Taraftara sert tepki! İstifa diyen şerefsizler...
İnternethaber Genel Yayın yönetmeni Hadi Özışık bugünkü yazısında Milli Takım'ın başına geçen Şenol Güneş'i istifaya davet eden taraftarlara sert tepki gösterdi.
Beşiktaş-Atiker Konyaspor karşılaşması sırasında Beşiktaşlı taraftarlar, Teknik Direktör Şenol Güneş ve yönetime tepki göstererek istifaya davet etmişti..
Maçın son dakikasında Kagawa ile golü bulan siyah-beyazlılar, karşılaşmadan 3-2'lik galibiyetle ayrılsa da, tribünlerdeki istifa sesleri maçın ardından da devam etti. İnternethaber Genel Yayın yönetmeni Hadi Özışık bugünkü yazısında Milli Takım'ın başına geçen Şenol Güneş'i istifaya davet eden taraftarlara sert tepki gösterdi.
İŞTE O YAZI..
Para, pul, dünyevi işler... Türkiye'de büyük olmanın, başarılı olmanın faturası hep ağır olur. O faturayı ödeyenlerden biri de Beşiktaş'tan ayrılma kararı alıp Milli Takım'ın başına geçen Şenol Güneş'tir... Atiker Konya maçının oynandığı gece onun için azaptan başka bir şey değildi.
Fenerbahçeli olmama rağmen, Şenol Hoca'ya büyük saygı duyuyorum. "Ah keşke Fenerbahçe'yi çalıştırsaydı" dediğim çok olmuştur. Şenol Hoca'ya saygı duymamın sebebi, saygınlığı olan bir kişiliğe sahip olmasıdır. Aykut Hoca için de aynı düşüncelere sahibim bilesiniz.
Beşiktaş, Atiker Konyaspor maçının oynandığı gece, yaniPazar akşamı Şenol Hoca için, azaplarla dolu binlerce saat gibi geçti. Milli Takım'ı tercih etti diye, Beşiktaş taraftarı plânlı programlı gelmişti maça.
Hoca, sahaya çıkmanın ağır sonuçlarını sezmiş olmasına rağmen, kendine yakışan tarzıyla hareket etti. Milli Takım'a gitmiş olması, onun işini "adam" gibi yapmasına engel değildi, kulaklarını tıkayacak işini yapacaktı.
Öyle de yaptı!
Ve fakat...
Alçak saldırılar gecikmedi!
Tek amacı vardı; alçak saldırılara rağmen maçın sonunda Beşiktaş camiasının yüzünü güldürmek, takımına puan veya puanlar kazandırmak.
Son dakika golü, zehir saçan dillere pelesenk olmaya yetti tabii ki.
Maçın sonunda tebeşir gibi solgun yüzler gülmeye başlaması bu yüzdendi. Ama Şenol Hoca mutsuzdu. Mutluluğunun üzerine adeta sisli ve karanlık bir duvar örülmüştü. Türlü türlü düşünceler beyninde vızıldayıp duruyordu, "Ben bu taraftara ne yaptım?" dercesine...
Şenol Hoca, Beşiktaş taraftarına ne yapmıştı sahi?
Ne kötülüğü olmuştu onlara?
Hiç!
Sadece işini yaptı...
Buna rağmen, sert ve acımasız bir gece geçirdi Şenol Hoca; Allah'ın gurur ihsân etmediği bir grupla birlik olan tüm stat, öfke olup kusmaya başladı.
"Şenol istifa!"
Oysa bu sloganı atanlar için Şenol Güneş görkemli bir vazoydu iki sezon önce. Sadece Şenol Güneş mi? O karanlık gecede zehir saçan diller, sadece Şenol Hoca'yı sarsmadı, muhteşem bir stadın yapımı için her şeyini ortaya koyan Fikret Orman'ı da yaraladılar "Paralar nerede?" sloganı ile...
"Şenol istifa!" ne ya!
Ayıp değil mi?
Beşiktaş'ı şampiyon yapan...
Beşiktaş'a yıllarını veren...
Beşiktaş'a gönül veren...
Beşiktaş için yüreğini ortaya koyan...
Beşiktaş için ait olduğu camiaya arkasını dönen, Milli Takım'ın yeni hocası Şenol Güneş'e "Şenol" demek, her şeyden önce Beşiktaş'a saygısızlıktır. Şenol Güneş'e "Şenol istifa"pespayeliği ile saldırmak, Süleyman Seba'ya saygısızlıktır.
Fikren Orman'a "Paralar nerede?" seslenişi de öyle!
Yapılan soytarılıktan başka bir şey değil. Bulanık düşüncedeki bu soytarıların yaptığı Şenol Hoca'ya bir şey kaybettirmez, aksine büyütür. O, Milli Takım sürecinde büyüklüğünü gösterdi zaten, yalana başvurmadı, fırıldak olmadı, arkadan iş çevirmedi, Beşiktaş'a yüzünü çevirmedi. Ne yaşadıysa, her şeyi herkesle paylaştı, Milli Takım'dan teklif aldığını gizlemedi, Fikret Orman'la konuşarak, Beşiktaş camiasına danışarak verdi kararını.
Dürüst olduğu için, namuslu davrandığı için, haysiyetine dolarla paha biçmediği için, keskin bir bıçak gibi yüreğine saplanan çirkin, adi ve ucuz sloganlarla karşılaştı.
Uğurlandı ya da...
Üç beş çapulcu yapsa, stadın tamamı bu çapulcularla birlik olmasa, hakikati bilenler azap gecesine ortak olmasa, Şenol Hoca'nın umurunda olmazdı.
Şenol Hoca, ne bugün ne de dün paraya tamah etmedi. Namusunu, haysiyetini paradan hep üstün tuttu ve "paraya tapanlar"la hiç bir olmadı.
Onu başkasıyla karıştırdılar galiba...
Hoşt!