SPOR MEDYASI

Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı?

Eskişehirspor’la evinde karşılaşan F.Bahçe zirve takipçiliğinden kopmamak için 90 dakikayı kazasız atlattı. Yazarların maç yorumu...

Yazarlar Fenerbahçe için ne yazdı?

Rıdvan Dilmen (Milliyet): Bu orta Saha İle Çok Zor

Eskişehirspor'un puanına bakıyorum 30. Ardından oynadığı futbola bakıyorum, nasıl 30 puanda kalır diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu tablo gösteriyor ki, Eskişehirsporlu oyuncular maç seçiyorlar, büyüklere karşı daha fazla motive oluyorlar.

Fenerbahçe karşısına yine kazanmak için çıkmıştı Eskişehirspor, maçın sonuna kadar golü kovaladılar. Ancak Fenerbahçe savunmasının fazla geniş alan bırakmaması ve az hata yapması istediklerini almalarını engelledi. Fenerbahçe ligde kredisi kalmayan bir takım. Mesafe her geçen gün azaldığı için hiç kaybetmemesi gerekiyor. Ancak dünkü kadro sıkıntılı bir doksan dakika yaşamalarına yol açtı.

Fenerbahçe'nin dün şansı seyircisi oldu. Bu kadar kötü sonuca rağmen takımlarına inandıklarını gösterdiler ve muhteşem bir destek verdiler. İlk yarıda uyuyan oyuncuları kendilerine getirdiler. İkinci devre takım biraz toparlanınca, yardımlaşma ve iştah artınca oyunun seyri de değişti. Fenerbahçe takımının bir diğer ciddi sıkıntısı kontratağı iyi yapamaması.

Bir parantez de Güiza için. Ben Fenerbahçe çift forvet oynadığında Güiza'nın ligin en çok gol atan oyuncularından biri olacağını düşünüyorum. Semih ile oynamaya devam ederse hem ıslıklanmaz, hem de birinci sınıf bir santrfor olmamasına rağmen takıma çok fayda sağlar.

Gürcan Bilgiç (Sabah): 14 Dakikalık Diriliş

[page_end]İlk yarı biterken tribündeki küçük LCD ekranda şeref tribünü gösteriliyordu. Başkan Aziz Yıldırım yerinde yoktu.

İkinci yarının başlamasına dakikalar kala, maraton üst tribünden maçın ilk güçlü tezahüratı geldi. Diğer üç tribünü bir anda saran bu sıcak destek, seyredenleri ilk 45'in kuru gürültüsünden tekrar taraftarlığa döndürdü. Saracoğlu'nda Fenerbahçe adına olan her birim bir anda asli görevini hatırlıyordu. Elbette futbolcular da... Fenerbahçe'yi sahasından çıkartmayan, "ne yaptığını bilemezler" grubu haline getiren Eskişehirspor, bir anda oyunu savunmak için değil, 'kazanmak' için oynayanları karşısında gördü.

Alex ve Emre Belözoğlu gibi iki pas virtüözünün olmadığı bir orta sahada, akınları doğru ve dengeli geliştirmek çok mümkün gözükmüyordu. Bu yüzden bazı "yüksek kontratlı"ların farklarını göstermeleri gerekiyordu.

Carlos'un aksiyonun içine kendini atması, Semih'in Alex'in rolüne soyunmasıyla Fenerbahçe sahasında "deplasman takımı" olmaktan 14 dakikalılığına da olsa kurtuluyordu.

Sonrasında Eskişehirspor başına geleni ancak fark etti.

Hangi Fenerbahçe'ye karşı oynadığını anlayana kadar skor tabelası almış başını gitmişti. Kötü oynarken kazanmak, Galatasaray derbisi öncesinde bu morali bulmak Fenerbahçe için önemliydi.

Sadece üç puan ile umutlarını diriltmediler, Ali Sami Yen'e ellerinde ligin kaderiyle gidecekler.

Selçuk Yula (Fotomaç): Son Dakika Sendromu

[page_end]Şu anlaşıldı ki Fenerbahçe, taraftarlarına ve sevenlerine rahat maç izleme şansı vermeyecek. Her hafta olduğu gibi dün akşam da son dakika sendromları yaşandı. Fenerbahçe sahadan üç puanla Çıkması için ikinci golü mutlaka bulmak zorunda. İlk 45 dakikada üstün olan taraf Eskişehir'di. Rıza Çalımbay'ın bir haftadır söylediği gibi Kadıköy'e iyi futbol oynamaya ve galibiyet için gelmişler.

Edu'nun çıkıp Yasin'in oyuna girmesi 'Acaba bu düzen bozulur mu' sorusunu gündeme getirdi ama Yasin de Batuhan'ın topunu çizgiden çıkarmasının moraliyle hatasız oynadı. İlk yarıda orta sahada akıl almaz pas hataları yapıldığı için forvete top gitmedi.

İkinci devrede Aragones'in yaptığı Deniz ve Emreciksin değişiklikleri çok yerindeydi. Zaten Deniz'i neden unuttuğunu anlamış değilim. Sivas maçlarının en iyi adamı ortada yok. Deivid'in imzayı attığından bu yana düşüşü devam ediyor. Ama attığı gol mükemmeldi. Güiza ile Semih bu sene ilk defa birbirlerine bu kadar yakın oynadılar. Elinde böyle kaliteli forvetler varken kullanmamak akıl alacak iş değil.

Ziya Şengül (Star): Kötü Futbolla Gelen Galibiyet

[page_end]Fener ilk yarı itibariyle çok kötü bir futbol sergiledi. Kendi evinde oynayan büyük Fenerbahçe bu olmamalıydı. Eskişehir çok adamla iyi oynuyor ve hücumda çok adamla çoğalıyordu. Topu ayağa hızlı ve isabetli oynuyordu. Fener 2 pas yapamazken, top kayıplarıyla oynarken, Uğur'a net pozisyon yakalayan taraf oldu. Boş Eskişehir kalesine bu golü atamayan Uğur bende şaşkınlık yarattı.

Büyük takımın star oyuncuları sakat olabilir, cezalı da olabilir. Ama çok iyi biliniyor ki, onların yerine oynayan futbolcuların maçı kazanma adına performansılarını üst seviyeye çıkartmaları gerekir. Ancak Fenerbahçe takımında bunu göremedik.

Rıza Çalımbay, Fener'in süratli bilinen futbolcularından Gökhan Gönül ve Uğur'un hücüm yollarını iyi kapattı. Takımı iyi futbol sergileyen olmasına rağmen her nedense gol olabilecek noktalarda varlık gösteremedi.

Eskişehir bu kadar iyi oynarken maçı kazanamıyorsa, oynadığı futbolu inkar ediyor demektir.

İyi oynamayan Fenerbahçe ise Deivid ve Güiza'nın golleriyle umduğundan fazla bulan taraf oldu. Batuhan'ın golü son dakikalarda sıkıntı yarattı. Ama kısacası Fenerbahçe, maçı kötü oynarken iyi bir galibiyet aldı.

Kemal Belgin (Türkiye): Sıkıntılı Gece

[page_end]F.Bahçe'nin şampiyonluğa giden yoldaki kadro açısından belki de en sıkıntılı maçlarından biri olacaktı, bu Eskişehir oyunu.

Kümede kalma savaşı veren konuk için bu sıkıntı, çokça puana çevrilebilir miydi? Orada da mesele bu idi.

Aragones, başlangıçtaki kadrosunda Deniz‘i kulübeye hapsederek büyük bir yanlış yapmıştı. Semih‘le Güiza‘ya kimin servis yapabileceğini anlaşılan o ki, eldeki potansiyelden bulamamak gibi kariyerine hiç yakışmayan bir seçim yapmıştı.

0-0'la içeri gidildiğinde, aklımızda bir tek Uğur‘un boş kaleye itemediği pozisyon duruyordu.

Dönüşte Edu‘nun da hastanelik olduğunu öğreniyorduk ve yerinde Yasin olacaktı. Ama Eskişehir'deki Youla-Batuhan ikilisi de aynen sahadaydı.

Yani F.Bahçe'nin S.O.S veren stoper ikilisi zorunlu olarak dikkatli kalacak, dolayısı ile de pek pozisyon hatası sunmayacaktı.

Sonra Aragones, Josico‘yu yanına alıp Deniz‘i oyuna sürünce F.Bahçe orta sahaya da patronluk kurdu.

Uğur‘la Gökhan‘ın değişikliği çok bir şey fark etmezken, El Saka‘nın sakatlanıp dışarı çıkması, Eskişehir savunmasının balansını bozmadı değil.

Güiza-Semih ikilisi, başka yerden yardım almanın mümkün olmadığı ortamda birlikte çok şık bir golle galibiyeti perçinleyerek düzeltmeye çalışıyordu. Eskişehir ise Batuhan‘ın kafasından baldırına kadar her yeri tarayıp kaleye giden golle, en azından kendilerine göre umutlu bir dönüş bileti alıyordu.

Hakan Yaşar (Vatan): ‘Yıldırım' Dokunuş

[page_end]Deniz varken hastaneden çıkmayan Josico 11'de.. Bu nasıl zihniyet anlamak zor. Aragones'i bazen çözemiyorum. Alex, Emre'nin yokluğunda kadroyu biraz daha yaratıcı isimlerden kurmak lazım. Deniz daha iyi top yapar. Josico sadece rakibe bakar, kendini geçiyorsa tekmeyi basar.

Evet, Josico'ya rağmen F.Bahçe daha iyi oynayabilmeli. Carlos, Deivid, Edu, Gökhan, Semih, Güiza gibi 6 tane bu takımı sırtlaması gereken adam var. Ama koca 45 dakika 3 pası göremedik... 43'te bir enstantane var. Carlos, önündeki Uğur'a topu atamadı.

Çok ilginçtir 2. yarı iki takımın da savunmanın gerisindeki sigortaları attı! Edu ve El Saka sakatlandı. Girenlerden Yasin, 8 hafta sonra sahaya çıktı ama çizgiden top çıkardı. Tayfun Türkmen ise Vucko'yla uyumsuzdu. Daha önemlisi, Alex, Emre, Edu, Lugano'suz F.Bahçe, sezonun en hızlı 20 dakikasını oynadı.

Aragones'in G.Gönül'ü zorla oynatması da saçma. Fiziken döküldü. Şansı karşısındaki Engin'in bencil oyunuydu. F.Bahçe, Engin Baytar-Serdar gibi içeri giren iki kanat adamının yarattığı boşluklara dua etmeli...

Carlos'u yıldız yapan da Serdar ve Koray. F.Bahçe, kötü oynayıp kazanma kartını kullandı. Ama 2. yarıya baktığınızda Eskişehir'in oyun karakteri, topla oynama iştahı ortamı tam F.Bahçe'nin istediği kıvama getirdi. Zaten Güiza'nın sahada cirit atması, 2. golü bulması da bunun eseri. İlginç bir durum var şimdi. 2. yarıdaki F.Bahçe'ye G.Saray derbisi tam ideal! Siz Alex'i oynatır mısınız?

Selim Soydan (Vatan): Harika Skor!

[page_end]Alex, Lugano, Emre gibi 3 iyi oyuncusundan yoksun F.Bahçe'nin kazanacağından açıkçası endişem vardı. Üstelik bu eksiklere rağmen Aragones'in Deniz dururken Josico'yu 11'de oynatmasını çok yadırgadım. Karşılaşmanın başlarında oyunu kontrol altına alan taraf, orta sahayı kalabalık tutan Eskişehir'di. Buna ilaveten F.Bahçe de yavaş oyunuyla rakibine adeta yardım etti. O kadar hareketsiz bir oyun oynadılar ki, rakibi hiç zorlamadılar...

İkinci yarıda daha çok koşup, daha çok mücadele eden bir F.Bahçe izledim... Josico'nun çıkıp, Deniz'in girmesi bunda önemli bir rol oynadı. Nitekim 59. dakikada Carlos'un soldan yaptığı ortayı iyi takip eden Deivid, topu ayağının üstüyle kalecinin yanından ağlara gönderdi. Özellikle Carlos'u çok iştahlı gördüm. Sahada tam bir lider gibi durdu ve savaştı. Onun attırdığı gol, dakikalar ilerledikçe seyirci baskısını üzerinde iyice hissetmeye başlayan F.Bahçeli oyunculara güven getirdi.

Nitekim Güiza, bir topu kapıp 2. golü attı. Nedense F.Bahçe, 2 farkı bulmuşken gereksiz bir gol yedi ve kalan süreyi yine panik halinde oynadı..

Maçı özetleyecek olursak; F.Bahçe'nin iyi oynamadığı bir maçı 3 puanla kapatması önemliydi. Zira bu saatten sonra şampiyonu iyi futbol değil, alınan puanlar belirleyecek. Şampiyonluk yarışında varolmak istiyorsanız kötü oynarken bile kazanmasını bileceksiniz. F.Bahçe'de G.Saray derbisi öncesi ışık çok parlak değil belki ama iyi moral buldu...

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER