Spor yazarları Trabzon için ne yazdı?
Spor yazarları haftayı 3 puanla kapatan Trabzonspor'un Buca ile oynadığı maçtan keyif alamadı... İşte çarpıcı yorumlar...
Süper Lig'de haftanın açılış maçında Trabzonspor Bucaspor'u 2-0 yenmesine rağmen oyun olarak spor yazarlarını tatmin etmeyi başaramadı. Yazarlar bu durumdan Bucaspor'un oyun anlayışını sorumlu tuttu.
İşte yazarların çarpıcı yorumları...
"Dikkatli gözlersek, Fenerbahçe maçı hariç Bucaspor ligin en az gol yiyen takımlarından biri. Eğer bu maç kazanılmışsa, Şenol Güneş’in iş ahlakı ve ciddiyetle rakiplerini küçük görmeden takımını hazırlaması sebebiyle olmuştur. Ben de Şenol Güneş’i ve maç boyunca istekli mücadele eden futbolcuları kutluyorum."
"Akınlara dublaj yapılmayışı, Umut’un ceza sahası içinde yalnız kalışı ve sol kanadın kullanılmayışı, maçın başındaki şahane futbola sekte vurdu. Tabii bu konuda Trabzonspor’u suçlamak mümkün değil. Bunların hiçbiri gerekmiyordu. Burada anlaşılmayan en azından son 30 dakikada Bucaspor’un hiçbir cevap vermeye yeltenmeyişi. Oyun böyle giderken avantaj hep Trabzonspor’un elindeydi zira. Hiçbir kontratak silahı olamadan ağır santrforunuzu iki sert savunmacının ortasında bırakıp, oyun merkezini bu kadar geride tutup liderden nasıl puan alabilirsiniz ki? Bu kötü bir Manisaspor taklidi olmaktan öteye geçemeyen kısır bir oyundu. Maç tartışılabilir bir penaltıyla 2-0’a geldiğinde dahi edilgen olmayı sürdürdüler. Kimse Schuster’e kızmasın, dün Buca bize 60’ları dahi arattı."
"İkinci 45 dakikada Trabzonspor skoru perçinlemek için 2. gole ihtiyacı vardı. Neyseki burda da Cüneyt Çakır devreye girdi. Ceze alanında düşen Engin’e sarı kart beklerken o penaltıyı gösterdi. Colman’da kendi için sezonun ilk golünü atıp takımını rahatlattı. Tabiki bu tür maçlar maç öncesi tahmin ettiğimiz gibi motivasyonu zordur. Puan cetvelinde son sıralardaki Bucaspor anlaşılan Trabzonspor’u başta da dediğimiz gibi motive etmemiş. Ben dün Bucaspor’un 30. dakikadaki sahaya yayılışını doğru buldum. Son vuruşlardaki iyi bir oyuncuya ihtiyaçları var. Gerçekten Trabzonspor için önemli bir 3 puanı hanesine yazdırması moral oldu."
"Maçın ilk 10 dakikalık bölümünde rakibi baskı altında tutan, oyunu istediği gibi yönlendiren özellikle sağ kenardan Yattara'nın getirdiği toplarla pozisyonlar bulan bir Trabzonspor vardı. Yattara'nın mükemmel pasıyla Umut'un attığı golden sonra ise Trabzonspor anlaşılmaz bir oyun ortaya koydu. Trabzonspor'un sorunu kendini bilmemek. Yani oyuncuların neyi yapıp neyi yapamayacaklarının farkında olmaması. Jaja ve Alanzinho hep fantezi peşinde koştular. Topuk pasları, geriye ve yana anlaşılmaz paslar, oyuncular aralarında top dolaştırırken belirli bir hedeflerinin olmaması, sanki halı sahada maç oynanıyor gibi görüntüler..."
Tribünlerin böyle bir maçta boş koltuk bırakmadan yerlerini alması, hafta içindeki Şenol Güneş mesajlarının hedefine ulaştığını gösteriyor. Bu elektrik takıma da ulaştı ve ilk dakikalarda müthiş bir istek ve hırsla saldırdılar. Altıncı dakikada golü bulduktan sonra skoru ve üç puanı en az riskle elde etmenin formülünün peşine düştüler.
Şenol Güneş, puan cetvelindeki konumu ne olursa olsun her rakibin önemli olduğunu belli ki futbolcularına öğretmiş. Ama altın gol uygulamasının sadece elemeli maçlarda o da uzatmalarda olduğunu anlatmayı unutmuş. Yoksa bir takım için bir maç 6. dakikada biter mi?
Fırtına gibi başladığı maçın ilk 6 dakikasında Bucasporlu meslektaşlarının adeta başını döndüren bordo mavililer bu süreye, birer; direkten dönen top, mutlak pozisyon ve gol sığdırdı. Gariptir sonra durdu. Sanki onlar için maç bitti. Oyunun kontrolü tümden Bucaspor’a geçti.
Sanki maç 6. dakikada gelen golden sonra bitmişti Trabzonspor için. Belki de ligin alt sıralarına demir atan Bucaspor karşısında farklı kazanacakları yanılgısına düşmüştü bordo-mavili futbolcular.
Oysa benzer ruh hali içine girdiği ve puan kaybettiği maçlarda çok canı yanmıştı Trabzonspor takımının. Öne geçtikten sonra orta alandaki pas trafiğini gereksiz yere yoğunlaştırması, beraberinde top kayıplarını da getirdi. Selçuk, Jaja, Colman ve Alanzinho gibi isimlerin öne oynamayı tercih etmemesi ilginçti.
İki takım arasında ciddi bir güç farkı var. Tabii kalite, uyum ve heves farkı da. Trabzonspor, ne denli organize ise Bucaspor o denli dağınık. Toplama takım olmanın getirdiği yetersizliği hâlâ aşabilmiş değil.
Üstelik oyuncular arasında da iletişim sorunu yaşanıyor gibi. Mesela; Koray'ın ya da Ediz'in çoğu pozisyonda ellerini açıp orta alana söylenmesi bunun göstergelerinden biri. Manucho'nun aşırı bireyselliği... Takım oyununun verimsizliği... Takım savunmasının yetersizliği... Bu arada ligdeki konumun getirdiği baskıdan kaynaklanan tedirginlik... Trabzonspor gibi bu lige tepeden bakan bir rakiple, hele de deplasmanda oynarken bu handikapları yaşamak, oyuna neredeyse yenik başlamakla eşdeğer gibi.