TFF şikeye sıfır tolerans uygulamalı
TFF şikeye sıfır tolerans uygulamalı
Zira Şike Davasında Yargıtay'ın Aziz Yıldırım'ın birden fazla maçta şike ve teşvik primlerinden suçları onaması kararına ilişkin, bizim sözümüz Herkes yargı kararına saygı gösterecek olmalı.
Halen bazı kişilerin kamuoyunu etkilemek adına "bunun bir şike davası olmadığını" söylemeleri ne derece inandırıcı olacaktır. Daha önce de söyledim. Şike davası sürecinde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören Antalya'da yaptığı basın toplantısında "şike sahaya yansımadı" şeklinde beyanat verdiğini biliyoruz.
Ancak buna TFF olarak kararı siz vermeyeceksiniz. O safha, adalete aittir. Şimdi mahkeme şike davasında nihai kararını vermiştir. Bağımsız mahkemenin kararıdır. Dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu TFF' de bu karara ivedi olarak uymalı.
UEFA gibi TFF de şikeye sıfır tolerans uygulamalı
Nitekim Yargıtay 5. Ceza Dairesi, şike davasında "şike, teşvik primi, örgüt, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, rüşvet" ve diğer suçlardan dolayı muhataplarına verdiği cezalar açık. Daire; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a FB - İBB Spor, Karabük - FB, FB-Ankaragücü, Sivasspor - FB maçlarında şike yapmak, Trabzonspor - Bursaspor, Trabzonspor - İBB Spor maçlarında teşvik primi verdiği iddiasıyla hapis ve adli para cezasını da onadığını açıkladı.
Hal böyleyken TFF kamuoyunun gözlerinin önündeki bu gerçeği görmezden geldi. Sürekli gündem değiştirmeye çalışarak bir nevi Fenerbahçe'yi korumaya çalıştı. Özetle Federasyon Türkiye'de futbolu yöneten bir federasyon olmaktan ziyade Fenerbahçe'nin hak ve hukukunu savunan bir kurum hüviyetine büründü.
Oysa şikeye sıfır tolerans uygulayan UEFA Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden ihraç etmiştir. sportif anlamda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)'de UEFA'ya bağlı olduğuna göre aynı düşünce ile hareket ederek şikeye sıfır tolerans uygulamalı.
Gecikmiş de olsa adalet tecelli etti
Futbolda Şike Davası'nda son karar açıklandı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Nihai karara imza atarak "şike", "teşvik pirimi", "örgüt kurma", "dolandırıcılık" suçları yönünden dava dosyasını karara bağladı.
Şimdi kupa için adalet yerini bulmalıdır. 2010-2011 sezonu şampiyonu mahkeme tarafından tescil edildiğine göre daha fazla zaman kaybetmeden şampiyonluk kupası hak sahibine teslim edilmeli. Zira gecikmiş adalet adaletsizliktir. Aksi halde siyaset ve TFF bundan sorumlu tutulacaktır
Meşhur kuraldır. Korkmayacaksınız, kayırmayacaksınız. TFF için söylemiyorum, tüm spor kamuoyunu kastediyorum. Dünyanın bazı ülkelerinde bu tür sıkıntılar var. Belli haklar bir yere kadar gider, orada başkasının hakları başlar. Netice-i kelam adaletin verdiği karara saygılı olacağız.
