Yazarlar Fenerbahçe için bunları yazdı
Spor yazarları Fenerbahçe-Bursaspor karşılaşmasını köşelerinde değerlendirdiler... İşte birbirinden çarpıcı analizler...
Bursaspor karşısında son dönemdeki performansını gösteremeyen Fenerbahçe sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrılırken, spor yazarları meseleyi farklı açılardan değerlendirdiler.
Süper Lig'in 27. haftasında Bursaspor'u ağırlayan Fenerbahçe, golsüz berabere kalarak lider Trabzonspor'un iki puan gerisine düştü.
Spor yazarları Fenerbahçe'yi değerlendirirken hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun yönetimini de kıyasıya eleştirdiler.
Fenerbahçe, Semih ve Alex’le oynamalı. Bir santrfor ya da onlara benzer özellikte bir üçüncü oyuncu da eklenebilir. Benim fikrim yıllardır böyle... Takip edenler biliyor.
Çünkü hem Alex hem Semih, ligin hem en iyi santrforlarından ikisi... Hem de hücumcu orta sahalarından. Üstüne ligin en uyumlu ikililerinin de başında geliyorlar.
Dolayısıyla arkalarında doğru bir üçlü orta saha olursa oynamalılar. Hem de Gökhan Gönül ve Andre Santos gibi orta saha özellikli dünya çapında iki savunma kanadı olduğunda mutlaka oynamalılar.
Buna bir de ek yapmak lazım. Bu ikili elinizdeyse, bu sene çok iyi bir performans gösteren Niang iyi bir seçenektir. Ancak Nianggillerden Semih elinizdeyse, transferde gitmeniz gereken adam daha fizikli Carlton Cole’vari gerçek bir santrfordur.
Fenerbahçe dün gerçek bir santrforu olmadan yılın en iyi performanslarından birini gösteren İbrahim-Serdar Aziz ikilisine takıldı. Fizik olarak rakibi evinde olmasına rağmen bozamadılar.
Fenerbahçe dün gece puan kaybetti ama bu maç bize geçen yılki Trabzonspor maçını hatırlattı.
Çok pozisyon yakaladılar ama kaleci İvankov ve Bursa defansını geçemediler. İlk yarıda Aykut Kocaman yanlış yaparak fazla ofansif bir takım çıkarttı. Özellikle Niang ve Semih'i ileride oynatması Niang'ı çok şaşırttı. Belli ki Niang'ın hem sol kanatta hem de ortada oynama görevi vardı. Böylece Niang ne defansif ne de ofansif olarak etkili olamadı.
Fenerbahçe ilk yarı bu problemle boğuşurken Bursaspor da sarı-lacivertlilerin arızalı sol tarafını bolca kullanabildi.
Ertuğrul Sağlam "Şampiyonluk için mutlaka kazanmamız gereken bir maça geliyoruz" dedi ama dün akşam gördük ki bir puan almak çin uğraşan bir Burasaspor vardı sahada. İstediğini aldı, tebrik ederim.
Peki Aykut Kocaman için ne demeli?
Ben sevgili Aykut Kocaman'ın yerinde olsam Cristian'a bu kadar fazla müsamaha göstermezdim. İlk 45 dakika doğru dürüst pozisyon yok.
6 yabancı hakkını Dia ve Stoch'tan yana kullanmak gerek ki pozisyon bulabilesin. Beraberlik işine yaramıyor çünkü Trabzonspor kazandı.
Önceki günkü yazımda "Cesaretli olan kazanır" demiştim. Ertuğrul Sağlam'da cesaret yoktu kazanamadı. Ama asıl cesaretin Aykut Kocaman'da olması gerekirdi.
Buradaki mücadele sadece şampiyonluk için kazanılması gereken üç puan için değil, kurgulanmış düzene karşıydı. Sahada tek çirkinlik olmadan, kimse kimseye "Şampiyon mu olacaksınız lan?" demeden oynanıyordu maç. Bursa orta sahası rakip ceza alanına girmeden, iki stoperin ve İvankov'un insanüstü performansına dayayarak sırtını, yenilmedi rakibine.
Maç sonrasında yeşil-beyazlılar ve taraftarlar beraberliği kutladılar Kadıköy'de.
Bu sonucu sadece Kadıköy'de beklemiyordum.
Kalan yedi maçta başka kayıplar da olacak. Trabzonspor'da da, Fenerbahçe'de de. Bu yüzden ligin rengini söylemek için Nisan sonunu bekleyeceğiz hep birlikte...
Yanlış sistem de başlayınca
Fenerbahçe mücadele ve oyun disiplini olarak başarılıydı. Rakibin akılcı taktiği ve iyi savunma yapması da doğal olarak handikap teşkil etti. Takım bütün hırsına ve Alex'in belki de en çok koştuğu maçlardan biri olmasına rağmen galibiyeti getirecek golü bulamadı. Başta Özer, Mehmet Topuz ve Gökhan Gönül inanılmaz koştular. Ama iyi savunma yapan takımlara karşı daha planlı programlı hücum etmek gerekiyor. Emre de olmayınca 70 dakikalık yanlış sistemle tam randımana ulaşılamadı.
Bursaspor'un taktik planı çok doğruydu. Fenerbahçe'nin form durumu ve Şükrü Saracoğlu faktörüne göre bu taktik çok geçerliydi. İbrahim ve Serdar savunmada büyük direnç gösterdi. Bana göre bir yanlış vardı. Miller bu düzenin santrforu değil. Ertuğrul Sağlam oyuna Sercan'la başlamalıydı.
Savunmada başarılı olan Bursaspor, hücum yönünü iyi kullanamadı.
Dia'nın, maçın sonunda değil, başında etkili bir forvet olduğunu biliyordu Kocaman.
Özer'den kanat adamı olamayacağını bildiği gibi. Ama kafasında kurguladığını, oyuncularının yapamayacağı olasılığını hesaba katmamıştı sanırım. Bu sorunun çaresi de ''Emre'yi klonlamaktan'' geçiyordu.
Bu yazarı dikkatle okuyanlar, 7 hafta önce, Manisa maçı sonrası yazdığım 6 Şubat'taki yazının sonunda, Fener'in bundan sonraki 7 maçta 19 puan alacağını yazdığımı bilirler.
Bu tahminin tam tutması Fenerlilerin hoşuna gitmedi mi? Bir tahmin daha: Fener, Antep ve Eskişehir maçlarını kazanır, Trabzon, 2 haftada puan bırakır.
2 hafta sonra şartlar yeniden eşitlenir.
Kısacası Fenerbahçe mutlak kazanması gerektiği bu maçta Bursaspor’un oyun anlayışı Kanarya’nın rahat kazanabileceği karşılaşmayı sıkıntıya soktu. Bursaspor da geçen sezonun şampiyonu olduğunu hatırladı ve kötü haftalardan sonra yüksek mücadeleli bir oyunla 1 puanı aldı. Kanarya’nın bu dönemden sonra daha az stresli olması gerekir. Bursa maçı iyi bir örnek olmalı. Aykut Kocaman kardeşim, takıma bu stresli haftalarda iyi motivasyon sağlamalı.
Bursa maçında bir kere daha görüldü ki, F.Bahçe'nin sıkıntısı; kanatları hızlandıran, takıma hücum zenginliği kazandıran iki önemli ismi Dia ile Stoch'u oynatamaması. Oyunu çabuk ileri taşıyamaması.
Niang, Semih, Alex ile üç golcüsü var. Bir sol kanat oyuncusu yok. Göbek Mehmet Topuz, Cristian ve Özer ile kalabalık tutulup üçlenmiş. Sol kanat ise bomboş. Ne Topuz ne de Özer ileriye destek veremiyorlar. Santos sol bek. Açık gibi oynuyor. İleri gidiyor, geri gelmiyor. Cristian'ın kademeye girmekten anası ağladı. Ayağına topu alan, ileri şişiriyor. Üç kişi arasında Niang ne yapsın. Ne pres yapan var, ne de mücadele eden. Hepsi aşırı sinirli. Lige verilen ara Fenerbahçe'nin havasını bozmuş. Alex bile gününde değil.
Bağış Erten (Radikal):[page_end]
Maça kırılma anı atfedilecekse, sanırım o 60’ta gol olmayan Alex kafasıydı. Ama baskıyı, inanç kırıcı bu andan sonra da sürdürmesi Sarı-Lacivertliler adına artıydı. Fakat Bursa’nın konsantrasyonu düşmüyor, buna mukabil evsahibinin de kazanma isteği bitmiyordu. O yüzden Kocaman, iki oyunculu bir satranç hamlesi yaptı ve Caner’le Dia’yı da oyuna aldı. Futbola ulemaları için, ‘Dia’yı alabilmek için kötü oynayan Niang yerine Semih’in feda edilmesi’ olarak yorumlanacak bu hamlenin getirisi baskıyı son dakikalara taşıyabilmekti. İlk bir saatte bulamadığı fırsatları son düzlükte buldu Fenerbahçe. Gol hariç her şey vardı bu bölümde.
Kazanmayı değil beraberliği yeterli görür gibi görünen Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor’u sonuçtan memnundu galiba. Ama seriyi bozan, ‘rövanşı’ kaçırtan, liderlikten eden maçın Sarı-Kanaryalar için getirisi/götürüsü ileride belli olacak.
Zeki Çol (Zaman):
Fenerbahçe'nin dünkü oyun anlayışıyla kazanması, hele de başlangıçtaki saha içi dağılımıyla Bursaspor'a üstünlük sağlaması zaten hiç kolay değildi. Bursaspor, iki kanadı da iyi kapattığı için, geçmiş maçlarda efektif kullanılan bu alanlardan Fenerbahçe hiçbir bindirmeyi gerçekleştiremedi.
Bu Bursaspor, son dönemlerde F.Bahçe'nin adeta baş belası kesildi. Dün de pişmiş aşa su kattı Bursaspor ve geçen sezon şampiyonluğu elinden kaptığı F.Bahçe'yi bu defa da Kadıköy'de liderlik koltuğundan indirdi! On maçlık seriyi bitirdi. Rakibine 2. yarıda ilk kez puan kaybettirdi.
Tayfun Bayındır (Vatan):
F.BAHÇE’NİN 1 tane beraberlik kredisi vardı, onu da kullandı. Bundan sonra puan kaybederse tepetaklak gider. Onun içindir ki, Emre acil olarak düzelmeli ve bir daha sakatlanmasın diye Tanrı’ya dua etmeliler.
DÜNKÜ Bursa’yı görünce gözlerime inanamadım. Türkiye koşullarında bir takım gömülü alan savunmasını ancak bu kadar iyi oynayabilir (!) Anlaşılan o ki Bursa şampiyonluğu kafasından silmiş. Artık kaybetmemek için oynayacak. Dünkü görüntü bize bu anlamı çıkarttırdı. Peki hani Bursaspor, F.Bahçe’yi yenmeye gidiyordu? Hani en tempolu oyunlarından birini oynayacaklardı? Doğrusu şu ki, bu sezon Saracoğlu’nda seyrettiğim en katı savunma yapan takım Bursa’ydı. Hani o geçen yılın şampiyonu Bursaspor?
Selim Soydan (Vatan):[page_end]
1. F.BAHÇE 10’da 10 yaptığı şablona 80. dakikada döndü.. Göbekte Cristian ile Gökay, sağda Topuz, solda Dia, ortada Alex ve önünde Niang.. Zaten o müthiş baskıyı da bu dizilişle sağladılar.. Oysa maça göbekte Cristian-Topuz, solda Niang, sağda Özer, ortada Alex ve önde Semih ile başlamıştı F.Bahçe.. Ve 80 dakika bu yanlışla devam ettiler.. Göbektekiler Emre’nin yarısı kadar bile oynamadı.. Defansif açıdan iyiydiler ama hücuma çıkışta güdük kaldılar.. Soldaki Niang ile sağdaki Özer’i bağlasan bile durmuyor.. İkisi de sürekli içeri katetti.. Ve Bursa’nın ekmeğine yağ sürdü.. Göbekte kalabalık oynayıp F.Bahçe’yi çok rahat durdurdu Bursa..
2. ÖZER-Niang’ın kanat özürlü futbolu, arkalarındaki Gökhan ile Santos’un bindirmelerini de olumsuz etkiledi.. Ve kanatsız, göbeğe kümelenen F.Bahçe’nin golü bulması sadece duran toplara kaldı.. Tabii sayısal bir gerçek var, F.Bahçe ilk kornerini 51. dakikada bulabildi.. Bursa gibi iyi takım savunması yapan takımları, kanatları kullanıp oyuna genişlik getirmeden yenmek imkansız..
3. F.BAHÇE’NİN kalbi Emre Belözoğlu ise, beyni Alex.. Ertuğrul, bunu bildiği ve yenilgiyi aklından bile geçirmediği için göbekteki ikilisini Alex’in üstüne oynattı.. Ağırlıklı olarak Svensson veya denk gelirse Ergiç, Alex’in elini kolunu sallayarak oynamasına engel oldu.. Alex, son yarım saatte yine de etkili aksiyonlar üretti.. Ama yeterli olmadı..
4. AYKUT’A saygı duyuyorum.. Her oyuncuyu, her pozisyonda kullanmak istiyor. Ancak Özer’e çözüm bulmalı. Özer anlayışını değiştirmezse, genç yetenek olarak jübilesini yapacak..
Ogün Altıparmak (Yeni Şafak):
Rakip Bursaspor, 4-5-1 sistemiyle sahada yer alırken, Fenerbahçe ise daha önceki maçların aksine 4-3-1-2 düzeninde oyuna başladı. Bu sistemle bir anda bugüne kadar hep tek santrfor oynayıp arkasına Alex gibi yaratıcı futbolcuyu koyan ve onun attığı goller ve paslarla üst üste galibiyet almasını bir tarafa bırakmış oldu. Orta saha göbeğini Mehmet Topuz-Cristian, Özer'den kurmak bugünün modern futboluna ihanet etmektir. Bu 3 futbolcunun iyi oynamadığını gören Alex'in de orta sahaya çekilip bir şeyler yapmak istemesi onun da yorulmasına ve yaratıcılığının birden biri yok olmasına neden oldu.
Teknik direktör Aykut Kocaman hatasını anlayıp Semih'i oyundan alıp orta sahayı Gökay'la zenginleştirip, Santos'un yerine de Caner ve sonradan oyuna dahil olan Dia'nın da hücumda yer alması Fenerbahçe'ye biraz hareket getirse de golü getiremedi. Dolayısıyla Fenerbahçe, çok önemli bir maçta puan kaybederek şampiyonluk şansını tehlikeye attı.
Erdoğan Şenay (Milliyet):
Fenerbahçe, Bursa ile sezonun en zor ve kritik yarışmasını paylaşmaktaydı kendi evinde. Semih ve Niang’ı çift santrfor olarak oyuna süren Aykut Hoca, ligin belki de ilk büyük sürprizi ile süslemekteydi sarı-lacivertli formanın sahaya çıkış tertibini...
Fenerbahçe tüm gücü ve teknik birikimiyle Bursaspor oyun alanına yerleşiyor ve 20 dakika boyunca kök söktürüyordu adeta Bursaspor’a... Ancak orta alanda Alex’in liderliğinde süregelen pas gösterileri kolayca gol pozisyonları haline dönüşemiyor ve Bursaspor müthiş bir fizik gücü zenginliğiyle sarı-lacivertli oyuncuların gol düşüncelerine devamlı karşı tavır yaratma başarısını sürüyordu süratli yarışmanın gündemine... Yani sahanın ve tribünlerin getirdiği ağır baskıdan ilk yarıların ortasında çıkmayı bilmiş bir Bursaspor varlığı çıkıyordu ortaya, Kadıköy’de.
Yalnız ilk yarı sonunda Semih’in boğazına, ceza sahası içinde sarılıp penaltının babasını yaratan Serdar Aziz’in bu kurnazlığını yalayıp yutan Kuddusi Müftüoğlu, kendi kariyerinde bu sezonun en ağır günahını işledi, bize göre.
Semih Yuvakuran (Zaman):
Takım olarak baktığımızda Fenerbahçe, maçın başından sonuna kadar üstündü.
Gol arayan, arzulu oynayan, baskı kuran bir ekip vardı sahada. Lakin organize olmada problem yaşadılar. Ancak karşısında Kanarya'nın böyle oynayacağını bilen ve hazırlıklarını buna göre yapan bir Bursaspor vardı. Saracoğlu'ndaki mücadele derbi havasındaydı. Konuk takımdaki tek problem final paslarıydı. Topları daha iyi kullanabilselerdi Kadıköy'den galibiyetle ayrılmaları işten bile değildi.
Sarı-Lacivertlilerin kadrosu ilk bakışta doğru gibiydi. Emre Belözoğlu ile Selçuk'un olmayışı çok büyük bir eksiklikti. Emre Belözoğlu'nun yokluğu Aykut Kocaman'ı da sıkıntıya soktu. O mücadelesi ve topu çok çabuk kullanmasıyla Fenerbahçe'nin en büyük kozuydu. Hırsını tribünlerdeki taraftarlar da çok aradı.
Süper Lig'in 27. haftasında Bursaspor'u ağırlayan Fenerbahçe, golsüz berabere kalarak lider Trabzonspor'un iki puan gerisine düştü.
Spor yazarları Fenerbahçe'yi değerlendirirken hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun yönetimini de kıyasıya eleştirdiler.
Fenerbahçe, Semih ve Alex’le oynamalı. Bir santrfor ya da onlara benzer özellikte bir üçüncü oyuncu da eklenebilir. Benim fikrim yıllardır böyle... Takip edenler biliyor.
Çünkü hem Alex hem Semih, ligin hem en iyi santrforlarından ikisi... Hem de hücumcu orta sahalarından. Üstüne ligin en uyumlu ikililerinin de başında geliyorlar.
Dolayısıyla arkalarında doğru bir üçlü orta saha olursa oynamalılar. Hem de Gökhan Gönül ve Andre Santos gibi orta saha özellikli dünya çapında iki savunma kanadı olduğunda mutlaka oynamalılar.
Buna bir de ek yapmak lazım. Bu ikili elinizdeyse, bu sene çok iyi bir performans gösteren Niang iyi bir seçenektir. Ancak Nianggillerden Semih elinizdeyse, transferde gitmeniz gereken adam daha fizikli Carlton Cole’vari gerçek bir santrfordur.
Fenerbahçe dün gerçek bir santrforu olmadan yılın en iyi performanslarından birini gösteren İbrahim-Serdar Aziz ikilisine takıldı. Fizik olarak rakibi evinde olmasına rağmen bozamadılar.
Fenerbahçe dün gece puan kaybetti ama bu maç bize geçen yılki Trabzonspor maçını hatırlattı.
Çok pozisyon yakaladılar ama kaleci İvankov ve Bursa defansını geçemediler. İlk yarıda Aykut Kocaman yanlış yaparak fazla ofansif bir takım çıkarttı. Özellikle Niang ve Semih'i ileride oynatması Niang'ı çok şaşırttı. Belli ki Niang'ın hem sol kanatta hem de ortada oynama görevi vardı. Böylece Niang ne defansif ne de ofansif olarak etkili olamadı.
Fenerbahçe ilk yarı bu problemle boğuşurken Bursaspor da sarı-lacivertlilerin arızalı sol tarafını bolca kullanabildi.
Ertuğrul Sağlam "Şampiyonluk için mutlaka kazanmamız gereken bir maça geliyoruz" dedi ama dün akşam gördük ki bir puan almak çin uğraşan bir Burasaspor vardı sahada. İstediğini aldı, tebrik ederim.
Peki Aykut Kocaman için ne demeli?
Ben sevgili Aykut Kocaman'ın yerinde olsam Cristian'a bu kadar fazla müsamaha göstermezdim. İlk 45 dakika doğru dürüst pozisyon yok.
6 yabancı hakkını Dia ve Stoch'tan yana kullanmak gerek ki pozisyon bulabilesin. Beraberlik işine yaramıyor çünkü Trabzonspor kazandı.
Önceki günkü yazımda "Cesaretli olan kazanır" demiştim. Ertuğrul Sağlam'da cesaret yoktu kazanamadı. Ama asıl cesaretin Aykut Kocaman'da olması gerekirdi.
Buradaki mücadele sadece şampiyonluk için kazanılması gereken üç puan için değil, kurgulanmış düzene karşıydı. Sahada tek çirkinlik olmadan, kimse kimseye "Şampiyon mu olacaksınız lan?" demeden oynanıyordu maç. Bursa orta sahası rakip ceza alanına girmeden, iki stoperin ve İvankov'un insanüstü performansına dayayarak sırtını, yenilmedi rakibine.
Maç sonrasında yeşil-beyazlılar ve taraftarlar beraberliği kutladılar Kadıköy'de.
Bu sonucu sadece Kadıköy'de beklemiyordum.
Kalan yedi maçta başka kayıplar da olacak. Trabzonspor'da da, Fenerbahçe'de de. Bu yüzden ligin rengini söylemek için Nisan sonunu bekleyeceğiz hep birlikte...
Yanlış sistem de başlayınca
Fenerbahçe mücadele ve oyun disiplini olarak başarılıydı. Rakibin akılcı taktiği ve iyi savunma yapması da doğal olarak handikap teşkil etti. Takım bütün hırsına ve Alex'in belki de en çok koştuğu maçlardan biri olmasına rağmen galibiyeti getirecek golü bulamadı. Başta Özer, Mehmet Topuz ve Gökhan Gönül inanılmaz koştular. Ama iyi savunma yapan takımlara karşı daha planlı programlı hücum etmek gerekiyor. Emre de olmayınca 70 dakikalık yanlış sistemle tam randımana ulaşılamadı.
Bursaspor'un taktik planı çok doğruydu. Fenerbahçe'nin form durumu ve Şükrü Saracoğlu faktörüne göre bu taktik çok geçerliydi. İbrahim ve Serdar savunmada büyük direnç gösterdi. Bana göre bir yanlış vardı. Miller bu düzenin santrforu değil. Ertuğrul Sağlam oyuna Sercan'la başlamalıydı.
Savunmada başarılı olan Bursaspor, hücum yönünü iyi kullanamadı.
Dia'nın, maçın sonunda değil, başında etkili bir forvet olduğunu biliyordu Kocaman.
Özer'den kanat adamı olamayacağını bildiği gibi. Ama kafasında kurguladığını, oyuncularının yapamayacağı olasılığını hesaba katmamıştı sanırım. Bu sorunun çaresi de ''Emre'yi klonlamaktan'' geçiyordu.
Bu yazarı dikkatle okuyanlar, 7 hafta önce, Manisa maçı sonrası yazdığım 6 Şubat'taki yazının sonunda, Fener'in bundan sonraki 7 maçta 19 puan alacağını yazdığımı bilirler.
Bu tahminin tam tutması Fenerlilerin hoşuna gitmedi mi? Bir tahmin daha: Fener, Antep ve Eskişehir maçlarını kazanır, Trabzon, 2 haftada puan bırakır.
2 hafta sonra şartlar yeniden eşitlenir.
Kısacası Fenerbahçe mutlak kazanması gerektiği bu maçta Bursaspor’un oyun anlayışı Kanarya’nın rahat kazanabileceği karşılaşmayı sıkıntıya soktu. Bursaspor da geçen sezonun şampiyonu olduğunu hatırladı ve kötü haftalardan sonra yüksek mücadeleli bir oyunla 1 puanı aldı. Kanarya’nın bu dönemden sonra daha az stresli olması gerekir. Bursa maçı iyi bir örnek olmalı. Aykut Kocaman kardeşim, takıma bu stresli haftalarda iyi motivasyon sağlamalı.
Bursa maçında bir kere daha görüldü ki, F.Bahçe'nin sıkıntısı; kanatları hızlandıran, takıma hücum zenginliği kazandıran iki önemli ismi Dia ile Stoch'u oynatamaması. Oyunu çabuk ileri taşıyamaması.
Niang, Semih, Alex ile üç golcüsü var. Bir sol kanat oyuncusu yok. Göbek Mehmet Topuz, Cristian ve Özer ile kalabalık tutulup üçlenmiş. Sol kanat ise bomboş. Ne Topuz ne de Özer ileriye destek veremiyorlar. Santos sol bek. Açık gibi oynuyor. İleri gidiyor, geri gelmiyor. Cristian'ın kademeye girmekten anası ağladı. Ayağına topu alan, ileri şişiriyor. Üç kişi arasında Niang ne yapsın. Ne pres yapan var, ne de mücadele eden. Hepsi aşırı sinirli. Lige verilen ara Fenerbahçe'nin havasını bozmuş. Alex bile gününde değil.
Bağış Erten (Radikal):[page_end]
Maça kırılma anı atfedilecekse, sanırım o 60’ta gol olmayan Alex kafasıydı. Ama baskıyı, inanç kırıcı bu andan sonra da sürdürmesi Sarı-Lacivertliler adına artıydı. Fakat Bursa’nın konsantrasyonu düşmüyor, buna mukabil evsahibinin de kazanma isteği bitmiyordu. O yüzden Kocaman, iki oyunculu bir satranç hamlesi yaptı ve Caner’le Dia’yı da oyuna aldı. Futbola ulemaları için, ‘Dia’yı alabilmek için kötü oynayan Niang yerine Semih’in feda edilmesi’ olarak yorumlanacak bu hamlenin getirisi baskıyı son dakikalara taşıyabilmekti. İlk bir saatte bulamadığı fırsatları son düzlükte buldu Fenerbahçe. Gol hariç her şey vardı bu bölümde.
Kazanmayı değil beraberliği yeterli görür gibi görünen Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor’u sonuçtan memnundu galiba. Ama seriyi bozan, ‘rövanşı’ kaçırtan, liderlikten eden maçın Sarı-Kanaryalar için getirisi/götürüsü ileride belli olacak.
Zeki Çol (Zaman):
Fenerbahçe'nin dünkü oyun anlayışıyla kazanması, hele de başlangıçtaki saha içi dağılımıyla Bursaspor'a üstünlük sağlaması zaten hiç kolay değildi. Bursaspor, iki kanadı da iyi kapattığı için, geçmiş maçlarda efektif kullanılan bu alanlardan Fenerbahçe hiçbir bindirmeyi gerçekleştiremedi.
Bu Bursaspor, son dönemlerde F.Bahçe'nin adeta baş belası kesildi. Dün de pişmiş aşa su kattı Bursaspor ve geçen sezon şampiyonluğu elinden kaptığı F.Bahçe'yi bu defa da Kadıköy'de liderlik koltuğundan indirdi! On maçlık seriyi bitirdi. Rakibine 2. yarıda ilk kez puan kaybettirdi.
Tayfun Bayındır (Vatan):
F.BAHÇE’NİN 1 tane beraberlik kredisi vardı, onu da kullandı. Bundan sonra puan kaybederse tepetaklak gider. Onun içindir ki, Emre acil olarak düzelmeli ve bir daha sakatlanmasın diye Tanrı’ya dua etmeliler.
DÜNKÜ Bursa’yı görünce gözlerime inanamadım. Türkiye koşullarında bir takım gömülü alan savunmasını ancak bu kadar iyi oynayabilir (!) Anlaşılan o ki Bursa şampiyonluğu kafasından silmiş. Artık kaybetmemek için oynayacak. Dünkü görüntü bize bu anlamı çıkarttırdı. Peki hani Bursaspor, F.Bahçe’yi yenmeye gidiyordu? Hani en tempolu oyunlarından birini oynayacaklardı? Doğrusu şu ki, bu sezon Saracoğlu’nda seyrettiğim en katı savunma yapan takım Bursa’ydı. Hani o geçen yılın şampiyonu Bursaspor?
Selim Soydan (Vatan):[page_end]
1. F.BAHÇE 10’da 10 yaptığı şablona 80. dakikada döndü.. Göbekte Cristian ile Gökay, sağda Topuz, solda Dia, ortada Alex ve önünde Niang.. Zaten o müthiş baskıyı da bu dizilişle sağladılar.. Oysa maça göbekte Cristian-Topuz, solda Niang, sağda Özer, ortada Alex ve önde Semih ile başlamıştı F.Bahçe.. Ve 80 dakika bu yanlışla devam ettiler.. Göbektekiler Emre’nin yarısı kadar bile oynamadı.. Defansif açıdan iyiydiler ama hücuma çıkışta güdük kaldılar.. Soldaki Niang ile sağdaki Özer’i bağlasan bile durmuyor.. İkisi de sürekli içeri katetti.. Ve Bursa’nın ekmeğine yağ sürdü.. Göbekte kalabalık oynayıp F.Bahçe’yi çok rahat durdurdu Bursa..
2. ÖZER-Niang’ın kanat özürlü futbolu, arkalarındaki Gökhan ile Santos’un bindirmelerini de olumsuz etkiledi.. Ve kanatsız, göbeğe kümelenen F.Bahçe’nin golü bulması sadece duran toplara kaldı.. Tabii sayısal bir gerçek var, F.Bahçe ilk kornerini 51. dakikada bulabildi.. Bursa gibi iyi takım savunması yapan takımları, kanatları kullanıp oyuna genişlik getirmeden yenmek imkansız..
3. F.BAHÇE’NİN kalbi Emre Belözoğlu ise, beyni Alex.. Ertuğrul, bunu bildiği ve yenilgiyi aklından bile geçirmediği için göbekteki ikilisini Alex’in üstüne oynattı.. Ağırlıklı olarak Svensson veya denk gelirse Ergiç, Alex’in elini kolunu sallayarak oynamasına engel oldu.. Alex, son yarım saatte yine de etkili aksiyonlar üretti.. Ama yeterli olmadı..
4. AYKUT’A saygı duyuyorum.. Her oyuncuyu, her pozisyonda kullanmak istiyor. Ancak Özer’e çözüm bulmalı. Özer anlayışını değiştirmezse, genç yetenek olarak jübilesini yapacak..
Ogün Altıparmak (Yeni Şafak):
Rakip Bursaspor, 4-5-1 sistemiyle sahada yer alırken, Fenerbahçe ise daha önceki maçların aksine 4-3-1-2 düzeninde oyuna başladı. Bu sistemle bir anda bugüne kadar hep tek santrfor oynayıp arkasına Alex gibi yaratıcı futbolcuyu koyan ve onun attığı goller ve paslarla üst üste galibiyet almasını bir tarafa bırakmış oldu. Orta saha göbeğini Mehmet Topuz-Cristian, Özer'den kurmak bugünün modern futboluna ihanet etmektir. Bu 3 futbolcunun iyi oynamadığını gören Alex'in de orta sahaya çekilip bir şeyler yapmak istemesi onun da yorulmasına ve yaratıcılığının birden biri yok olmasına neden oldu.
Teknik direktör Aykut Kocaman hatasını anlayıp Semih'i oyundan alıp orta sahayı Gökay'la zenginleştirip, Santos'un yerine de Caner ve sonradan oyuna dahil olan Dia'nın da hücumda yer alması Fenerbahçe'ye biraz hareket getirse de golü getiremedi. Dolayısıyla Fenerbahçe, çok önemli bir maçta puan kaybederek şampiyonluk şansını tehlikeye attı.
Erdoğan Şenay (Milliyet):
Fenerbahçe, Bursa ile sezonun en zor ve kritik yarışmasını paylaşmaktaydı kendi evinde. Semih ve Niang’ı çift santrfor olarak oyuna süren Aykut Hoca, ligin belki de ilk büyük sürprizi ile süslemekteydi sarı-lacivertli formanın sahaya çıkış tertibini...
Fenerbahçe tüm gücü ve teknik birikimiyle Bursaspor oyun alanına yerleşiyor ve 20 dakika boyunca kök söktürüyordu adeta Bursaspor’a... Ancak orta alanda Alex’in liderliğinde süregelen pas gösterileri kolayca gol pozisyonları haline dönüşemiyor ve Bursaspor müthiş bir fizik gücü zenginliğiyle sarı-lacivertli oyuncuların gol düşüncelerine devamlı karşı tavır yaratma başarısını sürüyordu süratli yarışmanın gündemine... Yani sahanın ve tribünlerin getirdiği ağır baskıdan ilk yarıların ortasında çıkmayı bilmiş bir Bursaspor varlığı çıkıyordu ortaya, Kadıköy’de.
Yalnız ilk yarı sonunda Semih’in boğazına, ceza sahası içinde sarılıp penaltının babasını yaratan Serdar Aziz’in bu kurnazlığını yalayıp yutan Kuddusi Müftüoğlu, kendi kariyerinde bu sezonun en ağır günahını işledi, bize göre.
Semih Yuvakuran (Zaman):
Takım olarak baktığımızda Fenerbahçe, maçın başından sonuna kadar üstündü.
Gol arayan, arzulu oynayan, baskı kuran bir ekip vardı sahada. Lakin organize olmada problem yaşadılar. Ancak karşısında Kanarya'nın böyle oynayacağını bilen ve hazırlıklarını buna göre yapan bir Bursaspor vardı. Saracoğlu'ndaki mücadele derbi havasındaydı. Konuk takımdaki tek problem final paslarıydı. Topları daha iyi kullanabilselerdi Kadıköy'den galibiyetle ayrılmaları işten bile değildi.
Sarı-Lacivertlilerin kadrosu ilk bakışta doğru gibiydi. Emre Belözoğlu ile Selçuk'un olmayışı çok büyük bir eksiklikti. Emre Belözoğlu'nun yokluğu Aykut Kocaman'ı da sıkıntıya soktu. O mücadelesi ve topu çok çabuk kullanmasıyla Fenerbahçe'nin en büyük kozuydu. Hırsını tribünlerdeki taraftarlar da çok aradı.