Trabzon bir şampiyon gibi oynadı

Süper Lig'in 17. hafta açılış karşılaşmasında Karabük'le Avni Aker'de oynayan bordo-mavili ekip, ortaya koyduğu performansla, kötü oynasa da farklı kazanmayı bilen şampiyon adayı takımları hatırlattı.

Spor yazarları, Süper Lig'in 17. hafta açılış karşılaşmasında, Karabük'ü Avni Aker'de 3-0 yenen bordo-mavililerin oyununu değerlendirdi. Beklentinin altında bir oyun sergileyen Trabzon'un buna rağmen Karabük'ü 3-0 yenmiş olması, kötü oynadıkları maçlarda da bile farklı kazanmayı bilen şampiyon takımları akla getirdi.

Bu maçla ilgili yazılan yazıları Goal.com olarak sizler için derledik...

Eğer Türkiye Süper Ligi'nde şampiyon olmak istiyorsanız böyle maçları kazanmalısınız.

Ya da eksiğiniz de olsa, rakip çok iyi de dirense kazanabilmeyi becermelisiniz.
Tıpkı dün gece Trabzonspor'un yaptığı gibi. Önemli oyuncularının eksikliğine rağmen, üstelik ilk devre futbol adına hiç bir şey ortaya koyamadıkları halde son yarım saat inanılmaz bir baskıyla maçı koparıverdiler.

Kolay değil, çok önemli oyuncuların eksikliği ile maça başlamak. Zaten ilk devreye baktığımızda Trabzonspor ne kanatları kullanabildi, ne şut çekebildi ne de pozisyon bulabildi.

Uzatmalarla son 11 dakikaya sığan üç gol ve 42 puanla bitirilen ilk yarı... Trabzonspor için bugün gelinen nokta çok önemli. Ama bu maçta yine görüldü ki, Trabzonspor'un birtakım eksiklikleri var. Trabzonspor'un ideal kadrosunda eksilmeler yaşandığında sorunlar baş gösteremeye başlıyor. Aynen dün olduğu gibi...

Dün Jaja, Colman ve Serkan yoktu.
Serkan'ın yerinde oyuna başlayan Mustafa Yumlu stoper özellikli bir oyuncu. Colman'ın yerinde ise Ceyhun vardı. Ceyhun, savunma özellikli bir oyuncu olduğu için kapanan takımlara karşı ofansif anlamda katkı yapamıyor. Özellikle maçın ilk yarısında Trabzonspor bu yüzden pozisyon üretemedi.

İlk yarı liderliğini garantilemiş olmanın doğal rehavetinin yanı sıra, ilk onbir müdavimlerinin kart, sakatlık ve kaçaklık gibi faktörlerle çokluğu da Trabzonspor'un handikapı oldu. Buna tek liste de olsa seçimli, o listede yer alma savaşlı genel kurul stresini ekleyin. Kötü bir ilk yarı oldu bordo mavililer için. Emenike rahatlığı ve skor, Şenol Güneş'e üçüncü bölgede kalabalıklaşma hamlesini Yattara'yla yaptırdı.

Gineli oyuncu kulvarından top taşımakta eski günlerini anımsatsa da pasları çok kötü olunca bunlar başta işe yaramadı. Zorlu rakiplerinin savunmalarını erken bulduğu gollerle çökerten ve sonra boşluklar bulan Trabzonspor, bu avantajı yakalayamadığı gibi, Karabükspor'un iyi kapanarak çabuk ve tehlikeli çıkışlar yaptığı anlarda, risk alarak rakip yarı alana yerleşti, önce şuursuz sonra da kontrolsüz baskı kurdu. Son 20 dakikada net pozisyonlar bulup Tomiç engeline takılsa da bir şans golüyle amacına ulaştı. Engin ve Burak'la da galibiyeti taçlandırdı.

Bu skor, risk alarak da olsa, inat, ısrar ve hırsla hedefi kovalamanın ürünüdür. Maç sonu şovunu analarının ak sütü gibi hak ettiler.

Trabzonspor'da Şenol Güneş, Emenike'nin eksikliğine karşı Yattara hamlesini yaptı, oyun merkezindeki ikiliyi bire indirip Ceyhun'un yerine Gineli'yi oyuna aldı.
Oyunun patronu da, sahibi de Trabzonspor oldu. Burak, Umut Bulut, Alanzinho, Engin ve Yattara beşlisi geriden de öylesine desteklendi ki fark doğal hale geldi.
Bu maçı kurtarmaya azmetmiş Karabük kalecisi Tomiç'e de saygı duymak gerekiyor. Alanzinho, Burak ve Umut Bulut'un yüzde yüz gollük vuruşlarını inanılmaz bir üçlemeyle kurtardı. Tüm kalecilerin onuru adına mücadele edişini hayranlıkla izliyorduk.

Üç önemli futbolcusundan yoksun Trabzonspor, üç puanın ne kadar önemli olduğunun bilincinde olarak sahada mücadele etti. Karabükspor ise her zaman oldugu gibi çok rahattı.

Oyunun akışını sağlayan Selçuk, Colman’ın yokluğunda mecburen savunmaya yakın top alıp kullanmaya çalışınca, Trabzonspor atak yapmakta çok zorlandı. Burak, Umut’a nazaran daha agresif oynamasına rağmen, Umut’tan ve Alanzinho’dan aynı destek gelmeyince, Trabzonspor ilk yarıda çok etkili olamadı. Bordo-Mavililer’in 30. dakikada ilk kornerini kullanması, kendi sahasında oynamasına rağmen ne kadar baskı altı altında olduğunun bir göstergesiydi.