SPOR MEDYASI

Yazarlar Beşiktaş için ne yazdı?

Beşiktaş, İnönü'de Kasımpaşa'ya mağlup olarak büyük bir şok yaşadı.. Spor yorumcuları sürpriz sonuç için köşelerinde şunları yazdılar..

Yazarlar Beşiktaş için ne yazdı?

Ersun Yanal -Bu sıkıntı bitmez- Vatan

BEŞİKTAŞ sezon başından beri rakipleri baskı altına alarak oynadığı her maçta kazanmakta sorunlar yaşadı. Siyah-beyazlılar Kasımpaşa’yı da oyunun ilk dakikalarından itibaren baskı altına aldı ancak finali hiç de iyi bitmedi. Duran toptan yediği ilk gol, kalecisinin hatasıyla yediği ikinci gol Beşiktaş’ın kurduğu baskıyı daha da arttırmasına ve daha önde oynamasına neden oldu. Bir de Beşiktaş hücumda, rakibin birinci bölgesindeyken Kasımpaşa’nın kazandığı her top da takım savunmasının yapılamamasından dolayı büyük sıkıntılara yol açtı. Kasımpaşa, rakip savunma ile orta sahası arasında derin boşluklar buldu ve çok rahat pas yaptı.

ÖNE çıktılar. Beşiktaş’ı çok coşturdular. Bu da Beşiktaş’ın rakibine kurduğu baskıyı ve baskı sonrasında rakibe hataya zorlayacak pozisyonları üretmesine engel oldu. Çünkü siyah-beyazlıların bunu yapabilmesi için diri kalması gerekirdi. Ama kalamadı. En büyük sorunlarından biri de baskı kurduğu anlarda rakip ceza sahasında yaratıcı oyuncuların etkisiz kalması ve son hareketlerin yapılamamasıydı.

BEŞİKTAŞ, Finlandiya ve Norveç gibi klasik Kuzey Avrupa ülkesi takımları gibi sert, klasik bir oyun düzeni ile oynayıp, önde iyi bir takım savunması sergileyen takımlara karşı zorlandığını dün akşam bir kez daha gösterdi. Bu anlayış içinde yaratıcı oyunculara ciddi bir şekilde ihtiyaç vardı. Tabata yoktu, Serdar Özkan yoktu. Tello sadece duran toplarda vardı. Yusuf birazcık bir şeyler yapmaya çalıştı ama o da yalnız kaldı. Beşiktaş kadro değişkenliğini ve zenginliğini bu maçta da ortaya koydu. Ancak bu şekilde kazanmada siyah-beyazlılar hep zorlanacak.

PAŞA TAKIM OLMUŞ

KASIMPAŞA özellikle takım oyununu ortaya koymada oldukça yol katetmiş ve iyi bir takım olmuş. Takım savunmasını birlikte yapabilen oyuncuların ortak coşkusunu oluşturmayı başarmışlar. Beşiktaş maçında son ana kadar ortaya koydukları takım savunma direncini alkışlamak lazım. Fakat rakipleri ile yapacakları mücadelede zorlanacakları kesin. Çünkü bu uyumu her maçta sergileyemeyecekler. Çünkü onların da önde oynamak zorunda olacakları maçlar olacak.

BEŞİKTAŞ’IN kupadaki şansı çok az da olsa var. Ancak kupadaki sıkıntısı ligde de devam edecek gibi gözüküyor.

Ali Gültiken -Sorunlar devam ediyor- Sabah[page_end]

Ali Gültiken -Sorunlar devam ediyor
Beşiktaş'ın ilk yarıda devam eden sorunlarının çözülmesi umuduyla beklenen ikinci yarı, en azından kupa maçları istenildiği gibi başlamadı. Var olan problemlere yenilerinin de eklendiğini üzülerek gördük. Sezonun ilk yarısında Beşiktaş'ın genel sıkıntısı hücum hattındaki organizasyonsuzluk ve problemlerdi. Devre arasının bunları çözeceği, en azından bir takım gelişmeler sağlayacağı beklentisi bende mevcuttu. Bunun içerisinde sakat olan oyuncuların iyileşmesi ve tatil dönemindeki gelecek rahatlamayla baskının biraz daha düşecek olması ve akabinde de oyuncuların kendilerini daha rahat bir şekilde ikinci yarıya hazırlayacakları düşüncesi vardı. Fakat dünkü görüntü bunun tersi oldu.

Beşiktaş'ın en iyi bölgesi diye düşündüğümüz defans ve orta alandaki organizasyonsuzluk ve eksiklikler Beşiktaş'ı maçın ilk 26 dakikalık bölümünde 3-0'lık bir skorla karşı karşıya getirdi. Defansın göbeğinde Ferrari ve Sivok ikilisiyle beraber orta alanda Fink'in de olmaması dolayısıyla yerlerinde oynayan Toraman, Kaş ve Uğur'un aralarındaki koordinasyonsuzluk Beşiktaş'ın dengesini bozdu. Peş peşe yapılan bireysel hataların yanına bir de pozisyon hataları eklenince maç zaten Beşiktaş adına 26. dakikadan itibaren çevrilmesi zor bir duruma geldi. Zaten hücum bölgesinde bir türlü istenilen düzeye gelmeyen oyun yapısı bir anda karşılaşılan farklı skorun etkisiyle çok daha zorlanır hale geldi. Bu bölge içerisinde bazı oyuncuların form durumlarında eksikler olabilir, bunlar tartışılabilir. Fakat Beşiktaş'taki genel problem hala ulaşılamayan takım dengesinden ve oyun uygulamasından kaynaklanıyor.
 
KASIMPAŞA VE KADROSU
Bu arada bazı oyuncuların eksiklikleri bu tür bir skoru getirdiği gibi bir mazeret de ortaya koymamak gerekir. Beşiktaş'ın kadrosu bu tür maçlarda kaldırabilecek düzeyde. Kasımpaşa'yla dünkü oynayan Beşiktaş'ı karşılaştırdığımızda ne demek istediğimizi daha iyi anlatabiliriz. Bu örneği Kasımpaşa'yı küçültme anlamında değil bu kadroyla yaptıkları bu önemli işi doğru ifade edebilmek maksadıyla söylüyorum. Tüm eksikliklerine ve problemlerine rağmen takım olarak uydukları taktik disiplin, takım oyunu ve oyun anlayışıyla sahada çok önemli işler yaptılar. Bunun da karşılığını net bir şekilde aldılar.

Güven Taner -Savunma da bitti!- Star [page_end]

Güven Taner -Savunma da bitti!
İlk iki maçında 5 puan yitirmiş Kasımpaşa, ilk maçta 3 puan bırakan Beşiktaş karşısına daha umutsuz çıkması gereken takımdı. Beşiktaş büyük hedeflere ulaşmak zorunda da olduğu için çok daha çalışkan, üretken, istekli olmalıydı. Buna karşın maçı şişirerek oynamaya giriştiler. Sanki isteksiz yerine getirdikleri zorlama bir işi yapar gibiydiler.
 
Merthan’ın 7.dakikadaki golünü yerken savunması ile ayakta duran bir takım özelliğini de yitirdiklerini bağırdılar. 21.dakikadaki ikinci gol buna bir ekleme daha yaptı: Kaleci Ramazan hikaye idi! Hoffenheim’in onu neden oynatmadığı, üç paraya neden verdiği belliydi. Sanırım Kasımpaşa’nın hücum iştahını artıran da onun varlığıydı.
 
Az sonra bir de penaltı yaptı savunma! 26.dakikada 3-0 geri düştü savunmayı unutmuş takım. Üç gol olana değin rakibe hücum alanı açarak oynamaktaydılar. Bu acı skorun altından kalkmak için kalabalık yüklenirken daha da geniş alanlar bırakmaya başladılar! Kasımpaşa attıkları ile doymuş ve de işi bitirdiğine inanmış olmalı ki geniş alanları kullanırken savurganlaştı, fırsatları değerlendirmede ciddiyetini yitirdi. Beşiktaş 99 pasta hücum ettiği için de savunmasında hata yapmadan oyunu sürdürdü. Beşiktaş rakibine savunma şansı vermeden tek paslarla yaptığı ilk atakta golünü buldu.
 
Holosko ile Necip’in katılması ve akılların başa gelmesi Beşiktaş’ın ikinci yarıda daha dinamik ve çalışkan olmasını sağladı. Ancak bu kazanımların yanına beceri ve yaratıcılık da eklenmeliydi. Bunlar olmadığı için kurulan baskı istenen golleri getirmedi.
 
Dünün gerçeği şuydu: Beşiktaş devre arası çalışmalarında ligin ilk yarısındaki gol atma sıkıntısını gideremediği gibi, bunun yanına bir başka sıkıntı, savunma sorununu eklemişti. Ve Nihat da, Yusuf da, Tello da hala evet hala uyanmamışlardı.

Ömer Güvenç -Teşekkürler Yılmaz hoca- Akşam[page_end]

Ömer Güvenç -Teşekkürler Yılmaz hoca
Geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş'ın bu sezon üç hedefi vardı.

Şampiyonlar Ligi'nde gidebildiği yere kadar gitmek, Ziraat Türkiye Kupası ve Turkcell Süper Ligi'nde de aynı başarıyı tekrarlamaktı.
 
Şampiyonlar Ligi'nde hiçbir yere gidemeyen Beşiktaş'ın, böylece iki hedefi kalmıştı. Önce Manisaspor'a, ardından da Kasımpaşa'ya yenilerek o ikinin birini de dün İnönü'nün çimlerine gömdü.
 
Herkes Beşiktaş'tan gol beklerken, Kasımpaşa bir anda Kartal'ı üçlük yaptı.
 
Bu sezon çoğu maçlarda olduğu gibi Beşiktaş'ın ne oynamak istediğini yine çözemedim. Herkes kafasına göre takılıyordu.
 
Tello, Yusuf, Bobo ve Nihat gibi etkili oyuncuları, gerçek performanslarını gösteremediler. 90 dakika boyunca organize yaptıkları atak sayısı ikiyi geçmedi.
 
Zaten onlardan biri de golle sonuçlandı. Beşiktaş'ın yediği gollere gelince, defans hatası ve kaleci hatalarıyla doluydu.
 
İlk golde adam uzaydan geldi kafayı vurdu, Beşiktaş defansı uyuyor. İkinci golde de Ramazan'ın büyük hatası vardı. Hatalar saymakla bitmez.
 
Beşiktaş ikinci yarıda goller bulmak için çok koştu, çok mücadele etti. Mustafa Denizli, bütün kozlarını kullandı. Ama goller bulamadı. Bunda Beşiktaşlı futbolcuların beceriksizliğinin yanında Kasımpaşa'nın takım halinde inanılmaz mücadelesi ve direnci vardı.
 
Bir futbolsever olarak Yılmaz Vural hocaya teşekkür etmek istiyorum. Neden mi? Kazansın, kazanmasın bir futbolsever olarak beni 'futbola' doyuruyor.
 
Kasımpaşa'nın oynadığı futboldan zevk alıyorum. Rakip kim olursa olsun, takımına hep pozitif futbol oynatıyor.
 
İkinci yarıda defansa dayalı oyununu da ayıplamıyorum, alkışlıyorum. Son derece normal. Ha bu arada maçın en iyi oyuncularından biri de kimdi derseniz; maçın hakemi Koray Gençerler'di derim (Hakem de oyuncu sayılıyor).

Aslanlar gibi maç yönetti.

Bilal Meşe -Kral çıplak- MİLLİYET[page_end]

Bilal Meşe -Kral çıplak
İki kupa sakın ola kimseyi yanıltmasın, gerçekler apaçık ortada! Geçtiğimiz sezondan bir fark var mı?
Ya da hangi maçta keyif veren bir futbol ortaya koydu?
Kazanırken bile taraftarına ızdırap çektirmedi mi?
Tek fark, yeni transferler...
Ama futbol aynı!
Rüştü, Hakan sakatlandı, kalede kriz patladı. Krizi çözmek teknik adamın işidir. Murat Şahin gibi bir kaleci iki ay Ümraniye’de idmanlara çıktı...Elinin altında... Şimdi nerde ? Kasımpaşa’da...
Üstelik yok pahasına uçtu gitti Şahin?
Ramazan iki penaltı kurtardı, bir anda kahraman ilan edildi! Bir de dün yediği iki gole bakın?
Büyük takımın kalesini korumak kolay iş değildir beyler!
Ferrari sakatlandı, savunma dağıldı! O zaman adama sorarlar Sivok niye yedek?
Nihat Kahveci kimseye kızmasın. Yıldız oyunculardan tribünlerin ve de takımın beklentileri büyük olur. Ne var ki, beklentilerden bir hayli uzaksın, gerçek kimliğini bir türlü yakalayamadın!
Uğur İnceman neredeyse Beşiktaş’tan emekli olacak, takıma bir gram katkısı olmadı!
Helal olsun Yılmaz Vural’a, herkese kafa tutuyor, hele işin içine büyükler girince adamın iştahı kabarıyor. Kasımpaşa’yı adeta çukurdan aldı, onca imkansızlıklara karşın tehlikeli bölgeden uzaklaştırdı, gözü yukarlarda. Bu başarının temelinde öyle şans falan yatmıyor. Bilgi birikimini ortaya koyuyor, rakibi iyi analiz ediyor.
Kasımpaşa ilk yarıda savunma yapmadı, açık oynadı, orta sahayı iyi kullandı, topu sürekli ayağa oynadı, girdiği her pozisyonu da gole çevirdi.
Beşiktaş’ta pozisyona giriyor, girmesine de golü kim atacak? Kartal’ın kronikleşmiş hastalığına bir türlü gerekli neşter vurulamadı!
Yatırımlar hep yanlış alanlara yapıldı!
Kasımpaşa ilk yarıda hedefine ulaştı, ikinci yarı savunmaya yaslandı. Beşiktaş tek kale oynadı, oynamasına da savunmayı aşacak beceriyi gösteremedi.
Denizli, sakatlıklar nedeniyle kadroya genç oyuncuları serpiştirmiş... Rıdvan ve Necip... Necip oyuna girdi, fena değil, tecrübe kazandıkça olabilir.
Denizli belli ki, yıldız oyunculardan gerekli verimi bir türlü alamıyor, gençleri monte etmeye çalışıyor. Doğru da yapıyor yapmasına da biraz geç kalmadı mı?
Avrupa gitti, kupa da tehlikeye girdi, tek gerçek lig, o da soru işaretleriyle dolu!

Basri Baykoç -Filozof Denizli- Fanatik[page_end]

Basri Baykoç -Filozof Denizli

Beşiktaş büyük kulüp olabilir, ama büyük takım değil. Hatta şu an iyi bir takım bile değil. Hatta hatta Yusuf ile Uğur'un ilk 11'de yer almasından sakınca duyulmayan bir ekibe, ezeli rakiplerinin varlığı da göz önünde bulundurulurak bakılırsa, Beşiktaş'a büyük takım demek komik olur.

Beşiktaş büyük kulüp olabilir, ama büyük takım değil. Hatta şu an iyi bir takım bile değil. Hatta hatta Yusuf ile Uğur’un ilk 11’de yer almasından sakınca duyulmayan bir ekibe, ezeli rakiplerinin varlığı da göz önünde bulundurulurak bakılırsa, Beşiktaş’a büyük takım demek komik olur. Artık sadece eski Küçükçiftlik Lunaparkı’nda penaltı yarışmalarına katılabilecek düzeye gerilemiş oyuncuların Beşiktaş forması giymesine tek bir laf söylenebilir: Yazık

Denizli bununla da yetinmedi, üstüne Tello, üstüne Bobo, bir de üstüne Nihat, 5 tane topu ayağına bekleyen adamı bir takıma koyduğunuzda 25 dakikada 3 değil 5 yemediğinize şükretmeniz lazım. Ligin ilk yarısında Beşiktaş’ı yarıştığı kulvarlarda nispeten ayakta tutan yapının da ne olduğu anlaşıldı. Ferrari-Sivok defans bloğu. Dün gece ikisi de yoktu. Araya bir de misafir kaleci eklenince, ligde 17 mçta kalesinde sadece 10 gol gören bir ekibin, sisteminin değil bireylerinin önemli olduğu anlaşıldı.

Denizli’nin en huzurlu ortamları, röportaj verirken kameraların karşısına geçtiği anlar. En karamsar noktalara açıklık getirirken sarfettiği cümlelerden dolayı kendisine filozof yakıştırmaları filan yapılıyor. Ama takımı sahaya çıktığında o filozofun sadece başarılı bir demagog olduğu ortaya çıkıyor.

İyisi mi siz Beşiktaş maçlarını izlemeye devam edin. Yensin yenilsin farketmez. Bir sonrasındaki Denizli röportajlarını bekleyin. Orada sizin hayallerinizin bile ötesinde beklentiler var. Dün geceki maçın sonucunda alkışlar Kasımpaşa ve Yılmaz Vural’a... Vural kalibresine uygun olarak bir büyük maçı daha ses getirecek bir sonuçla kazandı. Benzer sonuçları almaya devam edecek. Ama ağlamayı kessin. O bu ve benzeri ne sonuçlar alırsa alsın, belirli kapılar kendisine sonsuza kadar kapalı kalacak.

Altan Tanrıkulu -Huzur- Hürriyet[page_end]

Altan Tanrıkulu -Huzur
MUSTAFA Denizli nereye gitse, hangi takımı çalıştırsa, bir gerçek değişmez. Skorlar asla unutulmaz. Avrupa’da ilkleri başarır.

 3-0’dan, 4-3 maç verir. 3-0’dan, 4-3 maç alır. 10 puan geriden gelip şampiyon olur. Dünkü karşılaşma da bir Mustafa Denizli klasiğiydi. Kasımpaşa 3-0’ın şaşkınlığına uğramasa, Beşiktaş tarihinin en ağır yenilgilerinden birisini alabilirdi. Peki neden?

Bence Denizli, huzursuz. Transferleri istediği gibi yapamadığını düşünüyorum. Tabata, İsmail Köybaşı, Erhan, Rıdvan ortada yok. Nihat bir türlü gol atamıyor. Ama Denizli ısrarla onu oynatıyor. Kötü Nihat’taki ısrar, hem Nihat’ı geriyor hem de Beşiktaş tribünlerini. İlk yarı istatistiklerine bakıyoruz. Beşiktaş ligin en az gol yiyen, en iyi savunma yapan takımı. Ofansif olarak çok kötüler ama savunma sağlam. Peki hocam, oranın bel kemiği Ferrari yokken, Sivok’u yedek bırakmanın alemi ne. İbrahim Toraman, savunmanın ortasında oyuna başlıyor, soldan sağdan bindirmelere katılıyor. Göbek bu kadar boş kalırsa, Cenk de “işler”, ilerleyen haftalardaki diğer santrforlar da.

Malum kongre var. Tribünlerin sesi oyuncuları geriyor. Mustafa Hoca’yı da... Sergen Yalçın konuşuyor, A2’den Necip takıma alınıyor. Ama 8.5 milyon Euro verilen Tabata, bir türlü gerçek yeri olan forvet arkasına yerleştirilmiyor. Yusuf’un attığı golü gördük. Geçen yıldan da biliyoruz Yusuf’u. Peki bu sezonun ilk yarısında Yusuf, neden bu kadar kenarda kaldı? Bu soruların muhattabı Mustafa Denizli ve Yıldırım Demirören.

Akıllı taktik
Yılmaz Vural, Daum’u da şok etmişti. Dün de Beşiktaş’ı çok akıllı bir taktikle vurdu. Nedir o akıllı taktik? Bütçesi küçük bir takımın büyüklerin oynadığı taktikle oynatmak. Yani; çift forvet, arkalarına hücuma yönelik bir orta saha. Ve geri kalan kaleci hariç en az 5 oyuncunun yerden iyi pas yapabilen isimler olması. Top Kasımpaşa’ya geçince rakip yoruluyor, dördüncü beşinci pastan sonra Kasımpaşa rakibin arkasına sarkıveriyor. Tebrikler Yılmaz Vural.

Yalnız birşeyi unutmamak lazım. 20 yıldır futbol dünyasını çok yakından takip ederim. Huzurlu ortamı yakalayan bir takımda antrenör de zirve yapar, başka takımlarda kötü oynamış yıldızlar da. Beşiktaş huzursuz, Kasımpaşa ise huzurlu girdi 2010’a. Böyle sürerse, Mustafa Denizli Milli Takım’a gider, Yılmaz Vural da Kasımpaşa ile gidebildiği yere kadar...

Sinan Vardar -Ayıkla bakalım pirincin taşını- Takvim[page_end]

Sinan Vardar -Ayıkla bakalım pirincin taşını
Son 4 sezonda 3 kez kupayı müzesine götüren Beşiktaş 2010 yılında taraftarının önündeki ilk resmi maçında taraftarına galibiyet hediye etmek istiyordu. Ancak Kasımpaşa'nın kurt hocası Yılmaz Vural'ı hesaplarına hiç katmamışlardı. Kasımpaşa maça öyle bir başladı ki sanki karşımızda dünya devi bir takım vardı. Daha ilk 26 dakika içinde Beşiktaş kalesinde 3 gol görmenin şaşkınlığını yaşıyordu. Kasımpaşa ayağa pas yaparken Beşiktaş'ın önce hızını kesti sonra da yan toplarda zaafı olan Ramazan'ın hatalarını iyi değerlendirdi. Antalya'da iyi bir hazırlık dönemi geçiren Beşiktaş'ın Kasımpaşa karşısında bu kadar kötü oynamaya hakkı yoktu. Bu takım mı şampiyonluğa oynayacak anlamak mümkün değil. Beşiktaş gibi bir takım defansta bu kadar basit hatalar yapmamalı. Ben ligin 2. yarısında Nihat'tan çok ümitliydim hala da bu umudumu koruyorum. Ancak oynadığı süre içersinde bir varlık gösteremedi. Oysa dünkü maç Nihat'ın tam kendisini göstereceği bir karşılaşmaydı. Sadece Nihat mı? Vitesse maçında hayran kaldığım Tello da dün sahada yoktu. Beşiktaş ilk devreyi 3-1 yenik kapatınca 2. yarı için yine de umutlarım vardı. Belki bir beraberlik kurtarabileceklerini düşünüyordum. Holosko'nun da oyuna girmesi takımı biraz hareketlendirmeye yetmişti. Ayrıca genç Necip'in forma giymesi beni mutlu etti. Oyunda kaldığı sürece elinden geleni yaptı ve çok iyi mücadele etti. Zaman içersinde çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Beşiktaş için bundan sonra gruptan çıkmak mucizelere bağlı. Büyükşehir ve Konya Şekerspor maçlarını kazansalar bile kaderleri kendi ellerinde değil. Bu yenilginin tek olumlu yanı Beşiktaş'ın lig öncesi durumunu görmesi oldu. Mustafa Denizli'nin artık acil önlemler alması şart. Eğer takviye yapılacaksa bu da hemen gerçekleşmeli. Yoksa bu futbolla şampiyonluğun gelmesi çok zor.

Turgay Demir -Futbola ihanet!- Fotomaç[page_end]

Turgay Demir -Futbola ihanet!
Şimdi yazılacak olan cümleleri bu köşede daha önce de okudunuz... Birçok kez, "Beşiktaş orta sahası bomboş. Bu takım dörtlü orta sahayla oynamalı. 4-2-3-1 oynamak intihar etmektir" diye Beşiktaş gerçeklerini dile getirdim. İlk yarının son haftalarıyla ilgili net örnekler verdim. Dörtlü orta sahayla oynayıp Trabzon'u, F.Bahçe'yi, Manchester'ı yenen Beşiktaş, 4-2-3-1 oynadığı maçlarda ise D.Bakır, Bursa ve Manisa'ya puan kaybetti, bu karşılaşmaların analizini neden doğru yapmıyorsun diye hocaya sordum... Nihat'ı hazır olmadan 11'e koymanın bu çocuğu kaybetmekten başka bir işe yaramayacağını ısrarla vurguladım. Yok yok yok... İnadı inat hocanı. Takımın aldığı bunca darbeye rağmen maalesef hoca gerçekleri göremedi.. İşte Kasımpaşa maçı. Yine macera, yine macera. Rakip kale önünde bekleyen Nihat, Yusuf, Tello ve Bobo, Beşiktaş yarı sahasında bekleyen Ekrem, Toraman, Kaş ve Üzülmez. Garibim Ernst ve top kullanma becerisi olmayan Uğur koca orta sahayı sırtlayacaklar. Ölme eşeğim ölme... Orta saha bomboş.. Ne rakipten dönen topları alabiliyorsun, ne de kendi savunmandan gelenleri. Peki sen nasıl maçı kontrol edeceksin? Orta sahada yoksan, sahada yoksun...

Nerde kaldı hocalığın!
İki kere iki dört.. En zayıf rakipler dahi sana top göstermez, işte Kasımpaşa göstermedi.. Senin elinde hem öne, hem arkaya oynamayı bilen iki orta saha yıldızı olur 4-2-3-1 oynarsın ama Beşiktaş'ın böyle bir lüksü yok ki... Öyleyse nedir bu inat?. Ne zaman ders alacaksın sen Mustafa hoca?. Allah aşkına ne zaman göreceksin gerçekleri?. Bu Nihat'ı yuhalatmaya bıkmadın mı? Madem yine oynattın tepkilere rağmen de dursaydın ya arkasında. Neden çıkardın? Taraftar Nihat'ı ıslıkladı çıkardın. Necip, Necip dediler, sen de Necip'i aldın.. O zaman nerde kaldı senin hocalığın? O zaman bundan sonra ben de yazdıklarımı tribünlerden koro halinde okunmasını rica edeceğim. Belki o zaman gerçekleri görür ve macera aramaktan vazgeçersin.. Yazık ediyorsun Mustafa hoca, hem kendine, hem Beşiktaş'a. Ve Beşiktaş'ın rakiplerine de yazık ediyorsun! Seni yazmaktan onların hakkını veremiyoruz. Bak bugün de Paşa'nın hakkını veremedik. Yazık değil mi?

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER