SPOR MEDYASI

Spor yazarlarının F.Bahçe yorumu

Fenerbahçe'nin Manisa'da elde ettiği kritik galibiyeti değerlendiren spor yazarları köşelerinde şunları yazdılar..

Spor yazarlarının F.Bahçe yorumu

Süper Lig'in 20. haftasında Manisaspor'a konuk olan Fenerbahçe, ikinci yarıda 1-0 geriye düşmesine rağmen mücadelesi ve hırsıyla maçı 1-3 kazanarak oyunuyla değilse bile ruhuyla spor yazarlarını memnun etti...

İşte spor yazarlarının Fenerbahçe yorumları... 

Gürcan Bilgiç (Sabah): Bu maçın ruhu vardı

Maçın sonucu kadar, "ruhu" da önemliydi. Eğer kararlı bir yürüyüş başlayacaksa, takım yakaladığı çıkışı sürdürmeliydi. Sadece kazanmak değil, takım gibi oynamak da önemliydi. Kocaman formsuz Niang'ı, Semih ile Alex'e partner yaparak ne kadar doğru yapıyor, bilemiyorum. Maçı tüm top kayıplarına rağmen döndüren, penaltıyı alıp, ikinci golü de yaratan Semih oldu. Alex her pozisyonda sorumluluk aldı, Emre çok istekli oynadı. Kötü diyebileceğimiz oyuncular olabilir ama "saklandı" diyeceğimiz tek oyuncusu yoktu Fenerbahçe'nin. Dört sezondur, ilk kez üç maç üst üste aynı kalbi taşıdılar.

Değişim ve gelişim... Bu kez oluyor galiba...

Mehmet Demirkol (Milliyet) Kocaman cesaret...

Fenerbahçe sağa çekiyor. Doğal olarak. Elinizde Gökhan Gönül gibi bir yaratıcı, savaşçı, isyankâr, işbitirici varsa ayağınıza top geldiği anda onun tarafına dönmeniz normal zaten. Çok iyi bir silah, ama kötü de bir alışkanlık o...
Dün o yoktu, ama alışkanlıktan, Fenerbahçe’de hemen herkes ayağına top geldiği anda onun  tarafına döndü. Onun görevini yapamadığı için Bekir’e kızılmaz. Hele de karşısında ligin en iyi sol açıklarından Simpson varsa.  

Fenerbahçe’nin hiç de fena olmayan baskısı ilk yarıda sağ kanadından çözüldü. Zira Isaac’le uğraşan Santos ters kanatta oyuna istediği kadar giremiyordu. Bekir ileri çıkamadığı için Topuz çok kenara gidiyordu. Ve topu istedikleri hızla çeviremediklerinden baskıyı kurdular, ancak rakip savunmayı dağıtacak top çevirme çabukluğuna ve yayılımına ulaşamadılar.

Ömer Üründül (Sabah): Eğrisi doğrusuna denk geldi

Maç öncesi düşündüğümüzde Fenerbahçe'nin iyi bir takım olan Manisaspor karşısında işi hiç kolay değildi. İki formda isim Gökhan Gönül ve Selçuk cezalıydı. Cristian'ın mecburen yer almasıyla Aykut Kocaman Niang'dan vazgeçmediği için Dia'yı kulübede oturtmaya karar vermişti. Niang'ın sol çizgide görev alması ve Gökhan Gönül'ün yokluğu Fenerbahçe'nin kanat ataklarına işlerlik kazandırmasını engelliyordu. Nitekim öyle de oldu, kanatlar çalışmadı. Sağda Bekir ve Mehmet Topuz ikilisinden uyum beklemek olanaksızdı. Fenerbahçe ilk yarıda oyuna hükmeden taraftı ama üretkenlik sağlayamadı. Sadece fazla sayıda duran top kazandı. Buna karşılık kopuk kopuk oynayan Manisaspor'un 3 gollük atağı vardı. Hele Yiğit Gökoğlan'ın kaçırdığı pozisyon inanılmazdı.

Alaattin Metin (Akşam): Fener'in ağır işçisi Mehmet Topuz!...

Takım oyununu mükemmel oynadılar. Yardımlaşma, destek ve gol atma arzuları en üst düzeydeydi. Kapasitelerini de çok zorladılar.

Özellikle Alex, Emre ve Mehmet Topuz'u ayrı yere koymak lazım.

Maç sabahı Emre ile konuştum. 'Bu maç çok önemli. Mükemmel bir havamız var. Savaşacağız ve kazanacağız. Bu maç bizim şampiyonluk yolumuzu açacağı gibi, Trabzon galibiyetinin bir maçlık olmadığını göstereceğiz. Buna takım olarak inanıyoruz' demişti.

Öyle de oldu. Mehmet Topuz koştu, mücadele etti. Futbol adına her şeyi yaptı. Futbolun iki yönünü de mükemmel oynamaya başlayan Topuz takımın vazgeçilmezi oldu.

Alex mi! Yüzü gülüyor. Oyuna ağırlığını koyuyor. Oynuyor, oynatıyor.

Sonuç; üç topu direkten dönmesine rağmen daha çok kazanmak isteyen kazandı.

Zeki Çol (Zaman): F.Bahçe sadece maçı değil, kimliğini de kazandı

Aykut Kocaman'ın doğru zamanlamalarla yaptığı müdahalelerle Fenerbahçe maça tamamen ağırlığını koydu. Orta alanda üstünlüğü iyice ele aldı. Dia'nın golü ile de perdeyi kapattı. Net bir skorla tırmanışını sürdürdü, yarıştaki umudunu, iddiasını artırdı.

Önce Antalyaspor, ardından da lider Trabzonspor karşısında alınan galibiyetlerle tırmanışa geçen Fenerbahçe için, bu maçın farklı bir anlamı vardı. Yaşanacak puan kaybı, kuşkusuz takımı sarsacaktı. Fenerbahçe böyle bir olasılıkta özgüven kaybı yaşayacak, bu da değişim sürecine olumsuz etki yapacaktı. Dün yalnızca üç puan almakla yetinmedi Fenerbahçe. Kimliğini de kazandı. Özellikle de yenik duruma düştükten sonra üst düzey bir geri dönüş yaşadı. Şampiyonluk yarışının artık gerçek aktörlerinden biri olduğunu kanıtladı.

Selim Soydan (Vatan): Alex daha ne yapsın?

Manisa'nın 2. yarının hemen başında Simpson’la golü bulması, Fenerbahçe’nin uyanmasını sağladı.. Başta Alex olmak üzere herkes pabucun pahalı olduğunu anladı.. Bakın, 1-1’i getiren penaltıyı kullanmak her babayiğidin harcı değildir.. Alex sorumluluk aldı ve maçın kaderini değiştirdi.. Hele durum 2-1 iken kulübeye kadar gidip Aykut’a “Orta sahaya takviye yap” demesini çok manidar buldum.. Gerçek bir kaptan gibi gördüğü probleme el koydu..

Nitekim Aykut da Gökay’ı soktu ve o bölgeyi sağlama aldı.. Üstelik geriden top alıp hücuma çıktı, kanatlara top dağıttı, gol attı, bir de asisti var.. 8128 metre koşup Niang ve Semih’i bile geride bırakmış.. E daha ne yapsın!

Ben bu saatten sonra futbola filan bakmam.. 3 puan önemliydi.. O da 3 golle birden geldi işte!

Ogün Altıparmak (Yeni Şafak): Dost acı söyler

bu maçın kazanılması, Fenerbahçe'nin çok da iyi oynamadığı, hatalar yaptığı gerçeğini değiştirmez. Her takım Manisaspor gibi son dakikalarda oyundan düşmez. Fenerbahçe daha diri takımlar önünde bu oyun anlayışı ile maç kazanamaz. Fenerbahçe'nin bir kere kanatlara bir çözüm bulması gerekiyor. Sonra topa sahip olduğunda daha hızlı kullanmalı. Hücuma yavaş çıkıyor, rakip savunmanın yerleşmesine imkan tanıyorlar. Yenilen golden sonra biraz tempo yaptılar, skoru yakaladılar.

Semih Yuvakuran (Zaman): Fener, deplasman fobisini yeniyor

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'nda galip geldiği maçlardan sonra büyük sorunlar yaşıyor. Trabzonspor gibi bir büyüğü devirip Manisa'da zorlanılıyor. Bu dış sahada eğer puan kaybedilseydi şampiyonluk umutları azalırdı. Zaten Kadıköy'deki karşılaşmalarda futbolcular kendilerini motive edebilir. Şampiyonluk havasına giren bir ekibin konsantrasyonu çok zor. En büyük görevin düştüğü taraftar bunu yerine getirmesini biliyor. 3-4 aylık zaman diliminde oyuncular ellerinden gelenin en iyisini yaparak camiayı mutlu etmeliler. Kuvvetli bir Fenerbahçe kadrosunu bu ligde yenecek takım sayısı çok az. Son olarak Başkan Aziz Yıldırım devre arasında takviye yapmayarak doğru olanı yaptı

Levent Tüzemen (Sabah) Manisa devi uyandırdı...

Fenerbahçe, iki cezalısı Gökhan Gönül ve Selçuk'un yokluğunu ne kadar hissetti?
Selçuk'un eksikliğini pek hissetmedi çünkü Baroni forma şansını iyi kullandı. Ancak Gökhan Gönül'ün vazgeçilmez olduğu bir kez daha tescillendi. Fenerbahçe, ilk yarı Simpson'ın ataklarını Bekir ile durdurmayı başaramadı. Gökhan olsa, hem Simpson kolay hücum edemez hem de Fenerbahçe kanatlardan etkili bindirmeler yapardı.

Manisa golü bulduktan sonra skoru neden tutamadı?
Manisa, birbirini tamamlayan oyunculardan kurulu bir takım değil. Özellikle Isaac ve Simpson birbirlerinden kopuk oynuyorlar. Öne geçen Manisasporlu oyuncular oyun disiplininden anında uzaklaştılar. Her oyuncu Fenerbahçe'ye gol atıp öne çıkmak istedi. Hepsi "Golü ben atayım" egoistliği içindeydi. Hikmet Karaman'a da bir eleştirim var. ..

TÜM SPOR YAZARLARI NELER YAZMIŞ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER