Wenger PTT 1. Lig'de onu izliyor!
Edin Visca, turnuvada Türkiye için de oynayacaklarını belirtirken Wenger'in kendisini izlettirdiğini söyledi.
2014 Dünya Kupası G Grubu'nu lider bitirerek Brezilya vizesini alan Bosna Hersek'in başarısı, Türkiye'de de büyük sevinçle karşılandı. Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı Safet Susic önderliğindeki Gök Mavililer'in elde ettiği bu tarihî zaferde İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un genç futbolcusu Edin Visca'nın da payı büyük. Yetenekli oyuncu, turnuvada Türkiye'yi de temsil edeceklerini söyledi.
1992-1995 yılları arasında insanlık tarihinin en büyük soykırımına uğrayan Bosna Hersek, 2014 Haziran ayını iple çekiyor. Zira savaşın acılarını çabuk saran Bosnalılar, bağımsızlığını ilan ettikten sonra ilk zaferini yeşil sahada kazandı ve 2014 Dünya Kupası G Grubu'nu lider bitirerek Brezilya vizesini cebine koydu.
Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı Safet Susic önderliğindeki Gök Mavililer'in elde ettiği bu tarihi başarıda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un genç futbolcusu Edin Visca'nın da payı var.
23 yaşındaki yetenekli oyuncu, Brezilya'daki finallerde sadece Bosna'yı değil kardeş ülke olarak gördükleri Türkiye'yi de temsil edeceklerini söyledi. Mütevazı futbolcu, PTT 1. Lig'de forma giymesine rağmen dünyanın en prestijli turnuvasında boy göstermek için sabırsızlandığını belirtti.
Brezilya'daki finallere gitmeyi nasıl başardınız? Bunun sırrı nedir?
Başarımız tesadüf değil. Çünkü biz 2010 Dünya Kupası ile Euro 2012 finalleri için Portekiz ile oynadığımız iki barajı da aşamamıştık. Dzeko, İbisevic, Salihovic, Pjanic, Spahic, Begovic gibi kaliteli oyunculara sahibiz. İskelet kadromuz sağlam. En önemlisi başımızda iyi bir teknik direktörümüz Safet Susic var. Sonunda 30 gol atıp grubumuzu lider tamamladık.
Final niteliği taşıyan Litvanya maçı öncesi takımdaki atmosferden bahsedebilir misin biraz?
Takım olarak finallere gideceğimize kendimizi inandırmıştık. Artık Bre-zilya'nın kapısına dayandığımızın farkındaydık. Maça da kendimizden emin ve sakin olarak çıktık. Halbuki rakiplerimiz bizim yine grubu ikinci bitirip play-off oynayacağımızı bekliyordu. Hatta maçtan önce Yunanistan'ın Litvanya'ya teşvik primi gönderdiğini duymuştuk. Zaten Litvanya da maç boyunca 11 kişi ile savunma yaptı. Ancak Allah'a şükür tek golle de olsa maçı kazandık ve Brezilya biletini aldık.
Safet Susic, nasıl bir teknik adam sana göre? Kısaca anlatır mısın?
Kendisi futbolculara nasıl davranması gerektiğini iyi bilen biri. Bize karşı her zaman mesafeli. İdmanlarını eksiksiz yaptırır. Yumuşak gibi görünse de çoğu zaman ciddidir. Profesyonellikten asla ödün vermez. Oyuncularla polemiğe girmez. Yani bence olması gerektiği gibi bir teknik direktör.
Şimdi de biraz savaş yıllarından bahsedelim. Bosna'daki savaş başladığında kaç yaşındaydın?
Savaş ilk başladığında yani 1992 yılında 2 yaşındaydım. Saraybosna yakınlarındaki Olovo şehrine bağlı bir köyde yaşıyorduk. Bazı küçük detayları hatırlıyorum. Bilhassa saldırı öncesi çalan siren sesleri hâlâ kulağımda çınlıyor. O zaman bombaların atılacağını biliyorduk ve hemen sığınaklara kaçıyorduk. Babam da cephelere savaşmaya giderdi. Birçok yakınımızın öldüğünü biliyorum. Hatta bizim Visca sülalesinden biri çatışma sırasında gözünü kaybetti. Babam da o akrabamız vurulduğu sırada yanı başındaymış. Kendisi hâlâ tek gözüyle yaşıyor.
Böyle bir acımasız savaş yaşamanıza rağmen kısa zamanda nasıl oldu da Dünya Kupası finallerine adınızı yazdırdınız?
Evet, çok büyük acılar yaşadık. Savaşta binlerce insanımızı kaybettik. Birçok kişi Bosna'yı terk etmek zorunda kaldı. Örneğin takımdaki İbisevic'in ailesi Amerika'ya; Salihovic ve Misimovic'in aileleri Almanya'ya, kaleci Begovic'in ailesi de Kanada'ya kaçmış. Büyük zorluklar yaşamış hepsi. Benim de çocukluk yıllarım yokluk içinde geçti. Çayırlarda futbol oynadık. Çoğu zaman oynayacak top bile bulamazdık. Ama futbol bizi hayata bağlayan en önemli unsurlardan biriydi. Allah'a şükür milli takıma kadar yükseldim. Milli formayı giymek ve bizi gönülden destekleyen halkımızı uluslararası arenada yüzünü güldürmek her şeye bedel. Sonunda Dünya Kupası'na gitmeye hak kazanarak çok büyük bir rüyayı gerçekleştirdik.
Türkiye, Dünya Kupası'nda Bosna'ya destek verecek. Bunun için neler dersin?
Bu son derece doğal bir durum. Çünkü biz kardeş ülkeyiz. Litvanya maçında tribünlerde ve Saraybosna'daki karşılamada ellerinde Türk bayrakları ile bize destek veren yüzlerce kişi vardı. Brezilya'da da aynı görüntülerin yaşanacağından hiç şüphem yok. Biz de hem kendi halkımızı hem de tüm Türkiye'yi mutlu etmek için elimizden geleni yapacağız.
Arsene Wenger'in seni takip ettiğine dair haberler aldık. Bu doğru mu?
Evet, benim birkaç maçıma scoutlarını göndermiş. Bu da benim motivasyonumu artırdı. Şimdi de Milli Takım'da forma giymem lehime. Ancak benim kafamda şu anda transfer planlaması yok.
PTT 1. Ligi'nde forma giymene rağmen Dünya Kupası'nda boy göstereceksin. Keşke daha popüler bir ligde veya kulüpte oynasaydım gibi bir pişmanlığın var mı?
Hayır yok. Ben sezon başında Safet Susic ile görüştüm ve kendisi bana mutlaka sürekli forma şansı bulacağım bir takımda oynamamı tembihlemişti. Daha iyi bir takıma gidip yedek bekleyeceğime İstanbul'da kalmamın daha doğru olacağını söyledi. Ben de hocamı dinledim.
Milli Takım'daki adaşın Edin Dzeko'nun G.Saray'a geleceği iddia ediliyor. Sence gelir mi?
Geleceği yönünde bir umudum var. İnşallah gelir. Şayet G.Saray Dzeko'yu transfer ederse buna en çok ben sevineceğim.
Peki seni ne zaman İstanbul'un 3 büyük takımında göreceğiz?
Kulübümde çok mutluyum ve 3 sene daha kontratım var. Ayrıca henüz 23 yaşındayım. Yani acelem yok. Önemli olan sağlığımın yerinde olması. Sonrası kısmet işi.