Sporda rüşvet iddiaları IOC'ye sıçradı
Tokyo'nun İstanbul'a karşı kazandığı Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma hakkına rüşvet verdi iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Sporda rüşvet ve şike olayları son dönemde futbol, atletizm ve tenisin ardından sporun üst çatısı Uluslararası Olimpiyat Komitesine (IOC) de sıçradı.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Tokyo'nun 2020 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma hakkını, rüşvet karşılığında elde ettiği iddiasının araştırıldığını açıkladı.
IOC'den yapılan yazılı açıklamada, daha önce İngiltere'de The Guardian gazetesinde de yer alan iddianın araştırıldığı duyuruldu.
1.3 MİLYON EUROLUK ÖDEME
Japonyalı yetkililerin 2020'de düzenlenecek olimpiyatlara ev sahipliği yapmak adına, eski IAAF Başkanı Lamine Diack'ın oğlu Papa Massata Diack ile bağlantılı bir hesaba 1 milyon 300 bin avro ödeme yaptığı belirtilmişti.
Rus atletlerin müsabakalarda doping yapmasına göz yumduğunu ve bir milyon avrodan fazla rüşvet aldığını itiraf etmesinin ardından görevinden istifa etmek zorunda kalan Lamine Diack'ın oğlu Papa ise IAAF'da o dönem danışman olarak görev alıyordu. Tokyo'nun olimpiyatları rüşvet karşılığında kazandığı iddiası ilk olarak, ocak ayında WADA'nın bağımsız komisyonunun hazırladığı 2. raporda yer almıştı.
"TÜRKİYE, 4-5 MİLYON DOLARLIK SPONSORLUĞU ÖDEMEDİĞİ İÇİN DESTEĞİ KAYBETTİ"
Raporda, "2020 Olimpiyatları'nın adaylık sürecinde, Türk yetkililer ile IAAF eski Başkanı Lamine Diack'ın IAAF'da bağımsız danışman olarak çalışan oğlu Khalil Diack arasındaki görüşmeler, Türkiye'nin, Elmas Lig ya da IAAF için istenen 4 ile 5 milyon dolarlık sponsorluk ücretini ödemediği için Lamine Diack'ın desteğini kaybettiğini göstermektedir. Japonya ise ödeme yapmıştır. Bağımsız komisyon, görev alanına girmediği için meseleyi daha ileri boyutta soruşturmamıştır."ifadelerine yer verilmişti.
İSTANBUL, TOKYO'YA KAYBETMİŞTİ
İstanbul, 2013'ün eylül ayında yapılan oylamada, Japonya'nın başkenti Tokyo ve İspanya'nın başkenti Madrid ile yarışmıştı. İlk turu geçen İstanbul, 2020 Olimpiyatları'nın ev sahipliğini, finalde 96 IOC üyesinden 60'ının oyunu alan Tokyo'ya kaybetmişti.
Rüşvet olayları futbolla başladı
Son bir yılı kapsayan rüşvet, yolsuzluk ve şike olayları futbolla başladı. Büyük organizasyonların ülkelere verilmesi sürecinde yaşandığı iddia edilen rüşvet olayları, bir çok önemli ismi, çeşitli cezalarla yüz yüze getirdi.
2015 yılının mayıs ayında ABD'de açılan yolsuzluk davası kapsamında, FIFA'nın üst düzey yöneticileri İsviçre'nin Zürih kentinde düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. İddianamede adı geçen FIFA yetkilileri, 1991 yılından bu yana yapılan uluslararası futbol organizasyonlarını kirletmekle suçlandı. Suçlamalar arasında, 2010 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, FIFA'ya 10 milyon dolar rüşvet vermesi de yer aldı.
Bu olayları takiben, 2018 ve 2022 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği sürecinde "kara para aklandığı ve suç teşkil edecek şekilde kötü yönetildiği" gerekçeleriyle İsviçre Başsavcılığı tarafından FIFA'ya başlatılan soruşturma, 5. kez FIFA Başkanı seçilen Sepp Blatter'in istifasının yanı sıra UEFA Başkanı Michel Platini, FIFA Genel Sekreteri Jerome Valcke, FIFA İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü Walter De Gregorio, FIFA Başkan Yardımcısı Jeffrey Webb, FIFA yetkilileri Eugenio Figueredo, Rafael Esquivel , Eduardo Li, Jose Maria Marin, Julio Rocha ve Costas Takkas'ında bulunduğu bir çok ismin görevinden alınmasıyla hak mahrumiyeti cezalarını da beraberinde getirdi.
Atletizm de karıştı
Futbolun ardından Fransız savcıların başlattığı soruşturma kapsamında, eski Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) Başkanı Lamine Diack, yolsuzluk suçlamasından dolayı gözaltına alındı.
Hemen ardından Rus atletizminde patlak veren doping skandalları genişledi. Rusya'nın, sporcularını devlet desteğiyle dopinge karıştırmakla suçlandığı Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) raporunun yayımlanmasıyla, IAAF, Rusya Atletizm Federasyonunun (ARAF) üyeliğini askıya aldı ve Rus atletleri geçici olarak müsabakalardan men etti.
WADA da Moskova Doping Kontrol Laboratuvarı'nın akreditasyonunu askıya alarak Rusya Dopingle Mücadele Ajansı'nın (RUSADA) faaliyetlerini sürdürmesinin uygun olmayacağını duyurdu. Gelişmeler ışığında IAAF Etik Kurulu, IAAF'ın pazarlama bölümünün eski yöneticisi Papa Massata Diack, eski ARAF Başkanı Valentin Balakhnichev ve eski Rus antrenör Alexey Melnikov'a ömür boyu, IAAF'ın dopingle mücadele komisyonunun eski başkanı Gabriel Dolle'a ise 5 yıl men cezası verdi.
Tenis kortlarında şike iddiası
Rüşvet skandallarından kortlar da nasibini aldı. İngiliz yayın kurumu BBC ve ABD merkezli internet sitesi BuzzFeed'e ulaşan belgelere göre, Rusya ve İtalya'da, arasında grand slam turnuvası Wimbledon'ın da yer aldığı bazı tenis maçlarında yapılan şike vasıtasıyla yüz binlerce dolar kazanan bahis şebekeleri bulunduğu iddiası, bu kez gözleri kortlara çevirdi.
İddialar doğrultusunda, Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF), Profesyonel Erkek Tenisçiler Birliği (ATP) ve Kadın Tenisçiler Birliğinin (WTA) girişimiyle 2008 yılında kurulan Teniste Dürüstlük Birimi (TIU), son 10 yılda dünya sıralamasında ilk 50'de bulunan 16 tenisçi hakkında şike yaparak maçtan çekildikleri şüphesiyle uyarıldı.
Gelişmelerin ardından devam eden soruşturmalar kapsamında iki uluslararası tenis hakeminin men edildiği, Kazak, Türk ve Ukraynalı dört hakemle ilgili soruşturmanın ise devam ettiği ileri sürüldü. Şikeye karıştığı gerekçesiyle aldığı bir yıllık ceza sırasında 2015 ABD Açık Tenis Turnuvası'nda görev yapan Hırvat hakem Denis Pitner'e 10 yıl men cezası verildi.
Türkiye Tenis Federasyonu da iddialar nedeniyle 2 uluslararası Türk hakemi, bir süredir görev vermeyerek tedbir amaçlı disiplin kuruluna sevk etti.