Spor yazarlarından G.Saray - G.Birliği yorumu
Spor yazarları, Galatasaray'ın Gençlerbirliği karşısında elde ettiği 3-2'lik galibiyeti köşelerine taşıdı.
Spor yazarları, Galatasaray'ın Gençlerbirliği karşısında elde ettiği 3-2'lik galibiyeti köşelerine taşıdı. İşte o yorumlar;
UĞUR MELEKE Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor’u, 2008-2009 sezonunu 58 puanla ancak altıncı sırada bitirebilmişti. Bu sezonsa aynı 58 puan üçüncülüğe, bilemediniz dördüncülüğe kesin olarak yetecek. Hani bazı film festivallerinde “ödüle layık eser bulunamadı” diye açıklarlar ya... Bu yıl da Beşiktaş’la Galatasaray’ın birbirine yaptıkları ikramları izleyince UEFA’ya bu sene bu ligden “ikinciliğe layık eser bulunamadı” diyip Devler Ligi’ne kimseyi göndermesek yeridir diyor insan! Gençlerbirliği’nin 19 puan topladığı son 8 haftalık periyotta sadece üçer kez kazanıp ikinciliği birbirlerine defalarca hediye eden Galatasaray ve Beşiktaş, herhalde 2014-15 sezonunu büyük maçlarla açmak istiyorlardı! Öyle ya, Süper Lig üçüncüsü Temmuz sonunda muhtemelen Arsenal, Napoli, Leverkusen, Porto gibi bir devi ağırlayacak Şampiyonlar Ligi play-off turunda... Belki de iki İstanbul büyüğünün bu kadar ikramkar davranmalarında Arsenal-Napoli gibi bir devle oynayacak olmanın heyecanı yatıyor! Şaka bir yana... Geçen hafta Beşiktaş, Sivas’a yenilip sarı-kırmızılılara ikinciliği ikram etmişti. Bu kez de Galatasaray, siyah-beyazlılara ikinciliği ikram etmeye çok yaklaştı Arena’da. Ya da daha açık konuşmak gerekirse, ikramı deneyen Mancini’nin Galatasaray’ı idi tabii... Sadece altı ay içinde kadrodaki hemen hemen bütün oyuncuların gerilemesi, savunma/orta saha/hücum her ne kadar meleke varsa hepsinin kaybedilmesi, özellikle defansta herşeyin unutulması ancak çok büyük bir teknik direktör eliyle olabilirdi. Dün aynı saatlerde oynanan iki maçta, İngiltere’de Everton deplasmanında kazanan Mancini’nin eski takımı Manchester City şampiyonluğa gidiyordu. Mancini’nin yeni takımı Galatasaray’sa, 32 hafta sonunda toplayabildiği 59 puanla son iki haftaya ancak ikincilik yarışı içinde giriyor. Dün Arena’daki sonuca en az Galatasaray kadar, belki onlardan çok sevinen bir takım daha vardı: Eskişehirspor... Zira Galatasaray dünkü galibiyetle bu yıl Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’nde (grupta ya da ön elemede) temsil edeceğini matematiksel olarak garantiledi. Böylece Eskişehir de, Konya’daki Türkiye Kupası finalini kaybetse bile seneye ülkemizi Avrupa Ligi’nde temsil etmeyi garantilemiş oldu.
SERHAT ULUEREN Allah biliyor Beşiktaş’ın lig ikinciliğini çok ama çok istiyorum. Neden mi? Kendi statlarında oynamamalarına rağmen sezon boyu daha gönülden oynadılar. Maçı tek başına koparacak yıldızları olmamasına ve Fernandes gibi futbolcudan başka her türlü vasfı taşıyan ahlaksız bir adama rağmen oynadıkları her maç büyük heyecan verdi. Üstelik hakemler Beşiktaş’ın çok puanını alıp götürdü. YA G.Saray? 150 milyon Euro’luk takım böyle mi oynamalıydı? Dün kabul edelim 2. yarı Burak Yılmaz’ın müthiş çabasıyla iyi bir geri dönüş yapmalarına rağmen lig ikinciliğini hak etmediklerini düşünüyorum. Üstelik Trabzon ve Erciyes gibi ligin en formda takımlarıyla maçları var ve benim lig ikinciliğinde favorim Beşiktaş. SEYİRCİ TUGAY KERİMOĞLU! G.SARAY kazandı ama bu 3 puanı alırken ecel terleri döktü, döktürdü. 32 hafta geride kalmış takımda hala duran topları kimin kullanacağı belli değil. Çok net ortadaki takımda Selçuk sıradan bir oyuncu gibi. Yani kaptanı takan yok. Semih bile fırtça atıyor. Bir başka pozisyonda Burak, Sabri’ye bağırıyor. Herkes kafasına göre takılıyor. Kaptan dediğin bir bakışıyla, bir sözüyle kendini belli eder. Selçuk’un ağırlığı yok. Kaptanlık pazubandını takıyor ama onu kaptan gören, sayan bir tane arkadaşı yok. Üstelik Selçuk çok sinirli. 3 yıldır sesi çıkmayan Selçuk dün önüne gelenle kavga etti. Bu da demek oluyor ki, ayaklar durunca, güçten kaybedince çeneler devreye giriyor. BU haliyle Selçuk oynamamalı. Ama bu durumu tespit edecek adam yok ki. Mancini sadece para için bu ülkede. Tugay’ın da seyirciden farkı yok. G.Saray çok kötü yönetiliyor. Mancini-Tugay seneye de kalırsa G.Saray bırakın şampiyonluğu ilk 5’i zor görür. Demedi demeyin, bir kenara not alın. VEYSEL Sarı adında bir oyuncu almışlar, üstelik iyi para vererek. Ama Veysel her geçen gün kötüye gidiyor. Bu G.Saray belli ki iyi antrenman yapmıyor, takımda arkadaşlık sıfır. G.Birliği ilk yarı 4 defa geldi, 2 gol attı. İkinci yarı ürkek oynamasalar kesin 3 puan alırlardı. Ama işte o korku puansız ayrılmalarına neden oldu. Sonuçta Ufuk yediği iki gole rağmen iyi oynadı. Sabri son golde sol ayağıyla müthiş bir orta yaptı. Burak ikinci 45 dakika enerjisi ve golleriyle G.Saray’a hayat veren isim oldu. Sonuç olarak G.Saray kazandı ama G.Birliği’nin ikramını da kabul edelim.
OSMAN ŞENHER Galatasaray nasıl bir takım bunu tanımlamak mümkün değil... Dün gece öyle bir ilk yarı seyrettik ki, sahanın her yerinde basan, koşan ve maçın başında iki gol bulan bir Gençlerbirliği vardı. Şifo Mehmet ve talebeleri gol adedini artırmak isteselerdi sahada yürüyen, adeta halı saha futbolu oynayan Galatasaray karşısında bunu rahatlıkla başarabilirlerdi. İkinci yarı soyunma odasında Mancini ve talebeleri neler konuştuysa o yürüyen, adeta ruhunu kaybetmiş Galatasaray yerine koşan, mücadele eden, kazanma hırsı üst seviyeye çıkmış bir takım seyrettik... Gençlerbirliği teknik direktörü çok büyük bir hata yaptı. 2-0’lık skoru galibiyet için yeterli bulmuş olacak ki, Galatasaray’ın üzerine gitmedi. Sadece gol yememek için kalecinin önünde çoğalan Gençlerbirliği karşısında da peş peşe atılan goller ve uzatmalarda gelen Umut’un golü Galatasaray’ı Süper Lig ikinciliği için yine avantajlı duruma getirdi. Şimdi burada Galatasaraylı futbolculara ve Mancini’ye sormak lazım; “Siz madem ikinci yarıdaki o mükemmel futbolu oynuyorsunuz, maçın başında nerdeydiniz?”... Dünyanın her tarafında büyük takımlar ilk yarı skoru garanti ederler, ikinci yarı kendilerini yormadan topu gezdirirler. Galatasaray’da bunun tam tersi oluyor... Bursa’da oynanan kupa maçında iki gol yedi, ikinci yarı beş gol attı. Dün gece ilk yarı takım 2-0 mağlup, ikinci yarı üç gol attı. Bu bana ters geliyor... Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, bir ayağın takılır, yerle bir olursun... Galatasaray’ın savunma bloğunda hep sorun var... Geçen hafta Elazığ maçında en başarılı futbolcu stoper Chedjou’ydu... Neden dün gece Mancini 2-0 mağlubiyetten sonra Chedjou’yu oyuna aldı, bunu kendisine sormak lazım... Gençlerbirliği karşısında alınan üç puan Şampiyonlar Ligi şansının devam etmesini sağladı. Peki bu futbol gelecek hafta Trabzonspor karşısında galibiyete yetecek mi? Galatasaraylılar’ın kafalarında koskoca soru işareti var. Benim aklıma bir tek şey geliyor; O da futbolcular maç içerisinde kazanmak isterlerse tempoyu yükseltip rakibe gol atabiliyorlar... İstemezlerse zaten görüntü ortada... Bu Galatasaray, ikinci yarıda oynadığı futbolu oynamazsa çarşamba günü Eskişehir karşısında, pazar günü de Trabzonspor önünde kazanamaz!