UEFA 'Şike var' dedi TFF şimdi ne diyecek?
UEFA 'Şike var' dedi TFF şimdi ne diyecek?
UEFA Şikeye tolerans tanımadı
Nitekim daha önce de Avrupa'da iki büyük takımımız çok ağır cezalar almış ve Türk futbolunun en kara günlerinin bizlere yaşatmışlardı. Fenerbahçe 2 yıl, Beşiktaş ise 1 yıl Avrupa kupalarından men edilmişlerdi. Şimdide Sivasspor ve Eskişehirspor'a Avrupa Ligi'nden 1 sene men müeyyidesi verildi.
Avrupa spor hukuku işliyor işlemsine de 3 Temmuz sürecinde hemen bu belgeler ortaya çıktığında, bu belgeleri okuduktan sonra çok rahat cezalar verilebilirdi ve o sürede takımların yerleri değişebilirdi. Küme düşen takımlar olabilirdi. Küme düşmeyen takımlar olabilirdi ve puanlar silinebilirdi.
Şike sahaya yansımamışsa, UEFA neden ceza verdi
Neyse gelelim çok iddialı olan konuya, Fenerbahçelilerin "Biz kiminle şike yaptık" sorusuna gereken cevabı UEFA Tahkim Kurulu resmi siteden vererek Sivasspor ve Eskişehirspor'a 1 yıl Avrupa'dan men etti. ŞimdiUEFA'nın cevabı gayet açık olduğuna göre "Şike sahaya yansımamış" diyenlere de ithaf olunur. Bu durum karşısında şike konusu daha fazla sulandırılmamalı ve TFF gerekeni yapmalı. 2010-2011 sezonu kupası asıl sahibine tevdi edilmeli.
Avrupa futbol otoritelerinin gördüğünü bizim federasyon ve kurulları görmedi. Öncelikle bir etik kurulu kararı var ve şike görülüyor. Sonra aynı etik kurulu toplanıyor ve bütün belgeler ortaya çıktıktan sonra; 'Şike yoktur, sahaya yansımamıştır' diyor. Federasyonumuzun disiplin kurulu ve tahkim kurulu kararlarına bakıyorsunuz, şike sahaya yansımamış. Şike sahaya yansımamışsa şikeyi kim yaptı, oyuncular yaptı. Oyuncular neden ceza aldılar, o zaman soru cevap yok. O zaman adama sormazlar mı Şike sahaya yansımamışsa, UEFA neden ceza verdi diye.
Şike yapan takımlar bu cezalarla kurtulduklarına sevinsinler
UEFA'dan kurtulamazsınız. Türkiye'de birçok müesseseyi aşabilirsiniz, o müessesenin yönetimini seçebilirsiniz, sizin sahibinizin sesi gibi hareket eden federasyonlar olabilir, oralarda akla hayale gelmemiş mazeretler, bahaneler uydurabilirsiniz ama UEFA'dan kaçma şansınız yok. UEFA'nın geçmişte vermiş olduğu buna benzer bir sürü kararları var. UEFA bu cezaları vermeseydi başka bir ülkeye nasıl ceza verebilirdi. Örneğin Sırbistan Ligi şampiyonu Kızılyıldız'ı nasıl cezalandırabilirdi?
'Sıfır tolerans' ilkesiyle hareket eden UEFA Tahkim Kurulu, Sivasspor ve Eskişehirspor kulüplerinin 2014-2015 sezonunda Avrupa Ligi'ne katılabilmek için makul şartlara sahip olmadıkları kararını verdi. Her iki kulüp yetkililerinin UEFA Tahkim Kurulunun kararına karşılık CAS'a gideceklerini söylemektedirler. Şimdiye kadar bu kararların bozulduğu pek görülmemiştir. UEFA'nın bir marka değeri var. Sen şikeye başvurarak marka değerine zarar verdin. UEFA marka değerini mutlaka koruyacaktır.
UEFA'nın men kararından sonra federasyon istifa etmeli
Hem saha içinde ve hemde kale etrafında şikeye karışıldığı kesinleşti. Türkiye'nin spor anlamında marka değerine zarar verilmiştir. Ülkemizin dünyada kötü tanıtılmasına sebep olanlar cezasız kalmamalı. Adının ön kısmı "Türkiye" ile başlayan futbol federasyonu Türkiye'mizin sportif anlamda olumsuz olarak anılmasına daha fazla sessiz kalmamalı.
UEFA'nın kararında herhangi bir değişiklik olmayacağına Avrupa futbol otoritesinin kararın net olduğu biliniyor. Sivasspor ve Eskişehirspor'un şikeye karıştığını görmüş ve bu cezaları vermiştir. UEFA, Eskişehirspor ve Sivasspor hakkında 2011 yılındaki 'Şike Davası' kapsamında, disiplin soruşturması başlatmıştı. Yapılan açıklamada, bir kulübün UEFA müsabakasında yer alabilmesi için dolaylı ya da doğrudan herhangi bir şike sürecine karışmamış olması gerektiğine vurgu yapılmıştı. Men kararında da bu maddeye vurgu yapıldı.
Dolayısıyla UEFA'nın dün akşam ki karardan sonra Türkiye'de herkesin beklediği en azından orta düzeyde spordan anlayan insanın beklediği neydi, federasyonun bu karardan sonra hemen istifa etmesi lazımdı. Federasyon oraya Türkiye Futbol Federasyonu olarak değil belli takımları koruma kollama görevlisi olarak seçildikleri için kendilerini oraya getirenlerden emir beklemektedirler herhalde ona göre hareket edeceklerdir, etmelilerde. Medeni bir toplumda şike suçu tescil edildiğine göre dün akşam federasyon istifa ederdi.
Lami cimi yok artık 2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspor'dur
Şimdi 2010-2011 sezonun şampiyonluğunun nişanesi olarak Fenerbahçe'nin müzesinde bulundurduğu kupa oradan alınıp asıl sahibine teslim edilmesi gerekir. Çünkü o döneme ait şampiyonluk maçlarında şike iddiaları vardır ve dava Yargıtay ve UEFA tarafından onanmıştır. Umuyor ve inanıyorum ki; Trabzonspor 2010-2011 sezonu şampiyonluğunun nişanesi olan orijinal kupasına kavuşacaktır" demiştim. Şimdi bir kez daha tekrar ediyorum Trabzonspor'lular olarak biz şike suçuyla hüküm giymiş kişilerin hapis cezalarıyla ilgilenmiyoruz. Camiamızın beklediği tek şey kupanın kulübümüze teslim edilmesidir.
Siyasi partiler ile spor kulüpleri tüzel kişilik olarak aynı görülmemeli
Siyaset kurumu bağımsız kalmalı şike konusunun içinde olmamalı. Zira Tüzel kişilik anlamında siyasi partiler ile spor kulüpleri aynı değildir. Siyasi partiler açısından "tüzel kişiler cezalandırılmamalı. Gerçek kişiler cezalandırılmalı" şeklinde siyasi partiler yönünden savunma yapılabilir ama spor kulüpleri açısından bakıldığında durum aynı değildir.
Öneri sahiplerince "Tüzel kişileri cezalandırdığınız zaman, o tüzel kişiliğe gönül veren binlerce, onbinlerce, milyonlarca insanı cezalandırıyorsunuz" deniliyor ama hak ve adaletin gözetilmediğinde ve suç işleyene ceza verilmediği zamanda da bir o kadar da insanın mağdur edildiği ve hakkının yenildiğinin de bilinmesinde fayda var. Ayrıca bir kulübe gönül vermek başka bir şey adil olmak başka bir şeydir.
Siyasi parti yöneticilerinin suç teşkil eden bir durumda tüzel kişiliğe bir etkisi olmayacaktır. Fakat kulüp yöneticilerinin şike ile maç kazandığında dolayısıyla puanlar kulübün kar hanesine yazılmaktadır. Dolayısıyla elde edilen edilen puanlar tüzel kişiliğin menfaatine olmuştur.