Uluç'a göre G.Saray tesadüfen kazanıyor
Fotomaç'taki söyleşisinde Rijkaard'a eleştiren Hıncal Uluç, G.Saray'ın galibiyetlerini tesadüfe bağlı olduğunu ileri sürdü...
Hıncal Uluç "Hücum oynamıyor" başlığıyla verdiği yazısında Galatasaray teknik direktörü Rijkaard'ı eleştirdi. Uluç "G.Saray'ın kadrosundan iki 11 çıkar ama Rijkaard bir 11 çıkarmayı başaramıyor. G.Saray'ın galibiyetleri tesadüflere bağlı" dedi.
Hıncal Uluç, Fotomaç Gazetesi'nde söyleşisinde şunları söyledi;
Dinamo Bükreş'i deplasmanda mağlup eden Galatasaray, Diyarbakır karşısında zorlandı. 11. dakikada geriye düştüğü maçı Sabri ve Arda ile kazanabildi... Bir yorgunluktan bahsedebilirmiyiz?
Galatasaray kolay maçları kolay kazanıyor ama karşısındaki takım biraz zorladığı zaman ne yapacağını şaşırıyor. Buca gibi bir ikinci lig takımı biraz direndi, maçı zar zor galip bitirebildiler. Dinamo Bükreş bomboş bir takım, kolay yendiler. Sivas'ın ne olduğu meydanda, kolay yendiler. Ama biraz direnme gücü olan bir takım karşısında darmadağın oluyorlar. Takım iyi yönetilmiyor. Basit bir örnek; arka arkaya görülen kırmızı kartlar hiç kimseyi şaşırtmadı. Herkes Galatasaray'ın 10 kişi kalabileceğini biliyor. Fenerbahçe maçından önce söyledik; "Galatasaray maçı 11 kişi bitiremez" diye. Bu bilindiği halde bunun önlemi alınamıyorsa, bu takım aptalca kırmızı kartlar görmeye devam ediyorsa diyecek bir şey kalmıyor. Rijkaard'ın itirafına bakar mısın; "Barış'ın kırmızı kart göreceğini hissettim" dedi.
Yahu hissetmeyen yok. O maçı seyreden herkes dedi ki 'Galatasaray ikinci yarıya Barış olmadan başlayacak.' Hayır; Barış yine sahadaydı ve kendisini attırana kadar oyunda kaldı. Bunu kenarda hisseden, okuyan bir adam yok. Çünkü Rijkaard, 'Ben yardımcı olarak Neeskens'i isterim, başkasını istemem' dedi ve o kulübeye Galatasaray'ı bilen, tanıyan birisini oturtamadı yönetim. Eşek yüküyle para veriyorlar Rijkaard ve Neeskens'e diyemiyorlar ki 'Kardeşim Türk insanının ruhu başkadır, psikolojisi başkadır. Buraya bir tane de yerli hoca koyalım, o da yetişsin, yarın siz gittikten sonra bize hizmet versin.' Derwall'ın yanında Denizli'nin olduğu gibi, Piontek'in yanında Fatih Terim'in olduğu gibi...
Bunu dahi kabul ettiremiyorlar ve bunun acısını çekiyor Galatasaray. Futbol dehası olmaya lüzum yok, herhangi bir Galatasaraylı o kulübede otursa diyecek ki 'Hocam, Barış'ı alalım. Bu adam oyundan attıracak kendini.' Şimdi sen Diyarbakır ile oynuyorsun, sahaya üç ön libero ile çıkıyorsun. Sonra efendim, "Galatasaray hücum oynuyor" deniyor. Bu hücumsa eğer ben hücum futbolunu bilmiyorum. 4 tane bekin var, 3 tane de ön libero var. Bunlar oynarken Elano gibi, Linderoth gibi Brezilya ve İsveç Milli Takımları'nın orta sahasında görev yapan iki adam kenarda oturuyor.
NİYE TRANSFER ETTİN!
[page_end]Sen Elano'yu, Linderoth'u kazanmayı düşünmüyorsan eğer o zaman niye transfer ettin, kadroda niye tutuyorsun? Bugünkü Brezilya Milli Takımı'nda olan tek futbolcu Elano! Ama geldiğinden beri kenarda oturtarak, oynatmayarak Elano'yu öldürdüler. Sahaya giren Elano şaşkın, ne yapacağını bilemiyor. Linderoth uzun bir süreden beri sakattı, iyileşmiş, gelmiş. Sen onu Diyarbakır maçında denemeye cesaret edemezsen, hangi maçta deneyeceksin; Fener karşısında mı, Trabzon karşısında mı?
İnanamıyorum. Kenara bakıyorsun her takımın bayıla bayıla alıp oynatacağı Elano ve Linderoth kenarda, üç tane kazma sahada: Mehmet Topal, Ayhan ve Barış. Aldıkları iki toptan birini rakibe, öbürünü de geriye atan üç adam!.. Böyle bir şey olur mu? İnsanın inanası gelmiyor. Sonra 'Galatasaray hücum futbolu oynuyormuş!'
Galatasaray'da değişen bir şey yok. Değişen tek şey tabela, bizim basın da tabelaya göre yazdığı için, dünyanın en iyi skor yazarları bizde olduğu için Galatasaray'ın tabelasında galip yazdığı zaman Rijkaard'a yoruyorlar, Galatasaray'ın tabelasında mağlup yazdığı zaman da eleştiri yapıyorlar. Yoksa oynanan futbol aynı. Kafa aynı kafa. Düşünce aynı düşünce.
Galatasaray'ın bireysel yetenekleriyle sonuca gittiğini söyleyebilirmiyiz? Önceki iki maçı Kewell ve Nonda, Diyarbakır maçını ise Arda ve Sabri çözdü. Organize bir ataktan bahsetmek zor.
Atarlarsa atıyorlar, atamazlarsa da kaybediyorlar. Atıkları maçta vay 'harika Rijkaard' oluyor, atamadıkları maçta 'kahrolsun Rijkaard' oluyor. Yoksa Galatasaray hep aynı topu oynuyor.
Fenerbahçe yenilgisinin ardından maç kaybetmedi Galatasaray. Derbi mağlubiyetide takım üzerinde bir ittirici güç olmuşmudur?
Hiçbir şeyin etkisi yok. Galatasaray, Türkiye'nin en güçlü kadrosuna sahip. Galatasaray'ın kadrosundan iki ayrı 11 çıkar ikisi de muhteşem top oynar. Ama Rijkaard bir 11 çıkarmayı dahi başaramıyor. Bir 11'e top oynatamıyor, Galatasaray'ın bütün galibiyetleri tesadüflere bağlı kalıyor. Galatasaray'ın Diyarbakır'a attığı iki golde de kaleci hataları var. Beşiktaşlı Hakan Arıkan gibi bir kaleci olsaydı o maçı Galatasaray kaybederdi.
Mendoza'nın 86. dakikada kaçırdığı netde bir gol vardı. Onları söylemiyorum bile. Mendoza neredeyse giren golü çıkardı! Beşiktaş kalecisi çok daha zorlarını yemedi. Oysa elindeki bu kadro ile Galatasaray'ın Diyarbakır'a karşı birçok pozisyona girmesi lazım. İki takımın kadrosuna bak, bu maç normalde 4-1, 5-1 biter. Hücum futbolu oynadığın zaman gerçekten bir tane gol yiyebilirsin. Galatasaray hücum futbolunun yeme kısmını çok iyi oynuyor ama iş atma kısmına gelince tesadüflere kalmış.