı. İşte bu beraberlik golünden sonra futbol adına inanılmaz şeyler yaşandı. Fenerbahçe art arda yüzde 100 gollük pozisyonları kaçırdı. Gol geldi geliyor diyorduk ki gardı düşmüş Başakşehir, Fenerbahçe defansının bir yerleşim hatasından golü buldu.
Mossoro çok iyi girdi, içeri çevirdi ve Napoleoni de golü yaptı. Bu gol 3 puandan fazlasıydı. Başakşehir kaybedebilirdi ki kazandı ve belki de şampiyonluk geldi.
Maçın hakemi Hüseyin Göçek tek kelimeyle muhteşem bir maç yönetti. VAR'a gitmedi ama VAR'ın kararını beklediği ve çağrılmadığı tüm pozisyonlarda haklıydı. En kritik an Arda'nın ayağından sekip eline vuran top ama asla penaltı olamaz. Hem yarım metrelik bir mesafe var, hem de top Arda'nın ayağından zıplayıp eline çarptı.
Volkan'ın tokadı - Ali Ece (Fanatik)
Başakşehir gibi alan savunmasını çok iyi yapan bir takıma karşı Fenerbahçe’nin ilk yarıda yaptığı gibi Nuri Bilge Ceylan filmi temposunda pas yapması mantıksız. Bu kadar düşük tempolu pas yaparken bu kadar top kaybı yapmak daha da mantıksız. Eljif Elmas ile Tolgay’ın ilk yarıdaki toplam top kaybını misal Aurelio ile Appiah toplam 10 maçta yapmıyorlardı.
Lakin ilk yarıda Fenerbahçe aleyhine en mantıksız hareketi Aurelio-Appiah döneminden yadigar kaleci Volkan yaptı: 37 yaşın tecrübesine sahip bir kalecinin topu ne tarafa tokatlayacağını daha iyi bilmesi gerekir.
Elmas yerine Ekici girince Fenerbahçe ikinci yarıya ehveni şer bir başlangıç yaptı. Dakikalar ilerledikçe Ekici’nin top yönlendiricilik farkı Başakşehir’in ezbere geriye yaslanmasıyla birleşince Fenerbahçe maça ortak oldu. Attamah’ın hatasını Soldado iyi değerlendirdi. Ancak ligin en büyük yıldızlarından Visca yine Başakşehir’i kurtardı.
Gecenin sorusu
Ersun Yanal neden maça ikinci yarıda sahaya sürdüğü 11 ile başlamadı?
Maçın starı
İrfan Kahveci yeni rolü serbest 8’de gelişmeye devam ediyor
Maçın olayı
Tivibuspor kameramanlarından Galatasaraylı olanların Süper Lig’de Fenerbahçe’nin attığı bir gole sevinç çığlığı atmaları.
Kısa mesaj
Harun’un eksikleri olsa da yaşı itibarıyla düzeltme şansına sahip. Volkan’ın ise yaşı ilerledikçe oyunu geriye gidiyor
Siyahla beyaz gibi - Şansal Büyüka (Milliyet)
Başakşehir - Fenerbahçe maçını Fatih Terim stadında canlı izledim... Yazıya Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki kötülüğünden başlarsam, Başakşehir’in bu 45 dakikadaki “Şampiyon gibi“ oyununa haksızlık etmiş olurum...
İlk yarıdaki Başakşehir “Şiir“ gibi futbol oynadı... Hani 23 Nisan, 19 Mayıs bayramlarında okuyacakları şiirleri ezberleyen çocuklar olur ya, tıpkı onlar gibi... Teklemeden, durmadan, şiir gibi...
Müthiş top çevirdiler, tek pastan mükemmel örnekler verdiler... Ama ilginçtir, golü Fenerbahçe savunmasından başlayıp, kalecisiyle noktalanan hatalar zinciri ile yakaladılar...
Başakşehir‘in ilk yarıdaki golünde Tolgay, İrfan Can’dan tam üç kez üstüste çalım yedi...
Kaleci Volkan rahatça kornere atacağı topu tokatla bir metre önüne bıraktı... Serdar Aziz o topu en yakın adam olarak uzaklaştıramadı ve Robinho‘nun golü geldi...
Aslında Ersun Hoca, Hasan Ali’nin önüne Eljif‘i koyarak, Caiçara - Visca sağ kanat rüzgarına karşı adeta bir baraj oluşturmuştu... Ama bu hesabı tutmadı. Çünkü Eljif ne top kesebildi, ne de aldığı topu kullanabildi...
Neredeyse tamamını rakibe attı...
Hayrettir, ikinci yarı herşey tersine döndü... Fenerbahçe baskıyı kurdu, hatta inanılmaz pozisyonlar yakaladı... Hani kaçması, atılmasından daha zor olan pozisyonlar, tamamını kaçırdı... Hayrettir, Fenerbahçe golü de kendi hünerinden değil, rakip savunmanın hatasından geldi... Tıpkı Başakşehir‘in ilk golünde olduğu gibi. Attamah‘ın kısa düşen kaleciye pasında Soldado araya iyi girdi ve beraberliği yakaladı.
Çoğu maçında olduğu gibi bir gol atıp öne geçtikten sonra savunmada kalan Başakşehir baktı ki pabuç pahalı, hücumu hatırladı, bir iki etkili atak sonucu, zaten ayakta zor duran Fenerbahçe savunmasını bir kez daha mağlup etti...
Başakşehir şampiyon olmak istiyorsa, öne geçtikten sonra skoru koruma alışkanlığından vazgeçmeli. Gerçi son çeyrekte kontratakla mutlak iki pozisyon yakaladılar ama ikinci yarıda çok uzun süre hep savunmada kaldılar... Arda‘nın eliyle buluşan top var... Fenerbahçelilerin penaltı diye itiraz ettiği pozisyon... Hemen hakem hocalarına sordum, “Ayaktan ele geldi, penaltı değil“ dediler. Günahları boyunlarına...
Başakşehir için söyleyeceğim şu... Bir gol attıktan sonra üstüne yatmaya kalkarsan bu sıkıntıları çekersin. Fenerbahçe belki de bu kadar net, bu kadar çok kolay gol pozisyonunda sonuca gidemeyince faturayı yenilgiyle ödedi... “Atamayana atarlar”...
Futbol icad edildiğinden beri bu kural hiç değişmedi...