SPOR MEDYASI

Uluç'tan Fatih Terim'e şok suçlama

Hıncal Uluç, Fotomaç'tan Bülent Can ile yaptığı söyleşide A Milli Takım hocası Fatih Terim'i eleştirip şok suçlamalarda bulundu.

Uluç'tan Fatih Terim'e şok suçlama
İspanya karşısında maça iyi başladık arka arkaya pozisyonlar da bulduk ancak gol atmayı başaramadık ve sahadan yenilgiyle ayrıldık. İspanya karşısında film nerede koptu?

Filmin koptuğu falan yok aslında. Filmin böyle olacağı belliydi.

Ama 'iyi başladığımızı' söyleyebiliriz herhalde. Maçın başındaki golleri atabilsek sonuç farklı olabilirdi.

Maçın başları, iki takım arasında çok büyük farklar olduğu zaman dahi çok tehlikeli anlardır. Çünkü iki takım da kendi oyununu ortaya koymamıştır, ısınma evresindedir. Bu dönemde her takım rakibine karşı pozisyona girebilir. Biz o dakikalar içinde fırsatlar yakaladık, kullanamadık. Kullansaydık, büyük olasılıkla maçın sonucu da farklı olurdu. Çünkü 90 dakika boyunca gördük ki iki takımın da maçın sonucunu değiştirecek bir baskı, pozisyon yaratma ve pozisyon değerlendirme üstünlüğü yok. Maç öncesi aynen şu cümleyi defalarca söylediğimi hatırlıyorum: "Minik bir kaleci hatası, minik bir hakem hatası, minik bir pozisyon hatası bu maçın skoru olabilir." Aynen bir duran topta, savunmamızın bir hatası ve Volkan'ın yanlış bir hamlesi, dışarı doğru yapacağına, içeriye doğru yaptığı hamle ile bir gol yedik. Ve bu golün karşılığını veremedik. İlk dakikalardaki o golü Nihat atsaydı, İspanyollar karşılık veremeyebilirlerdi, maçı 1-0 biz kazanabilirdik. Neden? Çünkü İspanya asla gözde büyütülecek bir takım değil. Efsane değil, öyle efsane olacak futbolcusu yok, olmadığını da gördük. Şöyle bir gözlerinizi kapayın, İspanya'da, 'Vaay be!.. Şu keşke biz de olsaydı', 'Vaay bey!.. Şöyle bir futbolcu var. Gideyim de şunu Ali Sami Yen'de çıplak gözle seyredeyim' denilecek bir adam var mı? Yok. Biz bu İspanya'yı asla gözümüzde büyütmeden oynamamız gerekiyor. Oynadığımız zaman da onlar nasıl orada kazandıysa, biz de burada kazanabiliriz. Zaten kazanmamız da lazım. Bosna'nın Belçika karşısında deplasmanda aldığı sonuç, grubu karıştırdı. Playoff'lara kalamayabiliriz. İspanya ile oynayacağımız maçı kazanmalıyız. Kazanmamızın yolu da Fatih Terim'in artık takıntılarından, bir takım saplantılarından, sempati ve antipatilerinden kurtulup, tamamen tarafsız bir gözlemci ve analizci olmasından geçiyor.

ARDA NİYE ETKİSİZDİ?
Son zamanlardaki Fatih Terim bana sorarsan büyük kişisel zaaflar içinde. Kişisel duygularının esiri oluyor. Bazı futbolcuları sevmiyor, bazı futbolcuları seviyor. Bazı yorumculara 'inat olsun' diye bazı şeyleri yapıyor ya da yapmıyor. Böyle Milli Takım yönetilmez. Çok basit bir örnek vereyim: Amacın rakip savunmayı çökertmekse bir santrforla, bunu en iyi yapan adam kim Türkiye'de; Mehmet Yıldız. Milli Takım kadrosunda yok. Amacın teknik üstünlükle rakip savunmayı zorlamaksa bunu en iyi yapan adam Sercan 18'de yok. Ve akla hayale gelmeyecek bir değişiklikle ikinci yarının başında Semih'i oyundan aldığın zaman senin başka santrforun yok. Trabzon'da ıslıklanan, beğenilmeyen Gökhan Ünal ile sen İspanya'yı yenmeyi, puan almayı düşünüyorsan eğer ben o zaman 'Bu kişi Fatih Terim değil' derim. Hatırlarsın, Ersun Yanal'ın yerine geldiği zaman ben "Fatih Terim şu anda Ersun'un kadrosu ile devam etmek zorunda. Ama bu eleme turnuvası bittikten sonra Fatih Terim kolları sıvayacak ve kendi takımını kuracaktır. Fatih Terim takım kuran bir hoca. Böyle ün yaptı. Ama o takım kuran hocayı bir türlü göremedik. 1996'nın takımını kuran hocasını ve de 2000 yılının Galatasaray'ını kuran hocayı 2008 şampiyonasında göremedik, 2009 Dünya Kupası Elemeleri'nde göremedik. Bu tabii bir hoca açısından bir zaaf. Fatih artık duygularının esiri oluyor. Fatih Terim'den başka herkes o ilk 45 dakikada Emre'nin oynatılmasının nasıl bir hata olduğunu gördü. Ama Emre sanki Fatih Terim'in evladı manevisi!.. Önce Emre'yi koyuyor takıma sonra yanına 10 kişi daha koyarak Türk Milli Takımı yapıyor. Böyle davranıyor. Durduk yerde kendini Emre'nin savunucusu yapıyor. Fenerbahçe seyircisinin dahi sevmediği, istemediği bir adamı Fatih Terim sahiplenmiş; inanmış da inanmış!.. O sahada en umut veren oyuncu Arda. Arda sahada yok. Arda'nın niye sahada olmadığını farkında değil. Arda'nın Galatasaray'da oynadığı maçları düşün. Arda tek başına oynayan, tek başına oynamayı seven bir adam değil. Arda, Türkiye'nin en iyi ikili oyuncularından bir tanesi. Arkasında oynayan adamla çok iyi işler yapabiliyor. Hakan Balta, ondan evvel Volkan, son zamanlarda Ayhan'la çok iyi işler yaptı. Şimdi bu maçta hiç ileri çıkmayan İbrahim Üzülmez, çıkamıyor çünkü. Karşısında Ramos gibi çok iyi bir adam vardı. Ve de sahada görünmeyen bir Emre vardı. Kimle oynayacak Arda? Arda top alamaz hale geldi. Top alamayınca bu defa taa sağ açıklara doğru gitmeye başladı. Yani bas bas bağırıyor Arda, 'Benim arkama birlikte top yapabileceğim birini koy. Emre'yi çıkar, Ayhan'ı koy, Galatasaray'da biz beraber oynuyoruz.' Hayır. Oyun kurucu olarak düşündüğü Emre eli belinde geziyor, santranın 5 metre önünde, 5 metre arkasında. Lütfen seyretsin Fatih Terim. Lütfen maçın bandını alsın ve Emre'yi seyretsin. Maçın yüzde kaçında yürüdü ve kaç pozisyon koştu? Koşar gibi yapıyor, koşmuyor bile!.. Yani ne savunmaya hayrı var, ne de hücuma!.. O Emre'yi 80 dakika oyunda tuttu ve Emre'yi oyunda tutmak için de Semih'i çıkardı. İnanamadım.
TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER