Yazarlar derbi için bunları yazdı
Spor yazarları Galatasaray'ı 2-1 deviren Beşiktaş'ın savunma yaparak kazanmasına dikkat çekti.
6 sezon aradan sonra Galatasaray'ı Ali Sami Yen'de mağlup etmeyi başaran Beşiktaş'ın taktik anlayışı spor yazarları tarafından garipsendi.
İşte spor yazarlarının derbi yorumları:
"Demek ki oluyormuş Schuster efendi! Takımı biraz daha arkada tutarak Türkiye Ligi’nde maç kazanmak zor değilmiş. Geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamalarla Schuster, “Türiye’de 1960’ların futbolu oynanıyor” demişti. Peki dün akşam Beşiktaş ne oynadı? 90 dakikanın tamamında oyunu kendi alanında kabul eden Beşiktaş kontradan yakaladığı pozisyonlarla gol bulmaya çalıştı. Peki ne oldu Beşiktaş’ın ofansif anlayışına? Demek ki bazen maç kazanmak için saha içinde bazı şeyleri feda etmek lazımmış. Bir büyük takım gol yemediği zaman kazanma ihtimali çok yüksek. Schuster bunu anlamamıştı, dün nihayet anladı. Defans çok iyi oynadı, Guti takımı çok iyi yönlendirdi."
"Guti, Aurelio, Cenk ve Hilbert.. Biraz da İsmail... İşte bu oyuncular G.Saray’ı devirdi. Bir tek Guti onlarda olsa G.Saray’da her şey değişebilirdi. Sabri-Cana-Ayhan’ın, Guti-Aurelio-Ernst’e teknik açıdan üstünlük kurması beklenemezdi. Zaten bu orta alan G.Saray’ı taşıyamadı. Beşiktaş’ın Ali Turan’ın hatasıyla bulduğu penaltı maçın seyrini baştan değiştirdi. Ernst’in silik oyununa Nobre’nin forvette sürekli top ezen kimliği de eklenince Beşiktaş üstünlüğü G.Saray’a kaptırdı. Oyunu tamamen rakip yarı alana yıkan rakibi karşısında Cenk, Aurelio, Toraman ve Hilbert’in direnişi sayesinde ayakta kalan siyah-beyazlılar savunmada güven vermediği gibi kontra da yapamadı. "
"İlk 55 dakikada Beşiktaş'ı hiç beğenmedim ama 55'ten sonraki Beşiktaş'a hayran oldum.
Nobre 55. dakikadan sonra harika işler yaptı. İlk yarıda '0' işler yapan Nobre ikinci yarıda 10 numara işler yaptı. Tabii Guti sazı eline aldı, takımı inanılmaz yönetti. Beşiktaş'ta Schuster iyi bir strateji uyguladı. Sabretti, oyuncu değiştirmedi, rakibin hamlesini bekledi, asla panik yapmadı.
Sonra da Tabata'yı çıkarıp Necip'i aldı. Bu dakikadan sonra Kadıköy'deki Beşiktaş'ı gördük. Pozisyon vermiyor, iyi hücum ediyor, rakibini baskı altına alıyor. Çünkü siyah-beyazlılar puan olarak üstlerinde olan birçok takımla İnönü'de oynayacaklar. Bu ciddi bir avantaj sağlayabilir eğer takım olarak gelişme kaydedebilirlerse."
Aslında Beşiktaş 1960'ların futbolunu oynayarak kazandı. Demik ki geriye yaslanarak da futbol oynanabiliyormuş. Beşiktaş ileriye çıktığı anlarda da yine defansta açık verdi. Ali Turan'ın maçın başında yaptığı acemice penaltı Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Beşiktaş maçın başında öne geçince daha çok inandı ve mücadele etti.
İki hoca da çıkarabileceği en iyi takımı çıkartmış!
Ali Turan hariç.
Lorik Cana'yla da Galatasaray sanki on kişi oynuyor. Lorik'e şalter görevi verilmiş rakibin elektriğini kesecek. Mutfağa katkısı; komi düzeyinde...
Schuster; Enest ve Aurelio'yu takıma koymuş.
Sakatlardan medet ummuş!
Guti'yle de Beşiktaş sanki bir kişi fazla... Beşiktaş orta sahası deplasmanda olmasına rağmen oyuna ağırlığını koymuş.
Galatasaray orta sahası hafif sıklet kalmış...
Bu tür maçlarda ilk dakikalarda golü yediniz mi bütün dengeler değişiveriyor.
Oyun sisteminiz değişiyor, rakip direnmeye başlıyor ve risk almaya devam ediyorsunuz. Dün gece de aynen böyle oldu. Hagi'nin iki çok önemli yanlışı Galatasaray'a belki de maçı kaybettirdi.
“Karanlıklar içinde güneş doğar ya aniden, Ne güneşler doğdu, burası Ali Sami Yen!”
Ultraslan’ın tribüne astığı veda mesajıydı bu... Türk sporunun tartışmasız 1 numaralı yöneticisi, Galatasaray’ın en büyük kurucusu, kendi adını taşıyan statta son derbiye ev sahipliği yapıyordu...
Galatasaraylı futbolcuların, bu derbiye üst düzey motive oldukları, daha maç başlar başlamaz net biçimde belli oluyordu. Ancak 8. dakika oyunun rengini değiştiren andı. Ali Turan'ın acemice neden olduğu penaltıyla skor dezavantajına düşüldü. Bu yenen gol, zaten baskı altında olan takımın, hem moralini bozdu, hem de Beşiktaş'ın alışılmış takım savunmasındaki rahatsızlığını en aza indirecek defansif kurguya geçmesine olanak tanıdı.
Beşiktaş arka arkaya gelen rakip ataklar karşısında takım halinde topun arkasına geçip alan daralttı. Bu tip anlayışta hele Aurelio-Ernst gibi disiplinli işi bilen ikili mücadele özelliği olan iki ön liberoya sahipseniz, az pozisyon verirsiniz.
G.Saray'ın zaaflarını Schuster iyi incelemiş. Savunmanın sağında Ali Turan'ın karşısında Holosko'yu oynatarak, geriden attığı deparlarla bu kanadı oyunun başında çökertti. Auta gitmekte olan Holosko'ya yapılan acemice penaltı, bu oyuncu için G.Saray'ın feda ettiği ilişkileri düşündürttü...
Ali Sami Yen'deki son derbide taraftarlar Eski Açık'ta "46 yıl tarih yazdık burada. Şimdi sıra Türk Telekom Arena'da" yazan dev bir pankart açtı. Bu pankart geçmişe duyulan özlem ile geleceğe açılan umut penceresini birleştiriyor. Galatasaray taraftarının Türk Telekom Arena beklentileri "Umut fakirin ekmeğidir" sözüne benziyor. Beşiktaş yenilgisi kupa hariç tüm hedeflerin bittiğini gösterir. Mevcut kadro kupayı bile kazanacak güce, kaliteye, beceriye sahip değildir. Çünkü bu Galatasaray takımından ne köy olur ne de kasaba.
Galatasaray dün akşam Beşiktaş karşısında yapabileceğinin çok daha fazlasını sahaya koydu. Doksan dakikanın seksen dakikası Beşiktaş'ın yarı sahasında oynandı. Gol kaçırmadılar mı? Kaçırdılar, ama dün akşam şans Beşiktaş'tan yanaydı. Galatasaray'ın suratına hiç bakmadı. Oyunun başında Ali Turan'ın yaptığı penaltı, kesin penaltıydı. Ali'nin böyle bir hareketi yapmasına hiç gerek yoktu. Holosko, zaten auta doğru gidiyordu. Sen gereksiz yere penaltıyı yaparsan, hakem de penaltıyı verir. Maçın sonlarında Galatasaray maçı 2-1'e getirdi ama artık uzatmalar oynanıyordu, Beşiktaş maçı bırakmadı ve sahadan üç puanla ayrıldı.