Yazarlar F.Bahçe için ne yazdı?
Fenerbahçe, Başkent'te konuk olduğu Ankaraspor'a mağlup olarak lige havlu attı... Spor yazarları Sarı-Lacivertli ekipi çin köşelerinde şunları yazdı...
Teknik Direktör Aragones takımda bu kadar eksik varken hâlâ kafasındaki sistemi uygulamaya çalışıyor
Kadroda çok eksik vardı. Zaten geçen hafta Ali Sami Yen’de uzatma dakikalarında Fenerbahçe için lig bitmişti. Sadece cezalı duruma düşen oyunculardan dolayı değil, tüm takım motivasyonunu orada bırakmıştı. Bu nedenle dün alınacak üç sonuç da sürpriz değildi.
İlginçtir eskiye göre daha iştahlı bir takım vardı. Çünkü çoktandır görev almayan oyuncular oynuyordu. Bu kez de organizasyon yoktu. Savunmanın kaleci dahil beşinden dördü oynamadı. Dolayısıyla pozisyon hatası zaman zaman yaptılar. Oyunda ise fazla pozisyon yaşanmadı. İkinci yarının başında Fenerbahçe’nin belirgin bir baskısını gördük. Ama rakip Ankaraspor o baskıyı kırdıktan sonra Aykut Kocaman’ın değişiklikleri ile oyunda dengeyi sağladı.
Hatta attığı golden önce 3-4 dakika Fenerbahçe yarı alanında boy göstermeye başlamıştı. Yoksa o bölüme kadar savunma arkasına atılan uzun toplarla kontra deniyordu.
Teknik Direktör Aragones takımda bu kadar eksik varken hâlâ kafasındaki sistemi uygulamaya çalışıyor. Bugün de farklı bir şey deniyelim diye düşünmüyor. Hem hassas bölgelerde değişiklik yaptı, hem de 4-4-1-1’de ısrar ediyor.
Fenerbahçe herkese güven ve moral veriyor. Uzun süredir maç kazanamayan Ankaraspor da bu fırsatı kaçırmadı. Sonuçta elde sadece bir kupa var. Ama önümüzdeki yılın hazırlığı çoktan başlamalıydı. Yönetime dün geceden sonra bir fırsat daha doğdu. Düşünün Fenerbahçe kalan altı maçı da kazansa toplayacağı puan 66. Bu çok acı bir şey. Fenerbahçe’nin bırakan top oynamayı sadece forması bu puanı toplar. Demek ki bu oyuncuların hiçbir katkısı olmamış.
Maçta doksan dakikaya bakarsak iyi oyun yoktu. Zaten açıkcası beklemiyorduk da. Ancak Ankaraspor’un hakkını yemeyelim. Üç puanı hakkıyla kazandı.
Mehmet Demirkol'un yazısı diğer sayfada... [page_end]
Mehmet Demirkol--Milliyet
Kimsenin Aragones’e kızacak bir hali de kalmadı. Fenerbahçe için artık lig tamamen bitti diyebiliriz sanırım. Bir devirle birlikte...
Fenerbahçe’de oyuna asılanlar ve asılmayanlar var. Bir de istediklerini yapabilenler ve yapamayanlar var. Hem oyuna asılıp, hem de istediklerini yapabilen de bir tek Emre var.
Emre’nin aslında çocukluğundan bu yana Fenerbahçeli olduğunu artık söylemesine gerek yok sanırım. Sahadaki çabasını diğerleriyle karşılaştırdığınızda yeterince inandırıcı oluyor zaten. Doğrusu Emre Belözoğlu, kendisini Fenerbahçelilere kabul ettirmek için daha ideal bir sezon bulmazdı. Çünkü bu sezonun genel hali içinde o, hem Tuncay, hem Alex...
Fenerbahçe’nin durumunu anlatan en iyi fotoğraf 65. dakikada yine Emre’nin Ankaraspor savunmasını bir driplingle yarıp aldığı frikikte ortaya çıktı. Hiçbir pozisyonda topun olduğu yerde çoğalamayan takım bir anda topun başında çoğalıverdi. Tam 6 oyuncu gitti topun başına. Akan oyundan umudunu kesmiş, yardımlaşmaya katkısı olmayan tam 6 oyuncu gecenin ucuz yoldan kahramanı olmak için topun başındaydı. Vederson erken davranıp oyuna yakışan bir vuruş yaptı. Bu tablo aslında her şeyi çok iyi anlatıyor.
Yoksa, Fenerbahçe’nin cezalı ve sakatlar nedeniyle eksik olduğu, bu yüzden iyi olmadığı düşünülebilir. Ama bu bahaneyi öne sürmek çok mümkün değil. Çünkü rakip 2. yarıdaki 10 maçta 3 puan toplamış tamamen demotive, şampiyonluk peşinde koşarken düşme tehlikesi yaşamaya başlamış, lobisi, seyircisi olmayan bir takım. Fenerbahçe’nin yedeklerinin Aragones’in onlara haksızlık yaptığını ispat etmeleri için daha müsait bir ortam olamazdı. Zaten oyun başladığında da Ankaraspor’un oyununun genel ikinci yarı standardında olduğu görüldü. Bu rakip karşısında daha az üretken olmayı başardı yedekler. Kimsenin Aragones’e kızacak bir hali de kalmadı.
Fenerbahçe için artık lig tamamen bitti diyebiliriz sanırım. Bir devirle birlikte...
Erman Toroğlu'nun yazısı diğer safyada... [page_end]
Erman Toroğlu-- Hürriyet
Düşenin dostu olmaz derler. Bence yanlış demişler. İşte Fenerbahçe.
Ne kadar düşmeye namzet veya tehlikede takım varsa onlara puan verdi. En son örnek 10 haftadır galip gelemeyen Ankaraspor.
Fener takımında 6 kişi yok. Yedek kulübesine topyekükn iş düşmüş. Oyna ve de ki: "Ben bu takımda sonuna kadar oynarım." İşte sana büyük fırsat. Ama o hırs, o istek nerede. Sanki oynamayanlar, "Şu maç bir an önce bitse de biz tekrar yedek kulübesine gitsek" havasındalar... Hani var ya, salla başını al maaşını gibi.
Ankaraspor, Fenerbahçe'yi yenmesine rağmen aman aman bir futbol oynamadı... Artı birşey yapmadı. Artı 1-0'dan sonra hep panik yaptı. Ama Fenerbahçe'nin bunların hiçbirinden faydalanacak hali yoktu. Sarı Lacivertliler birinci ya da ikicni olayım derken belki Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyecekler. Maç 90+3'te bittiğinde Fenerbahçe için artık şu cümleyi yazmak lazım. Sarı-Lacivertlilerde dükkan kapanmıştı. Seneye bu dükkan nasıl açılır? Bu yönetim anlayışıyla seneye Fenerbahçe'de dükkan açıldığında vitrin nasıl olur? Biraz zor gözüküyor...
Harç bitti yapı paydos
Ankaraspor, bu maçı kaybetseydi, panikleyecekti. Fenerbahçe onu da kurtardı. Sarı lacivertlilerin ne hakemlere, ne de federasyona hiçbir şey söyleme hakları yok. Bu seneyi çok kötü geçirdiler. Aragones tutmadı, futbolcular Aragones’i sevmediler. Çok ters bir anda Alex’in sakatlığı çıktı. Bir Alex’in olmaması takımı ne hale getirdi. Hoş, Alex olsaydı da zaten Aragones’le yıldızları hiç barışmadı.
Arslanboğa hakemlik için iyi bir kumaş görüntüsünde ama bu çocuğa uzun süre maç vermediler. Sebebi de dernek çekişmeleri diyorlar. Maalesef bu dernek işi hakemliğin altına dinamit koyuyor. Dün onu zorlayacak bir hareket olmadı ama bir yerde mükemmel bir iş yaptı. Tek yaptığı hareketle "benden hakem olur" dedi. Faul verdiği Yasin’in tepkisine anında çıkarttığı sarı kart, hakem kararlılığı açısından çok önemlidir. İnce hesap yapmadığını gösterir. Diyeceksiniz ki, alt tarafı sarı kart. Ama o sarı kartlar bu yıl çok futbolcunun ve takımın başını yaktı.
Aziz Yıldırım demişti ki: "Betondan da anlarım futboldan da." Dün gece harç bitti yapı paydos oldu. Bakalım seneye gene inşaatlar mı devam edecek, yoksa futbol takımı kurtulacak mı?
Gülcan Bilgiç'in yazısı diğer sayfada... [page_end]
Gürcan Bilgiç-? -Sabah
Sahadaki takımın Fenerbahçe olduğunu işaret edecek hiçbir farklılık yoktu. Sahada yılda 2 milyon Euro'nun üstünde kazanan dört oyuncusu vardı Fenerbahçe'nin. Böyle bir sözleşme imzalayan oyuncunun "sıradan" olması, bu maçın "eksikler" dışında kalan tartışma noktasıdır.
Çok koşan ve iyi mücadele eden bir takım olmak dışında, yetenekleri sınırlı oyuncuları barındıran Ankaraspor'u "rahatsız" bile edemeyecek kadar hamlesiz kalıyorsa Fenerbahçe, kendi denetleme kurulu kapsamından çıkartılıp, artık Sayıştay'ın incelemesine girmesi gerekiyor. Dağ başına havaalanı yapanlardan hesap soruluyor. Sezon başında 100 milyon dolar harcayanların kimi kandırdığı veya kimler tarafından kandırıldıkları da araştırılmalıdır.
Dünkü Fenerbahçe oyuncularının önemli bölümü ve onlara bu formayı giymeyi hak görenler "liyakatlarını" bir kez daha gözden geçirmeliler.
İki saat önce Sivasspor'un puan kaybı, gelecek haftalarda en azından Şampiyonlar Ligi umudunu yeniden ateşlemişken, bu takım; bu maçı nasıl yenilmemeye oynar? Bu hocaya, sahaya çıkanlara Fenerbahçe'de çalıştıklarını söyleyen bir kişi olmaz mı? Fenerbahçe, sanki bakıp göremeyenlerin, duyup anlamayanların, söyleyip, konuşamayanların bir araya geldiği bir yer olmuş. Başkanı, hocası ve yöneticisi "Mayıs'ta görüşürüz" diye diye susturdular herkesi. Bu ne Mayıs'mış? Görecek ne kaldı ki?
Ali Gültiken'in yazısı diğer safyada... [page_end]
Ali Gültiken--Sabah
Şampiyonluk hedefinden kopan oyuncular, tekrardan geri gelip bu işin içerisine gelip yine konsantrasyonu yakalamayı zor becerirler. Fenerbahçe için de durumun özeti bu. Sarı-lacivertliler, liderin puan kaybettiği ve zirveye ortak olunabilecek bir durum varken bunu değerlendiremedi. Aslında Ankaraspor ikinci yarının en başarısız takımı. Fenerbahçe sınavını da bir bakıma kendileri için ispat maçı olarak gördüler.
Fenerbahçe bir de, bazı önemli oyuncularının eksikliğiyle bu oyun içerisinde bazı hamle yapabilme şanslarını zaten baştan yitirmişti. Aslında oyuna baktığımızda ligde oynadığı birçok maçın aksine Fenerbahçe daha önde daha agresifti.
Geçen haftaki Galatasaray beraberliğinin ardından Fenerbahçe için şampiyonluk şansı zaten bitmişti. Ankaraspor mağlubiyetiyle de Şampiyonlar Ligi şansını da kaybetmiş oldu. Bundan sonra işin zorluğu, hedefi olmayan bir takım olarak kendi seyircisinin önünde top oynamak olacak.
Necati Bilgiç'in yazısı diğer safyada... [page_end]
Necati Bilgiç- Şans Gülmedi- Fotomaç
Fenerbahçe 6 asından mahrum olduğu Ankaraspor deplasmanında genç kadrosuyla rakibinden her yönden üstün oynadı ama şanssız bir golle kaybederek zirve umudunu biraz daha zora soktu. Aslında bu kadro iki, üç farkla Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası'nda arka arkaya galibiyetler alan kadrosuydu.
Ankaraspor, 9 haftalık galibiyet orucunu biraz da şansıyla Fenerbahçe karşısında bozdu. İşin ilginç yanı maçın genç hakemi Suat Arslanboğa'nın Yasin'e gösterdiği sarı kart dışında başarılı bir maç yönetmesiydi. Aragones eğer dökülen Deivid yerine Deniz Barış'ı takıma koysaydı maç böyle bir sonuçla biter miydi?
Selçuk Yula'nın yazısı diğer safyada... [page_end]
Selçuk Yula- Tebrikler Aykut -Fotomaç
Ne yazık ki bu sene Fenerbahçe sadece taraftarlarına değil, kendisini seyreden hiç kimseye zevk vermiyor. Bu kadar silik, etkisiz, sisteminin ne olduğu belli olmayan bir futbolu tartışacaksak başına elbette teknik adam Aragones'i koymamız gerekir.
Çünkü önümüzde 26 yıldır alınmayan bir kupa var. O maçları bekleyeceğim. Sonrasında neler olacağını ben de merak ediyorum. Ankaraspor'a gelince; sevgili Aykut'u tebrik ediyorum. Her İstanbulspor'da olsun, Ankaraspor'da olsun, Konyaspor'da olsun çalıştırdığı her takımda Fenerbahçe'ye kök söktüren, şampiyonluklarını alan, puanlarını çalan Aykut dün de görevini en iyi şekilde yaptı. Kendisini 1-2 maçta yenildiği zaman Fenerbahçeli olmakla suçlayan komplo teorisyenlerine birer kapak daha taktığı için tebrik ederim.
Selim Soydan'ın yazısı diğer sayfada... [page_end]
Selim Soydan- -Vatan
BÜYÜK takımlarda oynayan futbolcular hedefleri kaybolunca sahaya çok zor çıkarlar. Ne ayakları doğru dürüst çalışır, ne de beyinleri. Artık kalan maçlar onlar için işkencedir... İşte F.Bahçe’de dün akşam Ankaraspor karşısına bu psikoloji ile çıktı. Hiç bir varlık gösteremedi ve lige resmen havlu attı.
ANKARA deplasmanları bu sezon F.Bahçe için kâbus gibi geçti. Tek bir beraberlik vardı hanelerinde dünkü maça kadar. Takım olma hüviyetini kaybettikleri için son darbeyi de Ankaraspor’dan yediler. Sanırım 11 puan kaybettikleri dört takımın toplam değeri, F.Bahçe’nin yarısı kadar bile değildir.
SADECE EMRE VARDI
İLK yarı lig maçından daha çok bir dostluk veya hazırlık maçı havasında geçti. İkinci yarı ise Ankaraspor’un tempoyu yükseltip F.Bahçe’ye darbe vurduğu bölümdü. Aldığı tüm pasları olumlu kullanan, F.Bahçe orta alanında adeta cirit atan Bilal, yorulana kadar sahanın en iyisiydi. Bir de Mehmet Çakır vardı gözlerimizin pasını silen... Öyle bir gol attı ki şapka çıkarmamak elde değil. F.Bahçe’de ise Emre dışında doğru dürüst oynayat bir tek isim bile yoktu. Emre, yorulana kadar çok iyi pas dağıttı. Guiza’ya olağanüstü bir pas attı. O ne yaptı, tuttu kaval kemiğiyle topu yumşatmaya çalıştı. Bu adam nasıl gol kralı olmuş anlamak mümkün değil... F.Bahçe’de Emre dışında kalanlar berbat, yerlerine girenler onlardan da berbattı. Cezalar ve sakatlıklar yüzünden 6 yedek oyuncu forma şansı buldu. Büyük takımlarda yedek bekleyenler böyle fırsatları iyi değerlendirmek zorundadırlar. Orada forma aslanın ağzındadır. Kaptın mı bırakmaman gerekir. Ama dün gördük ki, bu yedekler oynamadıkları dönemde çalışmak yerine bol bol tatil yapmış.
NE YAPACAKLAR?
ŞİMDİ Fener yönetiminin ne yapacağını büyük bir merakla bekliyorum. Tüm Fener taraftarlarının beklediği gibi. Acaba hâlâ bu hocayla devam etmeyi düşünüyorlar mı? İnanılmaz paralar vererek transfer ettikleri Guiza’yı ne yapacaklar? Sezonun ortasında sözleşme yeniledikleri Roberto Carlos ile Deivid’in hiçbir şey yapmadığının farkındalar mı?
F.BAHÇE’DE büyük bir revizyon şart. Hocadan golcüsüne kadar büyük bir değişim gerekiyor. Şayet bunlar yapılmazsa gelecek sezon da şimdiden kaybedilmiş demektir.
Zeki Çol'un yazısı diğer sayfada... [page_end]
Zeki Çol- -Zaman
Hangi meslektaşımla karşılaşsam, "Bitse de gitsek" türünden sitemleri dinledim. Ligdeki hedeflerinin uzağına düşmüş iki takımın futbol işkencesine dönüşen mücadeleleri, sıkıntı boyutundan çoktan çıkmıştı. Kah esneten, kah "bu kadarı da olmaz" dedirten, kah "yazık" yaklaşımıyla düşündüren bir boyuta girmişti. Son 10 maçtır kazanamayan Ankaraspor, yürüyordu. Bu ligin en popüler takımlarının başını çeken Fenerbahçe, yürüyordu.
Sağdan yapılan bir ortada önce Murat, sonra Neca'nın topa vuramaması... Kazım'ın iki etkili ortasından Fenerbahçe,'nin yararlanamaması... Yasin'in bir kafa şutunu Senecky'nin çıkarması... Bu yarının gol girişimlerine dönük yekünü buydu. Aragones, Fenerbahçe,'yi yine bir garip oynatıyordu. Ankaraspor, o 10 maçı kazanamamanın yanı sıra ligde 36 puana çakılıp kalmanın sıkıntısını yaşıyor, şimdilik uzak gibi değerlendirilse de tehlikenin ayak seslerini duyuyordu. Yani tedirgindi. Aragones, 10 maçtır kazanamayan bu Ankaraspor karşısında bile takımı kontratak oynatıyordu. Ali Bilgin neredeyse hücuma katılmıyor, Alex ya da Semih rolüne soyundurulan Deivid, kötü bir kopya olarak sırıtıyor, Fenerbahçe, arada bir çıktığı hücumda çoğalmayı hiç gerçekleştiremiyordu. Mesela Kazım'ın sağdan yaptığı o iki etkili ortada da ceza alanı içerisinde yalnızca birer oyuncu, ilk seferinde Emre, ikinci seferinde Deivid bulunuyordu. Roberto Carlos ayrı bir alemdi.
Güya solbek oynuyordu. Lakin çoğu zaman o görevi Uğur'a yaptırıyordu. Çünkü çıktığında dönemiyordu. Hani iyi orta atsa, etkili hücum pası verse ve takımı pozisyona soksa bir derece. Bu ilk yarı, galiba bu sezon izlediklerimin en berbatıydı. İkinci yarı başladığında genel görüntüde yine değişiklik yoktu. Hatta Aragones'in yaptığı oyuncu değişikliklerinin dakikası, şekli bile neredeyse aynıydı. 58. dakikaya girildiğinde de, artık güldürmeye başlayan hamlesini yaptı. Orta alanın sağ ve sol dış oyuncularını kenara aldı! Şöyle bir geriye dönüp bakın...
Benzer hamlelerin defalarca yapıldığını zaten anımsayacaksınız. Neyse, bu nakaratın düşündürücü yanı şuydu; hadi Uğur'u Roberto Carlos'un arkasını kollamak etkisizleştirmişti. Peki Kazım? İlk yarıda takımı pozisyona taşıyan adam oydu. Ama yapılacak bir şey yoktu, çünkü Aragones'in de ezberi buydu! O sıkıntı dolu dakikalar nihayet Mehmet'in golüyle son buldu. 73. dakikada, ceza alanı dışından nefis bir şut ve Volkan Babacan'ın uzanmasına karşın topun köşeden filelere gidişi. Bu golle Ankaraspor rahatladı. Oyun biraz olsun hareket kazandı.
Ama Fenerbahçe,'nin çabaları bir işe yaramadı. Ankaraspor, 39 puanı yakaladı, uzağında görülen tehlikeyi iyice atlattı. Fenerbahçe, mi? Lig onun için çoktan bitmişti. Artık formalite gereği uzatmaları oynamaya başladı.