Tanburacı Terim olayını yazdı
Fatih Terim ile gazeteci Osman Tanburacı arasında yaşanan polemik devam ediyor. Tanburacı olayı bugün köşesine taşıdı...
Fatih Terim ile mahkemelik olan Osman Tanburacı dünkü basın toplantısında yaşanan olayı Yeni Şafak'taki köşesine taşıdı. Terim'in gitmesi için halkın kendisine yalvardığını iddia eden Tanburacı başından geçen olayı da şöyle aktardı...
Yaz Osman abi; gitsin bu adam!
Yolda, metroda, sokakta, kahvede kimi görsem aynı şeyi söylüyor; 'Sapına kadar Türküm, anam Türk babam Türk, yedi ceddim Türk...Bileğimi kes kanım kırmızı beyaz akar!... Anafartalar'da şehitlerim var ama içim yanıyor ağabey! Bıktım artık böyle palavralarla maça çıkıp yenilmekten!
Bir kişi de çıkıp bu Terim'e bir laf söylemeyecek mi? Çilemiz daha dolmadı mı?
Biz bu kahrı daha ne kadar çekeceğiz?
İsviçre maçında ceza yiyoruz,
Belçika'ya iki puan kaptırıyoruz 'olur futbolda böyle şeyler' diyor...
Estonya'ya iki puan veriyoruz; 'daha bitmedi, bekle bizi Afrika geliyoruz' diyor...
İspanyollara ilk maçta yeniliyoruz 'bunun İstanbul'u da var' diyor!
İstanbul'da da İspanya bize iki çekiyor “bu ülkeye unutulmaz başarılar kazandırdım diye geçmişi anlatıyor. Oysa Afrika umudumuz bitmiş bize hala masal anlatıyor” dinliyoruz!...
Bu millet bu kadar mı aptal ki süzme bir egonun elinde esir oluyor!.
Madem Terim o kadar çok biliyor, gitsin 3. Lig'den bir takım alsın, Süper Lig'e çıkarsın Avrupa'da Şampiyon olsun! Biz de alkışlayalım. Bıraksın artık milli takımı.
Biz enayimiz ki Futbol Federasyonu Başkanı da iki İspanyol yenilgisinden sonra hala; 'Bütün yüreğimle inanıyorum ki 2010'a gideceğiz' diyor!
Yetti artık, yetti yahu!
Yaz Osman Ağabey yaz...Artık Milli takımda Terim'i görmek istemiyoruz. Adam kayrılmasın! İnat yapılmasın.
Nesi vardı Ersun Yanal'ın? Niye kovdular adamı? Bu ne biçim teşikilat!...
Bunları yana yakıla söyleyenleri büyük bir sabırla dinliyorum. Millet artık dolup taşmış...
Yapmayın diyorum; o bir İmparator, diyorum... Allah şahit Terim'le çok güzel günlerimiz oldu. 2000 yılına kadar Faith Terim; idealist, çalışkan, araştırmacı, hakkaniyetli ve iddialıydı... Onu biz öyle sevdik. Ama şöhreti taşıyamadı. 2000'den sonraki Terim; günlük yaşayan, çalışır gözüken, laf üretimiyle zaman çalan, kayırmacı, teşkilatçı ve de iddiacı bir kimlik oldu. Biraz siz de benim gibi hoşgörünüzü kullanın diyorum ama dinletemiyorum. Millet hatalar zincirindeki Terim'e öfke kusuyor. Toplum gerilmiş...
Bakın bir genç hanımefendinin eşi anlatıyor; 'Maçın daha 17. dakikası hanımefendi dönmüş eşine kapat artık televizyonu Volga maç bitti!.. Birazdan Türkiye 1 gol atar havaya girer, sonra İspanyollar atar bitişe yakın bizimkiler yürür, İspanyollar bi daha atar Türkiye 2-1 yenilir' demiş... Aynen öyle oldu...
Bir başkası da şöyle diyor. Adı Sümer;
'Ooh kekah!... Şimdi Milli Takımda 6 ay maç yok! Demek ki Terim her altı ayda bir super loto tutturuyor... Malum super loto her seferinde ortalama 1 milyon 500 bin lira veriyor, Terim'in maaşı kadar. CEO'lar bile maaşlarını indirtirken bu ne şans yahu!...'
Durum bu. Sizler de etrafınızda muhakkak bu anlattıklarım gibilerine şahit oluyorsunuzdur. Terim insanı çileden çıkarttı, takımından soğuttu.
Kazanınca Fatih Terim Kaybedince Allah Kerim!
Terim basın toplantısında bazı gazetecileri kastederek 'ben kazanınca yoklar yenilince burdalar' diyor. Daha çok da Hürriyet'ten İsmail Er ve beni kastederek..
Oysa bizler İsviçre'de Milli Takımın maçlarında da basın toplantılarındaydık.
Ancak Terim de haklı olabilir kazandığı zamanlar o kadar az ki artık kendi de hatırlayamıyor.. Ve de unutmasın ki; biz her zaman burdayız. Hocalar yolcu gazeteciler hancı. Ama ona kalırsa her zaman;
Kazanınca Fatih Terim,
Kaybedince Allah Kerim!
Olmuyor ama!...
Basın Toplantısı'ndan naklen
Medya olayı yazıyor bari ben yazayım da herkes doğrusunu öğrensin. Fatih Terim maç sonrası basın odasına giriyor arkasında koruması!... Koruma masanın hemen dibinde kollarını kavuşturuyor, gözleriyle tarassutta!... En çok da beni süzüyor... Oysa içeridekilerin hepsi akreditasyonlu gazeteci, İspanyol gazeteciler de var... Kimden korkulur ki!
Ben Terim'in tam karşısında oturuyor ve toplantıyı takip ediyorum.
Bir ara Terim bana bakıp eliyle laubali bir hareketle; 'konuşmayın soru sorun' diyor. Oysa yanımda Yeni Şafak Gazetesi Spor Müdürü Erhan Köknar var. Not tutuyor kaçırdığı bir sözü aktarıyorum. Terim belli ki bana dalanmak için yine pundunu arıyor.
Cevap sakin ve serin; 'Size soracak sorum yok. Dinliyorum. Zaten yıllardır hep aynı şeyleri söylüyorsunuz...'
Olay budur.
Ya da bu bir ihbardır. Şahsıma sataşanlar var.
Birileri belki olay çıkartsın istiyor ama...
Seviye meselesi...
Herkes görevini yapıyor.
Kimi edeplice....