SPOR MEDYASI

Yazarlar Fener'i yerden yere vurdu

Yıldızlar topluluğu Fenerbahçe, ligde tutunmaya çalışan Kocaeli ile Kadıköy'de 1-1 berabere kalarak şampiyonluk yarışında ağır bir yara aldı! Yazarlar şu yorumları yaptı.

Yazarlar Fener'i yerden yere vurdu
MEHMET DELİRKOL: EFSANE KOCAELİ (MİLLİYET)

Sezon başında, transferin son gününde 8-10 transfer yaparak lige son anda girebilen bir takım Kocaeli.

Devre arasında ücretlerini alamadıkları için takımın yarısı sözleşmelerini feshetti. Ardından ülkenin en garip oyuncu karmalarından birini oluşturdular. Şu ana kadar 40’ı aşkın oyuncu ligde Kocaeli forması giydi.

Bir sezon içinde birden fazla kez hocasından oyuncusuna, bu kadar değişmiş bir takımın bu kadar günün şartlarına uygun oynayabilmesini nasıl anlatacağız? Doğru yerleşim, doğru yardımlaşma, doğru enerji kullanımı ve sonuçta ligin şampiyonluk adayı ne kadar pozisyona giriyorsa, Kocaeli de o kadar pozisyona girmiş. Maçı birinci dakikasında Roberto Carlos’un golüyle geri düşmesine rağmen ayakta kalabilmeleri Galatasaray maçından sonra, bunu bir kez daha yapabilmeleri bunca sistemsizliğin içinde sistemli olabilmelerinin sonucu değil mi?

Dün akşamki maç Fenerbahçe’yi oynatmayan Kocaeli’nin sonucuna karar verdiği bir oyun oldu. İlk dakikada gelen gole rağmen Alex’le, Semih’in arasındaki bağlantıyı kesip, ikisini de derin bir yalnızlığa ittiler.

Burada sadece Aragones’in bir tercihi üzerinden bir Fenerbahçe eleştirisi yapmak mümkün olabilir. Deivid yoksa, Kazım mı yoksa Güiza’yla mı oynamak daha akıllıca olur. Hem de Kocaeli böylesi yıkıcı bir Semih-Alex bağlantı koparma eylemi içindeyken.

Yoksa dünkü oyun tamamen Kocaelispor üzerinden görülmeli. Bu takımın şampiyonluğa oynadığını da görmüştük, ama o zaman da ancak bu kadar etkileyiciydiler.

Şimdi tabii durup bir düşünmek gerekiyor. Bu kadar yönetim saçmalığından, bu kadar kaostan bu güzel iş nasıl çıkıyor? Onun da cevabı lig sıralamasında herhalde...

Şansal Büyüka'nın yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Şansal Büyüka: Normal sonuç (Akşam)

Kocaelispor kaybetse yazık olurdu... Müthiş oynadı...
Savunmasında Sadıgov...
Orta alan ve hücumda yeni yabancıları...
Orta solda Murat Hacıoğlu...
Her topa basan, her topu kovalayan, sahanın her yerine yayılan bir Kocaelispor izledik...
Bu takım nasıl lig sonuncusu oluyor, inanılır gibi değil...
Fenerbahçe, neden kazanamadı diye sorarken, böyle bir Kocaelispor'u da dikkate almak gerekiyor...
Fenerbahçe aslında başlangıçta çok iyi bir 20 dakika oynadı ve ikinci dakikada golü de buldu...
Ama sonrasına bakın...
Uzatma dakikalarındaki iki pozisyonun dışında tehlike bile yaratamadı...
Fenerbahçe için en kötüsü, kaç maç sonra Kazım ve Josico'ya dönmüş olması...
Takımın adeta vücut kimyası bozuldu...
Aslında Fenerbahçe savunması kötü oynamadı...
Hele Lugano...
Bazıları umursamaz tavrını sürdürürken, Lugano kafası gözü patlamasına rağmen son saniyeye kadar mücadelesini sürdürdü...
Aslında Fenerbahçe'yi çökerten orta alanı oldu...
Deniz'i bir kenara çekin, Alex dahil, etkili olan, oyuna ağırlığını koyan tek futbolcu yoktu...
Emre son üç-dört maçtır iyi oynuyordu...
Açıkçası dün yoktu, ciddi biçimde arandı...
Ama Fenerbahçe bu...
Bu Emre, belki de 15 maç yattı, ama Fenerbahçe çok maç kazandı...
Bir adama bu kadar mahkum kalırsanız, nasıl büyük takım olursunuz, nasıl şampiyonluğa oynarsınız...
Semih'te de müthiş bir düşüş var...
Ayakta kalmakta zorlanıyor...
Ayakları durdukça, çenesi daha fazla çalışıyor...
Yapma Semih, biz böyle bir Semih'e alışkın değiliz...
Trabzon ile Galatasaray'ın kapışacağı bir haftada, Fenerbahçe'nin kaybettiği iki puanın faturası ağır olabilir...
Ama unutulmasın ki, Fenerbahçe'nin karşısında kendinden daha iyi oynayan bir Kocaelispor vardı...
Öyle ki, Fenerbahçe kaybettiği iki puana üzülürken, Kocaelispor kaçırdığı galibiyete yandı...

Erdoğan Şenay'ın yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

ERDOĞAN ŞENAY: DRAMATİK GECELER (MİLLİYET)

Fenerbahçe, Sivasspor maçlarıyla başlattığı kazanma serisini dün Kocaeli önünde adeta heba ederek şampiyonluk yolunda “harakiri” yaptı kanatimizce...
Halbuki çabuk düşünüp, hızlı oynama mantığı üzerine Fenerbahçe kendini ne kadar da yenilemiş bir görüntüdeydi son haftalarda...

Tüm takım istekle oynuyor, defansta, orta alanda, hücumda tam bir birliktelik mantığı içerisinde arı gibi çalışıyordu Fenerbahçeli ayaklar. Peki dün gece ne olmuştu da Carlos’un daha oyunun başında yakaladığı büyük avantaj golüne rağmen Fenerbahçe ikinci sayıyı yaratarak üç puanı garantiye almayı beceremiyordu bir türlü?

Çünkü Fenerbahçe her şeyi Alex’ten bekleme, tüm mucizeleri Semih’ten yaratma hayalleri üstüne kurduğu için işte böylesine ligin dibinde gezinen takımlara karşı sırt üstü düşüp kalıyordu. Yani ortada Aragones’in bu takımı fikstürün akışına göre değerlendirip rakibe göre tertipler ve can alıcı düşünce atakları yaratmadaki beceriksizliğinden bir türlü kurtulamıyordu. Neydi yani, sürekli defans blokundan kopup gelen Lugano, Edu gibi adamlar mı buldukları gollerle Fenerbahçe’yi şampiyon yapacaklar ki...

Futbol oyununda Fenerbahçe gibi büyük takımlar hele hele erken buldukları gol sonrasında 89 dakika bir golün üstüne yatarak üç puan yakalama avcılığına asla soyunmazlar.

Bu arada Kocaelispor’un ligde kalmak ve yaşamak için varını yokunu ortaya dökeceği hiç hesaplanmamıştı. Ayrıca bu Kocaeli’nin Galatasaray gibi dev bir takımı Ali Sami Yen’de nasıl beş golle perişan ettiğini hiç mi seyretmemişti sayın ama yorgun Aragones? Ayrıca maçın aynı zaman diliminde peş peşe üç oyuncuyu değiştirip sakatlanan Alex çıkınca takımını yarım saat 10 kişi oynatan bir hocanın büyüklüğünden nasıl bahsedebiliriz...

Evet, Fenerbahçe ligde sıradan takımlar karşısındaki yaşadığı “dramatik geceler”den birine daha aboneydi dün akşam...

İşin özüne gelirsek; Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolculuğunda kırık dökük sonuçlarla yol alacağını bizler daha sezon başından beri yazıp durmaktayız. Bakmayın siz sayın Aragones’in hafta içindeki iyileşme müjdelerindeki hayalcilik tavırlarına...Bu takımın iskelet yapısından yarışma mantığına, yabancı futbolcularından yerli oyuncularına kadar ki tüm detayların incelenip esaslı reformlar yapılmadıkça Fenerbahçe sevdalılarının yürekleri bir türlü serinlemez bize göre... Aksini düşünenler varsa bekleyelim görelim.

Selim Soydan'ın yazısı bir sonraki sayfada...[page_end]

SELİM SOYDAN: AH EMRE AH (VATAN)

Son 3 maçtır F.Bahçe iyi oyunuyla aldığı puanlarla herkes tarafından beğeniliyordu. İyi mücadeleyle süslediği güzel futbol sayesinde tüm F.Bahçeliler mutlu oluyordu. Dünkü rakip Kocaeli, 3 hafta önce G.Saray’ı Ali Sami Yen’de 5-2 yenen takımdı, yani hafife almak büyük hata olurdu. Ve olabilecek en iyi şey oldu, F.Bahçe maça golle başladı. Alex’in önüne yuvarladığı frikiği 35 metreden ağlarla buluşturan Roberto Carlos yeni bir galibiyetin müjdesini verir gibiydi.. Zaten normalde bu tip maçlarda atılan erken bir gol, oyuncuların kendine güvenini katbekat artırır. Sahada daha rahat hareket etmelerini sağlar. Fakat dakikalar ilerledikçe ne hikmetse iyi top çeviren, maçta daha çok istediğini yapabilen taraf Kocaeli oldu. Topla yaptıkları üçgenler, rahat ve sakin oyunları onları sahanın hakimi yaptı.

Fenerbahçe'de Gökhan Gönül, Roberto Carlos, zaman zaman Selçuk diğerlerine nazaran daha çok göze batan oyunculardı. Alex ilk devrede önce kendini sonra da yavaş yavaş oyunu idare ediyordu.

YAPMA ARTIK DEDE!

Aragones'ten başka kimsenin anlayamadığı 2 hatalı değişiklikle 2. yarıya başladı F.Bahçe. İyi oynayan Selçuk’u oyundan çıkarıp yerine yöneticilerin “Samandıra’ya bile girmesin” dediği Josico’yu alması ve 5 dakika sonra da Uğur’u çıkarıp yerine Güiza’yı sokması maçta yaşanabilecek sürprizlerin habercisiydi sanki.

BU arada maçın kırılma anı Alex’in kaleciden kaptığı topun kaleye girerken çizgiden çıkarılmasıydı.. F.Bahçe 2’yi bulsa, Kocaeli havlu atmış olacaktı.. Ama ne 2’yi buldular ne Kocaeli elindeki hakimiyeti bıraktı.. Rakibin bulduğu ilk ciddi tehlikede Murat Hacıoğlu’nun plasesi üst direkten dönerken, F.Bahçe bas bas S.O.S veriyordu.. Nitekim geniş alanda yüksek pas yüzdesine dayanarak oynayan ve iki beki Gökhan ve Roberto Carlos’un arkasındaki boşluklara çare üretemeyen F.Bahçe, saçmasapan bir kafa golüyle çok kritik 2 puanı Kadıköy’e gömmüş oldu..

BU maçta benim gözüm Emre ile Deivid’i çok aradı. Çünkü bir futbol takımının kalbi orta sahasıdır. Maça baktığımız zaman, oyunu yönlendiren isimlerin çoğu Kocaeli’ndeydi. Yani Kocaeli orta sahanın hakimiydi. Onların da istediklerini elde etmelerine en büyük yardımcı Aragones’tir. Rakibin boğazını kesmeye niyetlenirken takımını yalnız bırakan Emre de umarım ne kadar büyük bir hata yaptığını anlamıştır..

Gürcan Bilgiç ve Ömer Üründül'ün yorumları bir sonraki sayfada..[page_end]

GÜRCAN BİLGİÇ: ŞALTERİ İNDİRDİLER! (SABAH)

Şampiyonluğu hedefleyen takımın son haftalarda yakaladığı ivmeden çok, sahadaki mücadelesinin önemli olduğunu sık sık vurguluyorduk. Hırslı, istekli, agresif ve pes etmeyen tavırları ile zor maçları, hem güzel oyun hem de güzel skorlarla bitirmeyi başarmışlardı. Kötü oynama hakları geçen 20 haftada zaten dolmuştu.

Sanki biri "Gol atılacak, üstüne yatılacak" komutunu vermiş, diğer şalterleri indirmişti. Rakibinden bir fazla oynuyor gibi gözüken Kocaelispor'un, orta sahadaki pas şovunu bozmak yerine, seyretmeyi tercih etmelerinin nedenleri olabilir.

Futbolun dili aynıdır ama Aragones'e bunu tercüme edemediler. Galip olmasına rağmen bu isteksizliği fark edip kendi takımını ıslıklayan, Deniz Barış'ın özverisine alkış tutup, Colin Kazım'ın umursamazlığına hiddetlenen bu taraftarı bari birileri doğru anlatsın Hoca'ya... Artık kimsenin "Tercüme hatasına" tahammülü kalmadı çünkü.

ÖMER ÜRÜNDÜL: HIRS OLMAYINCA... (FOTOMAÇ)

Fenerbahçe kötü oynadığı maçta futbolda çok önemli olan hırs faktörünü ancak golü yedikten sonraki son 6 dakikada hatırlayabilince çok önemli 2 puan kaybetti.

Uğur Boral ve Kazım yardımlaşmayı bilmeyen bireysel oyuncular. Ayrıca içeri yönelip kulvar açmadığı ve topla buluştuğu zaman ne yapacağı kestirilemeyen Kazım'ın arkasındaki kenar adamının kanat ataklarına işlerlik kazandırması mümkün değil. Bu yüzden Kazım çıkana kadar Gökhan Gönül'den hiçbir ofansif katkı gelmedi.

En büyük handikapları takımın gol silahı Taner Gülleri'nin sahada varlık gösteremeyişiydi. Çünkü kendini kaybettirmek yerine kendisini sürekli Edu ve Lugano'nun arasında bıraktı, katkı sağlayamadı. Ancak Kocaelispor son dakikalarda bulduğu golle hak ettiği puanı aldı. Hakem Kamil Abitoğlu oyunun üzerine çıkmadan başarılı bir yönetim gösterdi.

Selçuk Yula ve Necati Bilgiç'in yorumları bir sonraki sayfada...[page_end]

SELÇUK YULA: RAHAT BIRAK (FOTOMAÇ)

Maç başlarken baktık ki Aragones'in çıkardığı kadroda bir tuhaflıklar var. Deivid'in yokluğunda herkes Gökhan Emreciksin'i bekliyordu ancak 1 hafta önce 18'de olmayan Kazım ilk 11'de. Tahkim Kurulu'nun çağdışı bir olayla Emre'yi yok etmesinin sonucunda uzun zamandır sahada olmayan Selçuk, kadrodaydı.

Ama son haftalarda doğruyu ya kendi ya da başkalarının insiyatifi ile yapan Aragones'in tercihleri Fenerbahçe'nin dün akşamki puan kayıplarının en büyük sebebidir. Serbest vuruştan Carlos'un attığı mükemmel gol dışında tek bir pozisyon bile bulunamamasının nedenini teknik adama sormak lazım. İşler kötü giderken Selçuk'u çıkartıp, gene aylardır oynamayan Josico'nun oyuna dahil edilmesinin bana nedenini açıklayacak futbol adamı varsa beri gelsin.

NECATİ BİLGİÇ: GEÇ UYANDILAR (FOTOMAÇ)

Fenerbahçe karşısında ölüm kalım mücadelesi veren, 90 dakika koşan ve varını yoğunu ortaya koyan bir kocaelispor bulup, buna hakem Kamil Abitoğlu'nun da önemli hataları eklenince kendi sahasında iki puan kaybederek bir günlük de olsa liderliğe çıkamadı.

Oyunun hemen başında Carlos'un nefis füzesiyle 1-0 öne geçen sarı-lacivertliler bundan sonra oyunu rolantiye alıp ikinci gol için kendilerini fazla sıkmadılar ve girdikleri pozisyonlarda da karşılarında devleşen bir kaleci bulunca bir türlü skoru artıramadılar.

Fenerbahçe'yi bu sonuç frenlememeli. Emre'nin yokluğunun bu kötü futbolda önemli rol oynadığı da unutulmamalı.

Ziya Şengül'ün yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Ziya Şengül (Star): Fenerbahçe'ye Bu Futbol Yakışmadı

Aragones'in Fenerbahçe'si şaşırttı bir kez daha bizi... Sarı-Lacivertliler çift ön libero ile oynuyor, tek santrforla gol arıyor. Oyunun başlangıcındaki görüntü bu şekildeydi. Ve dakika 1 gol 1...

Roberto Carlos ile öne geçti Fenerbahçe. Skora koşar diye beklerken, tam tersi, Kocaelispor'un daha etkin, orta saha patronluğunu elde tutan, oyun içindeki güzellikleri sergileyen takım olduğunu gördük...

Selçuk Fener'e geldiğinden beri futbol kafasına hiç ısınamadım. Onunla oyuna başlayan Fenerbahçe orta sahası, önde basan değil, çok adamla, kendi yarı alanında, prangalı mahkumları oynuyor.

Sarı-Lacivertliler'de iyi oynayan futbolcuyu bulmak için zorlandım. Biraz Lugano, şöyle-böyle kaleci Volkan Babacan... Onun dışında 90 dakikayı öylesine geçiştirmek için sahaya çıkmış bir Fenerbahçe...

Yarı sahana bu kadar çekilirsen, gole de davetiye çıkarırsın. Kocaelispor, beklenen golü Julio Cesar ile bulurken, Fenerbahçe'ye adeta ders verdi. UEFA'dan bir yetkili gelse, iki takımın da ismi-cismi kendisine söylenmese, birinin ligin dibinde olduğu söylense, tereddütsüz Fenerbahçe'yi gösterirdi.

Bu görüntü Fenerbahçe'ye yakışmadı. 3-4 maçtır çok iyi top oynadı; tüm kalemşörler övgüler dizdi. Gelin görün ki aynı Fenerbahçe, o yorum ve yazılara dünkü futboluyla tekzip çıkarttı.

Kemal Belgin'in yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Kemal Belgin (Türkiye): Maç Kaça Kaç Oynandı?

F.Bahçe ile Kocaelispor'un dün akşamki oyunlarının F.Bahçe adına çok çor geçeceğini, geçen haftaki televizyon programlarında ve hafta içinde bütün sohbetlerimde açıklamaya gayret ettim. Bu görüşümün sebebi Kocaelispor'un muhtemelen tek uç oyuncusuyla oynayıp, beşli orta saha ile F.Bahçe'nin yumuşak karnına üstünlük sağlayabileceğinden kaynaklanıyordu. Hele hele formda Emre‘nin de olmayışı, Kocaelispor'un bu oyun formatına katkı yapınca, maç tam umduğum gibi Kocaelispor'un oyuna hükmedişi ile geçti.

Eee; günümüz futbolunda bir takım 10 kişi, karşı takım 7 kişi oynarsa, o 7 kişi lehine ne seyirci kalabalığı bir faktör olur, ne de çimen alışkanlığı.

Tabii bu arada Aragones hocaya da iki çift laf etmeden kapatamayız.

Kazım‘ın oyunda ne işi vardı hoca? O Kazım, Gökhan‘ı da marke etti. Ya Sinyor Josico, nereden aklınıza geldi?

Kulübede tuttuğun oyuncuların içinden pekala bu yaptığın değişikliklerin yerine başkaları da olabilirdi.

Hep şunu yazar hep şunu söylerim. F.Bahçe'ye karşı tek uç adamıyla oynayan takımlar, biraz daha pas becerisi gösterirlerse kolay kolay yenilmezler. Yenerler mi? Taner gibi bir uyuşuğun yerine hareketli bir uç adamı olursa tabii ki...

Pardon; Alex neredeydi yahu? Acaba aynı Alex, Semih‘le Deniz‘e katılmayarak ne kadar ayıp ettiğinin farkında olarak mı bitirdi maçı.

Haa az kalsın unutuyordum. Sayın Abitoğlu, Lugano kanlı kaşıyla topta bir iz bırakarak gol yapsaydı, nasıl bir karar verecektin doğrusu merak ediyorum.

Hakan Yaşar'ın yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Hakan Yaşar (Vatan): Colin Kazım Nereden Çıktı?

Bazen transfer herşeydir. Bazen hiçbir şey... Mesela, Lugano'yu İtalyanlar istiyor. Bu ülkede bir Tayyip Erdoğan'ın seçim iştahı, bir de Lugano'nun futbol aşkı dikkat çekici. Belki de geldiğinden beri ilk defa, deparla atağa kalktı. Kazandırdığı faulü ‘Yaşlılar Haftası' pankartıyla sahaya çıkan ligin en yaşlısı Carlos 100. saniyede gol yaptı. Manidar bir olay ve gol olsa gerek!

Kaleye 50 metre uzaklıktaydı frikik. Ama 9 Kocaelili 18'lerinin içindeydi. Bir Allahın kulu Carlos'a gitmedi. F.Bahçe maçı orada bitirdi! Bu fikren değil, bedenen de öyle oldu. 87. dakikadaki beraberlik golü gelene dek ‘mışıl mışıl' uyudular.

Bu takım gücünü iyi pas yapmaktan alıyor. Emre-Deivid organizasyonunun kreması Alex oluyor. İlk ikisi olmayınca Alex, otomatikman ekarte oldu. Artık F.Bahçeliler Alex'in bir tank, tüfek, imha gücü yüksek silah olmadığını anlamıştır.

Dört defans artı Deniz... Yani, Babacan'ın titrek hali, Alex ve Semih'in fiziken düşüşü ve sakat sakat maçı bitirmelerini de eklerseniz F.Bahçe koca 90 dakikayı 5 kişiyle oynadı. 5 uzaylıyla 11 insana karşı oynasanız maçı alamazsınız. F.Bahçe savunması soluk alamadı. Edu-Lugano 3 ciğerle oynadı. 90. dakikada da ikisi kafa sektirerek gol arıyordu. İlk yarı atılan 4 şutun 3'ü defanstan çıktı. Bu nasıl iş? G.Gönül'ün 2 slalom atağı ve golü zorlaması var. Jeneriklik hareketler. Yenen golde ise yine kademede yok.

F.Bahçeli oyuncular maç seçiyor. Rakibin plakasında ‘İlk 4' yazınca aslan kesiliyorlar. Yoksa rölanti takılıyorlar. Kocaeli ise sert, acımasız ve boğucu presle oynadı. F.Bahçe, yeniden borsada değerini yitirdi. Bu takım sanki şampiyonluğu istemiyor. Daha önemlisi bu beraberlikle G.Saray ve Beşiktaş'ı motive ettiler. Aragones 1 gün oyunculara Mourinho gibi yumruk atarsa sürpriz olmaz!

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER